Genel inanış,
uçuşun doğasında
olan G
kuvvetlerinin
disk hernisi
gelişimine
doğrudan katkısı
olduğu
yönündedir. Bu
kanıyı
güçlendiren en
önemli gözlem,
bazı pilotların
uçuşta ani
gelişen bel veya
boyun ağrıları
nedeniyle
inkapasitasyon
sonucu acil iniş
yapmak zorunda
kalmalarıdır.
Dünyada en fazla
iş gücü kaybına
neden olduğu
bilinen bel ve
boyun
ağrılarının uzun
sürmesi ve bu
sorunlarla karşı
karşıya kalan
uçucuların uzun
süreli uçuştan
uzaklaşması
nedeniyle bu
durum daha da
önemli olmuştur. |
İntervertebral
diskin (İVD) dikey
yüklenmesinde disk
içi basınç simetrik
olarak dağıtılır.
Ancak yüklenmenin
bir tarafa olması
durumunda disk
içindeki basınç
asimetrik dağılır.
Bu da nukleus
pulpozusun düşük
basınca doğru yer
değiştirmesine neden
olur. Anulus
fibrozis ise bunun
tersine olarak
yüksek basıncın
olduğu tarafta
dışarı doğru taşar.
Anulus fibrozisin
dışarı taşması,
bitişik omur cismi
üzerindeki kemik
zarının kemikten
ayrılmasına ve
burada da bir boşluk
oluşmasına neden
olur. Daha sonra
oluşan boşluk içinde
kemiksi uzantılar (osteofit)
gelişir. Bu
osteofitler
genellikle omurganın
ön ve yan tarafında
oluşur. |
Disk
dejenerasyonu:
Diskte
yaşlanmayla
birlikte ortaya
çıkan normal
anatomik ve
morfolojik
değişikliklere
İVD
dejenerasyonu
denir.
Dejenerasyon,
disk hernisi
oluşumuna
doğrudan neden
olmaz fakat
hazırlayıcı bir
faktördür.
Omurgada gelişen
sorunlar ile
klinik bulgular
genellikle
birbirine
karışır ve
bunları normal
yaşlanma
belirtilerinden
ayırmak zordur.
Soruna sadece
radyografik
görüntülerle
yaklaşmak
hatadır. Çünkü
radyografik
boyun disk
dejenerasyonu 50
yaşa kadar olan
insanlarda
%25¬¬-50
oranında vardır
ve 65 yaşa kadar
%75-85 oranına
yükselir.
Kadavraların
servikal
omurgalarında
yapılan bir
çalışmada C3-4
diskinin
altında, ağır
değişiklikler
oldukça yüksek
oranda
bulunmuştur.
Lomber bölgede
ise İVD
erkeklerde 20’li
yaşlarda
görülmeye
başlarken,
kadınlarda 30’lu
yaşlardan sonra
ortaya çıkar. 50
yaştan sonra %
97 oranında disk
dejenerasyonu
görülmüştür. Bel
omurlarında en
sık L3-4 ve L4-5
disklerinde
dejenerasyon
saptanmıştır. Bu
durum, zaten
yaşlanma
sürecinde
disklerde
dejenerasyonun
gelişeceğini
göstermektedir.
Fakat diskin
üzerine sık
aralıklarla olan
yüklenme ve
gevşemeler, disk
dejenerasyonunu
hızlandıran bir
faktör olarak
görülmelidir.
Bununla birlikte
bu
dejenerasyonun
bel ağrısını
izah edebileceği
de
düşünülebilir. |
Pilotların
bel-boyun ağrıları:
Jet pilotlarında
yapılan anket
çalışmalarında,
yüksek +Gz ile buna
maruz kalma
süresinin artmasıyla
bel ağrısı
yakınmalarının da
arttığı; yaş ile bel
ağrısı arasında bir
ilginin olmadığı
anlaşılmıştır. Bu
durum, ağır sportif
egzersizlerde olduğu
gibi diskler üzerine
sık sık olan
yüklenmelerin neden
olduğu ağrılara
benzemektedir.
Ayrıca +Gz
maruziyetinin
olmadığı sivil hava
yolları uçucularına
uygulanan benzer bir
anket çalışmasında
da uçuş süresinin
artması ile bel
ağrısı görülmesi
arasında doğru
ilişki olduğu
bildirilmiştir. Bu
çalışmalar, ağrıda
postürün önemini
göstermektedir.
Ayrıca servikal
bölge için yapılan
bir çalışmada disk
hernisi görülme
sıklığının
uçucularda normal
popülasyona göre
biraz daha fazla
olmakla birlikte, bu
fazlalığın
istatistiksel
anlamlı olmadığı
gösterilmiştir. |
Helikopter
uçucularında ise
vibrasyona bağlı
olarak omurganın iki
yanında uzanan
kasların
yorgunluğunun
ağrılara neden
olacağı
düşüncesiyle, uçuş
esnasında EMG
çekilerek yapılan
çalışmalarda bu
görüşü destekler
bulgu
saptanmamıştır.
Çalışmaların tümünde
ağrı sebebi olarak
helikopter
uçucularının uçuş
esnasındaki
postürünün sorumlu
olduğu
bildirilmiştir.
Hatta helikopter
kokpit dizaynının
acil olarak yeniden
düzenlenmesi
gerektiği dahi
savunulmuştur. |
SONUÇ:
Akseleratif
kuvvetlerin omurga
üzerindeki olumsuz
etkisi, osteofit
gelişimi ve
eklemlerde
bozulmadır. Disk
dejenerasyonuna ve
disk hernisi
gelişimine etkisi
sınırlıdır.
Ağrıların asıl
kaynağının uçuş
esnasındaki postür
bozukluğu olduğu
düşünülmektedir. |
Hazırlayan:
Dr. Alb.
Zafer
Çanakçı
(Beyin
ve Sinir
Cerrahi
Uzm.
Eskişehir
Asker
Hastanesi) |
www.hvtd.org |
|
|