|
|
VECİHİ HÜRKUŞ |
(18 Ocak 1896 - 16 Temmuz 1969) |
|
|
"Vecihi Hürkuş,
18 Ocak 1896 Cumartesi günü
(06 Kanunusani 1311)
İstanbul'da (Dersaadet) doğdu. Babası
İstanbullu bir aileden Gümrük Müfettişi
Ali Feham Bey,
annesi Vidin'de doğmuş, üç yaşında
İstanbul'a gelmiş
Zeliha
Niyir
Hanım'dır.
Üç yaşında iken babası ölmüş. Çok genç
yaşta dul kalan annesi ile geniş bir
ailenin içinde amcalar, halalar,
enişteler, yengeler, ağabeyler ve
ablalar ile birlikte büyümüştür. |
Bir süre sonra Harbiye'de eskrim ve
resim hocası olan amcası
Ahmed Şekür Bey'in
yanına sığınmışlar, sonra da annesi ve
kardeşleriyle Üsküdar'a yerleşmişler. Üç
kardeşin ortancası olan Vecihi çok canlı
ve hareketli bir çocuktu. İlkokulu
Bebek'te okudu, Üsküdar'da Füyuzati
Osmaniye Rüştiye'sinde ve Üsküdar
Paşakapısı İdadi'sinde okudu, sanata
olan ilgisinden Tophane Sanat Okulu'na
geçti ve bu mektebi bitirdi. |
1912'de
Balkan Harbi'ne eniştesi Kurmay Albay
Kemal Bey'in yanında gönüllü olarak
katıldı. Edirne'ye giren kuvvetler
içinde yer aldı. Balkan Harbi sonunda
İstanbul Ordu Kumandanlığı tarafından
Beykoz Serviburun'daki esir kampına
kumandan oldu. |
Tayyareci olmak istiyordu. Yaşı küçük
olduğundan makinist
mektebine aldılar. Tayyare
Makinist Mektebi'nden Küçük
Zabit (Gedikli/Astsubay)
olarak mezun oldu. Makinist
olarak Birinci Dünya
Savaşı'nda Bağdat cephesine
gönderildi. Orada
2 Şubat 1916
tarihinde bir uçak kazasında yaralanarak
İstanbul'a döndü. |
Yeşilköy'deki Tayyare Mektebi'ne
girerek tayyareci oldu.
Pilot olarak ilk uçuşu
21 Mayıs 1916
tarihindedir.
15 Kasım 1916
tarihinde tayyarecilik tahsilini
bitirerek pilot diplomasını aldı. |
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
1917
sonbaharında
Kafkas Cephesi'ne,
7. Tayyare Bölüğü'ne atandı. Orada bir
Rus uçağı düşürerek Kafkas Cephesi'nde
uçak düşüren ilk tayyareci oldu. |
8 Ekim 1917
günü bir hava savaşında yaralanarak
düşünce, Rus'lara esir olmadan önce
uçağını teslim etmemek için yaktı. Esir
olarak Hazar Denizi'ndeki Nargin
Adası'na gönderildi. Azeri Türklerinin
yardımı ile adadan yüzerek kaçtı. Nargin
Adası’nın karşısındaki Bakü, Rus işgali
altında olduğundan, savaşa katılmayan
İran’da karaya çıktılar. Birlikte
kaçtığı istihkâm Teğmeni Salih Bey ile
2,5 ayda yaya olarak Süleymaniye
üzerinden Musul’a geldiler. |
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
İstanbul'a geldiğinde savaşın sonları
idi. Başkent
İstanbul Hava Müdafaa Bölüğü'ne
tayin oldu. Vecihi Bey İstanbul hava
müdafaasına katıldı. İstanbul işgal
edilince esaretten dönen askerlerin
arasında gizlice Harem'den kalkan bir
gemiyle Mudanya'ya, oradan Bursa ve
Eskişehir üzerinden Konya’ya giderek
Kurtuluş Savaşı'na katılmıştır. Kurtuluş
Savaşı'nda Vecihi Hürkuş, “Sivil
Pilot”tur. |
Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son
uçuşunu yapan,
İzmir / Seydiköy Hava Meydanını işgal
eden tayyareci olmuş, TBMM'den üç defa
takdirname alarak kırmızı şeritli
İstiklal Madalyası kazanmıştır.
