Ben Kimim

 
 
 

TÜRK ASKERİ UÇAK ÜRETİMİ

 

Türkiye’de uçak üretiminin kökleri, 1912 yılından beri ilk uçak modelleri üzerinde yapılan tamir işlemlerine dayanmaktadır. Aynı yıl Ayastefano/Yeşilköy’deki ana hava meydanında onarım tesisleri kurulmuştur. Bunu 1’inci Dünya Savaşı sırasında 9’uncu umuru Havaiiye emrinde, Ayastefano/Yeşilköy, Şam, Bağdat, İzmir ve Konya’daki atölyelerle birlikte düzenli bir bakım teşkilatı oluşturulması takip etmiştir. Ayastefano/Yeşilköy, Şam ve Bağdat’taki onarım çalışmalarının son derece ayrıntılı yapılması teşkilatı uçak üretimi noktasına yaklaştırmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye tek başına kalmış, uçakların uçmasını sağlamada geçici çözümler ve pratik zeka kural haline gelmişti. “Kurtuluş Savaşı” sırasında güvenilir bir uçak kaynağı ve tedarikine ilişkin olarak öğrenilen dersler şüphesiz ki en kısa zamanda Türkiye’de bir uçak üretim tesisi kurma yönündeki kararın da etkili olmuştur.

Kurtuluş Savaşı’nın 1922 yılı sonlarında kazanılmasını takiben sonra birkaç yetenekli Türk havacısı, kendi uçaklarını yapma, hatta bir Türk havacılık endüstrisi başlatma düşüncesi üzerinde durmaya başladı. Pilot Vecihi (daha sonra Vecihi Hürkuş ), bir Türk uçağı yapma konusunda ilk adımı atan ilk kişiydi. 1924 yılında birkaç Türk mühendisi, Avrupa’da uçak üretimi yapan çeşitli ülkelere eğitime gönderildi. 1926 yılında Fransız Hanriot şirketinin yardımıyla Yeşilköy’de bir hava eğitim okulu kuruldu. Bu gelişmeler doğrultusunda, Türkiye’de bir havayolu ve uçak fabrikası kurmak amacıyla 1923 yılında Almanya’daki Junkers fabrikasıyla bağlantı kuruldu. Junkers, Kayseri’deki TOMTAŞ uçak fabrikasını Ekim 1926’da resmi olarak hizmete açtı.

BÜYÜK TÜRK UÇAK İMALATÇILARI KRONOLOJİSİ
- Vecihi Hürkuş / Kendi askeri tasarımları, 1924
- TOMTAŞ / Tayyare, Otomobil Ve Motor Türk Anonim Şirketi, 1925
- KTF / Kayseri Tayyare Fabrikası, 1932
- Selahattin Alan / Uçak tasarımları, 1932
- Hava Kuvvetleri Komutanlığı / Uçak Fabrikası, 1942
- M.K.E.K. / Makine Ve Endüstrisi Kurumu, 1952
- 2'nci HİBM / Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı, Kayseri
- 1'nci HİBM / Hava İkmal Ve Bakım Merkezi Komutanlığı, Eskişehir
- 901'nci Hava Aracı Ana Depo Ve Fabrika Komutanlığı, 1984
- TAİ / Türk Havacılık Ve Uzay Sanayi, 1985
Yeşilköy Tayyare İstasyonu'nda Albatros Uçaklarının Montaj Ve Bakımı, 1917
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi
Yunan Deniz Kuvvetleri'nden Ele Geçirilen DH.9 Halkapınar-İzmir'de onarımda
Halkapıar-İzmir, 1923
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

