Ben Kimim

 
 
 
 

İLGİNÇ BİR ANI

 
 
Emekli Hava Pilot Tümgeneral

Samim SIRDAŞ

 

Sene 1944 İkinci Dünya Harbi'nin kızgın günleri, İngiltere - Cromwell'de RAF Havacılık Okulu'nda pilotaj eğitimindeyiz (1942 devresi). Uçtuğumuz uçak MASTER 11, yıldız motor, çift kişilik. Uçuş eğitiminin tamamlanması için 300 saati doldurmam gerekli, 297 saat uçuşum var, son olarak 1.45 dakikalık uzun bir seyrüsefer uçuşuna çıktım. Tarih 5 Haziran 1944. Uzun bir üçgen rota, haritanın bazı yerleri çini mürekkeple bölge bölge silinmiş şekilde yola çıktım.

Bana bir İngiliz talebe musallat oldu ve sinirlerim bozuldu. Haritayı atıp onunla dalaşmaya başladım. Önüme kattığım bu uçak bir zaman sonra kanatlarını sallayıp kaçtı. Tabii yolu kaybetmiştim, yakıtım azalmıştı, çaresiz inecek bir meydan aramaya başladım. Önüme bir İngiliz Lancaster meydanı çıktı (Lancaster İngiliz 4 motorlu bombardıman uçağı) beğenmedim. İlerde ABD'ye ait Liberatör meydanı gördüm (Liberatör 4 motorlu bombardıman uçağı). Zaten başka seçeneğim kalmamıştı, yabancı uçakların inişe yasak işaretini göre göre yakıtsızlıktan indim. Hemen okula telefon ettiler, bir Oxford (çift motorlu irtibat uçağı) ile baş hocam ve benim hocam geldi. Hocam uçağı aldı, ben arkaya bindim, kalkışa geçerken Taxi - Rut üzerindeki çukuru göremedi ve biz bir anda 90 derece dikildik, hemen bizi bir zincirle kal yerine çektiler. Çünkü Liberatörler Almanya bombardımanından dönüyorlardı. Tabii baş hocamız da kalkamadı. O geceyi ABD pilotlarıyla içerek geçirdik. Benim hocamın bu olaydan dolayı rütbeleri gitti ve uzak doğuya er olarak tayin oldu. Sabah kalktığımızda bir ABD Astsubayı bize D - DAY yani Müttefiklerin Normandiya Çıkarması'nın başladığını söyledi. Heyecan artmıştı. Oxford'la meydana dönerken okul komutanının beni kendisiyle görüşmek için beklediğini söylediler. Tıraş olmama bile izin vermediler. Ben komutanın karşısında neden oralara gitmişim, neden diğer meydanlara inmeden yasak meydana inmişim vb. gibi sorularla bir saat boyunca ter döktüm. Beş gün odamda tutulduktan sonra okul komutanı beni tekrar çağırdı. Normandiya Müttefik Çıkarması'nın başarıya ulaştığını ve hakkımdaki şüphelerin kalktığını söyledi. Biten bir uçuş hayatımın Normandiya Çıkarması başarısıyla tekrar iade edilmesi pilotluk hayatımın en üzüntülü ve en sevinçli günlerini oluşturur.

Sene 1944, artık brövemizi taktık ve Spitfire-5 ile uçuşa başladık. Zamanın en iyi uçağı idi. Harbe hazırlık için Güneybatı İskoçya'ya 18 Spit ile gittik. Hava - Hava atışlarını tamamlayıp Türkiye'ye döneceğiz. İki ay gibi kısa bir zamanda atışlarımız bitti ve meydana dönüş hazırlığı başladı. Havalar kapalı, Noel yaklaşıyor ve İngiliz hocalarda büyük bir endişe hakim. Doğal olarak Noel'i evlerinde geçirmek istiyorlar. Bir fırsat bulup yarı yol olan Newcastle meydanına indik. Baş hocamız bir aralık "çocuklar, bir saate kadar gidebilir miyiz? Hava 300 feet görüşe çıkmış ne dersiniz" dedi. Biz gideriz dedik ve 18 Spit havalandık. Baş hocamız lider, diğerlerinin hepsi Türk pilotu. Tam meydana geldik ki kule "görüş sıfır" diye bağırmaya başladı.

Baş hocamız emercensi usulünü kullanalım diye talimat verdi. Yani 90 derece sağa, 15 dakika uçulacak, Manş denizi üstüne çıkılacak ve uçak ters çevrilip paraşütle denize atlanacak. Aramızdan biri "ben yeri bir delikten gördüm, dalıyorum" dedi ve daldı. Hepimiz gelişi güzel daldık artık ortada kol falan kalmamıştı. Havada telaş ve heyecan hakimdi. Gazı kesen rastgele önüne çıkan yere iniyordu. Türk pilotlarının hepsi yeri inmişti. Bizim baş hocamız usulleri uyguladı. Kendisini Manş Denizi'nin soğuk sularında Sahil Koruma Teşkilatı kurtardı. Kendine güvensizliğini pahalıya ödemişti. Bizler de İngiltere'deki pilotaj eğitimimizin son uçuşunu böyle heyecanlı ve Türk'e yaraşır bir cesaretle kapatmış olduk.

