İrfan SARP |
Emekli Hava Pilot Tümgeneral |
15 Nisan 2019 |
|
Bu sorunun cevabını vermek için
önce bir durum tespiti
yapmamızda fayda var. |
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava
savunma sistemini alacağına dair
kararını açıklamasından sonra,
Beyaz Saray ve Pentagon
sözcülerinden başlayarak Türkiye
bu kararını değiştirmediği
takdirde F-35 projesinde
kısıtlamalara gidilebileceği
dair uyarılar yapıldı. Daha
sonra ABD Kongresinde bulunan
Ermeni ve Yunan kökenli
temsilciler, Türkiye'ye
F-35'lerin verilmesinin askıya
alınması konusunda yasa teklifi
verdiler. Başkan Trump da eğer
Türkiye S-400 sistemini alırsa
F-35'lerin verilmeyeceğine dair
beyanatlarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 8 Nisan
2019 tarihinde Rusya'ya yaptığı
ziyaret dönüşünde S-400
füzelerinin alınacağı kararını
tekrar belirtmesi ve hatta
ikinci paket S-400 füzelerinin
alımını da düşündüklerini
açıklamasının hemen ertesi günü
ABD Dışişleri Bakanı Michael R.
Pompeo, Türkiye S-400 kararından
dönmezse, F-35'lerin Türkiye'ye
verilmeyeceğini kesin bir dille
ifade etti. Pentagon'da F-35
Program Direktörü Pilot
Koramiral Mathias Winter,
Türkiye F-35 programından
çıkarıldığı takdirde, halen
F-35'lerin değişik Türk
firmaları tarafından imal
edilmekte olan parçalarının
kendi firmaları tarafından
üretileceğini ve bu geçiş
döneminin üç aydan fazla bir
süre tutmayacağını açıkladı.
|
Şimdi biz Türkiye'nin S-400
alımından vazgeçmeyeceğini
ve ABD'nin de verdikleri
karara uyarak Türkiye'yi
F-35 programından
çıkardığını kabul edelim ve
konuyu bu açıdan
değerlendirelim. Elbette
F-35 programından çıkmak
kolay bir iş değil. Bugüne
kadar F-35 projesi için 1
milyar dolar civarında para
harcamışız. Erhaç-Malatya'da
kurulacak F-35 tesisleri
için büyük masraf yapmışız.
Projeden çıktığımızda uçağın
çeşitli parçalarını üreten
Türk firmalarının kazançları
kesilecek. |
Önce F-35 projesinin gelişimine
bir göz atalım. Amerikalılar
1990'lı yılların ortasında 5'nci
nesil (stealth) F-22 uçağının
yerini alacak yeni 5'nci nesil
bir muharip uçak imal etmek
planını açıkladı. Kasım 1996'da
proje kontratı imzalandı.
ABD'nin müttefikleri arasında
radara düşük görünürlü bir
stealth uçağa sahip olmak
isteyen ülkeler projeye katılmak
istediklerini beyan ettiler. JSF
(Joint Strike Fighter) ismi
verilen proje, 9 ülkenin
katılımıyla başlatılmış oldu.
Daha sonra projeye katılmak
isteyen diğer üç ülkeyle
birlikte F-35 projesi grubu
ülkelerin sayısı 12'ye çıktı.
Proje kontratının
imzalanmasından 10 yıl sonra, 15
Aralık 2006 tarihinde F-35 ilk
uçuşunu yaptı. İlk uçuşundan 9
yıl sonra, F-35B modeli uçak 31
Temmuz 2015'te hizmete girdi. 2
Ağustos 2016'da F-35A modeli,
2018'de F-35C modeli hizmete
girdi. |
F-35 uçaklarının, Ağ Merkezli
Harp ve Gelişmiş Sensörleri (
Network Centric Warfare) ile
sadece bir savaş uçağı değil,
stratejik bir platform olması
istenmiştir. Sahip olduğu AESA (Active
Electronically Scanned Array)
radarı da bugün bir savaş
uçağında olması düşünülen en
mükemmel bir radardır. F-35
uçağının türbofan motoru olan
Pratt&Whitney F135 ise standart,
bildiğimiz bir türbofan
motorundan çok farklı, entegre
bir "Stealth" kabiliyeti içeren
özel bir tasarıma sahiptir. Bu
motor, radarların kullandığı
elektromanyetik spektrum
mikrodalga segmentindeki
izlerini en aza indirmektedir.