VECİHİ HÜRKUŞ

Vecihi Bey başlangıçta teknisyen, daha sonraları pilot olarak Osmanlı havacılık birimlerinde hizmet vererek uzun bir kariyere sahip olmuştur. Ruslardan ait çift motorlu Caudron G.4 tipi bir uçak sağlam olarak ele geçirildiğinde bu karmaşık uçağı uçurmayı kendi yetenekleriyle öğrenmeyi başarmıştır ( o zamana kadar Osmanlı Ordusu hiç çift motorlu bir uçak uçurmamıştı). Savaş esiri olarak Rusların eline düşmesine rağmen 1918 yılında kaçmayı başardı. 1919 yılında Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Kurtuluş Savaşı kuvvetlerine katıldı. Tükenmek bilmeyen enerjisinin de katkılarıyla Ordu Havacılık Hizmetleri Konya’da yeniden düzenlendi. Burada hurda halinde terk edilmiş birkaç uçak uçuşa elverişli hale getirilip Uşak ve Eskişehir’deki ilk iki bölüğe teslim edildi. Vecihi cephede uçaklarla önemli uçuşlar gerçekleştirdi ve kritik İnönü ile Sakarya muharebeleri sırasında yapılan önemli keşif uçuşlarında kendini gösterdi. 1922 yılında, “Başkumandanlık” muharebesinden önce acilen, yeni gelen Albatros C.XV uçaklarını teslim almak üzere Karadeniz kıyısındaki Samsun’a gitti. Tüm zorluklara rağmen, teslim alınan parçalardan iki uçağı uçuşa elverişli hale getirmeyi başardı. Bu uçaklarla Yunan kuvvetlerinin son hezimetine katılmak için aceleyle geri döndü. Mayıs 1923’te İtalyan 2-motorlu Caproni tipi bir bombardıman uçağı Trakya’ya zorunlu iniş yapmış ve terk edilmiş olarak bulundu. Yerinde inceleme yapmak üzere Vecihi gönderildi. İnanılmaz bir şekilde Vecihi ve teknisyeni uçağı tamir edip İzmir’e uçarak getirmeyi başardı. “Kurtuluş Savaşı”nın kazanılması ve Türkiye’de barışın yeniden sağlanmasıyla birlikte Vecihi, 1923 yılında yeni Hava Hizmetleri için uçak tedarik etmek amacıyla Avrupa’ya gönderilen “Hava Komisyonu”na katıldı. Bu sırada Türkiye’nin kendi uçaklarını, teklif olunanlar kadar iyi derecede yapabileceği konusunda ısrarlarına devam etti. İddiasını kanıtlamak amacıyla, Türkiye’ye döndükten sonra ilk uçağını yanlızca askeri amaçlarla üretti. Vecihi K.VI isimli uçak ilk uçuşunu 28 Ocak 1925’te gerçekleştirdi.

Vecihi K.VI Vecihi K.XIV Vecihi V-XVI Nuri Bey
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi Çizim: Ole Nikolajsen arşivi Çizim: Ole Nikolajsen arşivi

 

Vecihi K.VI Uçağı Vecihi K.VI Uçağı
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi
   
Vecihi K.XIV Uçağı Vecihi K.XIV Uçağı
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

TOMTAŞ TAYYARE, OTOMOBİL VE MOTOR TÜRK ANONİM ŞİRKETİ

Milli Savunma Bakanlığı ve Alman Junkers Şirketi, uçak, motor ve otomobil üretimi için Kayseri’de tam teşekküllü bir fabrikanın kurulması için 15 Ağustos 1925 tarihinde bir sözleşme imzaladılar. Fabrikanın finansmanı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Junkers şirketi arasında eşit olarak paylaştırılacaktı. 1’inci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’de pilot olarak hizmet görmüş olan Alman Hans G. Sachensberg, genel müdür olarak tayin edildi. Türk hükümeti ve Junkers şirketinin yaşadığı mali güçlükler dolayısıyla tesisin inşası planlanandan uzun sürdü, fakat sonunda Frankfurt aM merkezli Alman şirketi P. Holzmann A.G. tarafından büyük ve o zamanlar için oldukça modern bir tesis inşa edildi. Fabrika başlangıçta beş büyük üretim hangarı, ofisler ve bir enerji santralının yanı sıra idari personel ve çalışanlar için konaklama tesislerinden oluşuyordu. Tüm güçlüklere rağmen, 120 Alman uzman ve 240 Türk personelden oluşan bir kadroyla fabrika 6 Ekim 1926 tarihinde açıldı.

