Ben Kimim

 
 
 

ORAJIN AMANSIZ TAKİBİ

 
 
Emekli Hava Pilot Tuğgeneral
Abidin ATAGÜNDÜZ

1960 yılları başlarında DİYARBAKIR'da 8 nci Üs'se Akademi'den mezun olmuş genç bir Yüzbaşı olarak geldim. Eskiden 111 nci Filo'da uçuş öğretmeni olduğumdan, 8 nci Üs'te gördüğüm eğitim noksanlığını gidermek için T-33'lerle ara sıra öğretmenliğe devam ediyordum, genç pilotlara alet gece uçuşu, atış eğitimleri yaptırıyorum ve zaman zaman da bulut uçuşlarına çıkarıyorum. 1961 yılında Kurmay Binbaşı oldum, fakat öğretmenliğim devam ediyor. DİYARBAKIR'da ilkbahar aylarında hava şartları çok ilginç olur. Bir anda orajlar gelip ortalığı birbirine katabilir. Böyle bir günün sabahında Ütğm. Ferhat SOYDEMİR'i T-33'le alet ve bulut uçuşuna çıkardım. Ben de öğretmen olarak yanındayım, normal alet uçuş paterni ve alçalma yapacağız. Filolar, hava güzel diye sabahleyin erkenden uçaklarını kaldırmışlar bile. Ben kalkışı müteakip havanın bir tuhaf olduğunu ve anormal şartlarla karşılaşacağımızı tahmin ettim. 20.000 feet'in üzerine tırmandığımızda yukarıda anormal hava cereyanlarının başladığını fark ettim. Bunun üzerine kuleyi ikaz edip uçuşta bulunan pilotların geri dönmesini istedim. Bu ikazım üzerine kule diğer uçakları inişe çağırdı. Ben de T-33 ile normal alçalmamızı yapıp, hem biraz daha etrafı kontrol etmek hem de yakıtımızı bitirmek için Ferhat'a tırmanmasını söyledim. Fakat biz tırmanana kadar hava anormal değişikliğe uğradı ve alçalma bölgesi üzerine orajlar oturdu.

Bunun üzerine derhal alçalmaya geçtiysek de, alçalmayı müteakip biz kendimizi orajın üstünde bulduk. Bir anda tüm aletler karıştı, radyo irtibatımız kesildi ve R/F (Radyo Far) sustu, radyo kompa çalışmaz oldu. Ben emercensi planı uygulamak üzere alçalmaya devam ettim. Bu arada son dönüşe geçerek bulutlardan sıyrıldık. O anda bulut altında görerek inmek istediysek de bir türlü imkan bulamadık. Kumandaları ben aldım. Tahmini yeri bilmeme rağmen hava, meydana dönmemize imkan vermiyordu. Kule ile radyo irtibatı kesilmişti. Ancak hemen buluta girmemiz sözkonusu olduğundan ben Karacadağ emniyet irtifasının üzerine doğru tırmandım. Bir ara D/F'ye baktım. Bu anda kule bizi tespit etmiş, aynı anda radyo irtibatımız da kuruldu. Ben süratle meydana dönmeye karar verip D/F'in verdiği başa döndüm. Biz, şans eseri orajın arasından süzülüp meydana yaklaştık, ancak oraj bizi o kadar süratli takip ediyordu ki, sanki aramızda bir yarış başladı. Ben meydana yaklaştıkça alçalmaya başladım ve kuzeye inemeyeceğimizi anlayıp kısa turla çok seri bir şekilde güneye iniş yaptım. Uçağı pisti koyar koymaz hiçbir şey göremedim. Yandan kontrol ederek uçak pist sonuna gelince orada durup yarım saat yağışın geçmesini bekledik, zira o şartlarda rule yapmamız dahi imkansız idi, gökten ceviz büyüklüğünde dolu ile birlikte kırmızı çamur yağıyordu. Biz bilahare, hava müsaade edip park yerine döndüğümüzde başta İrtibat Kıt'a Komutanımız Emin ŞİFA olmak üzere arkadaşlar bizi kutluyorlar, sarılıyorlar, öpüyorlardı.

Zira onlara göre biz kendimizi feda edip, daha önce diğer uçakların inişlerini sağlamıştık.