Bunun yanında Pratt&Whitney F135
motorunun elektro optik
kızılötesi (infrared) görünür
ışık segmentlerini de azaltma
özelliği bulunmaktadır. |
F-35 uçaklarının, sahip olduğu
bu teknoloji harikası radar,
motor ve NCW özelliklerinin
yanında, tek motorlu imal
edilmiş olması sebebiyle bir
muharip uçakta olması istenen
uçuş performansının diğer çift
motorlu 5'nci nesil (Stealth)
uçaklara göre çok düşük olduğu
da bir gerçektir. F-35'in uçuş
performansının düşük olduğu
sahalar şunlardır: |
A) Uçak tek motorlu
olduğundan, diğer
5'nci nesil çift
motorlu uçaklara
kıyasla harekât
yarıçapı kısadır, |
B) Taşıdığı silah
yükleri, diğer çift
motorlu uçaklara
kıyasla oldukça
azdır. |
C) Sürati, dönüş
yarıçapı, çekilen G
miktarı,
akselerasyonu ve
tırmanış sürati
düşüktür.
|
|
Amerikalılar 5'nci nesil
F-22 Raptor uçağından sonra
onun yerini alacak 5'nci
nesil F-35 uçağını tek
motorlu seçmekle, kim ne
derse desin, stratejik bir
hata yapmıştır. Neden
stratejik bir hata
yapılmıştır? Eğer F-35 uçağı
5'nci nesil bir uçak olarak
imal edilmesiydi, böyle bir
stratejik hatadan
bahsetmeyebilirdik. Uçak
Stealth olarak imal
edilince, silah yükünü gövde
içindeki yuvada taşımak
zorunluluğu doğmuş, bu da
uçağın gövdesinin yukarıdan
aşağıya doğru şişman bir
görüntüye sahip olmasına yol
açmıştır. Gövde şişman
görüntülü olunca, dönüşlerde
çekilen G miktarı ile uçağın
akselerasyonu, tırmanışı ve
sürati kısıtlanmıştır. En
kötüsü de her tek motorlu
uçakta olduğu gibi, harekât
yarıçapı kısa bir uçak
olmuştur. Şimdi harekât
yarıçapıyla ilgili bir
mukayese yapalım. Hava
Kuvvetlerimizin alacağı
F-35A modelinin harekât
yarıçapı 584 deniz mili
iken, çift motorlu imal
edilen 5'nci Nesil Rus
Sukhoi SU-57 uçağının
harekât yarıçapı 1.000 deniz
mili civarındadır. |
Dünyada halen uçmakta ve
geliştirme safhasında
olan 5'nci nesil
(Stealth) uçakların
listesi aşağıya
çıkarılmıştır. Listede
görüleceği gibi,
dünyadaki 14 ayrı tip
5'nci nesil (stealth)
muharip uçaktan F-35
uçağı hariç,
diğerlerinin hepsi çift
motorludur. |
ABD F-22: Raptor:
Çift motorlu |
ABD F-35 Lightning
II:
Tek motorlu |
Rus SU-57:
Çift motorlu |
Rus Mig LMFS:
Çift motorlu |
Rus Mig LMFS:
Çift motorlu |
Çin J-31
Shenyang:
Çift motorlu
|
Japon F-3 Shinshin:
Çift Motorlu |
İsveç FS-2020
(konsept):
Çift motorlu |
Güney Kore ADD C103
(konsept):
Çift motorlu |
Hindistan HAL(AMCA)
(konsept):
Çift motorlu |
Türk MMU / TF-X:
Çift motorlu |
İran Qaher-313:
Çift motorlu
(2 Şubat 2013
tarihinde 5'nci
nesil (stealth) uçak
olarak medyaya
tanıtımı
yapılmıştır). |
Fransız/Alman:
Çift motorlu |
İngiliz TEMPEST:
Çift motorlu |
|
Hava Kuvvetlerimiz, uzun
çalışmalar ve değerlendirmeler
sonunda Orgeneral Abidin Ünal'ın
Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu
dönemde, 2016 yılı Nisan ayında
MMU'nun çift motorlu imal
