İrfan SARP |
Emekli Hava Pilot Tümgeneral |
|
Türkiye ile ABD arasında S-400
ve F-35 konusunda sürdürülen
müzakereler ve tartışmalar,
S-400 parçalarının 12 Temmuz
2019 tarihinden itibaren Rus
ulaştırma uçakları tarafından
Türkiye'ye taşınmasının
başlamasıyla, yeni bir döneme
girmiş bulunmaktadır. Başkan
Trump çeşitli tarihlerde
"Türkiye'de F-35'ler ile S-400
sistemlerinin bir arada görev
yapmasını kabul edemeyiz"
şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
S-400 sistemine ait parçaların
Ankara / Mürted Üssü'ne
taşınmaya başlamasından beş gün
sonra, ABD Savunma Bakanlığı
Pentagon tarafından yapılan bir
basın toplantısında, Türkiye'nin
F-35 JSF programından
çıkarılacağı resmen
açıklanmıştır. ABD Savunma
Bakanlığı Tedarik ve İdame
Başkan Yardımcısı Ellen M. Lord
17 Temmuz günü Pentagon'daki
basın toplantısında, "ABD
ve diğer F-35 ortak ülkelerinin
müşterek kararıyla, Türkiye'nin
F-35 programının askıya
alındığını ve F-35 programından
resmen çıkarılması işlemlerinin
başlatıldığını"
açıklamıştır. (Açıklamanın
İngilizce metni şöyledir: "Undersecretary
of Defense for Acquisition and
Sustainment Ellen M. Lord stated,
"The United States and other
F-35 partners are aligned in the
decision to suspend Turkey from
the program and initiate to
process to formally remove
Turkey from the program."
|
NOT:Konuyla ilgili son iki
gündür basında çıkan haberlerde
ve yapılan konuşmalarda,
Türkiye'nin F-35 programının
askıya alındığı ifade
edilmektedir. Oysa Pentagon'un
yaptığı açıklamanın İngilizce
metninde, "Türkiye'nin F-35
programının askıya alındığı ve
F-35 programından resmen
çıkarılması işlemlerinin
başlatıldığı" yazılıdır. Bu
ifade Türkiye'nın F-35
programından çıkarıldığına
kesinlik kazandırmaktadır. |
Pentagon Tedarik Başkan
Yardımcısı Ellen Lord,
Türkiye'nin F-35
programından çıkarılması
kararının ardından ortaya
çıkacak boşluğu, diğer üye
ülkeler ve bu ülkelerde
üretim yapan firmalarla
dolduracaklarını ve bu
konuda bugüne kadar gerekli
görüşmeleri yaptıklarını
dile getirdi. Ellen Lord
Türkiye'nin toplamda 900
civarında parça ürettiğini,
bu parçaların artık Türk
firmalarından alınmayacağını
bildirdi. Ellen Lord, söz
konusu sürecin 2020 Mart
ayına kadar tamamlanmasını
öngördüklerini, ABD'de F-35
uçuş eğitimi gören Türk
pilotların da 2019 Temmuz
ayı sonuna kadar ABD'yi terk
edeceklerini sözlerine
ekledi. |
17 Temmuz günü Savunma Bakanlığı
Pentagon'un bu açıklamasından
bir saat kadar önce de Beyaz
Saray web sitesinde şu açıklama
yer almıştır: "Türkiye'nin
Rus S-400 hava savunma
sistemlerini satın alma kararı,
F-35 ile olan katılımını ne
yazık ki imkânsız kılıyor".
Metnin İngilizcesi şöyledir: "Unfortunately,
Turkey's decision to purchase
Russian S-400 air defense
systems renders its continued
involvement with the F-35
impossible". |
S-400 Hava Savunma ve Füze
Sistemi parçalarının Türkiye'ye
taşınmasını takiben Beyaz Saray,
ABD Kongresi ve Savunma
Bakanlığı Pentagon tarafından
yapılan resmi açıklamalarla,
Türkiye'nin F-35 programından
çıkarılması kararı kesinlik
kazanmıştır. ABD Savunma
Bakanlığı, ABD'nin Türkiye'nin
F-35 programından çıkarılması
kararının F-35 JSF programının
kurucu ortak ülkeleri
(Avustralya, Kanada, Danimarka,
İtalya, Hollanda, Norveç ve
İngiltere) ile müşterek
alındığını açıklamıştır. |
Türkiye herhalde Cumhuriyet
tarihinde müttefik ülkeleriyle
beraber ortak olduğu bir
programdan çıkarılması gibi onur
kırıcı bir olayla ilk defa
karşılaşmaktadır.