|
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
Kurtuluş Savaşı içinde Akşehir'de
Jandarma Komutanı Ratıp
Bey'in kızı
Hadiye
Hanım'la evlendi. İzmir'de
Gönül,
İstanbul'a döndüklerinde de
Sevim isimli iki kızı
olmuştur. |
Savaş sonrası İzmir'de Seydiköy'de açılan tayyare
okulunda yeni tayyarecileri eğitime
başlamış, tam o sırada 1923 yılı
başlarında İzmit mıntıkası Tayyare
bölüğüne atanmış. Üç ay sonra İzmir'de
Binbaşı Fazıl'ın
eğitim uçuşu sırasında hayatını
kaybetmesiyle yeniden İzmir'e çağrılmış,
kara ve deniz okulunda öğretmenliğinden
başka fen işleri ile de uğraşmış.
Savaşta çekilen yoklukların giderilmesi
amacıyla havacılığı millileştirme
düşünceleri başlamıştı. |
Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu
tayyaresini almaya
görevlendirilmiş. Hizmet
karşılığı bu uçağa “Vecihi”
adının verilmesi, 1919'dan beri uçak
projeleri yapan Hürkuş'ta uçak inşa
etmek düşüncesini yeniden
canlandırmıştır. |
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
Ganimet olarak Yunanlılardan ellerine
geçen pek çok motordan
yararlanarak projesini
hazırlayıp ilk uçağı
Vecihi
K VI'yı imal etmiştir. Uçağı
için uçuş müsaadesi istemiş, uçabilirlik
sertifikası için bir teknik heyet
oluşturulmuş, ancak teknik heyetin
içerisinde tayyareyi uçuracak ve kontrol
edecek personel bulunmadığından
gecikmiştir. Sonunda teknik heyetten
birinin "Vecihi, biz sana bu lisansı
veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla,
uç, bizi de kurtar" sözü üzerine Hürkuş,
28 Ocak 1925'de
uçağı Vecihi K VI ile ilk uçuşunu yapar. |
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
İzin almadan uçtuğu için
cezalandırılınca, istifa
ederek hava kuvvetlerinden
ayrılıp Ankara'ya gider ve
kurulmakta olan Türk Tayyare
Cemiyeti'ne (T.T.C.)
katılır. T.T.C. Fen şubesini
organize etmekle
görevlendirilir. Gazi
Mustafa Kemal'in "İstikbal
göklerdedir..." önermesiyle
havacı bir kuşak yetiştirmek
için kurulan Türk Tayyare
Cemiyeti, halkın bağışları
ile yaşayan bir kuruluş
olacaktı. Bunun için bir
okul açmak, milli bir hava
sanayi kurmak amacındaydı.
Hürkuş, yaptığı uçağını geri
alıp, T.T.C.'nin bağış toplama
faaliyetlerinde kullanarak halka
havacılık sevgisini aşılamak istiyordu
ama uçağını geri almayı başaramadı. |
Bağış toplamak için bir madalya
tüzüğü hazırlandı. Bağışa
göre bronz, gümüş, altın ve
elmaslı madalya verilecek,
10.000 TL bağışlayanın adı
da alınacak uçağa ad olarak
verilecekti. Türk Tayyare
Cemiyetine ilk yardım Ceyhan
ilçesinden gelmiş, 10.000 TL
telgrafla bağışlanmış,
alınan ilk uçağa da
Ceyhan
adı verilmiştir. |
Hürkuş'un uçakla yurtiçi bağış gezileri
de bu uçakla başlamıştır.
|
Bu arada Avrupa havacılığının
incelemek için bir heyetle
Hürkuş, ikinci kez Avrupa'ya
gider. Almanya'da
Junkers
ve Rohrbach uçak
fabrikalarını ziyaret ederler. Bu
fabrikalar Türkiye'de anonim şirket
halinde tayyare fabrikası kurmak
fikrindeydiler. Fransa'da da Breguet,
Potez, Hanriot gibi birçok fabrikaları
ziyaret etmişler, Hürkuş da bu
fabrikaların uçaklarıyla tecrübe
uçuşları yapmış, Potez 25 tipindeki
rekor tayyaresiyle akrobasi uçuşundan
sonra fabrika tarafından Atlantik
Okyanus geçiş uçuşu yapması için teklif
yapılmış, fakat Fransız Aero Kulübü'nün
baskısı ile teklif suya düşmüştür.
|
Türkiye'ye dönüşte 19 Ekim
1925'de Tayyare Cemiyeti
Yönetim Kurulu istifa etmiş,
cemiyetin tasarı ve
projeleri suya düşmüş,
elindeki tayyare, vasıta ve
elemanları hava kuvvetlerine
verilerek havacılıkla ilgisi
kesilmiş oluyordu. Hürkuş'un da tekrar hava kuvvetlerinde
görev alması istenince istifa etmiştir.
|
Milli Savunma Bakanlığı, Kayseri'de
Tayyare Onarım ve Motor
Anonim Şirketi (TOMTAŞ)
adında bir fabrika kurmak için anlaşır.