edilmesini isteyen en doğru ve
tarihi kararını vermiştir. Motor
sayısına karar verilmesinde
sağduyu hakim gelmiş ve çift
motor seçilmiştir. Yoksa MMU
için tek motor seçilseydi,
stratejik bir hata yapılmış
olacaktı. Hepimizin bildiği
gibi, stratejide yapılan bir
hatanın taktik tedbirlerle
düzeltilmesi de mümkün olmuyor. |
Amerikalıların bir Stealth
uçağı tek motorlu dizayn ve
imal edilmesi gibi uçak
imalatında yaptığı hataların
benzeri geçmişte de
yapılmıştır. Mesela ABD'nin
ilk imal ettiği F-80, F-84G,
F-84F ve F-86 gibi muharip
jet uçakları 12.7 mm.lik
makineli tüfeklerle teçhiz
edilmişlerdir. F-86'lar
1950'lerdeki Kore savaşları
sırasında MİG Killer diye ün
yapmıştı. Ancak savaştan
sonra yapılan araştırmalarda
MİG-15'lerde uçan pilotlar,
F-86'ların 12.7 mm.lik
mermilerle ancak uçtukları
MİG'lerin sırtını kaşıdığı
gibi alaycı bir ifade
kullanmışlardır.
Amerikalılar muharip jet
uçaklarına 12.7 mm.lik
minyatür diyebileceğimiz
makineli tüfekler takarken,
ayni yıllarda muharip jet
uçağı imal eden diğer
ülkeler bu hatayı
yapmamışlardır. Mesela ilk
imal edilen Rus MIG-15 uçağı
2X23 mm. makineli top, MİG-17
uçağı 1X37 mm, MİG-19 uçağı
3X30 mm. makineli top;
Fransız MIRAGE-3 uçağı 2X30
mm. MIRAGE-5 uçağı 2X30 mm.
makineli topla teçhiz
edilmişlerdir. Amerikalılar
Her Hava Av Önleme (AWX)
rolünde kullanmak üzere imal
ettikleri F-102A uçağına
değişik gerekçelerle
makineli top koymamışlardır.
Ancak F-102 pilotlarının
makineli topu olmayan bir av
uçağıyla uçmaktan büyük
şikayetleri olması üzerine
F-102'nin bir üst modeli
olan F-106 uçağına 20 mm.lik
makineli top
yerleştirilmiştir.
Amerikalılar bir muharip
uçakta 12.7mmlik makineli
tüfek (top değil!)
bulunmasının ne kadar yanlış
olduğunu fark etmiş
olmalılar ki, sonradan imal
ettikleri F-4, F-5, F-100,
F-104 ve F-105 uçaklarına 20
mm.lik makineli top
yerleştirmişlerdir. |
F-35 uçağının performansının
beğenilmediği, uçağı bizzat
kullanmakta olan Amerikalı
komutanlar tarafından beyan
edilmiştir. TIME dergisinin 25
Şubat 2013 tarihli sayısında "THE
MOST EXPENSİVE WEAPON EVER BUILT
başlığıyla yayınlanan makalede,
F-35 uçağıyla ilgili ABD Deniz
Kuvvetleri ve ABD Hava
Kuvvetleri komutanlarının, bu
uçağın harekat yarıçapının kısa
olmasından ve Stealth
kabiliyetinin giderek değerini
kaybedeceğinden duyulan
şikayetlerine yer verilmiştir.
F-35'in harekât yarıçapının kısa
oluşundan en büyük şikayet, ABD
Deniz Kuvvetleri'nden gelmiştir. |
TIME dergisindeki makalede,
F-35'in ABD Donanması için imal
edilen ve uçak gemilerinde
kullanılacak F-35C modeliyle
ilgili yer alan şu cümlede,
F-35'in harekât yarıçapının kısa
oluşunun yaratacağı mahzurlar
üzerinde durulmaktadır:"Its
short range means aircraft
carriers ferrying into battle
will have to sail close to enemy
shores if the F-35C is to play a
role".