İlerde politik veya diğer
nedenlerle F-35 Programı ortak
ülkeleri Türkiye'yi yeniden F-35
programına kabul etmek isteseler
bile Türkiye bir daha F-35
programına asla geri
dönmemelidir.
Gelinen bu noktada F-35 JSF
programı Türkiye için tamamen
kapanmıştır. Artık bu noktadan
sonra Türkiye'nin F-35
programına dönüş yolunun tamamen
kapandığının hepimiz tarafından
bilinmesi, kabul edilmesi ve
Hava Kuvvetlerimizin de muharip
uçak ihtiyaçlarını planlarken
F-35 uçağının envanterinde
olmayacağını dikkate alması
gerekmektedir. Türkiye F-35
programı için bu güne kadar
bütçesinden 1.2 milyar dolar
ödemiştir. Programın karşılıklı
mali anlaşmaları hakkında bir
bilgim olmadığı için bu konuda
bir fikir yürütemiyorum. |
Son aylarda S-400 ve F-35
konuları Türkiye'nin devamlı
gündeminde kalırken ben
görüşlerimi ilgili makamlarla
paylaşmak üzere iki makale
kaleme almış ve bu makaleleri
ayrıca internet ortamında
yayınlamıştım. 21 Nisan 2019
tarihinde yayınlanan "ABD'NİN
F-35 AMBARGOSUNA KARŞI NELER
YAPILABİLİR?" başlıklı makalemin
linki http://www.kokpit.aero/f35-ambargosuna-karsi-ne-yapilabilir-irfan-sarp |
29 Haziran 2019 günü
yayınlanan "F-35 JSF
PROGRAMI VE TÜRKİYE"
başlıklı makalemin linki:
http://www.kokpit.aero/f-35-ucagi-genis-degerlendirme |
Bu makalemin sonuç cümlesinde,
"F-35 UÇAĞI PROBLEMLİ DOĞMUŞTUR"
şeklinde bir hükme varmıştım. Bu
hükme varırken konuyu hem uçağın
performansı açısından hem de
uçağın imalatçı ülkesi ABD ile
Türkiye arasında yaşanan siyasi
gerginlik ve problemler
açısından analiz etmiş ve
değerlendirmiştim. |
Konuya önce siyasi açıdan
bakalım: ABD ile Türkiye
arasında geçmişte pek çok siyasi
kriz yaşandığı bilinmektedir.
Yaşanan bu siyasi krizleri madde
başlıklarıyla şöyle
özetleyebiliriz |
Son 60 Yılda
Türkiye-ABD
Arasındaki Krizler: |
- 1960 İncirlik
Kalkışlı U-2 Casus
Uçağı Krizi. |
- 1962 Jüpiter
Füzeleri Krizi. |
- 1964 Lyndon B.
Johnson Mektubu
Krizi. |
- 1974 Haşhaş Ekimi
Krizi. |
- 1974 Kıbrıs Barış
Harekâtı Krizi.
|
- 1974 ABD Silah
Ambargosu Krizi. |
- 1975 Türkiye’nin
21 Üs/Tesisi ABD
Kullanımına
Kapatması Krizi. |
- 1975 Ermeni ASALA
Terör Örgütünün
Desteklenmesi Krizi. |
- 1984 ABD’nin PKK
Terör Örgütüne
Desteği Krizi. |
- 1991 Birinci
Körfez Savaşı ve
Çekiç Güç Krizi. |
- 1992 TCG Muavenet
Muhribimizin
vurulması ve 5
denizcimizin şehit
edilmesi krizi |
- 2003 1 Mart Irak
Tezkeresi’nin Reddi
Krizi. |
- 2003 İkinci Körfez
Savaşı ve Irak’ın
İşgali, Irak’ın
Kuzeyi ile PKK
Desteği Krizi. |
- 2003 Süleymaniye
Olayı ve
Askerlerimizin
Başına Çuval
Geçirilmesi Krizi.
