Ben Kimim

 
 
 

GÖSTERİ UÇUŞUNDA OLAN F-100 KAZASI

 
Ersoy AKDEMİR
Emekli Hava Pilot Albay
1 nci Ana Jet Üs / Eskişehir
1 Haziran 1962
 

1961 yılı içinde Hava Kuvvetleri bütün Üslere bir mesaj yayınlayarak,1 Haziran Hava Kuvvetleri kuruluş yıldönümü kutlamalarının günün mana ve ehemmiyetini aksettirecek güzellikte yapılmasını emretmişti.

1 Haziran 1962'de 1’inci Üs halka açık bir gösteri planladı. Görevi 11’inci Uçuş Grubu icra etti. Yapılacak gösteri beş adet F-100’ün meydan üzerinden tek tek geçerek bir akrobatik hareket yapmasından ibaretti. Bir anlamda tek uçakla performans gösterisiydi.

F-100 Super Sabre Uçağı

Tarık GÖKERİ’nin seçtiği pilotlar içinde ben de vardım. Ben en son geçişi yapacak ve taksiruta paralel alçak pasajla yaklaşıp, seyirci hizalarında lupa başlayarak tamamlayacak ve yine alçak geçişle aynı istikamette uzaklaşacaktım. Görev buydu. Ancak, görev taksiminden sonra rahmetli Ütğm.Orhan OKÇU, Grup Komutanına çıkarak, kendisine hiç böyle görevler verilmediğini, bunun da moralini çok bozduğunu arz etmiş, bu görevin kendisine verilmesini talep etmiş,”Peki bu defa sen uç!” denilerek, görev kendisine aktarılmıştı.

Gösteri günü ben de küçük kızım ve kayınvalidemle gösterileri izlemeye gittim. Başlangıçta her şey normal akışında devam etti. Son gösteride Ütğm. OKÇU farklı bir açıyla alçak pasaja girdi. İstikameti pasaj içinde düzeltmeye çalıştı. Bu hareket lupa geç başlamasına sebep oldu. Hareketi tashih edip meydandan fazla uzaklaşmamak için bu defa 4G ile lupu çevirmesi gerekirken en az 6,7 G’lik bir çekişle terse geçti ve uçağın yeterli irtifa almasına izin vermedi. Uçak terste adeta pilof irtifasında görünüyordu. Terste de istikamet tashihi için bir seviyeye gitti. O noktada irtifanın yetmeyeceğine karar verip uçağı düzelterek aksi istikamette uzaklaşsaydı, bir şey olmayacaktı. Ama harekete devam ettiğini görünce, kayınvalidemle, kızımı kaparak kaçmaya başladım. Uçak korkunç bir resüsle karın üstü yere, savaş harekat merkezine giden beton yol üzerine vurdu. Bir anda en büyüğü el kadar milyonlarca parça ıslıklar çalarak uçuştu ve teşhir için havuza çekilmiş, F-100, T-11, T-33 gibi 8-10 uçağın içine ve seyretmekte olan halkın arasına binlerce mermi şeklinde dağıldı. Halktan çok yaralanan ve kolu bacağı kopan oldu. Bir T-11 içine girip gösterileri oradan seyretmek isteyen birkaç kişi uçağın parça tesirinden alev alması sonucu yanarak can verdi. Parça tesiri alan ve kiminden yakıt akmaya başlayan F-100’lerin alev almadan oradan uzaklaştırılmaları için ilk şokun ardından resmi personel koşuşturmaya başladı.

Ben, kayınvalidemle kızımı halkı tahliye eden vasıtalardan birine bindirip tayyare kurtarmaya katıldım. Herkesin, ama özellikle makinist ve yer personelinin rütbe gözetmeksizin can siparane mücadeleleri, daha fazla uçak kaybına ve daha büyük bir felakete mani olmuştu.

Hava Hastanesi başta olmak üzere, Eskişehir’deki bütün hastaneler alarma geçti. Her şey emniyete alındıktan sonra o sırada hastanede yatmakta olan ve o gün benimde uçacağımı bilen eşime giderek hayatta olduğumu bildirdim.

Daha sonra uçağın vurduğu beton zemini inceledik. Uçak tam göğüsleyerek karın üzeri yere vurmuş ve o masif blokta bıçakla kesilmiş gibi fevkalade düzgün ve bir metre derinliğinde, üstten bakılan bir F-100 resmi şeklinde çukur açmıştı. Ertesi gün motor 2, 3 km. uzakta bulunan şeker fabrikasından bulunarak getirildi. Daha sonra uçağın vurduğu yer, bir bantla çevrilip bloke edildi. 1’inci Üsse tayin olan her yeni F-100 pilotu uçmadan evvel oraya götürülerek, ne şekilde hareket etmezse sonucunun ne olacağı kendisine anlatıldı. Bu takriben iki sene kadar böyle devam etti. Yeni savaş harekat merkezi yapılırken doldurulup betonla kapatıldı. O günden sonra da, o seneler yeni başlayan ve filolarca kurulmaya çalışılan akrotimlerin faaliyetleri durduruldu ve yakın zamana kadar da sürecek olan 1 Haziran kutlamalarına da son verildi.

 

Kaynak: Kaynaklar Sayfası Yurtiçi Sıra No: 36