Hürkuş, TOMTAŞ'ın teklifini kabul ederek
Almanya'ya gider. Hürkuş, Almanya'da
Junkers A.20 tayyarelerinde bazı
noksanlıklar bulur, onların düzeltilmesi
ile Junkers A.35'lerin yapımını da
üstlenir.. |
18 Temmuz 1926'da telgrafla
memlekete çağrılır, Junkers
A.35'in satın alınması için
tecrübe uçuşu istenir.
Junkers bu uçuşun özellikle
Hürkuş tarafından
yapılmasını, uçağının
zamanın en modern ve yüksek
ateş kudretinde iki kişilik
av tayyaresi, savaşta her
tarafa ateş saçabilme gücü
olduğunun kanıtlanması için
Fransızların gözde uçağı
Nieuport Delage ile savaşını ister. 1 Ağustos
1926 da temsili savaş yapılır, savaşı
Junkers A.35 ile Hürkuş kazanır. |
Hürkuş yurda döndükten
sonra, TOMTAŞ
emrinde biri 14 kişilik 3 motorlu
Junkers G.24, diğeri altı kişilik tek
motorlu Junkers F.13 yolcu
tayyareleriyle Ankara - Kayseri arasında
ulaşım uçuşları yapar. Tarih 1927'dir.
Hürkuş'un bu uçuşlarının, yurdumuzda ilk
hava yolları uçuşları olduğu
düşünülebilir. |
Hürkuş, TOMTAŞ'a, Junkers A.35'in
kanatlarına benzin depoları ilavesi ile
havada kalma süresini uzatarak
Ankara-Tahran uçuşunu direkt yaparak,
İran devletine uçağı göstermek ve
hükümetimizin rızasıyla devletimizin
ihtiyacından fazlasının yabancı
devletlere de satılabilmesi fikrini
açmış. Bu yapılırsa hem devletimiz
şereflenecek, hem de TOMTAŞ'a büyük
faydası sağlayacaktı. O sırada henüz
TOMTAŞ fabrikası teşekkül etmemiş ve
Junkers A.35 tayyaresi de TOMTAŞ'a
devredilmemiş olduğundan bu uçuşu
reddedilmişti. |
16 Eylül 1926
tarihinde Türkiye'de ilk paraşüt
gösterisi Ankara'da yapıldı. Vecihi
Hürkuş'un kullandığı Junkers F–13
uçağından Alman paraşütçü
Heinke'nin 700 m irtifadan
yaptığı 178. atlayışı Gazi Mustafa Kemal
ve Ankaralılar izlediler. |
Milli havacılığımız için
güzel bir başlangıç olan TOMTAŞ ne yazık ki 1928
yılına kadar çalışmalarına devam
edebildi. Kötü yönetimi yüzünden 1928'de
iflas etmiş, daha doğrusu iflas
ettirilmiştir. |
Hürkuş 1925'de Kurtuluş Savaşı öncesi
İstanbul'da iken
sevdiği, Mustafa
Kemal'in yanına
Anadolu'ya geçtiği için
ailesi tarafından
kendisine verilmeyen
İhsan Hanım'la anlaşmış,
eşinden ayrılarak onunla evlenmiş ve
1927'de Perran isimli bir kızı daha
doğmuştur. |
Bir yıllık aradan sonra
Hürkuş, Türk Hava
Kurumu'ndaki eski görev
yeri olan Teknik Şubeye
döner. |
1930 yılı Sanayi Kongresi Ankara'da
toplanmış, Halkevi'nde
de Yerli Mallar Sergisi
açılmıştır. Hürkuş
burada yerli malı
uçaklarının resim ve
maketleri ile üstten
kanatlı kapalı kabinli
Vecihi K-XI tipi
uçak modelinin minyatürünü sergiler ve
büyük ilgi görür. Kurumda boş durmaz,
yeni uçak model ve tiplerini tasarlamaya
devam eder. |
1930 yılı yıllık iznini iki ay
ücretsiz olarak uzatıp
Kadıköy'de bir keresteci
dükkânını kiralayarak,
üç ay içinde ilk Türk
sivil uçağını, aslında
ikinci uçağı
Vecihi XIV uçağını
inşa etmiştir. İlk uçuşunu
27 Eylül 1930'da Kadıköy
Fikirtepe'de büyük bir kalabalık ve
basın topluluğu karşısında yapmıştır.