|
- 2011 Suriye İç
Savaşı ve PKK/KCK,
PYD/YPG Desteği
Krizi. |
- 2013 Türkiye'nin
Çin'den FD-2000 Hava
Savunma Sistemi
Tedariki Krizi. |
- 2016 15 Temmuz
Darbe Girişimi ve
FETÖ/PDY Krizi. |
- 2016 Rahip Andrew
Craig Brunson’ın
Tutuklanması Krizi. |
- 2017 ABD
Büyükelçilik/Konsolosluk
Çalışanlarının
Tutuklanması Krizi. |
- 2017 Halk Bankası
Genel Müdür
Yardımcısı Hakan
Atilla’nın
Tutuklanması Krizi. |
- 2017 Türk
Vatandaşlarına
Uygulanan Vize
Krizi. |
- 2017 Rus S-400
Bölge Hava ve Füze
Savunma Sistemi
Tedariki Krizi |
- 2019 ABD Savunma
Bakan Vekili Patrick
Shanahan Mektubu
Krizi. |
|
Bu krizlere ilave olarak ABD
Başkanı Donald Trump'ın
Türkiye'nin S-400 alımıyla
ilgili televizyon kameraları
önünde söylediği:"Türkiye'nin
ekonomisini mahvederiz!"
şeklinde, bir devlet adamına
yakışmayan beyanatı ise,
krizin zirveye çıktığı
noktadır!. |
Bu krizlerin içinde Hava
Kuvvetlerimizi derinden
etkileyen ve büyük lojistik
sıkıntılar yaşatan kriz, 1974
Kıbrıs Harekatı'ndan sonra
ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı
silah ambargosudur. Bu silah
ambargosundan en çok etkilenen
kuvvet de Hava Kuvvetlerimiz
olmuştur. 18 Ekim 1974 - 26
Eylül 1978 tarihleri arasında
yaklaşık dört yıl süreyle
uygulanmış olan bu ambargoyu ben
bizzat yaşayan havacılardan
biriyim. 1976 Ağustos-1979
Ağustos tarihleri arasında üç
yıl süreyle Mürted 4'ncü Üs
F-104 birliği Harekât Komutanı
olarak görev yaparken çektiğimiz
sıkıntıları anlatsam, bu
sayfalara sığmaz. Bu dört yıla
yakın süren silah ambargosu
sırasında uçuş birliklerinde
görev yapan ikmalci, bakımcı,
silahçı ve tüm yer
personelimizin bütün güçlüklere
rağmen uçaklarımızı,
radarlarımızı, yer destek
teçhizatımızı faal halde
tutabilmek için nasıl büyük bir
özveriyle, canla başla
çalıştıklarına şahit olduğumu bu
vesileyle burada belirtmeliyim. |
"F-35 UÇAĞI PROBLEMLİ
DOĞMUŞTUR" şeklinde verdiğim
hükmün ilk bölümü olan ABD ile
krize varan siyasi gerginlikleri
bu şekilde belirttikten sonra
uçağın problemli olan
performansıyla ilgili
müşahedelerimi şöyle
sıralayabilirim. |
1. F-35 uçağının problemli
doğduğunu, bu uçağı en fazla
sayıda kullanan ABD Muharip Hava
Kuvveti Komutanı ile ABD Deniz
Kuvvetleri Komutanı TIME
dergisinin 25 Nisan 2013 tarihli
sayısında verdikleri
beyanatlarla açıklamışlardı. O
iki komutan verdikleri
beyanatlarda F-35 uçağının en
önemli iki problemini
belirtmişlerdi. Problemlerin
birincisi F-35'in kısa harekât
yarıçaplı bir uçak olması idi.
Amerikalı komutanların
belirttiği ikinci problem,
Stealth özelliğinin elektronik
sensörlerin gelişen
teknolojisiyle beraber, giderek
değerini kaybedeceği idi.
Çinliler ve Ruslar yaptıkları
açıklamalarda Amerikanın Stealth
kabiliyetli F-22 ve F-35
uçaklarını radarlarında takip
ettiklerini açıklamışlardır.
Çinliler de Stealth uçakları
takip ettikleri VHF frekansla
çalışan yeni teknoloji ürünü
radarlarını Hong Kong
yakınlarındaki bir havacılık
fuarında sergilemişler ve
isteyen ülkelere bu radarları
satabileceklerini
söylemişlerdir. |
2. Avustralya ve Kanada'nın
F-35'e karşı çok isteksiz
davrandıkları bilinmektedir.
Birkaç yıl önce bir
Avustralyalı Hava Pilot
Tümgeneral, Avustralya
Parlamentosu'na F-35'ten
büyük şikayetlerini belirten
bir mektup göndermişti. O
generalin ismini bir yere
not etmeyi unutmuşum. Uzun
yıllar F-18 Hornet savaş
uçaklarında pilotluk ve
birlik komutanlığı yapan o
havacı general Avustralya
Parlamentosu üyelerine tek
tek adreslediği mektubunda
:"Baylar, daha fazla geç
kalmadan, sizlerden
Avustralya'yı F-35
uçaklarından kurtarmanız
için yalvarıyorum" demiştir.
