|
f.
BOĞAZLAR İLE KARADENİZ VE EGE DENİZİ
KIYI BÖLGELERİNDE HAVA HAREKÂTI: |
|
İstanbul ve Çanakkale
boğazları, Karadeniz,
Marmara ve Ege denizini
birbirine bağlayan ve her
türlü deniz ulaştırmasına
uygun olan bir geçittir. Bu
geçidin doğu kıyıları
Anadolu'nun, batı kıyıları
da Trakya'nın doğal
yapısının etkisi altında
bulunur. |
Coğrafi durumu nedeniyle
boğazlar, tarih boyunca
çeşitli büyük devletlerin
ihtiras ve emellerini
üzerinde toplayan büyük bir
değer taşır. Siyasi,
stratejik ve ekonomik
önemiyle; Karadeniz ve
Akdeniz devletlerinin en
kısa yoldan ilişkilerinin
kurulmasını sağlar. |
Eski dünyanın hemen
ortasında bulunan Türkiye,
boğazları sayesinde üç kıta
arasındaki ulaştırmayı
sağlayan yollara geçit
veriyordu. Bu nedenle
boğazların ekonomik, ticari
ve stratejik önemi büyüktü.
Boğazları elinde bulunduran
taraf, Marmara'ya hakim
olmakta ve bu denizi,
donanma için emin bir üs
olarak kullanmak suretiyle,
duruma göre Karadeniz ve
Akdeniz'de harekâtı devam
edebilmekte idi. Ayrıca
boğazların kapatılmasıyla
Karadeniz devletlerinin
Akdeniz devletleriyle
karşılıklı yardımlaşmaları
kesilebilmekteydi. |
Düşman, Trakya'yı ele
geçirdikten sonra boğazlar,
doğal bir savunma hattı
olarak Anadolu'yu arkasında
saklar. Bu kadar önemli
avantajları olan boğazlar
bölgesinin kuzey, güney ve
batı yönleri Karadeniz,
Marmara ve Ege denizleriyle,
diğer yönleri Anadolu ve
Trakya ile çevrilmişti. |
Kara ile çevrilen kısımların
arazisi arızalı olmayıp,
büyük kısmı fundalıklarla
örtülü ve kısmen de
ormanlıktır. Boğazlar
bölgesine yönelecek düşman
taarruzları, genel olarak
Karadeniz, Ege denizi ve
Trakya'dan olabilecekti. |
Boğazlar bölgesinin düşman
hava akınlarına karşı hava
savunması ve boğazlara karşı
denizden ve karadan
yapılacak düşman taarruzi harekâtının
daha boğazlar bölgesine yaklaşmadan önce havadan
keşfedilmesi, yaklaşan düşman deniz ve kara
kuvvetlerine havadan taarruz edilmesi için
kullanılacak hava kuvvetlerine uygun düzlükleri
genellikle bölgenin her tarafında bulmak
mümkündür. |
|
(1) İstanbul Boğazı İle Çevresinde
Hava Harekâtı Ve Faaliyetleri: |
|
|
(a) 1914 Yılı Hava Harekâtı ve
Faaliyetleri: |
|
1914 yılında önemli bir hava
harekâtı ve faaliyeti
olmamıştı. |
|
(b) 1915 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
Karadeniz ve kuzey batıdan
gelecek tehlikeler için
İstanbul ve dolaylarında
kuvvetli birlikler
bulunuyordu. Boğaz tahkimatı
pekiştirilmiş, düşman
gemilerinin İstanbul
Boğazına girmemeleri için
boğaz mayın tarlaları ile
kapatılmıştı. |
Kıyılara ve İstanbul
Boğazına yaklaşacak düşman
deniz kuvvetlerinin
gözetlenmesi ve keşif için
Yeşilköy'deki okul
uçaklarından
faydalanılıyordu. |
5 Mayıs 1915'de Karadeniz
Boğazına yaklaşan düşman
donanmasının hareketini
izlemek amacıyla görev alan
Fevzi ve Rasıt Teğmen
Sami'nin uçağı Belgrat
ormanlarında düşmüş ve
içindekiler şehit
olmuşlardı. Bundan sonra
Karadeniz Müstahkem Mevki
Komutanlığının onayı ile bir
balon müfrezesi Beykoz
civarına yerleştirildi. Bu
balon 400–500 metre
yükseklikten yaklaşan düşman
deniz kuvvetlerini
gözetlemek suretiyle boğaz
bataryalarına ateş tanzimi
yaptıracaktı. |
|
(c) 1916 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
Çanakkale muharebelerinin
Türk zaferiyle sona ermesi
ve düşmanın çekilip gitmesi,
boğazların önemini azaltmış
değildi. İtilaf
Devletlerinin İstanbul ve
Çanakkale boğazlarına karşı
yeniden taarruza geçmeleri
muhtemel görünüyordu.
Özellikle Rus Deniz
Kuvvetlerinin İstanbul
Boğazı açıklarında sık, sık
görünmeleri, boğazların
savunulmasının devam
ettirilmesini zorunlu
kılmıştı. Bu maksatla; |
1 nci, 2 nci ve 5 nci Türk
Orduları Marmara bölgesinde, |
Boğazlar Genel Komutanlığı
emrindeki Deniz Hava
birliklerinin
konuşu şöyleydi; |
Alman Yüzbaşısı Liebemann komutasında sekiz
uçaklı bir hava birliği (sekiz pilot, sekiz
rasıt ve seksen er) ve ayrıca beş yedek uçak
Yeşilköy'de, |
İki uçaklı bir müfreze
İstanbul Boğazında Kavak'ta |
Bir deniz uçağı Karadeniz
Ereğli'sinde, |
Ruslar, İstanbul
Boğazından Karadeniz'e
çıkan ve giren Türk
donanma ve nakliye
gemilerinin
harekâtını engellemek
üzere İstanbul Boğazı
önünde kurdukları
mayınları
torpidobotlarıyla
koruyordu. |
Düşman deniz
kuvvetlerinin harekâtını
engelleme, Türk mayın
arama ve tarama
gemilerini destekleme ve
Zonguldak'tan İstanbul'a
kömür taşıyan Türk
gemilerine keşif-hava
desteği yapma görevi
Yeşilköy, Kavak ve
Karadeniz Ereğli'sinde
bulunan Türk uçaklarına
verilmişti. |
Türk uçakları verilen bu
görevler için
Şubat-Mayıs aylarında 48
sorti yapmışlar ve
nakliye gemilerinin
rotaları üzerinde
görülen düşman
denizaltılarını
bombardıman etmişlerdi. |
Haziran ve Eylül
aylarında görev
uçuşlarına devam eden
deniz uçaklarından biri
28 Haziran 1916'da Ağva önünde, diğeri de Sakarya nehri
ağzında düşerek parçalanmıştı. Elde kalan diğer
uçaklarla göreve devam edilmiş, İstanbul boğazı
önünde ve Karadeniz kıyılarında yerleri tespit
edilen mayınlar Boğazlar Genel Komutanlığına
bildirilmek suretiyle bu hatlar üzerinde
gemilerin seyretmeleri yasaklanmıştı. |
Keşif ve gözetleme
sırasında Rus deniz
kuvvetlerine de taarruz
edilmişti. Bu
taarruzlardan biri
Ağustos ayında
keşfedilen bir Rus
muhribine, diğeri de
Eylül ayında
Zonguldak'ın ortalama 20
deniz mili kuzey
batısında görülen
İmparatoriçe Maria adındaki
Rus harp gemisiyle bir muhribine karşı yapılmış,
İmparatoriçe Maria'ya atılan 10 bombadan
ikisinin geminin kıç tarafına isabet ettiği
görülmüştü. Bu taarruz sırasında Rus
gemilerinden uçaklara ateş açılmış ise de,
kaçınma manevraları yapan uçaklar sağlam olarak
üslerine dönmüşlerdi. |
31 Eylül 1916'da Şile
ile Anadolu feneri
arasında bulunan Harmankaya burnunda seyreden
bir düşman muhribini bombardıman etmek üzere
görev alan bir deniz uçağı boğazın giriş
yerinden 70 deniz mili kuzeyde yakaladığı bir
muhribe 12 bomba atmış bunlardan birisinin
geminin sancak tarafına isabet ettiği
görülmüştü. Yapılan bu taarruzlarla düşman deniz
kuvvetlerinin İstanbul boğazı dolaylarına ve
Karadeniz kıyılarındaki etkisi geçici bir süre
için azalmış, ancak yakıt ikmalinin zorlaşması
hava keşif ve taarruz görevlerini aksatmaya
başlamıştı. |
Yakıt sağlanıncaya kadar
hava keşiflerini devam
ettirmek amacıyla
Bulgaristan'da Yanbolu'da bir
balon istasyonu kuruldu. Alman kara ordusu
emrinde olan bu istasyonda SL–10 tipindeki
gezici balon gerektiğinde deniz üzerindeki keşif
görevlerinde kullanılmış ve böylece Türk deniz
kuvvetleriyle iyi bir iş birliği sağlanmıştı.