Uçak iki kişilik, tek motorlu spor ve
eğitim uçağıdır. Uçağı ile birlikte
uçarak Ankara'ya dönmüş, Ankara üzerinde
bir gösteri yapmış, Başbakan İsmet İnönü
ve bazı komutanlar tarafından uçağı
incelenerek tebrik edilmiş. Uçabilirlik
sertifikası verilmesi için İktisat
Bakanlığı'na müracaat ederek müsaade
istemiştir. |
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
14 Ekim 1930'da, "Tayyarenin
teknik vasıflarını tespit edecek kimse
bulunmadığından gereken vesika
verilmemiştir" cevabını
almış. Hürkuş, bunun üzerine bakanlık
nezdinde yapılan girişimler sonucu uçağa
istenen belgenin alınması amacıyla
Çekoslovakya'ya gönderilmesi için
müsaade almıştır. Uçak Ankara’da
sökülmüş, Demiryolu vagonları ile
Haydarpaşa’ya, Sirkeci’den de Prag’a
gönderilmiştir. |
Hürkuş, 6 Aralık 1930'da
Prag'a geldiğinde henüz
tayyare gelmemişti.
Tayyareye ait statik
raporu gibi resmi evrak
önce Çek diline
çevrilmiş, uçak gelince
tekrar monte edilerek
uçağın malzemeleri ve
her türlü teknik
kontrolü yapıldıktan
sonra uçuşu istenmiş.
Her türlü uçuş şekilleri
ile uçağın kontrolü
tamamlanmıştır.
|
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
Hürkuş
23 Nisan 1931'de
Çekoslovakyalı yetkililer tarafından
civardaki bir gazinoda düzenlenen bir
törenle, başköşesinde "Yaşasın
Türk Tayyareciliği" yazılı
bir pankartla onurlandırılarak uçuş
müsaadesini almıştır. |
25 Nisan 1931'de Çekoslovakya'dan
uçarak Türkiye'ye gelmek
için yola çıkıp
5
Mayıs 1931'de Türkiye'ye
gelmiştir. Hürkuş, uçağının atıl
kalmaması için Posta İdaresi ile çeşitli
görüşmelerde bulunur. İlk kurulmak
istenen posta hattı Ankara-Erzurum ile
Ankara-İstanbul arasında düşünülür. |
Bu arada Türk Hava Kurumu yeni bir
turne planlar. Ankara'dan
başlayan uçuş Aksaray, Konya, Manavgat,
Antalya, Fethiye, Muğla, Aydın, Denizli,
Uşak, Eskişehir, Adapazarı, İzmit ve
Yeşilköy'de tamamlanır. Uçuş
büyük bir başarıyla tamamlanmıştır.
Kurum şubeleri bağışlarla
zenginleşmiştir, ama 3 Kasım 1931
tarihli telgrafla büyük yardımcısı
makinisti Hamit'in işine son verilir
Hürkuş'a ödenen uçuş tazminatı kesilerek
Vecihi XIV uçağı uçuştan men edilir.
Bundan sonraki uçuşların Milli Savunma
Bakanlığı tarafından verilecek uçakla
gerçekleştirileceği bildirilir. Bu durum
Hürkuş'un kurum'dan tekrar ayrılmasına
neden olur. |
Gezileri sırasında gençlikte
oluşturduğu uçma sevgisi
ile bir havacılık okulu
açmayı düşünür.
21 Nisan 1932'de
İlk Türk Sivil Havacılık Okulu'nu
kurar. İkisi kız olmak üzere 12 öğrenci
kaydolur.
27 Eylül 1932'de
eğitim ve öğretime başlanır. Okulun
gayesi Türk gençliğini havacılığa
alıştırmak, tayyareci kuşaklar
yetiştirerek Türkiye Cumhuriyeti hava
ordusunun yedek gücü olmaktı. |
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
Okulun motorlu ve
motorsuz iki şubesi
vardı. Eğitim teorik ve
uygulamalı olarak
yapılıyordu. Büyük bir
atölyesi vardı.