Cümlenin İngilizcesi
şöyledir::"Gentlemen, I beg
of you to drop this F-35
program before it's too late".
Yani Avustralyalı Hava
Generali, kendi Hava
Kuvvetlerinin F-35'ten
kurtulması isteğini
parlamento üyelerine "Beg-Yalvarırım"
kelimesiyle ifade etmişti.
Kanada Hava Kuvvetleri ise,
servis dışı bırakacağı
F-18A/B Hornet muharip
uçakları yerine, ülkesinin
de ortak üretimde payı
olduğu halde, F-35
uçaklarını almak istememiş
ve F-18A/B Hornet'lerin bir
üst modeli olan F-18E/F
Super Hornet uçaklarını
temin etmeye karar
vermiştir. Kanada Başbakanı
Justin Trudeau 2016 Haziran
ayı içinde Kanada
Parlamentosu'nda yaptığı
konuşmasında, F-35 uçağının
bir işe yaramadığını ve
ilerde de işe yaramayacağı
cümlesini kullanmıştır.
Cümlenin İngilizcesi
şöyledir: "The F-35, the
Canadian Prime Minister
Trudeau asserted to the
parliment this week, is an
aircraft that does not work
and is far from working".
|
3. F-35 uçağının problemli
doğduğu, ilk imalat hattından
çıktığı tariften bugüne kadar
geçirdiği safahattan da belli
olmaktadır. Şimdi şöyle bir
hesap yapalım. İlk F-35A uçağı
Şubat 2006'da imalat hattından
çıkmış ve Aralık 2006'da ilk
uçuşunu yapmıştır. Prototip
modellerin uzun süren yer ve
uçuş testleri tamamlandıktan
sonra ilk üretim (production)
modeli Şubat 2011 yılında, yani
ilk uçuşunu yaptıktan 5 yıl
sonra uçuş birliklerine teslim
edilmeye başlanmıştır. Uçağın
imalat hattından çıkışı, test
uçuşları ve birliklere teslim
takvimine bakıldığında, zaman
sürelerinin ne kadar uzun olduğu
hemen dikkati çekmektedir. Eğer
F-35 uçağı problemli bir uçak
olarak doğmasaydı, ilk uçuşunu
yaptığından itibaren birliklere
teslimi arasında 5 yıl gibi uzun
bir süreye ihtiyaç duyulur
muydu? 2011 yılında uçuş
birliklerine teslim edilmeye
başlanan uçaklar bugün
birliklerde uçuşunun 8'nci
yılını doldurmuştur. Bir
havacılık dokümanında F-35'le
ilgili sorunların önümüzdeki 5
yıl içinde giderilebileceği
yazılmıştır. Bu hesaba göre F-35
uçağının sorunların
giderilmesinin 13 yıl alacağı
sonucuna varılmaktadır.
Sorunların giderilmesinin 13 yıl
gibi uzun bir süre alacağı da bu
uçağın başlı başına sorunlarla
dolu olarak doğduğunun en
belirgin ispatıdır. |
4. F-35 uçağından duyulan
memnuniyetsizlik ve şikayetler
ABD'nin resmi devlet kuruluşu
olan Savunma Bakanlığı GAO (Government
Accountability Office)
tarafından hazırlanan resmi
rakamlarla da belgelenmiştir.
Bizdeki SAYIŞTAY kuruluşunun ABD
devletinde muadili olan GAO'nun
25 Nisan 2019 tarihli resmi
raporunda F-35'lerle ilgili şu
bilgi yer almaktadır: |
* F-35 uçaklarının performansı
harekât ihtiyaçlarının gerisinde
kalıyor. Uçak çok fazla görevi
gerçekleştiremiyor veya
gerektiği kadar uçamıyor. |
* F-35 Filoları Uçak
Performansı istatistiği:
Mayıs 2018 - Kasım 2018: |
a) Harekât ihtiyacı minimum
hedef:%60. Mevcut tüm görevleri
yapma kapasitesi %27 |
b) Emniyetle tek görevi yapma
kapasitesi minimum hedef %75.