( F-35C'in harekat yarıçapının
kısa olması, bu uçağı üzerinde
taşıyan uçak gemisini, harekât
ortamında düşman sahiline yakın
seyretmek durumunda
bırakacaktır). "It
can fly without lumbering aerial
tankers only by adding external
fuel tanks, which erases the
stealthiness that it is prime
war fighting asset"
cümlesinde, "Uçağın havada yakıt
ikmali yapmaya gerek kalmadan
uzak mesafeye gidebilmesi için
harici yakıt tanklarına ihtiyaç
duyacaktır, ancak o zaman da
uçağın savaşta ihtiyaç duyacağı
stealth (görünmezlik) özelliği
ortadan kalkacaktır"
denilmektedir. TIME dergisindeki
makalenin diğer bir paragrafında
:"Neither
the Air Force nor the Navy liked
its stubby design"
cümlesinde, "Ne Hava Kuvvetleri,
ne de Deniz Kuvvetleri onun
tombul (stubby) görünüşünü
beğenmediler" ifadesi yer
alıyor. |
TIME dergisindeki makalede
ABD Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral Jonathan
Greenert, F-35'in
görünmezlik yeteneğinin
giderek değerini kaybedeceği
endişesini belirtmiştir.
Oramiral Greenert'in F-35'in
görünmezlik yeteneğiyle
ilgili endişesini
belirtmesinden kısa süre
sonra, ABD Muharip Hava
Kuvveti ."Air Combat Command"
Komutanı Orgeneral Herbert
Carlisle de verdiği bir
beyanatta, diğer ülkelerin
ABD'nin stealth kabiliyetli
uçaklarını tespit ve takip
edebilecek yeni satıhtan
havaya füzeleri
geliştirmekte olduğunu ifade
etmiştir. Beyanatın
İngilizce metni şöyledir:
(In a statement from the
Commander of Air Combat
Command, General Herbert J.
Carlisle explained that
other countries were
developing new surface-to-air
weapon systems that may
possess the ability to
acquire, track, and target
US stealth aircraft). |
Kanada Hava Kuvvetleri servis
dışı bırakacağı F-18A/B Hornet
muharip uçakların yerine,
kendisinin de ortak üretimde
payı olduğu halde, F-35
uçaklarını almak yerine F-18A/B
Hornet'lerin bir üst modeli olan
F-18E/F Super Hornet uçaklarını
temin etmeye karar vermiştir.
Kanada Başbakanı Justin
Trudeau'nun 2016 Haziran ayı
içinde Kanada Parlamentosu'nda
yaptığı konuşmasında, F-35
uçağının bir işe yaramadığını ve
ilerde de işe yaramayacağı
cümlesini kullanmıştır. Cümlenin
İngilizcesi şöyledir: "The
F-35, the Canadian Prime
Minister Trudeau asserted to the
parliment this week, is an
aircraft that does not work and
is far from working".
Yine bir dergide çıkan makalede
F-35 için "This
F-35 can not run, can not
accelerate and can not climb"
şeklinde bir görüş
belirtilmiştir |
Hava Kuvvetlerimiz, F-35'in
harekat yarıçapının kısa
olmasından kaynaklanan
operasyonel sakıncaları havada
yakıt ikmali yaparak
giderebileceğini düşünmüştür.
Ancak tanker uçak sayımızın az
olması, havada yakıt ikmalinin
ancak kısıtlı sayıda muharip
uçaklarla yapılabileceği, tanker
uçaklarının personel, idame ve
işletme masraflarının çok yüksek
oluşu gibi sebepler dikkate
alındığında, muharip
uçaklarımızın kendi yakıtını
kendi içinde taşıyarak ve havada
yakıt ikmaline ihtiyaç
duymayacak şekilde harekâta
katılmasının avantajları hiç bir
zaman göz ardı edilmemelidir.
