Kazanın oluş nedenlerinden çok, çıkış ve
yere düşüş anımdan bahsetmek istiyorum.
Bilindiği üzere F-104'lerde Martin Baker
tipi sandalyeden 0 feet 0 knot süratle
paraşütünüzün emniyetle açılarak atlamak
mümkündü. Benim ise açılmadı, nedeni neydi?
Olay anını düşündüğümüzde IGV'lerin açık
kalması takat kaybına sebep olmuştu. Gaz
kolu açıldı, yetmedi, A/B devreye girmedi.
(Zaten bu tür arızalarda birkaç deneme
gerekebilir ama bizim zaman yetersizliğinden
tek şansımız vardı.) Daha fazla takat kaybı
olduğundan yere düşüş hızı fazlaydı ve
50-100 feet kala atlama kumandası
verilmişti. Normalde sandalye 250 feet
vektörsel olarak yukarı fırlatması
gerekirdi. Evet, bunu yaptı aslında ama
aşağı uygulanan vektörsel kuvvet fazla
olduğu için yeterli yüksekliğe
ulaşamamıştım. Fırlatma kolunu çektikten
sonra kanopinin, ardından sandalyenin
çıkışını hissettim ve gördüm. Takiben
sandalyeden bir yaylı sistem vasıtasıyla
ayrılışımı, paraşüt bağlarının sırtımdan
kazağın sökülüşü gibi çözüldüğünü, aynı
zamanda sanki dördüncü kattan aşağı
düşermişçesine hızla bir kere daha yere
yaklaştığımı, beynimin ise en gelişmiş
bilgisayar gibi çalıştığını hissetmiştim.
Yumuşak tarlaya düşme biçimini çok iyi
uygulamıştım. Büyük bir sessizlik hakimdi.
Etrafıma baktım, üç bir yanında uçak
parçaları yanıyor, ön tarafım ise açık ve
emniyetli gözüküyor. 20 metre yanımda, aynı
hizamda ise yaşlı kurdumun cansız bedeni
alevler içersinde son nefesini veriyordu.
Paraşütüm mum gibi duruyordu, belli ki tam
açılmaya fırsat vermemişti ama yine de ilk
şoku aldığını düşünüyordum, aksi takdirde
böylesine büyük bir mucize olamazdı ama yine
de çok büyük bir şansla hayattaydım çünkü
kollarımı ve bacaklarımı kıpırdatıyor ve
büyük bir ağrı hissetmiyordum. Biliyordum ki
çok sıcak olan vücudumuzda bir kırık olsa
bile ağrıyı o an hissedemeyebilirsiniz.
Sadece vücudumun soğuması için hareketsiz
kalmaya çalıştım. Az sonra arka tarafımdan
yaklaşan ancak önümdeki boşluk araziden
girerek yanıma gelen bir köylüyü görünce
sevinmiştim. Bir sigara vermişti ancak daha
bir içimlik deneme yaptıktan sonra pist başı
tarafından gelen Üs Komutanımızın
yaklaştığını gördüm ve hemen sigarayı
söndürdüm. Çünkü bizleri bu tür kötü
alışkanlıklarımızdan vazgeçirmeye
çalışıyordu. Biz de kendisine söz vermiştik.
O anı hiç unutamam ve o kötü alışkanlıktan
uzaklaştığım için ise çok mutluyum. Üs
Komutanımızın ardından gelen ambulans arazi
şartları nedeni ile devrilince yerine gelen
helikopterle hastaneye gönderilmiştim.
Canımız Hava Kuvvetlerimize feda olsun,
ancak hayat her şeye rağmen çok güzel, hele
hele sağlıklı yaşam bir başka! |