Gerçekleşen %52 |
F-35 uçaklarının
performanslarının istenen
seviyede olmadığı yönünde en üst
makamlar tarafından dile
getirilen şikayetlerin yanında
ABD'nin devlet kurumu GAO'nun
raporunda bu uçakların tüm
görevleri yapma kapasitesinin
%27 gibi çok düşük bir seviyede
olması, F-35 kullanıcı ülkeleri
açısından düşündürücü ve endişe
vericidir. |
* F-35 uçaklarının yaklaşık
% 30'u geçen yıl aylarca
süren yedek parça sıkıntısı
nedeniyle uçamamıştır. |
Savunma Bakanlığı Pentagon
Operasyonel Test ve
Değerlendirme Direktörü'nün (DOT
& E) 2018 yılı raporu F-35’in
hemen hemen her temel alandaki
ilerleme eksikliğini ortaya
koymaktadır. DOT&E raporunda
ALIS sisteminden sıkıntı
yaşandığı belirtilmektedir.
Pentagon raporunda ayrıca, uçak
üzerinde ALIS ile beraber
isimleri belirtilen 9 ayrı
sisteminde problemlerin devam
ettiği açıkça belirtilmiştir. |
5. Daha önce kaleme aldığım
makalelerde de bahsettiğim gibi,
dünyada uçan ve konsept
safhasında olan toplam 14 adet
5'nci nesil Stealth uçaktan
sadece F-35 uçağı tek motorlu,
geriye kalan 13 adet Stealth
uçağın hepsi çift motorludur.
Bazı havacılık çevreleri
Amerikalıların F-35 uçağını F-16
uçaklarının yerine kullanılacağı
için tek motorlu imal edildiği
şeklinde bir görüş
savunmaktadırlar. Hepimizin
bildiği gibi her uçak birçok
kriter yanında en başta
kullanılacağı coğrafyadaki
tehdit ortamı ile bu tehdidi
karşılayacak harekât
ihtiyaçlarına göre planlanır ve
imal edilir. F-16 uçağı 4'ncü
nesil, F-35 uçağı 5'nci nesil
uçaklardır. Bunların görev
sahaları ve görev fonksiyonları
birbirinden ayrıdır. Dolayısıyla
F-16 uçağı tek motorluydu, onun
yerine kullanılacak F-35 uçağı
da tek motorlu imal edilmiştir
şeklinde bir yaklaşım gerçeğe
uygun bir yaklaşım olamaz.
|
6. Amerikalılar muharip uçak
imalatında geçmişte de benzer
hatalar yapmışlardır. Bunlar
arasında P-80, F-84G, F-86, F-4
ve F-102 uçakları ilk planda
benim aklıma gelen uçaklardır.
Aslında F-16 uçağı da başta hava
alığı dar ve zayıf iniş takımlı
olarak imal edilmiştir ama
uçağın ana çatısı müsait olduğu
için iniş takımları
güçlendirilmiş ve hava alığı
genişletilerek ve daha sonra da
radarı geliştirilerek kendi
sınıfında mükemmel bir muharip
uçak haline getirilmiştir. Başta
yapılan bu hataların
düzeltilmesinin epey maliyeti
olmuştur. Ancak P-80, F-84,
F-86, F-4 ve F-102 uçakları
hatalı olarak imal edildikleri
konfigürasyonlarıyla görev
ömürlerini tamamlamışlardır. |
Yapılan bu hatalardan birkaç
çarpıcı örnek vereyim.
1950'lerdeki Kore
savaşlarında kullanılan P-80
ve F-84G uçaklarını
Amerikalılar 12.7 mm.lik
makineli tüfekle teçhiz
etmişlerdi. Bu uçaklar Rus
Mig-15'lere karşı fazla
zayiat verince kısa süre
içinde F-86 uçağını
yaptılar. Ancak F-86
uçağında da P-80 ve
F-84G'lerde yaptıkları
hatayı tekrarlayıp uçağı
12.7 mm.lik makineli tüfekle
teçhiz ettiler. Ben
Amerika'da pilotaj eğitimimi
tamamlayıp uçuş brövemi
kazandıktan sonra üç ay
süren Harbe Hazırlık
eğitimimi F-86 uçaklarında
yapmıştım. Sonra tayin
olduğum Merzifon Üssü'nde de
dört yıl bu uçaklarla uçtum
ve bu uçağı çok iyi tanırım.
F-86 uçaklarında 12.7 mm.lik
makineli top varken Rus Mig-15
uçaklarında iki adet Surenov
23 mm.lik top ve bir adet
Nudelman 37 mm.lik makineli
top bulunuyordu.