İşte çift motorlu imal edilecek
olan MMU, sahip olacağı uzun
harekât yarıçapıyla, mevcut F-16
uçaklarımızın harekât
yarıçaplarının kısa olmasından
doğan sakıncaları gidermiş
olacaktır. |
ABD'nin F-35 uçaklarını
Türkiye'ye vermeyeceğini
kabul edersek Türkiye bütün
güç ve imkânını Milli
Muharip Uçak MMU/TF-X
üzerine yoğunlaştırmalı ve
bu uçağın mümkün olan en
kısa zamanda savaş
filolarımızda yerlerini
alması için ne yapılması
gerekiyorsa onu yapmalıdır.
MMU'nun 29 Ekim 2023'te
imalat hangarından çıkması
ve 2030'lu yılların başında
savaş filolarımızdaki yerini
alması planlanmaktadır.
Tabii MMU'nun bu imalat
takvimi, F-35 uçaklarının
önümüzden yıldan itibaren
teslim alınıp Erhaç'ta
konuşlandırılmasına bağlı
olarak planlanmıştı.
F-35'ler temin edilemediği
takdirde bu imalat
takviminin süresi teknik
açıdan kısaltılabilir mi
sorusunun cevabı
araştırılmalı ve imalat
takviminin hızlandırılması
için bütün imkânlar
kullanılmalıdır. |
MMU'nun savaş filolarımıza
katılacağı tarihte gecikmeler
olursa ABD dışında yabancı bir
ülkenin savaş uçağının alınması
konusu üzerinde görüşler ileri
sürülmektedir. Bu namzet uçaklar
arasında Rus SU-35 ve SU-57,
İsveç JAS 39 Gripen, Fransız
Rafale, ve Avrupa ortak yapımı
Eurofighter modellerinin ismi
geçmektedir. Ben TF-X
uçaklarımız envantere girinceye
kadar mevcut F-16'larımızla
görevlerimizi yapabileceğimizi
ve dolayısıyla yabancı bir uçak
alımına gidilmemesi düşüncesini
taşıyorum. Halen mevcut F-16
uçaklarımızın internette yer
alan block tipleri ve sayıları
aşağıda görülmektedir. |
|
|
|
|
|
|
Peace Ony x I |
F-16C |
Block 30 |
34 |
86-0066/86-0072 |
87-0009/87-0021 |
88-0019/88-0032 |
|
1987 - 1990 |
F/16D |
Block 30 |
9 |
86-0191/86-0196 |
87-0002/87-0003 |
88-0013 |
|
1987 / 1989 |
F-16C |
Block 40 |
102 |
88-0033/88-0037 |
89-0022/89-0042 |
90-0001/90-0021 |
91-0001/91-00221 |
92-0001/92-0021 |
93-0001/93-0014 |
|
1990 - 1995 |
F-16D |
Block 40 |
15 |
88-0014/88-0015 |
89-0042/89-0045 |
90-0022/90-0024 |
91-0022/91-0024 |
92-0022/92-0024 |
|
1990 - 1994 |
Peace Ony x II |
F-16C |
Block 50 |
34 |
93-0657/93-0690 |
1996 - 1997 |
F-16D |
Block 50 |
6 |
93/0691/93-0696 |
Peace Ony x III |
F-16C |
Block 50 |
26 |
94-0071/94-0096 |
1998 - 1999 |
F-16D |
Block 50 |
14 |
94-0105/94-0110 |
94-1557/94-1564 |
|
Peace Ony x IV |
F-16C |
Block 50 |
14 |
07-1001/07-10142 |
2011 - 2012 |
F-16D |
Block 50 |
16 |
07-1015/07-1030 |
|
Block 30'ların dışındaki
Block 40 ve Block 50
tipleriyle daha uzun süre
görev yapılabileceğini farz
edersek, MMU'lar envantere
girinceye kadar muharip uçak
ihtiyacımızın F-16'larla
karşılanabileceğini
düşünüyorum. Yunan Hava
Kuvvetlerinin uyguladığı
Viper Block 70 uygulamasının
bizim F-16C/D Block 40 ve
Block 50 uçaklarına da