Bir süre sonra uçuşa uygun olmayan bir görevde
balon parçalanmış, yerine LZ–101 balonu
verilmişti. Bu balon ile Rus deniz kuvvetlerinin
keşfi ve boğaz önüne kurulmuş olan mayın
tarlalarının aranmasında çok verimli olmuştu. |
Rus Hava Birliklerinin Harekâtı: |
Rus deniz uçakları
Arhavi'nin alınmasından
sonra Türk kıyı
müfrezelerine karşı
faaliyete geçmişler ve Karadere muharebesinde Trabzon'un
alınması sırasında Türk müfrezelerini
bombardıman etmişlerdi. |
Rusların Karadeniz'de
iki uçak ana gemisi
vardı. Bunlar Rus
donanması refakatinde
Türk kıyılarında zaman,
zaman keşif ve gözetleme
görevleri
yapmaktaydılar. Bu
gemilerden denize
indirilerek uçurulan Rus
uçakları Giresun ve
Tirebolu limanlarını
bombardıman ettiler. |
6 Şubat 1916'da iki
muhrip refakatinde iki
uçak ana gemisi
Zonguldak'ı bombardıman
etmek için
hazırlıklarını yaparken
bir Alman denizaltısının
torpido taarruzu ile bu
hazırlıkları bozulmuş,
uçak gemileri kaçmış ve
denizde kalan uçaklar
ise Rus muhriplerinin
yedeğine alınarak
götürülmüşlerdi. Aynı
gün Zonguldak önüne altı
parça düşman gemisi
gelmişti. Bu gemilerden
uçurulan iki düşman
uçağı limanda kömür
yükleyen İrmingat gemisi ile Şirketin Nusret gemisini
bombardıman ederek yaralamıştı. |
İstanbul'da Alınmış Olan
Hava Savunma Önlemleri: |
Pek çok askeri, sanayi, ticari ve sosyal
hedeflerin bulunduğu İstanbul aynı zamanda
Başkomutanlık karargâhının çalıştığı bir
şehirdi. Düşman hava taarruzları bakımından
cazip bir hedef olan bu şehrin uçaksavarlarla
korunması, yaklaşan uçakların ikaz ve ihbarı,
halkın yapacağı korunma tedbirleri Başkomutanlık
karargâhının bir emriyle tanzim edilmişti. |
Bu emir verildikten 24
gün sonra 12 Nisan
1916'da İmroz'dan kalkan
iki İngiliz uçağı
İstanbul üzerine gelerek
Zeytinburnu'ndaki silah
fabrikasına ve
Yeşilköy'deki uçak
hangarlarına küçük
yangın bombaları ile
taarruz etti ve İstanbul
üzerine de bildiri attı. |
Bu akının, maddi
hasardan çok morali
etkilemek amacıyla
yapılmış olduğu
anlaşılmakla beraber
daha sonraki günlerde
hava hücumlarının
artacağı hesaba katılmış
ve Başkomutanlık
Vekâleti şehrin hava
savunması için daha önce
verilmiş emre ek olarak
aşağıdaki emri
yayınlamıştı. Bu emirde
özet olarak: |
"1. İstanbul ve
dolaylarına,
demiryolları üzerindeki
önemli noktalara
yönelecek düşman hava
taarruzları Karadeniz ve
Ege Denizinden
gelecektir. |
2. Ege Denizinden
gelecek düşman kara ve
deniz uçakları,
adalardan veya uçak ana
gemilerinden
uçurulacaktır. Uçak ana
gemileri Saroz ve
Edremit körfezine kadar
kıyılarımıza
sokulabilir. Bu nedenle
5 nci Ordu ve Boğazlar
Genel Komutanlığı bu
mevkileri göz önünde
tutacaktır. |
3.
İstanbul'a veya
demiryollarına taarruz
edecek düşman uçakları
aşağıdaki hatları geçmek
zorundadırlar. |
|
a.
1 nci hat, Enez-Edremit kıyısı, |
|
b. 2 nci hat,
Edremit-Ayvalık-Ezine-Lâpseki-Şarköy-Malkara-Keşan, |
|
c. 3 ncü hat,
Balıkesir-Susurluk-Bandırma-Erdek-Paşa
limanı (Marmara
Adası)-Tekirdağ-Uzunköprü, |
|
d. 4 ncü hat, Marmara
Ereğli'si-Çerkezköy-Saray-Midye, |
|
4.
Karadeniz'den yaklaşacak
uçaklar için; |
|
a. Şile-İğneada kıyı hattı, |
|
b. Şile-Gebze, |
|
c. Çatalca mevzii hattı. |
|
5. 5 nci Ordu, 1 nci
ve 2 nci hatlarda, 3
ncü hattın
Bandırma'ya (dahil)
kadar olan kısmına;
1 nci Ordu geri
kalan diğer hatlara;
Boğazlar Genel
Komutanlığı da
İstanbul ve
Çanakkale
boğazlarının iki
tarafında uygun
yerlere gözetleme
postaları koyacaklar
ve bu postalar uçak
müfrezelerine
telefon veya
telgrafla
bağlanacaklardır. |
6. 1 nci hattın kıyı
gözetleme postaları,
gördükleri düşman
uçaklarını Gelibolu
uçak müfrezesine
bildirmekle beraber
2 nci hatlardaki
gözetleme
birliklerine uçuş
istikametlerini
bildireceklerdir. |
7. Düşman uçakları
ikinci hat gözetleme
postalarını
geçtikleri takdirde
gündüz tayyare
okuluna, gece 1 nci
Orduya haber verecek
ve 3 ncü hattaki
gözetleme
postalarına da bilgi
ulaştıracaklardır.