Kalamış'ta bir hangar ve
uçuş alanı olarak
kullandıkları küçük bir
sahası, bir de Fikirtepesi'nde uçuş
alanları vardı. |
İlk 12 öğrenci
Sait, Tevfik, Muammer,
Abdurrahman, Salih, Osman, Rıza, Hikmet,
Hüseyin, Kenan, Eribe ve
Türkiye’nin ilk kadın pilotu olan
Bedriye (Gökmen)
idi. Öğrencilerin eğitim sırasında
hiçbir kazası olmamıştır. Zor koşullarda
eğitim yaparken bazı kurumların, örneğin
Tekel İdaresi'nin ve İş Bankası'nın
reklâmlarını yapmış, bazı vatansever
yetkili kuruluşların da yardımları
olmuştur. |
Nuri Demirağ
Bey, bir tayyare yapımı için
5.000 TL vermiş, böylece 1933'de adı "Nuri
Bey" olan “Vecihi
XVI” kapalı kabin uçağı
yapılmıştır. |
Aynı yıl tek satıhlı “Vecihi XV”
uçağını da inşa etmişler ve
30 Ağustos 1933'de iki
Vecihi XIV, iki tane Vecihi XV ve Nuri
Bey Vecihi XVI uçakları ile öğrencileri,
İstanbul göklerinde gösteri uçuşu
yapmışlar. Okulda, bir de “Vecihi
SK-X” adlı, uçak motoru ile
çalışan deniz botu yapılmıştır. |
Öğrencilerinden Sait Bayav, Tevfik
Artan, Muammer Öniz, Osman Kandemir, ilk
kadın tayyarecimiz Bedriye Gökmen ve
kızı (yeğeni) Eribe yalnız uçmayı
başarmışlardır. Vecihi Sivil Tayyare
Okulu parasal sorunlardan ve
yetiştirdiği öğrencilerin diplomalarına
denklik verdirememiş olmasından
kapanmıştır. |
1935 yılı başlarında Türk Hava Kurumu
Başkanı
Fuat Bulca, çağrılı
olarak Rusya'ya gider. Orada sivil
havacılığın durumunu görür ve dönüşünde
Atatürk'e anlatır.
Atatürk,
gezdiği her yerde kendisini havadan
saygıyla izleyen, gazetelerdeki
yazılardan izlediği Hürkuş hakkında da
Fuat Bey'den bilgi ister. Aldığı
cevaplar karşısında Büyük Atamız: "Ya,
öyle mi? O halde Türk Kuşu namı ile yeni
bir çalışma yolu açın ve Vecihi'den
faydalanın!" emrini
verir. |
Hürkuş Ankara'ya
çağrılır. O da uçağına
atlayarak Ankara'ya
gelir. Hürkuş bu
durumdan çok
sevinçlidir. Türk
Kuşu'nda yapılması
düşünülenler, onun
gerçekleştirmek istediği
şeylerdir.
|
Başöğretmen olarak amatör gençleri
çalıştırmak, Etimesgut
hangarlarını yapmak, yaz
kampı için uçuş sahası
İnönü'nün bulunması ve
okulunda yetiştirdiği
öğrencilerinden Sait Bayav,
Tevfik Artan ve Muammer Öniz'in Rusya'ya
eğitime gönderilmesi onun mutluluğu
olur. Ne yazık ki
29 Ekim
1936'da yeğeni
Eribe'nin paraşütünün
açılmaması nedeniyle düşmesi ve 30 Ekim
1936 günü şehit olması onu çok üzmüştür.
|
Türk Hava Kurumu,
1937
sonbaharında mühendislik eğitimi için
Hürkuş'u Almanya'ya gönderir. Vecihi
Hürkuş, Weimar Mühendislik
Mektebi’ne ihtisas
sınıfından başlatılmış, bir buçuk yıl
sonra da mezun olmuştur.
27
Şubat 1939'da Tayyare Makine
Mühendisliği diplomasını almıştır.