uygulanması
planlanabilecektir. Tabii
ayrıca F-4E 2020
uçaklarımızın da belirli bir
süre görevde tutulabileceği
dikkate alınmalıdır. MMU
filolarımızın hizmete
gireceği tarihin zaman
alacağı dikkate alınarak
Türkiye'de kendi
tesislerimizde imal
edilmekte olan Silahlı
HÜRKUŞ-C ve Silahlı İnsansız
Hava Araçları'ndan (SİHA)
yeterli sayıda üretilebilir
ve bunlar ihtiyaç
duyulduğunda taarruzi
görevlerde kullanılabilir. |
Milli Muharip Uçağımız TF-X'in
TAI tesislerinde imal
edilemeyeceği konusunda bazı
kimselerin olumsuz görüşler
taşıdığını günlük konuşmalarda
duyuyor ve basın haberlerinde
okuyoruz. Benim görüşümü soracak
olursanız TF-X'in TAI
tesislerinde imal edileceğine ve
gökyüzü ile buluşturulacağına
dair en küçük bir şüphem
bulunmamaktadır. Bu konuda bir
şüphe duymayışımın sebeplerini
şöyle izah edeyim |
A) Amerikalılar TAI tesislerini
kendi uçak fabrikalarının küçük
bir modeli olarak kurmuşlardır.
Mühendis ve teknisyenlerimiz
F-16'ların montajında büyük
tecrübe kazanmışlardır.
F-16'lardan sonra bilindiği gibi
İspanyollarla CASA CN-235
ulaştırma uçağı, Korelilerle KT-1
eğitim uçağı, İtalyanlarla A129
ATAK helikopteri müşterek
imalatları sırasında da TAI'nin
büyük deneyim kazandığını kabul
etmek gerekir. Ayrıca uçak
imalatına benzer şekilde
teknikler uygulanarak imal
edilen ANKA İHA ve SİHA da
TAI'nin imalat tecrübesini
artıran birer unsur olmuştur. |
B) MMU'nun müşterek imalatı
için 29 Ocak 2017 tarihinde
İngiliz BAE Systems
firmasıyla Savunma Sanayi
Başkanlığı (SSB) arasında
bir çerçeve anlaşması
imzalanmıştır. Anlaşmaya
verdikleri önemi göstermek
için anlaşmanın imza
töreninde Başbakan Theresa
May de bulunmuştur. İngiliz
firmasıyla yapılan ve 156
Milyon USD taahhüt edilen
Çerçeve Anlaşması, dört
yıllık bir takvim içinde, şu
hususları kapsamaktadır: |
|
1.
Sözleşme
ile ilk
7 uçağın
tasarım,
geliştirme,
üretim,
test ve
sertifikasyon
çalışmaları
İngiliz
firmasıyla
müşterek
olarak
yapılacaktır. |
|
|
2.
Kokpiti
tek
kişilik
olarak
dizayn
edilecek
uçağın
konfigürasyonu
şöyle
planlanmaktadır: |
|
|
|
* Çift motorlu |
|
|
* Radara görünmeyen
(stealth)
kabiliyetli |
|
|
* Gövde içi silah
taşıma özelliği |
|
|
* Super Cruise (Afterburner
kullanmadan ses üstü
uçuş) |
|
|
* Gelişmiş
aviyonikler (uçuş ve
atış sistemleri) |
|
|
* AESA çift
fonksiyonlu radar |
|
|
* Elektronik harp
kabiliyeti |
|
3.
Söz
konusu
Çerçeve
Anlaşması
ile
devletten
devlete
garanti
sağlanacak
ve her
iki ülke
proje
tamamlanana
kadar
TAI ve
BAE
Systems'in
arkasında
duracak.
Bu
sayede
TF-X
Projesi
her
türlü iç
hukukun
üstünde
tutulacak
ve
projede
devletler
arası
anlaşmalara
göre
teminat
verilerek
hareket
edilecek.
(Bana
göre bu
madde
çok
önemli!) |
|
|
4.
BAE
Systems
TAI'ye
400 adam
/ yıl
mühendislik
hizmeti
verecek.
