Nizamettin AKAL |
Emekli Hava Pilot Albay |
Jet Eğitim Filosu, Eskişehir |
1962 |
|
Yıl 1962. Jet Eğitim
Filosunun yeni hocalarındanım.
Tğm. Turgut ASLAN tecrübeye
gidiyor ben de kendisine
“Teğmenim ben de geleyim.
Programa yazdır” dedim ve
beraberce tecrübe uçuşuna
çıktık. Güzel bir tecrübe oldu.
Tecrübe uçuşundan istenen her
hareket yapıldı ve her şey dört
dörtlüktü. Tecrübe uçuşunu
müteakip Sivrihisar’dan
Eskişehir’e kadar meskun olmayan
arazide alçak uçuş da yaptık
(yere nazaran 100-200 feet'te)
uçağımız 436 no.lu T-33 idi. Bir
ara yere nazaran 300 - 400
feet’ten A noktasına 400 knot
ile yaklaşıyorduk, hafif çekişle
birlikte A noktasına girecektik,
ne oldu anlamadım, düz uçuştaki
uçak anormal duruma girdi.
Yerdeki otları sayıyor ve yerle
bir gidiyorduk. Uçağı zorlanarak
düzelttik. Bir de ne görelim sağ
kanat ucu tip tanktan itibaren
30 cm. kadar yırtılmış ve
kalkmış, direkt yaklaşma yaptık
ve emniyetle indik. |
|
T-33A UÇAĞI |
|
Uçağı park ettik,
makinist uçağı bu feci
durumda görünce hemen her
yere haber verdi. Biz
uçaktan inmeden uçağın
çevresi pilot ve
makinistlerle doldu. Filo
Komutanımız Hikmet KESİM ve
harekat subayımız Nihat
ÜLKÜCÜ ile birlikte bizi
Filo Komutanı’nın Odasına
aldılar. Tecrübe pilotu
olmadığım halde kıdemli
olduğum için sorulara hep
ben muhatap oldum. Olayı
anlattım bana inandılar,
“Haydi üsteğmen geçmiş
olsun, büyük bir kaza
atlatmışsınız” dediler. |
Uçak hangara çekildi. Bakım
Subayımız Kenan TURAN ve yetkili
makinistlerle T.O.lar ellerinde
uçağı tetkik ediyorlardı.
Unuttum söylemeye, uçağa küçük
bir kus çarpmış ve sol hücum
kenarını da çöktürmüştü. Aradan
bir süre geçmişti, karar
verilmiş pilotlar alçak uçuş
yapıyordu ve bir maniaya
rastladılar (minare, direk, baca
vs. gibi). Çok süratli idiler,
çarpmamak için G çektiler ve
uçağı maka soktular. G saatinin
her iki ibresi de anormal duruma
girişim nedeni ile sona
dayanmıştı. Grup Komutanımız
Cemal KAHRAMAN beni çağırdı ve
Filo Komutanımız ile birlikte
gittik. Odası epey kalabalıktı,
olayın vukuunun yukarıda
belirttiğim şekilde olduğunu
söyledim. “Bundan sonra gözüme
gözükme her hareketini kontrol
edeceğim” dedi. Olayı tekrar
kendisine anlattım bana
inanmasını istedim ve ağlayarak
şunları söyledim: |
“Komutanım beni uçuştan
ayırabilirsiniz ama tek korkum
bu uçağın bir arkadaşımın başını
yemesidir, ne olur bana inanın”
dedim. Bu laflarım bitince odayı
terk etmem istendi. Filo
Komutanım ve Harekat Subayım ile
olayı tekrar tekrar anlatarak ve
yukarıdaki söylediklerimi
vurgulayarak filoya geldik ya
olay günü ya ertesi günü idi,
bir T-33 ile Mürted’e gidildi ve
Kanadalı temsilci David isimli
biri getirildi. Onun görüşleri
de aynı idi. Benim için hayat o
filoda bir ızdırap olmaya
başladı. Kendi kendimi yiyordum.
Hep kontrol edildiğimi
zannediyordum. Hangara sık sık
uğruyor, uçağın onarımını
seyrediyor ve kendi kendime
“İnşallah, bu uçak birinin
başını yemez” diyordum. Evde de
huzurum kalmamıştı. Kendimi
sıkıntıdan kurtaramıyor, hep
karamsarlığa kapılıyordum. |
Cuma günü gecesi rüyamda
yeşillikler içersinde sen şakrak
koşuyor, eğleniyordum. Herhalde
iyi bir haber alacaktım veya
duyacaktım. Günlerden Cumartesi,
filoya geldik, Filo Komutanımız
ile voleybol oynuyorduk. Tecrübe
var diye bir haber geldi. Zekai
ALTAY ve Galip ARKIŞ tecrübe
için soyunmaya gittiler. İçim
içimi yiyordu, gidişlerini takip
ettim ve Zekai ALTAY’a “Ağabey
ne olursun meydan civarından
ayrılmayın” dedim ve başımıza
gelen olayı kendilerine
anlattım. Zaten biliyorlardı.
Kalkış ve inişlerini devamlı
takip ediyordum. Aradan herhalde
20 - 25 dakika geçmişti.
“Emercensi iniş var” dendi.
Bilebildiğim kadarıyla havada da
tek uçak vardı o da bu idi.
Hangar kapısından uçağın
emniyetle yere indiğini gördüm.
Arkadaşlarımın başına bir şey
gelmemesi nedeniyle mutluluktan
uçuyordum. Uçak park yerine
geldiğinde uçağın etrafı pilot
ve makinistlerle dolu idi. Halen
hangarın kapısında idim. Baktım
Grup Komutanımız uçağın başına
gidiyordu. Ben de arkasından
gittim. Uçak hiç yapılmamış gibi
karşımda duruyordu, sadece hafif
bir sesle “Tıpkısının aynısı”
dediğimi hatırlıyorum. Bu durumu
gören Grup Komutanımın bana
bakışında yüzünde ve gözlerinde
şefkatli bir babanın oğluna
bakışını görüyordum. Bu olayın
üzerine uçak, fabrikaya
gönderildi. Tetkikler
neticesinde, uçağın bir süre
önce sert iniş yaptığı kanat
lonjaronunda çok küçük bir
eğilme olduğu ve uçağın muayyen
bir süratten sonra tip-tankının
aşağı yukarı hareket ettirerek
kanadı yırttığı anlaşıldı. Bu
olay, meydana gelen kaza ve
kırımlarda pilota tam olarak
inanılması, kaza kırımın
tetkikinde pilotun ifadesine çok
önem verilmesi gerektiği
gerçeğini göstermiştir.
|
Kaynak:
Kaynaklar Sayfası Yurtiçi Sıra No: 29 |
|