Geceleri
Karadeniz'den
yaklaşacak uçaklar
için, bilgi
sırasıyla Donanma
Komutanlığına, 1 nci
Ordu Komutanlığına
ve Tayyare Okuluna
bildirilecektir. |
8. 4 ncü gözetleme
postaları üzerinde
uçak uçaklar da
doğrudan Tayyare
Okuluna, geceleri
ise önce 1 nci Ordu
Komutanlığına
bildirilecektir. |
9. Bütün gözetleme
postalarından düşman
uçakları için
çekilecek
telgraflar "Harp"
kelimesiyle
başlayacak,
telgraf kısa olacak
ve "Harp" kelimesi
olan bütün
telgraflar öncelikle
gönderilecektir. |
10. Karadeniz'den
gelecek uçaklar
için, 1 nci Ordu,
Donanma Komutanlığı,
Tayyare Okulu ve
Başkomutanlık
Karargâhı 1 nci
Şubeye haber
verecektir. |
11. İstanbul
üzerinden gelecek
düşman uçaklarına
ateş etmek için
Kâğıthane,
Zeytinburnu,
Yeşilköy tayyare
hangarı, Okmeydanı,
Osmaniye,
Sarayburnu, İstinye,
Tophane ve Başıbüyük'te
uçaksavarlar yerleştirilecek; Ayrıca 1 nci Şube
tarafından Baruthane ve Tersane ile Tayyare
Okulunun savunulması için uygun yerlere
yerleştirilmek üzere 1 nci Orduya ikişer top ve
makinalı tüfekler verilecektir. |
12. Geceleri taarruz
edecek uçakları
uçaksavarlara
göstermek için 12
nci Şube, 1 nci
Orduya yedi tane
ışıldak verecek ve
bu ışıldaklardan
ikişer adedi
Tophane, İstinye,
Zeytinburnu'na ve
bir tanesi de
Tayyare Okulu
civarında uygun yere
yerleştirilecektir. |
13. Uçaksavar
toplarının bulunduğu
yerlerde küçük
piyade kuvveti
bulundurulacaktır. |
14. Türk uçakları
düşman uçaklarıyla
muharebe etmek üzere
uçtukları zaman,
birlikler tarafından
uçaksavar ateşleri
durdurulacaktır." |
|
(d) 1917 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
İtilaf Devletlerinin
Çanakkale Boğazını
ele geçirmek için
yeniden bir harekâta
girişmeleri az bir
olasılık olarak
değerlendirilmekteyse
de, Rusların
İstanbul Boğazına
karşı harekâta
geçmeleri mümkün
görülmekteydi. Bu
nedenle 1 nci ve 5
nci Türk Orduları
Boğazlar bölgesinde
bulunduruluyordu. |
Boğazlar Genel
Komutanlığı
emrindeki Türk hava
birliklerine,
Çanakkale, İstanbul
Boğazları ve
Zonguldak'a kadar
olan sahanın keşif,
gözetleme ve
güvenlik altında
bulundurulması
görevi verilmişti.
Bu görevler için
Boğazlar Komutanlığı
emrindeki hava
birliklerinin konuşu
şöyle idi: |
Bir deniz tayyare bölüğü Anadolu
Kavağı dolaylarında, |
Deniz Tayyare Okulundaki deniz
uçakları Yeşilköy'de, |
Bir deniz tayyare müfrezesi
Karadeniz Ereğli'sinde bulunuyordu. |
|
Zaman, zaman boğaza
yaklaşan Rus
donanması, bu
bölgede çok dikkatli
bulunulmasını
gerektiriyordu. |
1917 Yılı Mart-Mayıs aylarında
yapılan harekâtlar: |
26 Mart 1917'de
ikisi uçak ana
gemisi, üçü muhrip
ve biri yardımcı
kruvazör olmak üzere
altı parçadan kurulu
bir düşman filosu
İstanbul Boğazına
doğru yaklaşmaya
başladı. Bu sırada
uçak gemilerinden
havalanan üç düşman
uçağından biri Terkoz gölünün doğusuna etkisiz üç bomba
attı. Düşman uçaklarını karşılamak ve Rus
filosuna taarruz etmek üzere havalanan Türk
uçakları filoyu bombardıman ettiler. Atılan
bombalardan birkaçı harp gemilerine isabet etti.
Bu bombardımana karşı koymak isteyen Rus
uçaklarıyla Türk uçakları arasında başlayan hava
muharebesinde Türk pilotlarının üstün manevra ve
düzgün atışları altında isabet alan bir Rus
uçağı denize düşmüştü. |
29 Mart ve 1 Nisan
1917'de İstanbul
Boğazı dışında Rus
mayın taramalarının
keşif ve tahrip
edilmesi görevini
alan Türk uçakları
Rumeli Feneri'nin
bir buçuk mil kuzey
batısında bir Rus
mayınını patlatmış,
Karaburun
dolaylarındaki Rus
mayıs tarlalarının
yerini tespit
etmişti. |
4 Nisan 1917'de uçak
ana gemisi, kruvazör
ve muhriplerden
karma iki düşman
filosu İstanbul
Boğazına
yaklaşmaktaydı. Bu
sırada ana
gemilerden uçurulan
uçaklar Kilyos ve boğaz
giriş bölgesini bombardıman ettilerse de önemli
bir etki yapamadılar. Düşman donanmasının boğaza
yaklaşması üzerine Yeşilköy ve Kavak'tan
havalanan Türk uçakları Rus gemilerine taarruz
ederek bir gemiye tam isabet sağladı ve bir
denizaltıya da hücum etti. |
18 Mayıs 1917'de
boğaz dışında keşif
yapan Türk uçakları
boğazın 12 mil
batısında Ağaçlı
kömür madeni
hizalarında yeni bir
mayın hattının
bulunduğunu ve
görülen düşman
filosuna bomba ile
taarruz edildiğini
rapor ettiler. |
25 Mayıs 1917'de
Anadolu Feneri
açıklarında keşif
yapan bir Türk uçağı
fenerin 20 mil
kuzeyinde gördüğü üç
bacalı bir harp
gemisini bombardıman
ettiyse de gemiye
isabet sağlayamadı.