Amerikalılar F-86
uçaklarının MİG Killer diye
reklamını yapmışlardı. Ancak
Kore savaşından sonra
anılarını yazan Rus
pilotları, F-86'ları alay
konusu yapmışlar ve F-86'nın
12.7 mm.lik makineli tüfek
mermilerinin MİG-15
uçaklarının sırtlarını
kaşıdığını söylemişlerdi!
|
Benzer hata F-102 Delta Dagger
AWX (All Weather Intercepter)
Her Hava Önleme uçağının
imalatında da yapılmıştır. F-102
uçaklarına makineli tüfek veya
makineli top yerleştirmemişler,
gövde içinde taşınan 24 adet
2.75 inçlik roket ile 6 adet
Falcon füzesini yeterli
görmüşlerdi. F-102 pilotlarının
uçtukları av uçağında bir
makineli top olmamasından büyük
şikayetleri olunca F-102'nin bir
üst modeli ve tıpa tıp benzeri
F-106 uçağına 20 mm.lik makineli
top yerleştirilmişti. Ben
Mürted'de F-104 Filo Komutanı
iken Üs'de iki F-102 filosu
bulunuyordu. Bir keresinde F-102
Filo Komutanı arkadaşım ile çift
kişilik TF-102 uçağında bir
sorti uçuş ve önleme görevi
yapmıştım. Bizim F-102'ci
arkadaşların hepsi de bu F-102
uçağının bir makineli topu
olmamasından şikayet ederlerdi.
(NOT: Sırası gelmişken, Hava
Kuvvetlerimizde atandığım uçuş
birliklerinde ben F-86, F-84F,
F-104 ve F-4E uçaklarıyla;
ayrıca tatbikat ve eğitim
amacıyla F-5, F-100 ve F102
modellerinin çift kumand
uçaklarında uçmuştum. Türkiye'de
düzenlenen NATO tatbikatları
sırasında yabancı hava
kuvvetlerinden Alman Alpha Jet,
Belçika Mirage 5, ABD Hv.Kv.nin
F-15D, F-111A ve ABD Fort
Worth'de, F-16 uçak fabrikasının
test pilotuyla bir sorti çift
kumand F-16B modeli olmak üzere
toplam 12 değişik tipte muharip
jet uçağıyla uçmak fırsatı bulan
şanslı pilotlardan biri olduğumu
söylemeliyim) |
Amerikan uçak sanayisi
tarafından en büyük imalat
hatalarından biri de F-4
uçaklarında yapılmıştır.
F-4'erin ilk modeli olan F-4A
uçağını Amerikalılar ayni F-102
uçakları gibi makineli topsuz
imal etmişlerdir. Bu uçağa
yükledikleri havadan havaya
füzelerin av rolünde yeterli
olacağını düşünmüşlerdir. Ancak
F-4A uçakları Vietnam savaşında
Mig-17'lere karşı sapır sapır
döküldüler. Daha sonra F-4'lerin
bir üst modelinin burun kısmına
20 mm.lik top monte ettiler.
F-4A uçağı başta aynen F-84,
F-86, F-100, F-102, F-104
uçaklarında olduğu gibi düz
kanatlı imal edilmişti. Bu kanat
şekliyle uçağın dönüş yarıçapı
çok geniş olunca, kanadının
uçlarını yukarıya doğru
kıvırarak tadil ettiler. Bu
sefer de uçak istikrarsız
olunca, yatay kuyruk
stablizesini aşağı kıvırarak
tadil ettiler.. F-4 uçağı bu
acayip aerodinamik yapısıyla,
aşırı ve koordinesiz
yatış/çekişlerde yüksek AOA
dediğimiz bir hareketle anormal
duruma girmek gibi kötü bir
özelliğe sahip bir uçak
olmuştur. Düşünün ki Türk Hava
Kuvvetlerimizde meydana gelen 21
adet ölümle sonuçlanan F-4E
kazasından 7 adedi, yüksek AOA
sebebiyle anormal duruma
girilmesi ve anormal durumdan
çıkılamamasından olmuştur. Ne
yazık ki yüksek AOA sebebiyle
iki pilotumuzun şehit olmasıyla
sonuçlanan bir kaza da benim
Eskişehir'de 1'nci Üs Komutanı
olduğum yılda meydana gelmişti.