Başlangıçta fabrikanın iki aşamada açılmasına karar verildi. Bu aşamalardan ilki Türk Ordusu’na ait, önceden teslim edilmiş A.20 ve F.13 uçaklarının revizyon ve bakımını kapsayacaktı. Daha sonra, takip eden yılda (1927) aşamalı olarak montaja; sonrasında ise Danimarka’dan teslim alınan Madsen makineli tüfekleriyle donatılmış ek A.20 tipi uçakların imalatına başlanacaktı. Üretim çalışmalarının yoluna girmesini takiben Türk milli havayolları için F.13 ve G.24 nakliye uçakları üretilecekti. İlk anlaşmanın bir kısmı Türk hükümetinin çok sayıda uçak sipariş etmesi şeklinde olup, bu aslında Junkers için tüm planın cazip noktasıydı (ve finansal çıkarıydı). Ancak Türk hükümeti, çok sayıda uçak sipariş etmek için gerekli finansal kaynağa sahip değildi ve fabrika resmi olarak açıldığında Ordu tarafından 40 adet A.20 sipariş edildi. Bunu ordu için Türk Tayyare Cemiyeti (daha sonra Türk Hava Kurumu THK) tarafından sipariş edilen 20 adet uçak takip etti.

1927 yılında , planlandığı gibi, Almanya’nın Dessau kentindeki Junkers’tan teslim alınan çizim ve şablonlarla A.20 uçaklarının bakım ve onarım çalışmaları başlatıldı. Motor fabrikası henüz tamamlanmadığı için planlanan motor montaj işlemleri gerçekleştirilemedi. Aslında Türk Ordusu için 5 Mayıs 1926 tarihinde sipariş edilen 20 adet A.20L2 tipi uçaktan oluşan partinin montajının ve askeri standartlara dönüştürülmesinin TOMTAŞ tarafından yapılması gerekiyordu, fakat bu işlemler TOMTAŞ yerine Eskişehir’de Junkers tarafından yapıldı. Türk ve yabancı personele farklı ödemeler yapılması nedeniyle şikayetler Ancak faaliyet dönemi kısa oldu, çünkü yabancı ve Türk personele yapılan ödemelerdeki farklara ilişkin olarak rahatsızlıklar yükselmeye başlamıştı ve durumun mahkemece çözülmesi gerekiyordu. Ordu Hava Birlikleri Genel Müfettişi Muzaffer Ergüder tarafından hazırlanan bir raporun teslim alınması ve değerlendirilmesiyle fabrika 28 Haziran 1928 tarihinde kapatıldı ve son olarak 27 Ekim’de iflas ettiği ilan edildi. Tayin edilen bir komisyon, tasfiye işlemini denetledi ve 30 Ocak 1930 tarihinde TOMTAŞ şirketi, Junkers şirketine mahkemenin karar verdiği miktarda bir ödemenin yapılmasıyla tasfiye edildi. Oldukça kapsamlı bu tesisi Türk Silahlı Kuvvetleri devraldı.

A 20'nin Yenilenmesini İçeren Komple Bakım İşlemi
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi
A 20 Ve F 13 Uçaklarının Üretim Hangarında Ağır Bakımı
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi
   
Önünde A 20 Uçaklarının Park Etmiş Olduğu Üretim Hangarlarından Biri
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

KTF - KAYSERİ TAYYARE FABRİKASI

TOMTAŞ şirketinin tasfiyesini takiben, kapsamlı uçak üretim tesisi, 1930 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından devralındı. Bir süre uçak bakımı faaliyetleri gerçekleştirildi, fakat Silahlı Kuvvetler mümkün olan en kısa sürede uçak üretimine yeniden başlamak istiyordu. Çeşitli şirketlerle temasa geçildi, ancak 1932 yılında Birleşik Devletler’deki Curtiss Uçak Şirketi yardım sağlamayı kabul etti.