Bu taarruzdan sonra
üsse dönüşte
Rusların Kagul kruvazörünün bir muhrip ve bir
küçük torpido ile birlikte kuzeye doğru seyir
ettiğini gördü. |
Boğazlar Genel
Komutanlığı
Karadeniz'deki Rus
filosunun harekâtını
aralıksız olarak
keşfettirmek
suretiyle düşmanın
niyetini meydana
çıkarmaya
çalışıyordu. |
İstanbul Boğazı'ndan
giren ve çıkan Türk
deniz ulaştırma
araçları, harp
gemileri için büyük
bir tehlike
oluşturan Rus
mayınlarının keşif
ve zararsız hale
getirilmesi işe de
önemliydi. Bu
nedenle komutanlık
emrindeki deniz ve
kara uçaklarını
boğaz dışında ve
kıyı bölgelerinde
devamlı keşif ve
gözetleme ile
görevlendirmişti. |
1917 Yılı Haziran-Temmuz aylarında
yapılan harekâtlar: |
Haziran ayı
içinde keşif,
gözetleme ve
düşman filosuna taarruzi görevlere devam edildiyse de
uçuşların artması, bakım ve onarım işlerinde
gerekli malzemenin zamanında temin edilememesi,
uçakların sık, sık arıza yapmasına sebep
olduğundan Haziran 1917'de uçuşlar biraz aksadı.
|
Bu zorluklara
rağmen 20
Haziran 1917'de
Boğaz dışındaki
düşman filosunu
tespit ve
taarruz etmek
gayesiyle
görevlendirilen
bir deniz uçağı
boğaz girişinin
130 mil
kuzeyinde bir
kruvazör, dört
muhrip, değişik
sınıfta dört
gemi tespit
etmişti. Bu
keşif sırasında
Rus uçaklarının
taarruzuna
uğrayan keşif
uçağı silahsız
olduğundan
muharebeden
kaçınarak
süratle üssüne
döndü. Aynı gün
başka bir keşif
uçağı aynı
bölgede yaptığı
ikinci keşifte
boğazın 40 mil
kuzeyinde
İmparatoriçe Maria sınıfından bir Rus
harp gemisi ile üç uçak ana gemisi ve iki
kruvazörün yerini tespit ederek bunlara taarruz
etmiş ancak bombalar isabet etmemişti. |
10 Temmuz 1917'de İstanbul'a yapılan
hava taarruzları: |
1917 yılının
9/10 Temmuz
gecesi
İstanbul'a hava
akını yapıldı.
Bu akının amacı
İstinye'de
bulunan Yavuz
muharebe
gemisinin
batırılması,
Yeşilköy'de
bulunan uçak
hangarlarının
tahrip edilerek
askeri hedefler
üzerinde bir
sonuç
elde edilmesi ve
İstanbul
şehrinin
ortasında
bulunan Harbiye
Nezaretinin
bombalanması ve
bunun sonucunda
da İstanbul
halkı üzerinde
moral bozucu bir
etki yaratmaktı. |
Akın yapan
uçaklar Ferman
tipinde bir
deniz uçağı,
yanında başka
bir uçakla
Çanakkale-Şarköy
yönünden
İstanbul üzerine
geldiler.
Yeşilköy hava
alanını aramak
üzere bir tur
yaptıktan sonra
istasyondan
açılan topçu
ateşi üzerine
uçaklardan
biri Eyüp’ün
güney batısında
yer alan Rami
yönünde gitmiş
ve oradan Haliç,
Unkapanı, Galata
köprüsü
üzerinden
Harbiye
Nezaretine
gelmişti.
Harbiye Nezareti
üzerinde
alçaktan atılan
bir bomba
Nezaret avlusu
içindeki ahıra
isabet ederek
iki hayvan
öldürmüş, iki
bomba da Beyazıt
meydanında
bulunan köhne
kahvelerden
birisini tahrip
etmişti. Bu
taarruzlardan
sonra
Zeytinburnu
yönüne giden
uçak
Zeytinburnu'na
da isabet
etmeyen bir
bomba attıktan
sonra
uzaklaşmıştı. |
Ferman tipindeki
diğer deniz
uçağı
Yeşilköy'deki
hava okulu
dolaylarında
yaptığı küçük
bir turdan sonra
Zeytinburnu'ndan
Üsküdar'a
geçerek oradan
Maslak tarafına
uçmuş ve
Maslak'ta
alçalarak saat
00.20'de İstinye
üzerine gelmiş
burada rıhtıma
yanaşık bulunan
Yavuz ve diğer
gemilere dört
bomba atmıştı.
Atılan
bombalardan
ikisi hedefe
isabet etmemiş,
diğer ikisi
bordo bordoya
yatmakta olan
muhriplerden Numuneihamiyet ile
Yadigarımillet arasında ve diğeri de
Yadigarımillet'in güvertesinde patlamıştı. |
Numuneihamiyet az hasara uğramış, fakat
Yadigarımillet, bölmelerinin zayıflığı nedeniyle
45 dakika içinde batmıştı. Numuneihamiyet'den
dört er ve Yadigarımillet'den biri gedikli subay
adayı olmak üzere 25 er şehit ve dokuz er de
yaralanmıştı. Taarruzdan sonra düşman uçağı
Yeşilköy yönünde uzaklaşmıştı. |
Bu taarruz
hakkında Doğu
Akdeniz
Kuvvetleri Vice
Amiralliğinin yaptığı resmi açıklamada; "Deniz
uçaklarının pazartesi gecesi İstanbul Boğazında
bulunan Türk-Alman donanmasına başarı ile
taarruz ettikleri ve özellikle harp gemileri ve
denizaltılarla emniyeti sağlanan Yavuz muharebe
gemisinin yerini tespit ederek 800 kademden
bombardıman edildiği ve atılan bombalardan
isabet alan gemide yangın çıktığı, bu taarruzdan
sonra uçakların Harbiye Nezaretini bombardıman
ettikleri ve bu harekâtta Türklerin gafil
avlandığı, harekâta katılan uçakların kayıp
vermeden üssüne döndükleri" bildirilmişti. |
Türk
Başkomutanlığı
düşman
uçaklarının bu
taarruzundan
sonra İstanbul'u
korumak için,
İstanbul Hava
Savunma
(Muhaberatı
Havaiye)
Komutanlığı
adında yeni bir
komutanlık
kurmuş ve bunun
görevlerini bir
emirle
bildirmişti. |
Bu emre göre;
"Çeşitli
yönlerden
İstanbul'a doğru
gelen düşman
uçaklarını haber
vermekle görevli
bütün birlikler
veya gözetleme
postalarından
gece ve gündüz
alınan bütün
haberleri Harp
Telgrafı veya
telefonla ve
diğer süratli
muhabere
araçlarıyla,
düşman uçakları
hakkında aldığı
bilgileri
Başkomutanlığa,
Yeşilköy Hava
İstasyonuna,
hava savunma
birliklerine,
donanmaya,
emniyet genel
müdürlüğüne ve
merkez
komutanlığına
bildirecek,
şehir güvenlik
görevlileri
ışıkların
söndürülmesini
sağlayacaktı. |
Hava Savunma
Komutanlığı
düşman
uçaklarının
gelişini halka
bildirmek için
havaya kırmızı
renkte bir
işaret fişeği
atacak ve
belirli
birlikler
tarafından bu
işaret
tekrarlanacak,
tehlikenin
geçtiği de beyaz
işaret fişeği
ile halka
duyurulacaktır." |
|
(e) 1918 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
1918 yılı
başında İngiliz
Hava
Kuvvetlerinin
baskısı İstanbul
Boğazı ve
İstanbul şehri
üzerinde
artmıştı.
Osmanlı
İmparatorluğunun
Başşehri olan
İstanbul, birçok
askeri
hedeflerin
bulunduğu,
savaşın sevk ve
idare edildiği
önemli bir
merkezdi. Bu
bölgenin hava
kuvvetleri ile
bombardıman
edilmesiyle,
İstanbul
halkının
moralinin
bozulması ve
böylece Türk
milletini
yönetenlerin
savaşa devam
azminin
kırılması
amaçlanıyordu. |
Türk
donanmasının
büyük kısmı ve
özellikle
donanmanın en
önemli
gemilerinden
olan Yavuz
muharebe gemisi
İstanbul
Boğazında
İstinye'de
bulunuyordu. Bu
geminin
Çanakkale
Boğazından
çıkarak İmroz ve
diğer adalardaki
İngiliz
tesislerini
bombardıman
etmesi, düşman
donanması için
büyük bir
tehlike
oluşturuyordu.
