1987 yılının Mayıs veya
Haziran ayı idi. Lisan kursu
nedeniyle uçuştan uzun süre ayrı
kalan bir ağabeyimizin uçuşa
intibak eğitimi maksadıyla
havalandık. Görev gereği meydan
dönüş TACAN alçalması ile
yapılacak ve takiben iniş kalkış
çalışacaktık.
GATE civarında İniş
takımlarını koyduktan sonra
yakıta göz attığımda tip
tanklarının halen beslediğini
ancak o ana kadar normal
limitlerde olan ana depo yakıt
miktarının normalden daha fazla
gösterdiğini görerek tip tank
yakıt beslemesini kestim. Bu
esnada yaklaşmaya devam ederken
uçağın sola doğru bir kayış
içerisine girdiğini hissederek
pas geçmeye kara verdim. Pas
geçiş işlemlerini tamamlamış ve
uçak ile irtifa almaya
çalışırken sola kaçışta olan
uçağın aniden burun aşağı
aldığını gördük Balıkesir şehir
üzerine doğru başlayan bu
hareketin hemen akabinde aksi
yönde ve “G” li bir burun yukarı
hareketini gördük.
Normalden daha güçlü ve
büyük boyutlarda olan bu
“kicker” hareketlerine mani
olmak için “APC”şalteri OFF
pozisyonuna alınmasına
rağmen burunun yukarı-aşağı
hareketleri devam ederken
yatış ekseninde de sağa sola
90-135 derecelik
kendiliğinden yatış
hareketleri gelmeye
başlamıştı. Gaz kolu
military'de olmasına rağmen
kendiliğinden gelişen 4
eksenli “G”li hareketler
nedeniyle sürat 210 K
civarında ve lövye sağ
arkada sabit kalmıştı.
Kuleye durumu ikaz edinceye
kadar kule durumu yerden
gözlemleyerek atlamamızı ikaz
ediyordu. Nitekim öndeki pilot
önce benim (arkada) atlamam
gerektiği için “daha ne
bekliyorsun” diye haykırıyor
fakat şehir üzerinde maximum
500-1000’de sürekli ve seri
hareketler nedeniyle sürekli
90-150 yatışa giren uçaktan
ayrıldığımızda doğrudan yere
çarpma ihtimali ve her şeyden
önce şehir üzerinde olmamız
nedeniyle atlamamız mümkün
olamamıştı.
Balıkesir meydanı güneyi 1 NM,
1000 feet civarında başlayan bu
olay neticesinde uçağı kumanda
etmemiz mümkün olmamış ve bir
Rodeo atı gibi çok alçak
irtifadan şehir üzerinde
dolaşarak meydanı tekrar kat
edip atış sahası civarlarına
gelmiştik.
Bu olaydan sonra sağ
kollardaki ağrı ve morarmalardan
her ikimizin de uçağı kumanda
etmeye çalıştığımız aşikar
olmasına rağmen lövyenin en son
sağ kasığımızda sabit
kalmasından dolayı tüm
çabalarımız nafile kalmaktaydı.
Bu ana kadar tüm olayı
takip eden kulenin sürekli
talimatlarından biri olan
“RAT” açınız ikazını
aldığımda atış sahası
kuzeydoğusundaki tepelere
vurmak üzere uçağın “G” li
ve anormal hareketleri devam
ediyordu.
Bugün kendisini rahmetle
andığımız ve ABD’de elim bir
trafik kazasında kaybettiğimiz
büyüğümüz UKA Ratı açınız diye
haykırdığında bunu çeklist
uygulamalarında olmadığını
bildiğim halde tereddütsüz RAT’ı
açtım ve o an mucizenin
başlangıcını hissettim. Bir anda
sanki büyük bir sessizlik oldu.
5-10 sn kadar uçağın konumuna
döndü. Bu durumda derhal A/B’ye
girerek uçağın burnunu mümkün
olduğunca ufkun üzerine taşıdım.
Süratim de F-104 uçağı
için çok fazla olmasa da
230-240 Knot'a kadar
artmıştı ki uçağın anormal
hareketi tekrar başladı.
Ancak bu sefer önceki
şiddete nazaran daha az
kuvvetli ve yatış tek
tarafta sabit kalmıştı. Yani
sola doğru iki kişinin
güçlükle tutabileceği bir
yatış ve şakuli hareketler
devam ediyordu. Bu esnada
atış sahasından sonra sola
yatışta meydan kuzeyinden
kat edilerek tekrar şehir
üzerine gelmişti. Fakat
burnu ufkun üzerine
almamızdan dolayı hatırı
sayılır bir irtifa almıştık.
Şehri temizler temizlemez ilk
işim harici tankları defetmek
oldu. Son yaklaşmada ana depoyu
aşırı beslemeden dolayı tiplerin
beslemesini kestiğim için tipler
yarı yarıya dolu kalmıştı ve
sürati artırıp irtifa almam için
onlardan kurtulmalıydım. Aşağıyı
emniyetli gördüğüm anda butona
bastım ve ikinci mucizeyle
karşılaştım. Sol tip gitmiş sağ
tip tank yerinde duruyordu ve
sola aşırı yatıştan dolayı
yorulan kollarımız rahatlamış
şakuli hareketler ile
zayıflayarak osilasyon
seviyesine düşmüştü.
Bu vaziyette yüksek
süratle inebileceğimize
karar vererek kuleye
kararımızı bildirdik.
Olabilecek en ufak bir
başlangıçta her şeyi göze
alıp atlayacaktık. 230
Knot'da inişe karar vererek
sola kontrol edilebilir bir
yatış şakuli hafif
osilasyonla direk yaklaşmalı
inişimizi tamamlamıştık. 25
dakika kadar süren F-104
rodeosu sonucunda uçağı
salimen indirmemize rağmen
bu ve bu şekilde değişik
modellerden oluşan TF
uçaklarının tüm uçuşları;
iptal edilecek ve bu uçaklar
kal edilecekti. Çünkü
Eskişehir fabrikasından
gelen teknik heyetin yaptığı
ve aylar süren çalışmalardan
çok önemli bulgular
edilmişti. Tüm borular
arızalı çıktığı gibi parmak
kalınlığındaki çelik kumanda
telleri bu uçuş sonunda lime
lime olduğunu da görmüştük.
TF-104G
Uçağı
Emniyetle indirdiğimiz bu
uçağın incelenmesi nedeniyle bu
tür TF’ler kal edilmişti. Ama
buna benzer olayların da önüne
geçilmişti. Çünkü bu olay
oluncaya kadar buna benzer ve
telsizde “Kicker” ikazından
başka hiçbir açıklayıcı işaret
bulunamayan ve hepsinin ölümle
neticelendiği 4 uçak kazası bir
daha tekrarlanmadı ve sonucunda
sayın Gnkur. Bşk.lığımızdan
üstün cesaret ve feragat şerit
rozeti aldığımız bu olay çok
önemli bir hatıra olarak F-104
hatıra defterimize kazındı.