Fabrika, 1932 yılında yeni ismiyle KTF - KAYSERİ TAYYARE FABRİKASI, Savunma Bakanlığı emri altında açılarak kısa süre sonra 1000’den fazla mühendis ve işçiden oluşan bir personeli işe aldı. İlk olarak Amerikan tasarımı uçaklardan oluşan bir dizi, Curtiss av uçağı, Fledgling tekamül eğitim uçağı ve Fleet 7 akrobasi eğitim uçağı kısmen monte edildi ve kısmen üretildi. Daha sonra Alman şirketiyle birlikte bir lisans sözleşmesi kapsamında Gotha 145A tipi çift kanatlı eğitim uçakları üretildi. Gotha eğitim uçaklarının üretimi azalırken, THK için 27 adet ahşap planör (Rus tipi US-4, PS-2 ve G-9) imal edildi. Bir sonraki proje, 26 adet P-24C tipi uçağın montajı ve 6 adet P-24A, 17 adet P-24C ve 2 adet P-24G tipi uçağın aşamalı olarak imalatından oluşuyordu. Bunlardan Polonya orijinli P.24 tipi av uçaklarının imalatı, 2 adet P.24G modeliyle sonuçlanarak 1939 yılında tamamlandı. 1938-39 yıllarında, P.24 imalatına paralel olarak modernleştirilmiş Curtiss Hawk II’nin bir modelinin üretimi üstlenildi; bu kapsamda 16 uçak tamamlandı. Resmi olarak uçak üretimi 1939 yılı sonlarında sona erdi ve 1940 yılında tesis, “Kayseri İkmal Merkezi” olarak yeniden adlandırıldı. Bununla birlikte, 26 adet Miles Magister eğitim uçağı 1941-42 döneminde imal edildi. Bundan sonra THK uçak fabrikası bu uçakların üretim lisansını devraldı.

Önceleri TOMTAŞ Olan Kayseri Tayyare Fabrikası'nın Görünüşü
Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi
 

Üretimi Tamamlanan Gotha Go-145 Uçağı

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri Arşivi - Celal Dökmen albümü

PZL P-24A Uçağına Motor Montajı Yapılırken

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

   

Kanat Montajı

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

Miles Magister Uçaklarının Montajı Yapılırken

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

SELAHATTİN ALAN UÇAK TASARIMLARI

Selahattin Resit Alan, 1920’li yılların sonlarında THK’nun sponsorluğunda hava mühendisliği eğitimi için Fransa’ya gönderilen 24 genç hava mühendisinden biriydi. 1930 yılında Türkiye’ye döndükten sonra, Silahlı Kuvvetler tarafından kullanılmakta olan A.20 ve Breguet Br.19 tipi uçakların yerini almak üzere bir ordu irtibat/hafif bombardıman uçağı tasarlamaya başladı. Prototip, Alman Walter Gemma I motoru ve Amerikan yapımı pervanesi haricinde Türk yapımı parçalarla yapıldı. Üretim 1932 yılında tamamlandı ve ilk uçuşu 1933 yılında yapıldı. Selahattin-1/MMV-1 (Milli Müdafaa Vekaleti-1) olarak adlandırılan uçak 2 kişilik bir mürettebata sahipti 225 km/s hıza erişebiliyor ve havada 2,5 saat kalabiliyordu. Uçak, 29 Ekim 1933 Cumhuriyet Bayramı’nda düzenlenen hava gösterisi sırasında lider uçak olma şerefine sahip olmasına rağmen Silahlı Kuvvetlerce reddedildi ve yerine Br.19-7 modeli uçaklar satın alındı.

Selahattin Alan hayal kırıklığına uğramış olsa da motoru ve diğer parçaları kullandı ve beraberindeki 3 mühendisin de yardımıyla ALAN-2 iki kişilik genel maksat uçağının üretimini gerçekleştirdi. Bu tasarımın da üretimi reddedilince Eskişehir Bakım Fabrikası’ndaki işini bıraktı ve İstanbul’da Nuri Demirağ uçak fabrikasına katıldı. Burada ALAN-2 tasarımını Nu.7 tasarımı ile başarılı bir şekilde birleştirerek Nu.D-36 çift kanatlı eğitim uçağına dönüştürdü. Daha sonra yine çift motorlu bir yolcu uçağı tasarlandı. Alan, 1943 yılında İnönü hava meydanında iniş yaparken uçağın ters dönmesi neticesi hayatını kaybetti.

Alan-1
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi

Alan-2

Çizim: Ole Nikolajsen arşivi

Selahattin ALAN

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

Selahattin ALAN Tarafından Tasarım Ve Üretimi Yapılan
MMV-1 Uçağı

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

Selahattin ALAN Tarafından Tasarım Ve Üretimi Yapılan
MMV-2 Uçağı

Fotoğraf: Türk Hava Kuvvetleri arşivi

TÜRK HAVA KURUMU (THK) UÇAK FABRİKASI

Türk Hava Kurumu’nun 16 Şubat 1925 tarihli kuruluş tüzüğünde şu ifadeler yer almaktadır: “2) Uçakların ve materyallerin aerodinamik yapım ve denemesini yürütebilecek mühendisler eğitmek ve uçak motoru tasarlama ve bakımını yapma konusunda bilgi sahibi olmak. 3) Uçak üretimi için özel tesisler kurmak.” Tüzük çerçevesinde 1925 yılında bir Mekanik Okulu kuruldu ve iki yıl içinde 172 öğrenci eğitildi. Bu öğrencilerden onu daha sonra ustalık belgelerini almak üzere Fransa’daki Hanriot fabrikalarına gönderildi. Dört öğrenci de Fransa’daki Uçak Mühendisliği Okulu’na gönderildi.