Bu nedenle
İngilizler
Yavuz'u hava
kuvvetleriyle
tesirsiz hale
getirmeyi daha
1917 yılından
itibaren
kararlaştırmışlar
ve İstanbul'a
4–6 uçaklık
kollarla
taarruza
başlamışlardı. |
Düşmanın bu
harekât ve
girişimlerine
karşı İstanbul
Boğazının ve
İstanbul'un
uçaksavarlarla
ve av
uçaklarıyla
savunulması için
gereken düzenler
alınmış ise de,
bu amaç için
Yeşilköy'de
bulunan 9 ncu
Tayyare Bölüğü
ve İstanbul'un
çeşitli
yerlerine
yerleştirilen
uçaksavarlar
yetersizdi. |
3 Mart 1918'de
İstanbul ve
İstinye üzerine,
fotoğraf çekmek
üzere iki düşman
uçağının gelişi
ve esir edilen
düşman
pilotlarından
elde edilen
bilgiler,
düşmanın hava
birliklerini
modern uçaklarla
takviye ettiğini
gösteriyordu. |
Boğazlar Genel
Komutanlığı,
düşman hakkında
elde edilen
bilgileri ve
düşmanın olası
hareketlerini
kapsayan bir
öneriyi Alman
Deniz Kuvvetleri
Komutanlığına
sunarak,
İstanbul'da
bulunan av
tayyare
birliğinin daha
gelişmiş
uçaklarla
takviye
edilmesini
istemişti. |
Almanya'dan
istenilen
uçaklar
gönderilmemiş ve
düşman hava hucümları nitelikleri düşük
uçaklarla karşılanmaya çalışılmıştı. Böylece
taarruzlarına devam eden düşman hava birlikleri
üstün süratleri sayesinde çoğu defa Türk
uçaklarının hücumundan kolaylıkla
sıyrılabilmekte idiler. Düşman aralıklı olarak
bombardıman taarruzlarına devam ediyordu. Bu
taarruzlardan biri de 7 Temmuz 1918'de
yapılmıştı. İstanbul'a gelen beş düşman uçağı
uçaksavarların şiddetli ateşi ve Türk av
uçaklarının taarruzlarına rağmen Zeytinburnu'nda
bulunan silah fabrikasına iki, Haydarpaşa
istasyonuna dört, Selimiye kışlasına altı,
Haliç'e dört, Davutpaşa kışlasına ve Gülhane
parkına bir kaç bomba atmıştı. Bu hücum
sonucunda birçok hasar ve halktan yaralananlar
olmuştu. |
23 Temmuz
1918'de altı
düşman uçağı
Hasköy'deki
askeri tesisleri
ve Yeşilköy
alanını
bombardıman
ederken
Hasköy'de bazı
evleri tahrip
etmiş ve
Yeşilköy'de
birkaç kişinin
yaralanmasına
neden olmuştu. |
26/27 Temmuz
1918 gecesi iki
düşman uçağı
İstanbul
elektrik
santralini,
tersaneyi,
Kâğıthane’deki
balon
müfrezesinin
bulunduğu yeri
ve Galata
köprüsünü
bombardıman
etti. |
Başkomutanlık
Vekâleti,
düşman
uçaklarının
İstanbul'a
karşı
giriştikleri
hava
hücumlarından
halkın
korunmasını
ve
güvenliğin
korunmasını
sağlamak
amacıyla
düşman
uçaklarının
haber alınma
ve halka
duyurulması,
karartma,
halkın
korunmalı
yerlere
sığınmaları,
tehlikenin
geçişinin
bildirilmesi
gibi
konuları
kapsayan bir
yönergenin
İçişleri
Bakanlığı
tarafından
halka
dağıtılmasını
ve
gazetelerde
yayınlanmasını
istemişti. |
Ayrıca,
Dışişleri
Bakanlığı
tarafından
açık şehir
ilan edilen
İstanbul'a
hava
hücumlarının
devam etmesi
halinde
halkın
galeyana
gelerek
İstanbul'da
bulunan
yabancı
uyruklulara
karşı
yapacakları
üzücü
hareketleri
önlemek için
bunların
esir
kamplarına
gönderileceklerini
İtilaf
Devletlerine
duyurulmasını
istemişti.
Bu
girişimleri
rağmen
düşman hava
hücumları
devam etti. |
19/20 Ağustos 1918'de İstanbul'da Ayvansaray,
Esirkapı dolaylarına yedi bomba atan bir düşman
uçağı dört kişinin yaralanmasına ve bazı
evlerin hasara uğramasına neden olmuştu. Bu uçak
dönüşünde Yeşilköy hava alanına makineli tüfekle
ateş açmıştı. |
21/22
Ağustos
1918'de
İstanbul'a
gelen bir
düşman uçağı
şehrin
çeşitli
yerlerini
bombardıman
ederek dört
kişiyi
yaralamıştı. |
25/26
Ağustos 1918
gecesi iki
düşman uçağı
Bakırköy ve
Hasköy'ü
bombalamış,
hasara neden
olmuşlardı. |
27/28
Ağustos
1918'de
İstanbul'a
hücum eden
düşman
uçakları
Hasköy
dolaylarına
dokuz,
Kalender'e
iki,
Üsküdar'a
iki,
Kasımpaşa'ya
ve Bahriye
Nezareti
bahçesine
dört olmak
üzere 17'den
fazla bomba
atmış, bir
şehit
verilmiş
dokuz kişi
de
yaralanmıştı.
Akına
katılan
uçaklardan
biri
uçaksavar
ateşi ile
hasara
uğrayarak
İmralı
adasına iniş
yapmış ve
olay yerine
yetişinceye
kadar uçuş
ekibi uçağı
yakmıştı. |
20/21 Eylül
1918'de
İstanbul'a
gelen düşman
uçaklarına
şiddetli
ateş açılmış
olduğundan
bomba
atamadan
dönmek
zorunda
kalmışlardı. |
21/22 Eylül
1918 gecesi
Çanakkale
yönünden
İstanbul'a
gelen
İngiliz
uçakları
yerden
açılan
makineli
tüfek
ateşleriyle
karşılanmış
ve bu
uçaklardan
biri
düşürülmüştü. |
Son aylarda
kurulan hava
haber alma
ağıyla
İstanbul'a
yaklaşan
düşman
uçakları
önceden
öğrenilerek
uçaksavarlarla
etkili bir
şekilde ateş
altına
alınmakta ve
9 ncu
Tayyare
Bölüğünün
uçaklarıyla
önlenmeye
çalışılmaktaydı. |
25 Ekim
1918'de
Çanakkale
üzerinden
geçen beş
düşman
uçağının
İstanbul
yönünde
uçtukları
Hava Savunma
(Muhaberatı
Havaiye)
Komutanlığına
bildirilmişti.
Yeşilköy
hava
alanında
bulunan 9
ncu Tayyare
Bölüğünün
nöbetçi
pilotları
alarm
durumundaydılar.