Bunlar Amerikalıların muharip
jet uçaklarının imalatında
yaptıkları yanlışlardan aklımda
kalanlar. Son Boeing 737MAX
uçaklarında yaptıkları hatayla
iki uçağın düşmesi olayı da
havayolu uçakları kategorisinde
yapılan yanlışlardan bir
örnektir. |
Amerikalılar geçmişte P-80,
F-84, F-86, F-4, F-102 gibi
muharip uçaklar üzerinde
yaptıkları imalat hatasının
benzerini, Stealth olarak imal
ettikleri F-35 uçağını çift
motorlu yerine tek motorlu
yapmakla tekrarlamışlardır. Buna
bağlı olarak F-35 uçağı kısa
harekât yarıçaplı, gövde içi
dahili silah yuvasında az
mühimmat yükü taşıyan, uçuş MACH
sürati, akselerasyonu, ve
tırmanış açısı diğer benzer
Stealth modellerine kıyasla
düşük ve dönüş yarıçapı geniş,
şişman gövdeli bir uçak olarak
ortaya çıkmıştır. F-35'in sözünü
ettiğim bu performans
zafiyetlerinden ayrı olarak,
uçağın lojistik desteğiyle ve
her şeyiyle ABD'ye %100 bağımlı
olunacağının da altını kalın bir
çizgiye çizmek gerekmektedir.
F-35 kullanıcı ülkeleri uçağın
üzerindeki bilgisayarlar ve ALIS
(Autonom Logistics Information
System) sistemiyle adeta BBG
(Biri Bizi Gözetliyor) durumu
yaşayacaklardır. Söylendiğine
göre herhangi bir kullanıcı
ülkedeki F-35 uçağı bir göreve
kalktığında, uçağın üzerindeki
silah ve yakıt yükleri bilgileri
dahil, uçağın rotası, hangi
hedefe gittiği, görev dönüşü
hangi meydana indiği, uçağın
sistemlerindeki o andaki
arızalar, imalatçı firmanın
ABD'deki merkezinde
kaydedilmektedir. Diyelim ki
bizim bir F-35 uçağımız
Güneydoğuda, Kandil'de bir
göreve kalktı, ABD'deki merkez
bunu takip edecektir. Neyse ki
F-35'ten kurtuluyoruz! |
Şimdi şu soru akla
gelmektedir. Eğer Stealth
özelliğinde imal edilen F-35
uçağı dünyadaki diğer
Stealth model uçaklara
kıyasla bu kadar performansı
düşük ve problemli bir
uçaksa, nasıl oluyor da
halen dünyada F-35 ortak
imalatçı ülkeler ve sonradan
F-35 programına katılan
ülkeler bu uçağı satın almak
istemişlerdir? Bu sorunun
cevabı çok basittir. Çünkü
başlangıçta F-35 programına
dahil olan ülkelerin tek
amacı, bir Stealth uçağa
sahip olmak idi. Daha önceki
makalemde bahsetmiştim.
1'nci Irak Harekâtı'nda ABD
Hv.Kv.nin Stealth
kabiliyetli F-117 uçakları
Bağdat ve civarının yoğun
füze ve uçaksavar
savunmasıyla korunmasına
rağmen, Fırat ve Dicle
nehirleri üzerindeki 43 adet
köprüden 39 adedini ve
bölgede başkanlık sarayı ve
komuta kontrol merkezleri
dahil diğer hedefleri tek
bir uçak kaybı olmadan
tahrip etmişlerdi. ABD,
F-117 Nighthawk Stealth
uçağını ve sonradan imal
ettikleri F-22 Raptor
Stealth uçağını en yakın
müttefiki İngiltere dahil
hiç bir ülkeye satmamıştı.
F-35 uçağını diğer ülkelerle
ortaklaşa imal edip satma
kararı alınca Türkiye dahil,
bir Stealth uçağa sahip
olmak isteyen ülkeler hiç
bir ön koşul düşünmeden,
hemen programa dahil
oldular. Öyle anlaşılıyor
ki, F-35 programına katılan
ülkeler, programa
katıldıkları tarihte, uçağın
performansının ne olacağına
dair bir bilgiye sahip
değillerdi. Bir bilgiye
sahip olmaları da zaten
mümkün değildi. |
Basında ve havacılık
çevrelerinde Türkiye'nin F-35
programından çıkarılması
durumunda kısa ve orta vadede
muharip görevlerimizin nasıl
yerine getirilebileceği sorusu
sorulmakta ve değişik fikirler
ortaya atılmaktadır. Ben Hava
Kuvvetlerimizin F-35 uçağı
olmadan da MMU uçaklarımızın
filolarda yerini alacağı tarihe
kadar geçecek dönemde, muharip
görevlerini yerine getirmenin
çarelerini bulacağına
inanıyorum. Açık kaynaklarda ve