THK kendi planörlerini üretmek için 1936 yılında Ankara yakınındaki Akköprü’de bir marangozluk fabrikası kurdu (bina bugün THK’nın basımevi olarak kullanılmaktadır). Kendi yapımı planör üretimine başlamak amacıyla THK mühendislerinin bir kısmı Rusya’ya, bir kısmı ise Almanya’ya kursa gönderildi. 1933 yılında Rusya THK’ya, Sch-5, G-9, US-4, PS-2 ve US-11 modellerinin her birinden birer tane olmak üzere toplam 5 planör hediye etti ve edinilen bilgiler sayesinde, bu örneklerle birlikte 1939 yılına kadar fabrikada 122 planör üretildi. Planörlerin tamamı THK planör okuluna tahsis edildi. 1939 yılında Kayseri Tayyare Fabrikası’ndaki uçak bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle Türk Hava Kuvvetleri milli uçak endüstrisinde yeni ve tamamlayıcı güçlerin oluşmasını destekledi. Bu nedenle bu konu THK için yüksek önceliği olan bir konu haline geldi. 1940 yılı sonunda, yabancı uzman edinme fırsatından faydalanmak suretiyle, Alman istilası karşısında ülkelerinden kaçan 24 Polonya vatandaşı teknik eleman işe alındı. Türk hükümetinin da desteğiyle mühendis, ustabaşı ve teknisyenlerden oluşan tam bir takım oluşturdular. Türk mühendislere tamamen yeni bir tayyare fabrikası kurma görevi verildi. Bu sayede, uzmanlardan oluşan grup ilk adım olarak Akköprü’deki 70 kişilik iş gücüne sahip eski atölyeyi 113 kişilik bir personele sahip modern bir fabrikaya dönüştürdü. KTF’nin 26 adet Magister eğitim uçağının üretimi için İngiltere’deki Miles firmasıyla yapmış olduğu anlaşma 1941 yılında THK’nın da lisans altında üretimini de kapsayacak şekilde genişletildi. Modernleştirilmiş fabrika 1941 yılı sonlarında Magister eğitim uçağı parçalarının yapımına başladı. Ayrıca 1 Mart 1942 tarihinde PZL 24 av uçaklarının bakımına başlandı. Aynı zamanda Ankara yakınlarında Etimesgut’ta yeni bir fabrikanın inşaatı başladı. Bu fabrika 1942 yılında tek çatı altında 5840 m2’ye sahipti ve 878 kişiye istihdam sağlıyordu. Yeni fabrika 1944 yılında Magister modeli uçaklar yapmaya başladı ve ilk olarak ordu için 20 uçaktan oluşan bir partinin üretimi tamamlandı. 1945 yılında fabrika tamamlanmıştı; daha sonra 13.790 m2’lik bir alanı kapsadı ve 1200 kişiyi istihdam etti. Sonunda 80’i yapılan Magister tipi uçakların lisanslı üretimine ek olarak yerel uçak tasarımından oluşan bir program başlatıldı ve 1942 yılı boyunca ilk yerel projenin (büyük nakliye planörü THK.1) tasarımı tamamlandı ve prototip oluşturulup test uçuşu tamamlandı, ancak seri üretimine başlanmadı. Aynı zamanda, tek kişilik akrobasi eğitim uçağı olarak THK.2 projesi tasarlandı. Uçuş testleri başarılı bir şekilde tamamlandı ve 1945 yılında altı örnekten oluşan bir partinin üretimine başlandı ve 1946 yılında tamamlandı. Bu çalışmalar doğrultusunda en az 54 planör üretildi. Tamamı yabancı tasarımlardan esinlenen veya kopyalanan asgati 54 adet planör üretimi gerçekleştirildi. Bu üretimler THK.3(3 ad.), THK.4(13 ad.), THK.7(40 ad.) ve Rus US-4(8 ad.) modellerinden oluşuyordu ve tamamında yerli malzeme (ahşap, kumaş ve tutkal) kullanılmıştı .1945 yılında savaşın sona ermesiyle birlikte, Magister üretimi THK’nın kendi uçuş okulunun ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde yeniden yönlendirildi ve 1948 yılında yapım bitmeden önce 60 örnek tamamlandı. 1 Nisan 1947’de fabrika 547 çalışanı işe aldı, bunlardan 98’i teknik personel, 85’i idari personel, 357’si ise çalışandı. Polonyalı uzmanların sayısı o sıralarda ulaştığı en son sayı olan 27’den 4’e düşürüldü. Tasarım ve üretim faaliyetlerinin yanı sıra, THK uçaklarının, Türk ordusu uçaklarının ve Türk Havayollarının bakım ve onarımı şeklinde onarım çalışması da Etimesgut’ta yapıldı. Bahsedilen son çalışma tedarik edilen C-47 tipi uçakların DC-3 havayolu standart uçağına dönüştürülmesini de kapsıyordu.