Saat
13.15'de
düşman
uçaklarının
İstanbul'a
yaklaşmakta
oldukları
haberinin
alınması
üzerine 9
ncu Bölük
Komutanı
Yüzbaşı
Fazıl'ın
komutasında,
Astsubay
Vecihi ve
Türk
uyruğunda
Avusturyalı Maks Suşin ile bir
Alman pilotu sıra ile havalandılar. Avusturyalı
ile Alman pilotu kol komutanı Yüzbaşı Fazıl'ı
takip etmeyerek boğazın kuzey tarafında
dolaşmaya başladılar. Bu durum İstanbul'un
savunması için uçan dörtlü kolun dağılması ve
zayıf bir duruma düşmesi demekti. |
Maks Suşin'in uçtuğu Halberstadt tipindeki eski
ve niteliği düşük uçak kısa bir süre sonra motor
arızasından meydana döndü. |
Düşman
uçakları
saat tam
14.45'de
İstanbul
semalarında
göründüler.
Bir saat 20
dakikadan
beri düşmanı
aramakta
olan dağınık
Türk
filosundan
Astsubay
Vecihi
yakıtı
bitmek üzere
olduğundan
ikmal için
meydana
dönmek
zorunda
kalmıştı. |
Alman pilotu
da boğaz
dışında
olduğundan
düşman
karşısında
yalnız
başına kalan
Yüzbaşı
Fazıl
süratle
hücuma
geçti.
Üzerine
çevrilmiş
olan 10
düşman
makineli
tüfeğine
karşı
yapılan bu
saldırı
cüret ve
cesaretin
bir örneği
idi. Bu
saldırışta
tehlikeli
olarak ikisi
ciğerinden,
ikisi
elinden
olmak üzere
toplam
olarak yedi
isabet alan
Yüzbaşı
Fazıl, bir
düşman
rasıdını
yaralamış ve
birisini de
öldürmüştü. |
Dört savaş
senesinde
çeşitli
cephelerde
bütün
görevleri
üstün bir
başarı ile
yapan bu
ehliyetli ve
kahraman
subay vücudu
delik deşik
olarak büyük
bir azim
soğukkanlılıkla
uçağını
Yeşilköy
alanına
indirmeyi
başarmış ve
hemen
hastaneye
kaldırılmıştı. |
Böyle bir
saldırış
karşısında
dağılan
düşman
filosu
Marmara
üzerinden
çekilip
gitmiş,
İstanbul'un
savunması
için yapılan
hava
muharebesi
de bu
şekilde sona
ermişti. |
|
(2) Çanakkale Boğazı İle Çevresinde
Hava Harekâtı Ve Faaliyetleri: |
|
|
(a) 1914 Yılı Hava Harekâtı ve
Faaliyetleri: |
|
|
(b) 1915 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
|
(c) 1916 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
Çanakkale
Cephesinde
İtilaf
Devletleri
kara
birlikleri
kalmamış ise
de hava
birliklerinin
harekât ve
faaliyetleri
gün geçtikçe
artmıştı.
Artan düşman
hava
harekâtına
karşı
Almanya'dan
getirilen ve
Gelibolu
yarımadasında
Galata
alanına
konuşlandırılan
6 ncı Tayyare Bölüğü Fokker
uçaklarıyla düşmana karşı koymaya
başlamıştı. |
İngilizler
filolar
halinde Galata'daki 6 ncı
Tayyare Bölüğüne taarruz ederek bölüğün
uçaklarını ve alandaki tesisleri tahrip
etmek istiyordu. Bu akınlardan biri 6 Ocak
1916'da yapılarak alana 30 bomba atıldı. Bu
taarruz sırasında Fokker av uçağı ile
havalanan Pilot Üsteğmen Meinecke Ferman
tipinde çift satıhlı bir düşman uçağını
Çanakkale yakınındaki Karacaviran ve aynı
gün öğleden sonra taarruzunu tekrarlayan
düşman uçaklarından birini de Pilot Yüzbaşı
Bodeckke Çanakkale yakınlarında düşürmeyi
başardı. |
Önleme
görevlerine
devam eden 6 ncı Tayyare
Bölüğü, Gelibolu yarımadası kıyılarına
yaklaşan bir İngiliz uçağına taarruz etmiş,
onu da denize düşürmüştü. Böylece 1916 yılı
içinde Çanakkale dolaylarında yapılan hava
muharebelerinde 6 ncı Tayyare Bölüğü
pilotlarının birçok başarıları görülmüştü.
Özellikle Yüzbaşı Bodeckke beş uçak düşürmek
suretiyle Türk Başkomutanlık Vekâletinin
altın imtiyaz madalyaları ve Almanya'nın en
büyük şeref nişanıyla ödüllendirilmişti. |
Çanakkale
Boğazında
1916 Şubat
ayından
Nisan ayı
başına kadar
Çanakkale'deki
deniz hava
birliği 28
sorti
yapmış,
Gökçeada, Limni,
Taşoz ve Bozcaada dolaylarındaki düşman
durumunu keşfederek, uygun hedefleri ve
askeri tesisleri bombardıman etmişti.
Yapılan bombardımanların 19'unda hedeflere
tam isabet sağlanmıştı. |
Daha
sonraki
aylarda
harekâta
aralıksız
devam
eden bu
birlik
özellikle
Çanakkale
Boğazına
mayın ve
ağ
aramada
ve
bunların
yerlerinin
tespitinde
çok
önemli
görevler
yapmış,
deniz
arama ve
tarama
müfrezelerine
geniş
çapta
yardımda
bulunmuştu.
Deniz
hava
birliğinin
başarıları
Boğazlar
Genel
Komutanlığı
tarafından
takdir
edilmiş
ve bu
husus
bütün
birliklere
yayınlanmıştı. |
1916
yılı
Eylül-Aralık
aylarında
tarafların
hava
taarruzları,
keşif ve
gözetleme
görevleri
devam
etmişti.
Bu
tarihler
arasında
deniz
uçakları, Limni, Bozcaada ve
Gökçeada dolaylarında yaptıkları birçok
keşif görevlerinde düşman deniz
kuvvetlerinin büyük kısmının (beş harp, iki
kruvazör, beş hastane, altı nakliye, 12
küçük gemi, birçok yelkenli ve denizaltı)
Mondros limanında, daha küçük kuvvetlerinin
Gökçeada ve Bozcaada kıyılarında
bulunduğunu, Mondros limanı dolaylarında
dört uçak hangarı ve bir balon yeri tespit
ettiler. Keşifler sırasında uygun olan deniz
hedeflerine taarruz edilerek bazılarına
isabet kaydedildi. Bu safhada düşman
uçakları da deniz kuvvetleriyle işbirliği
yaparak yoğun bir faaliyet gösterdiler. |
1916
yılı
Ocak
ayında
sona
eren
Çanakkale
Savaşı,
Selanik'e
karşı
yapılan
askeri
girişimlerin
başlangıcı
olmuştu.
Selanik'e
çıkarılmış
olan
İtilaf
Devletleri
kuvvetleri,
merkezi
devletlerin
Balkan
yarımadasına
girmeye
başladıkları
bir
sırada
İngiliz
uçakları
da
Türk-Bulgar
kıyılarını
gözetliyordu.
Havadan
yapılan
bu
hareketlerin
ekseni
Gökçeada'daki
hava
üssü
idi.