internet sitelerinde yer alan
bilgilere göre halen
envanterimizde ilk modeller
Block 30'ların dışında, Block 40
ve Block 50 model F-16'lardan
200 civarında uçağımız
bulunmaktadır. Bu uçaklardan
büyük kısmı üzerinde
modernleştirme/ yenileme /
geliştirme uygulamaları
yapılmıştır. Bu uçaklarımızın
MMU uçağımızın filolarda yerini
alması planlanan 2028 yılından
ileriye doğru daha 8-10 yıl
görev yapabileceği uzmanlar
tarafından
değerlendirilmektedir. F-16
uçaklarımıza ilave olarak belli
ortam ve şartlarda muharip
görevlerde kullanılabilecek
Silahlı HÜRKUŞ-C ve Silahlı
HÜRJET uçakları ile TAI, Vestel
ve Baykar firmalarının ürettiği
silahlı insansız hava
araçlarımız (SİHA) da
bulunmaktadır. |
ABD Savunma Bakanlığı tarafından
17 Temmuz 2019 tarihinde yapılan
resmi açıklamada, Türkiye'nin
F-35 programının askıya alındığı
ve programdan resmen çıkarılması
işlemlerinin başlatıldığı;
Türkiye'nin ürettiği 900
civarında F-35 parçasının artık
Türk firmalarından alınmayacağı,
söz konusu sürecin 2020 Mart
ayına kadar tamamlanmasını
öngördükleri, ABD'de F-35 uçuş
eğitimi gören Türk pilotlarının
2019 Temmuz ayı sonuna kadar
ABD'yi terk edecekleri
bildirilmiştir. |
Ben bütün kalbimle
inanıyorum ki, ABD
Türkiye'yi F-35 programından
çıkarmış olmakla, Türkiye'ye
çok büyük bir iyilikte
bulunmuştur. Böylece Türkiye
baştan problemli doğan F-35
uçağından kurtulmuştur. ABD
Türkiye'yi F-35 programından
çıkarma kararıyla, sadece
Hava Kuvvetlerimizin bir
nesil boyu kısa harekat
yarıçaplı ve düşük
performanslı, problemli ve
ABD'ye %100 bağımlı bir
uçaktan kurtarmakla
kalmamış; ayni zamanda yerli
uçak sanayimizin ve yan
kuruluşlarının geleceğe
yönelik başarılarının önünü
açmıştır. Şimdi Türkiye,
varını yoğunu ortaya koyarak
bütün gücünü ve imkânlarını,
kendi Milli Muharip
Uçağımızı yapmaya teksif
etmelidir. Milli Muharip
Uçağımız MMU'nun imal
edileceği TAI, mükemmel
tesisleri; yetişmiş,
tecrübeli, yetenekli
mühendisleri ve insan
gücüyle MMU uçağını dünya
ölçülerinde imal
edebileceğini ispat etmiş
bir kuruluştur. 15 Mayıs
1984 tarihinde kurulan TAI,
bugüne kadar F-16 muharip
uçaklarını, CN-235 hafif
nakliye uçaklarını, SF-260D
ve KT-1, eğitim uçaklarını,
Cougar AS-532 genel maksat,
arama/kurtarma helikopteri
ve ATAK A129 silahlı
helikopterleri, A-400M
ulaştırma uçağının ortak
üretimini yaparak uçak ve
helikopter imalatı
konularında büyük deneyim
kazanmıştır. TAI'nin en
büyük başarıları arasında,
kendi tasarımı olan ANKA
insansız hava aracı,
HÜRKUŞ-B eğitim uçağı ve
HÜRKUŞ-C silahlı hafif
taarruz uçağı ve son olarak
da T625 genel maksat
helikopterini imal etmesi
sayılabilir. Türkiye'de TAI
ile beraber F-35 uçağının
bazı seçilmiş parçalarını
üretmekte olan Alp
Havacılık, Aselsan, Ayesaş,
Havelsan, Kale Havacılık,
Mikes,, Roketsan ve Tubitak-Sage
gibi kuruluşlar F-35 ile
5'nci nesil bir uçağın
parçalarının üretilmesinde
büyük deneyim
kazanmışlardır. Bu firmalar
herhalde bu deneyimlerini,
MMU uçağının imalatında da
kullanabileceklerdir. Şimdi
TAI ile beraber bu ilgili
kuruluşlar ve benim aklıma
gelmeyen diğer kuruluşların
bütün imkanlarını, insan
gücünü, deneyimlerini ortaya
koyarak MMU uçağını F-35
uçağından çok daha mükemmel
bir performansta imal
edecekler ve böylece Türk
insanına büyük bir gurur
yaşatacaklardır. Bundan hiç
kimsenin şüphesi
olmamalıdır. |
İrfan SARP |
23 Temmuz 2019 |
(Yorumlar için email:
isarp56@gmail.com) |
|
|