Etimesgut-Ankara'daki Türk Hava Kurumu Fabrikasının Açılışı
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi

Bu sıralarda Türk aerodinamik bilimi, Ankara’da modern bir rüzgar tüneli (tünel hala duruyor ve kısa süre önce modernleştirildi) yapıldığında ileriye doğru büyük bir adım atmış oldu ve birkaç aerodinamik tekamül projesi başlatıldı. Bunlar arasında bir uçan kanat planörü (THK 13) ve itici pervaneli bir gezinti bir uçağı (THK 14) bulunuyordu. Rüzgar tünelindeki deneylerin haricinde aerodinamik modeller bir THK 5 hafif uçağının üzerinde uçuruluyordu.

Uçak üretiminin yanı sıra bir motor üretim fabrikasının kurulması da planlanıyordu. Başlangıçta 3 mühendise planlama işi verildi ve 1944 yılında İngiltere’deki De Havilland ile iki anlaşma imzalandı. İlki Gipsy Major-1 motoru için üretim lisansını; ikincisi ise Birleşik Krallık’ta, daha sonra yeni fabrikada Türk personelin eğitimini kapsıyordu. 29 Ekim 1948’de Ankara’da Gazi Çiftliği’nde motor fabrikası açıldı ve 141 eleman işe alındı. Aynı yıl, planlanan 25 Gipsy Major-X 145HP tipi motordan 20’si tamamlandı. Bunun ardından 30 motordan oluşan bir partiye daha başlandı, fakat giderek artan mali güçlükler dolayısıyla bunlar üzerindeki ilerleme oldukça yavaşlamıştı.

THK’nın Magister siparişinin tamamlanmasının ardından Etimesgut’taki fabrikaya gelecek başka sipariş bulunmuyordu. Aynı dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri, eğitim, nakliye ve hava keşif görevleri için ABD’den önemli miktarda bedelsiz uçak yardımı aldı. Dünya ve Türkiye genelindeki ekonomik ortam durgun olduğu için fabrikanın varoluş sebebi, yani uçak satışı, ortadan kalktı. Fabrika, Hava Kurumu için giderek daha fazla mali yük haline geldiği için satılmasına karar verildi. 5 Nisan 1952 tarihinde olağanüstü bir toplantı düzenlendi, MKEK’ten gelen bir teklif kabul edildi ve aynı yıl 18 Haziran’da fabrika devredildi. Satış fiyatı 4 Milyon Türk Lirasıydı

THK-2
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi
THK-5
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi
   
THK-11
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi
THK-10
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi
 
THK-13
Çizim: Ole Nikolajsen arşivi

 

İmalatı Tamamlanmış THK-1 Nakliye Planörü
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi
Miles Magisterler Montaj Hattında
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi
   
THK-1 Gövde İmalatı
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi
Miles Magisterler Nihai Montaj Hattında
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi
   
THK-2 Akrobasi Eğitim Uçağı Prototipi
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi
THK-2 Eğitim Uçakları Montaj Hangarı Önünde
Fotoğraf: Ole Nikolajsen arşivi

Kaynak: Ole Nikolajsen