İngilizlerin
bu ana
üssünün
Bozcada
ve Taşoz adasında iki de yardımcı üssü
bulunmaktaydı. |
İngilizler
böylece
Çanakkale
Boğazının
hemen
karşısındaki
adalarda
kurdukları
bu üsler
sayesinde
hem
boğazı
kontrol
ediyor,
hem de
Trakya'dan
batı ve
kuzeybatıya
doğru
uzanan
iki
demiryolunu
gözaltında
bulunduruyor
ve
demiryolu
ulaşımını
engellemeye
çalışıyorlardı.
Kurulan
bu
üslerin
üçüncü
faydası
da
buralardan
kalkan
uçakların
İstanbul'a
hava
akını
yapabilmeleriydi. |
İngilizlerin
bu
üslerde
kullandıkları
uçakların
bir
kısmı
deniz
hava
kuvveti,
bir
kısmı da
kara
hava
kuvveti
idi. Bu
üslere
bağlı
uçaklardan
başka
İngiliz
filo
komutanlığı
emrinde
uçak ana
gemileri
de
bulunuyordu.
Bu
gemilerle
diğer
hava
üsleri
bir hava
gözetleme
zinciri
oluşturarak
bütün
Ege ve
Akdeniz
kıyılarını
gözetleyebiliyordu.
Kurulan
bu hava
şebekeleri
ile
harekâta
başlayan
düşman
hava
birlikleri
1916
yılının
Şubat
ayından
Nisan
ayı
başına
kadar
ortalama
30 sorti
yapmak
suretiyle
Çanakkale,
İzmir ve
Kuşadası
dolaylarını
keşif ve
gözetleme
ve
bombardıman
etmişlerdi. |
|
(d) 1917 Yılı Hava Harekâtı Ve
Faaliyetleri: |
|
1917
yılında
Çanakkale
bölgesinde
kara
harekâtı
yönünden
bir
sakinlik
vardı.
Fakat
deniz ve
hava
birliklerinin
harekât
ve
faaliyetleri
devam
ediyordu.
Düşman
hava
birlikleri
gece ve
gündüz
Karadeniz
dolaylarına,
özellikle
İstanbul'a
taarruz
ettikleri
gibi Ege
denizindeki
üslerden
ve uçak
ana
gemilerinden
havalandırdıkları
uçaklarla
da İzmir
ve
dolaylarını
bombalıyorlardı.
Türk
hava
birlikleri
de
düşmanın
bu
taarruzlarına
karşılık
vermekteydiler. |
1917 yılında Türk hava
birliklerinden; |
1 nci Tayyare Bölüğü (iki keşif, bir
av uçağı) Çanakkale'de, |
6 ncı Tayyare Bölüğü (üç Fokker
uçağı) Çanakkale Galata'da, |
5 nci Tayyare Bölüğü ile 1 nci Deniz
Tayyare Bölüğü İzmir'de, |
15 nci Tayyare Bölüğü Uzunköprü'de, |
Alman Deniz Tayyare Bölüğü
Çanakkale'de, konuşlanmıştı.
|
|
1 nci ve 6 ncı Tayyare
Bölüklerinin harekât ve
faaliyetleri: |
6 NCI TAYYARE BÖLÜĞÜNÜN 1917 YILI
KUVVESİ |
(Mart-Mayıs 1917) |
Bölük Komutanı: Pilot Üsteğmen
Croneiss |
Uçuş Heyeti: Pilot Teğmen Merineehe
|
Uçaklar: 2 Fokker ve Halberstadt
Av |
|
(Kasım 1917)
|
Bölük Komutanı Pilot Üsteğmen
Croneiss |
Uçuş Heyeti, Pilot Teğmen Neineche |
Uçaklar: |
2 Albatros-D III (160 beygirlik
Mercedes motorlu) |
1 Halberstadt-D (160 beygirlik
Mercedes motorlu, uçamaz durumda) |
1 Fokker-E II (Hintyağı beklemekte)
|
|
Bölük
Aralık
1917'de
Kasım
ayındaki
gibi
idi.
Yalnız Halberstadt uçağı uçar duruma
sokulmuştu. |
1 NCİ TAYYARE BÖLGÜNÜN 1917 YILI
KUVVESİ (UÇAKLAR) |
2 Albatros-C III (Keşif) |
1 Fokker-E 342 |
1 Albatros-D III
|
|
1917 yılı Ocak ayında, Türk hava
birliklerine Gökçeada, Sisam adaları
dolaylarındaki düşman durumunun keşif ve
tespit edilmesi görevi verildi. Yapılan
keşifte, Gökçeada Kefalo limanında bir
kruvazör, iki muhrip, bir monitör, iskeleye
yakın 20 çadır ve uçak hangarı önünde çift
satıhlı bir uçak, Sisam adasında ise bir
kruvazör, bir torpidobot, bir nakliye
gemisi, Vati limanında denizaltı ağı tespit
edilmişti. |
3 Ocak
1917'de
Galata
hava
alanı ve
Lâpseki’yi
bombardıman
eden
düşman uçaklariyle hava muharebesi yapan Fokker
uçakları, düşmanı muharebeyi keserek
uzaklaştırmak zorunda bırakmışlardı. |
27 Ocak
1917'de
Çanakkale'yi
bombardımana
gelen
beş
uçaktan
kurulu
düşman
filosu
ile
yapılan
hava
muharebesinde BE.
tipinde
çift
satıhlı
bir
İngiliz
uçağı
düşürüldü. |
Ocak
1917'de
Gökçeada
ve
Bozcaada'dan
kalkan
düşman
uçakları Sığındere, Kabatepe,
Çanakkale, Küçük Beşige, Arıburnu, Kemikli,
Kilya ve Akbaş dolaylarında keşif ve
gözetleme yapmışlar ve bazı
hedefleri bombardıman ederek küçük çapta
kayıplara sebep olmuşlardı. |
Harekâta
devam
eden
Türk
hava
birlikleri,
Gökçeada,
Bozcada
ve Limni dolaylarında
düşman deniz ve hava birliklerinin durumunu
ve Çanakkale dışındaki kıyılarda düşmanın
döktüğü mayınların aranması görevine hız
vermişlerdi. Yapılan keşif ve gözetlemelerde
düşman hakkında oldukça kıymetli bilgiler
toplanmıştı. |
4 Şubat
1917'de Limni adası ve dolaylarında
yapılan keşifte, Mondros limanında 25
geminin bulunduğu, bu gemiler içinde King
George sınıfından bir harp gemisi, Natal
sınıfından iki kruvazör, King Edward
sınıfından iki harp gemisi, beş büyük, yedi
küçük nakliye, üç tamir, bir hastane gemisi,
Spano adasında deniz uçak hangarı,
Mondros'da balon hangarı ve üç uçak tespit
edildi. |
12 Şubat
1917'de
Gökçeada'dan
gelen üç
düşman
uçağından
birisi
Alman
Teğmeni Meinecke
tarafından zorlanarak indirildi ve uçağın
ekibi esir edildi. |
17 Şubat
1917'de
Nara
üzerine
bombardıman
yapan
iki
düşman
uçağından
birisi
ile hava
muharebesine
giren
Alman
Teğmeni Meinecke
düşmanı yere inmek zorunda bırakmış, inen
uçağın ekibi esir edilmiş ve uçak da ele
geçirilmişti. |
Şubat
ayında
düşman
uçakları
Çanakkale
dolaylarındaki
önemli
hedefleri
bombardıman
etmişler
ve
Çanakkale
dolaylarına
aralıksız
keşif ve
gözetleme
görevleri
yapmışlardı. |
26 Mayıs
1917'de, Seddülbahir kesimini
bombardıman eden düşman monitörlerine yardım
eden İngiliz uçaklarıyla hava muharebesi
yapan Türk uçakları Bristol tipindeki
uçaklardan birisini Gökçeada yakınında
denize düşürmüş, diğerini de Kefalo körfezi
yakınına kadar kovalayarak üslerine
dönmüşlerdi. Düşman uçakları da Nara'da
İskenderun gemisine hücum etmiş, boğaz
üzerinde keşif, gözetleme ve bombardıman
yapmışlardı. |
Haziran
ayında,
Türk
hava
birlikleri
Gökçeada, Limni ve Bozcaada dolaylarında
düşman hakkında faydalı bilgiler
toplamışlardı. |
Bu
sıralarda
düşman
uçaklarının
karşı
koyması
göze
çarpacak
şekilde
kuvvetlenmişti.