Sene 1965, 5 nci Ana Jet Üs Komutanlığı'na atandığımda Üssü ve filoları dolaştım. Filolarda gizlice 9'lu Akro - Tim çalışmaları yapıldığını söylediler. Lider Bnb. Necati ARTAN ile görüştüm ve çalışmaları mesai dışında olmak üzere emniyetle yürütmelerini söyledim. Çalışmalar tamamlandığında Hv. K. Komutanı Sayın İrfan TANSEL'e gittim ve dedim ki; "İstanbul'a her yabancı uçak gemisi geldiğinde üç-dört uçakla Akro - Tim gösterisi yapıyorlar, bizim pilotlarımız hepsinden üstün ve kabiliyetli, müsaade ederseniz İstanbul kendi öz çocuklarının kabiliyetini görsün." Komutan kabul etti ve gösterinin Dolmabahçe, Üsküdar istikametinde deniz üzerinde yapılmasına karar verdi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı müteakip Yeşilköy'e intikal ettik. Radyo ve basın duyuru yaptılar, deniz trafiği kesildi ve 9'lu Akro-Tim İstanbul'da gösterisini büyük bir başarıyla yaptı. Bu arada Dolmabahçe Stadı'nda oynanan maça ara verilerek Akro - Tim gösterileri sporcular ve seyirciler tarafından da seyredildi. Basında yıllarca unutulmayacak derecede güzel yazılar çıktı. Türk pilotlarının üstün kabiliyetlerini Türk halkına sunduğumuz için çok mutluyum.

1 Haziran 1966 Hava Kuvvetlerinin kuruluş yıldönümü Mürted'de yöneticilerle kutlanacak diye komutanlıktan emir geldi. 5 nci Üs F-86'larla 9'lu Akro-Tim gösterisi yapacak. Akro - Tim lideri Bnb. Necati ARTAN'ı çağırdım ve Akro - Timi 12'ye çıkarması için talimat verdim. Benim nezaretimde çalışmalar yine mesai dışında olmak üzere başladı. Liderler ve üçlüler yetişti. Bir süre sonra ilk defa 12'li Akro-Tim biraraya geldi ve meydan dışında ısınma hareketleri başladı. İlk tono hareketinde telsizden çarpıştık sesi yükseldi ve uçaklar grup grup ayrıldı. Çalışmada bir anlık tereddüt bir uçağın kuyruk kısmının diğer uçağın kanadına çarpmasına neden olmuş. Hasarlı uçaklar kontrollü olarak meydana indi. İki pilotu da hemen çağırdım, heyecanları geçti ve kendilerine Akro-Tim'de uçup uçamayacaklarını sordum. Her ikisi de adeta yerlerine başkalarının alınmaması için yalvardılar. Her zaman olduğu gibi pilotlarımla bir defa daha gurur duydum, iftihar ettim. Ertesi gün çalışmalar başladı ve 12'li Tim artık hazırdı. Bu arada komutanlıktan meydana gelen olayı haber almışlar bana 12'li çalışmaları durdurun diye talimatlar göndermeye başlamışlardı. Ben de Kuvvet Komutanıma (Rahmetli Ethem AYAN) "Ya 12'li Tim, ya da hiç geriye dönmemiz mümkün değil" dedim. Hava Kuvvetleri Komutanı, sorumluluğu bana verdi ve 1 Haziran 1966 günü Akro-Tim hiç aksaksız olarak Mürted'de görevini yaptı. Bütün devlet büyüklerimiz, yabancı misyonlar, ataşeler önünde yapılan bu gösteri Türk pilotlarının cesaret ve üstün kabiliyetinin övgü kaynağı oldu.

Sene 1967, 5 nci Üs Komutanıyım. Bir gece kırmızı alarm verildi. Kıbrıs olayları gelişiyor. Gece Üs'sü topladım ve İncirlik, Antalya, Çiğli, Akhisar Hava Meydanları'na intikal olaysız olarak yapıldı. Pilot sıkıntısı çekiyordum. Komutanlıktan bütün geri hizmet uçucularının emrime verilmesini istedim. İsteğim kabul edildi ve ertesi günü Albay, Yarbay ve Binbaşı rütbesindeki geri hizmet uçucuları geldiler. Kendilerine rütbelerine bakılmaksızın sadece pilot olarak kullanacağımı ve dağılma meydanlarındaki harekât komutanının emrinde görev yapacaklarını söyledim. Hiç itiraz etmeden heyecanla ve seve seve görev yerlerine gittiler. Görev anlayışını her şeyden üstün tutan bu arkadaşlarımızı gururla seyrettim. Bu olayı saygı ve sevgiyle dolu unutulmaz bir anı olarak daima hatırlarım.