BAE'nin
mühendisleri
süpersonik
uçak
tasarım
/ üretim
tecrübesine
sahip
olacak. |
|
|
5.
Uçağın
patenti
Türkiye'ye
ait
olacak. |
|
|
Halen BAE System ile yapılan bu
anlaşmada yer aldığı şekilde,
süpersonik uçak imalatında
tecrübeli 20 İngiliz uçak
mühendisi TAI tesislerinde MMU
projesinden sorumlu Türk
mühendisleriyle beraber
çalışmaktadırlar. MMU imalatında
özel olarak kullanılması
planlanan Mühendislik Binası,
Boya İmalat Fabrikası ve
Kompozit Madde İmalat
Fabrikasının inşaatları halen
devam etmektedir |
Bugün için MMU projesindeki
kilit noktası, kullanılacak
uçağın türbofan motoruna
karar verilip bu motorun
tespit edilecek bir takvime
göre temin edilmesidir.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı
(SSM) sorumluluğunda
yürütülmekte olan MMU
projesinde kullanılması
düşünülen türbofan motoru
için uygun olduğu düşünülen
bir motorun temini
çalışmaları devam
ermektedir. MMU uçağımızda
yerli bir turbofan motorun
kullanılması konusunda da
çalışmaların yapıldığı basın
haberlerinde yer almıştır.
Uçağın ana çatısı motor
üzerinde kurulacağından,
motorun seçimiyle beraber,
proje de şekillenecek ve
uçağın imalat çalışmalarında
en önemli adım atılmış
olacaktır. |
Netice olarak görüşlerimi şöyle
özetleyebilirim: |
1. ABD'nin gelecekte F-35
uçağını Türkiye'ye vermekten
vazgeçeceğine kuvvetli bir
ihtimal olarak bakmak
gerekmektedir. ABD Türkiye'nin
S-400 alımına bağlı olarak
F-35'leri Türkiye'ye vermemek
kararından vazgeçse ve F-35'leri
verse bile, geçmişte, ABD'nin 18
Ekim 1974 - 26 Eylül 1978
tarihleri arasında yaklaşık dört
yıl süreyle uygulamış olduğu
gibi Türkiye'ye bir silah
ambargosu uygulaması her zaman
mümkündür. |
2. Türk Hava Kuvvetleri
F-35'in lojistik desteğinin
taşıdığı özellikler
açısından ABD'ye tamamen
bağımlı olacaktır. Dünyadaki
bütün diğer F-35 kullanıcı
ülkeleri gibi Hava
Kuvvetlerimiz de F-35'in
ikmal ve bakım
faaliyetlerini ALIS (Autonomic
Logistics Information System)
sistemine bağlanarak yerine
getirmek zorundadır. Bakım,
prognostics (geleceğin
planlanması) ikmal
bağlantısı, destek
hizmetleri, eğitim ve teknik
data gibi bütün lojistik
faaliyetler ALIS sistemi
içinde yerine getirilmek
zorundadır. Bu da F-35
lojistik sistemimizin ABD'ye
tam bağımlılığı anlamına
gelmektedir. |
3. Türkiye'nin bütün zorluklara
rağmen Milli Muharip Uçağını
yapacağına dair hiç bir kimsenin
şüphesi olmamalıdır. Milli
Muharip Uçağın yapılması elbette
uzun zaman alacaktır. Çünkü
5'nci nesil (stealth) uçağın
imal edilmesi diğer klasik
muharip uçakların imalatından
çok büyük teknik farklılıklar ve
özellikler gerektirmektedir.
Bilindiği gibi geçmişte bütün
planlamalar ABD'den F-35'lerin
alınacağı ve MMU ile birlikte
müşterek harekât yapılacağı
faraziyesine dayandırılmıştır.
F-35'lerin verilmemesi durumunda
bütün gayret ve faaliyetler
MMU'nun bir an önce imal
edilerek muharip filolardaki
yerini alması yönünde teksif
edilmelidir. |
4. ABD'nin F-35'leri
vermemesinin gerekçesi olarak
5'nci nesil Stealth F-35
uçağının sırlarının Rusya eline
geçecek olması gösterilmektedir.