Bu
sebepten
keşfe
gönderilen
uçaklar
himayeli
olarak
uçuyorlardı.
Haziran
ayı
içinde
Gökçeada'ya
himayeli
olarak
gönderilen
bir
keşif
uçağı
düşman
tarafından
önlenmiş
ve keşif
uçağını
himaye
eden av
uçağı
ile hava
muharebesi
yapılmıştı.
Bu
muharebede
bir
başarı
sağlanmak
üzereyken
Türk
uçağının
makineli
tüfekleri
tutukluk
yapmış
ve
böylece
pilot
muharebeyi
keserek
üssüne
dönmek
zorunda
kalmıştı. |
Temmuz
ayında,
düşman
hava
akınları
artmaya
başlamıştı.
3 Temmuz
1917'de
Çanakkale'ye
taarruz
eden
sekiz
düşman
uçağının
atmış
olduğu
bombalardan
bir kişi
şehit
olmuş,
sekiz
kişi
yaralanmış
ve 10 ev
hasar
görmüştü. |
Düşman
hava
birliklerine
275
beygir
gücünde Rolls Royce iki motorlu Handey Page uzun
menzilli uçaklar katıldıktan sonra,
İngilizler taarruzi harekâtlarını İstanbul'a
kadar uzattılar. |
10
Temmuz
1917'de
Gökçeada'dan
gelen
bir
düşman
uçağı Lalababa, Sinantepe üzerinden
kuzeye doğru uçmuş ve Mestantepe
dolaylarındaki piyadelere ateş açmıştı.
Başka bir uçak Sarıtepe, Şahindere üzerinden
Çanakkale'ye gelmiş ve attığı altı bombadan
birisi Çimenlik iskelesi gerisine, ikisi Rus
konsolosluğunun yakınına, diğerleri de
Balıkhane iskelesi, Kızılırmak gemisinin
yanına ve bir evin çatısına düşmüştü. Bu
bombardıman sırasında müstahkem mevzi
erlerinden biri şehit olmuş, biri
yaralanmış, harekâta katılan uçaklar Nara'yı
da bombalayarak uzaklaşmışlardı. |
15
Temmuz
1917'de
Gökçeada'dan
kalkan
sekiz
düşman
uçağı
Kemikli
üzerinden Mestantepe
dolaylarını bombardıman ederek bir eri şehit
etmiş ve bir eri yaralamıştı. 1917 yılı
Temmuz ayı içinde Bozcaada ve Gökçeada'da
keşif yapan Türk uçakları düşman uçaklarıyla
hava muharebesi yapmışlardı. |
7–10
Ağustos
1917'de
Gökçeada
ve Limni
adaları dolaylarında düşman durumunu
keşfetmek için görev alan Türk uçakları
özellikle Limni adasında düşman deniz
kuvvetleri hakkında faydalı bilgiler
toplamışlardı. |
3/4
Eylül
1917
gecesi
saat
23.30'da
üç
uçak
Gökçeada'nın
eski
hava
alanı
ile
hangarlarına
10
kiloluk
15
bomba
atmışlardı.
Uçaklar
üsse
dönerken Kefalo limanında
uçaksavar ateşiyle karşılaşmışlar ancak
isabet almamışlardı. |
18
Eylül
1917'de Limni adası üzerinde keşif
yapan bir uçak Mondros dışında mânia önünde
bir gözetleme botu, Mondros içinde Prince Of
Wales sınıfından iki harp gemisi, Duke Of
Edinburg sınıfından bir zırhlı kruvazör,
büyük bir hastane, dört büyük, 10 küçük
hakliye ve iki tamir gemisi, Mondros'da uçak
alanı, balon hangarı görmüş; Kandiya
körfezinde büyük bir nakliye ve pek çok
sayıda küçük gemiler tespit etmişti. |
30
Eylül
1917'de
Türk
Deniz
Tayyare
Bölüğünden
bir
keşif
uçağı
tek
kişilik
iki
uçakla
himayeli
olarak Limni adasına keşif
yapmak üzere görevlendirildi. Keşif ekibi
Mondros'da beş muhrip, ağ mâniasının önünde
bir gözetleme botu, Mondros içinde Prince Of
Wales sınıfından iki harp gemisi, bir
monitor ve Duke Of Edinburg sınıfından bir
kruvazör, Juno sınıfından iki muhafazalı
kruvazör, Mondros önünde takriben altı
muhrip, bir hastane; Kandiya körfezinde
3000–4000 tonluk dört nakliye, birçok küçük
gemi gördü ve Mondros şehrindeki hava
alanında bir değişiklik olmadığını tespit
etti. Purfaroz'daki hava alanı ve
Mondros'daki harp gemilerinden uçağa yoğun
ateş açıldı. |
Purfaroz (Porpuri) üzerinde üsse dönüşte
Türk uçaklarına 2800 metre yükseklikten biri
Bristol, diğeri üç satıhlı düşman uçağı
hücum etti. Bu hücumda isabet alan Türk
himaye uçaklarından birinin benzin deposu
delindiğinden uçak duman çıkararak süzülmeye
başladı. Bir süre sonra ikinci bir Türk
uçağı da denize düşürüldü ve bu keşif
görevinde iki Türk uçağı kaybedilmiş oldu. |
30 Eylül
1917
gecesi
bir
düşman uçağı
Saroz
körfezinden
kıyıya
yakın
bir
yerde
denize
mecburi
iniş
yapmıştı.
Uçağın
üç
kişiden
ibaret
olan
ekibi
esir
edilmiş
ve
uçak
kıyıya
kadar
çekilmişti. |
Esir
edilen
iki
subay,
bir
mühendisten
kurulu
ekipten
elde
edilen
bilgilere
göre;
Uçağa,
İstinye'de
bulunan
donanma
karargâhı
ile
Yavuz
muharebe
gemisini,
Sirkeci
garını
ve
Yeşilköy
uçak hangarlarını
bombardıman
etmek
görevi
verilmişti.
Uçakta
20
büyük
ve
16
küçük
iki
ton
ağırlığında
bomba
bulunduğu,
uçağın
pervanesi
hasarlandığından
Gökçeada'ya
dönemediği
için
bombaları
denize
atarak
Türk
karasularına
mecburi
iniş
yaptığı
öğrenilmişti. |
|