Türkiye'ye döndüğünde Bayındırlık
Bakanlığına başvurarak, "Tayyare
Mühendisliği Ruhsatnamesini" almak
istedi. Ancak yetkililer, "iki yılda
mühendis olunmaz" diye bir gerekçe ile
kabul etmemişlerdir. |
Mühendisliğini
Danıştay kararı ile
kabul ettirir. Türk Hava Kurumu'nda da
yönetim değişmiş, vazifeleri başkalarına
verilmiştir. O günkü koşullarda teknik
imkânın olmadığı
Van'a
tayin edilir. Bunun üzerine istifa
ederek kurumdan ayrılır. |
1942
Yılında “Vecihi Havada”
kitabını yayınlar. Bu kitabında,
1915-1925 yılları arasında Birinci Dünya
Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin
ilk döneminde yaşadıklarını, ilk uçağını
nasıl yaptığını anlatır.
|
|
Fotoğraf: Tayyareci Vecihi Hürkuş
Müzesi Derneği Arşivi |
|
Havacılıktan uzun bir ayrılıktan
sonra
1947'de
Kanatlılar Birliği'ni kurdu.
Gençlerin büyük ilgi gösterdiği bir
kuruluş oldu.
|
1948'de Türk Hava Kurumu'ndan Magister tipi bir öğrenim
uçağı temin ettiler. Kızı Gönül'ün Yazı
İşleri Müdürü olduğu "Kanatlılar"
adlı aylık bir dergiyi, 12 sayı
çıkarttılar. Büyük çoğunluğu üniversite
öğrencileri olan Kanatlılar Birliği
fazla yaşayamadı. |
1951'de
beş arkadaşıyla birlikte havadan zirai
ilaçlama yapmak üzere "Türk
Kanadı" adı ile bir şirket
kurmuş, Sait Bayav ve Muammer Öniz'le
İngiltere'ye giderek Auster MK-V tipi üç
uçak almışlar. Türkiye'ye döndükten
sonra ortaklar arasında çıkan
anlaşmazlık üzerine Hürkuş, haklarından
vazgeçerek şirketten ayrılır. 1952'de
Paro mamasının reklâmını yapmak için
tekrar İngiltere'ye giderek Percival
Proctor V tipi dört kişilik hafif turist
tipi tayyare alır. Bu tayyare ile
değişik müesseselerin reklâmını yaptı.
Paro bebek maması, Puro sabunu gibi gıda
ve malzemeleri ufak kâğıt paraşütlerle
uçaktan dağıtarak, kanatlarına taktığı
patiskalar üzerine banka isimlerini
yazarak reklâmcılık yaptı. |
6 Ağustos 1954'de “40.
Hizmet Yılı”nı kutlamak için
Yeşilköy Uluslararası Havaalanı'nın
salonunda "Türk Havacılar
Bayramı" adıyla bir jübile
yapıldı. |
Fotoğraflar: Tayyareci
Vecihi Hürkuş Müzesi
Derneği Arşivi |
|
29 Kasım 1954'de Hürkuş Hava
Yolları'nı kurdu.
Türk Hava
Yolları'nın seferden
kaldırdığı
uçaklardan sekiz
tayyare Ziraat
Bankası'ndan kredi
ile satın alınmıştı.
Bir takım
güçlüklerle
uğraşarak hava
yollarının sefer
yapmadığı yerlere
seferler koyarak,
izin vermediklerinde
gazete taşıyarak
çalışmak istedi, ama
kazalar,
kaçırılmalar,
sabotajlar sonunda
Hürkuş Hava
Yolları'nın uçakları
uçuştan men edildi. |
Buna rağmen elinde
kalan son uçağını
(TC-ERK) da Maden
Tetkik Arama
Enstitüsü'nün
emrinde kullanarak
Güney Doğu
Anadolu'da toryum,
uranyum ve fosfat
arayarak zor doğa
koşullarında
çalıştı. |
Hayatının sonlarında
çok sıkıntı çekmiş,
borçlandırılmış,
uçamayacak duruma
düşürülen
uçaklarının sigorta
giderleri ve
bunların faizleri
borcuna eklenmiş,
icra takipleri,
davalar neden ile
vatana hizmet
tertibinden
kendisine bağlanan
çok yetersiz maaşına
bile haciz
konmuştur. |
Ankara'da anılarını yazarken, beyin
kanamasından
komaya girdi.
Gözleri ve kalbi
göklerde olan
Vecihi Hürkuş,
insanların aya
ayak basmak
üzere dünyadan
ayrıldığı gün
olan
16 Temmuz 1969
tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu.
Ankara, Cebeci Asri Mezarlığı'nda
defnedildi. |
|
Vecihi Hürkuş Anıtı |
Kızıltoprak-Kadıköy/İstanbul |
|
Fotoğraf:
Tayyareci
Vecihi
Com |
|
Kaynak:
Kaynaklar
Sayfası
/
Yurtiçi
Sıra
No.: 24 |
|