17 Temmuz 2006 |
Türk Hava Kurumu |
İnönü Eğitim Merkezi |
Eskişehir |
Hava Taksi Uçuşu |
|
Bir
şeyleri başarmak için, hayata
bağlanman gerekir, inanman
gerekir. En önemlisi inanmak
için bir şeyinin olması gerekir,
ondan kopmaman, vazgeçmemen,
hatta hayatının her saniyesini
onu düşünerek yaşaman. Seni
ayakta tutan şey budur.
Yaşamının amacıdır. Damarlarında
akan kanda hissedersin onu.
Kalbinin atışını sağlayan
güçtür. Sana cesaret verir,
korkusuzluk verir. Her
ağlayışında, sebebi her ne
olursa olsun, gözünden akan her
damla yaşta yaşar hayalin. Onun
varlığıyla var olursun.... |
İşte, beni kendisine bu
derece bağlayan hayalimin
gerçekleşmesi için attığım
ilk adımlardan biriydi,
Eskişehir yolculuğu. |
Evden çıkarken,
yıllardır hayalini
kurduğum uçuş zevkini
yaşamaya gitmiyordum
sanki. Kendimi
inandırmaya
çalışıyordum. Ama
kendimi alı
koyamıyordum,
düşünmekten. Acaba ne
olacak? Nasıl bir his?
Arabanın camından yolu
izlerken, “uçacağım”
düşüncesi aklıma
geldikçe, dudaklarımdaki
gülümseme yüzüme
yayılıyordu. |
“İnönü Eğitim
Merkezi” yazılı
tabelanın altından
geçerken, kendimi
hiç hissetmediğim
kadar özel
hissediyordum. Mavi
göklerle buluşmuş
insanlardan biri
olacaktım. Heyecanım
doruklardaydı.
|
Pist başında beklerken hocanın bana
seslendiğini işittim. Onun ve
“tango” ismini verdikleri planörün
başına gittim. Hocaların yardımıyla
paraşütümü taktım, planörün ön
koltuğuna oturdum, kemerimi
bağladım. Hoca yanıma
gelerek, eğildi ve
rahat olup olmadığımı öğrendikten
sonra bana yapmam ve yapmamam
gerekenlerden bahsetti. Özellikle
uçuşta lövyenin hareketlerine engel
olmamamı ve elimle içerideki hiçbir
yere tutunmamamı söyledi. Daha sonra
arka koltuğa oturdu ve kanopiyi
kapattı.
|
Hazırdık.
Hiç
korkmuyordum.
Çünkü beni
uçuracak olan
hocaya son
derece
güveniyordum.
Kalkış öncesi
hocanın son sözü
şuydu; “Ellerini
dizlerinin
üzerine koy ve
uçuşun tadını
çıkar” |
Planörü çeken vincin ipleri
gerildi ve planörümüz hareket etmeye başladı. Havalanırken sağ tarafıma baktım.
Sanki gördüğüm, içinde olduğum planörün değil de benim kendi kanatlarımdı.
Ayrıldığımız pistin gitgide küçüldüğünü gözlemleyebiliyordum. Planör vinçten
ayrıldığında negatif G’nin etkisinden dolayı kanın bir anda vücudumun üst
kısmına doğru yöneldiğini hissettim. Planörümüz dönerek yavaş yavaş irtifa
alırken hoca bana planör hakkında bilgiler verdi. Planörün motorsuz olmasına
rağmen nasıl uçtuğunu anlattı. Göstergelerden ve ne işe yaradıklarından bahsetti.
Uçuş boyunca bana irtifamızın ve hızımızın kaç olduğunu sordu. Hepsine doğru
yanıtları verdim. Yunuslama (Uçağın burnunun aşağı ve yukarı hareketi)
hareketleri yaparken, planörün boşluğa girmesinden etkilenmediğimi görünce hoca;
“aferin, senden iyi öğrenci olur” dedi. Bu sözden sonra kendime güvenim daha da
artmış olmalı ki, bu sefer soruları hocaya ben sormaya başladım. Bu işe nasıl
başladığından, 500 m. altımızdaki manzaranın güzelliğine kadar sohbetimiz hiç
eksik olmadı uçuş boyunca. Hocayla yaptığımız bu sohbet ve uçuş benim
havacılığa daha çok bağlanmamı sağladı. Çünkü onu daha iyi tanıyordum artık.
Özellikle havacılığı hiç tanımayan biri, hoca ile birlikte benim yaptığım bu
uçuşu yapsa, havacılığı kesinlikle sever diye düşünüyorum. Gerçekten çok güzel
bir uçuş zevki yaşamıştım. Ama en güzeli, birkaç dakikalığına ve hocanın
kontrolünde de olsa, o lövyeyi tutmak ve planörü kontrol etmekti. Bu
anlatamayacağım kadar güzel bir duygu. Ve sonunda maalesef “kule, esas
bacaktayız, tango” . Güzel bir iniş yaptık. |
Yere
indikten
sonra,
hocayı
annem ve
babamla
tanıştırdım.
Hocanın
onlarla
konuşmasından
ve bana
umut
dolu
bakışlarından
anladım
ki, ben
bu işi
başarabilirim.
Gerek
uçarken,
gerek
uçuş
sonrası
kendimi
çok iyi
hissediyordum
ve bu
hissi
her
zaman
yaşamak
istediğimi
çok iyi
biliyorum.
Beklediğim
gibi
uçuş
sonrası
havacılığa
daha çok
bağlandım.
Daha
sonraki
birkaç
gün
boyunca
bu
uçuşun
etkisinden
kurtulamadım.
Özellikle
Türk
Hava
Kurumu’na
ve
hocalarıma,
biz genç
havacılık
tutkunlarına
uçuş
zevkini
yaşatabilmek
için
yaptıkları
etkinlikler
ve
verdikleri
imkanlar
nedeniyle
teşekkürlerimi
sunuyorum.
Benimle
bu anımı
daha
önce
paylaşmış
olan tüm
arkadaşlarıma
ve
sevgili
Ercan Çetinerler’e
desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Son olarak, her zaman
yanımda olan, benim en büyük destekçim, ailem, beni Eskişehir’e
götürdüğünüz için teşekkürler............ |
|