ABD imalatı F-16'ların Stealth
özelliği olmadığına göre,
ABD'nin F-35'ler için belirttiği
gerekçelerin F-16'ların lojistik
desteğinde söz konusu olmaması
gerekir. |
5. F-16'ların lojistik
desteğinde bazı zorluklar
olursa, Hava Kuvvetlerimiz
halen TAI tesislerinde imal
edilmekte olan silahlı
HÜRKUŞ-C uçaklarından ve
silahlı SİHA'lardan yeterli
sayıda temin ederek, MMU'nun
muharip filolarımızda görev
yapacağı tarihe kadar
geçecek sürede bölgesel
harekatta bu uçak ve
SİHA'ları taarruzi rolde
kullanmak imkanına sahiptir.
İmalatı bitmiş olan silahlı
HÜRKUŞ-C uçaklarından bir
kısmı bu tip görevlerde
kullanılmak üzere Jandarma
Komutanlığı'na teslim
edilmiştir. |
Silahlı Hürkuş-C uçağının kanat
altı iç istasyonlarında iki adet
500 librelik MK-82 bombası ve
kanat altı dış istasyonlarında
iki adet 250 librelik MK-81
olmak üzere, toplam dört bomba
taşınabilecektir. Bu bombalara
milli kuruluşlarımız tarafından
üretilen HGK (Hassas Güdüm Kiti)
LGK (Lazer Güdüm Kiti) ve KGK
(Kanatlı Güdüm Kiti) takılarak
akıllı bombalar haline
getirilebilmektedir. Bu hassas
güdümler sayesinde de hedeflere
tam isabet sağlanabilmektedir.
Kanat altı istasyonlarına
istendiğinde Roketsan LUMTAS
(Lazer Güdümlü Uzun Menzilli
Tanksavar Füze) veya Roketsan
Cirit 2.75 inçlik güdümlü
füzeler yüklenebilecektir. Uçağa
ihtiyaca göre 12.7 mm. makineli
tüfek veya 20 mm.lik makineli
top podu takılabilecektir.
|
6. Havacılık çevrelerinde ve
basında Türkiye'nin MMU'ların
harbe hazır olarak muharip
filolarda yerini alıncaya
kadarki ara devrede, ABD menşeli
olmayan 40-50 civarında yabancı
muharip uçak alması konusu
tartışılmaktadır. Hatta bu
uçakların modelleri arasında Rus
SU-30, SU-35, SU-57, Fransız
Rafale, Avrupa konsorsiyumu
Eurofighter Typhoon ve İsveç JAS
39 Gripen tiplerinin isimleri
konuşulmaktadır. Ben MMU'nun
geçiş döneminde F-16'larımız,
silahlı HÜRKÜŞ-C uçaklarımız ve
silahlı SİHA'larımızı kullanarak
harp görevlerimizi yerine
getirebileceğimizi ve yabancı
bir muharip jet uçağının
alınmasına gerek duyulmayacağı
düşüncesini taşıyorum. |
7. ABD'nin Türkiye'ye
F-35'leri vermekten
vazgeçmesi benim kişisel
düşünceme göre Türkiye için
çok isabetli olacaktır.
Böylece, kötü komşunun
yanındaki komşusunu ev
sahibi yapması örneğinde
olduğu gibi, Türkiye, kendi
5'nci nesil muharip uçağı
MMU/TF-X'i imal etmek
imkânına bir an önce
kavuşmuş olacaktır. Ben
F-35'lerin alınmamasıyla
Türkiye'nin büyük bir
dertten kurtulacağına ve
böylece F-35'ten daha iyi
performansta imal edeceğimiz
Milli Muharip Uçağımız TF-X'le
güzel yurdumuzun semalarının
çok daha başarıyla
savunulacağına inanıyorum.
Artık cin şişeden çıkmıştır
ve Türkiye'nin bundan böyle
muharip jet uçağı tedariki
konusunda ABD ile defteri
kapatmak zamanı gelmiştir. |
İrfan Sarp |
15 Nisan 2019 |
Email: isarp56@gmail.com |
|
|