Uçağın içi gıcır gıcır. Yemin edebilirim hâlâ kendine has boya kokuyor. Uçuş aletlerinin bulunduğu panel; tekerlekler taksirut ziftlerinin üzerinden atladıkça, kendi yayları üzerinde aşağı yukarı zarifçe oynuyor. Altı aydan beri bu uçakları kullanıyoruz. İntibak uçuşlarını Bandırma'da tamamladık ve iki aydan beri de Merzifon'dayız. Filo tümüyle harbe hazır. Gündüz önleme av pilotunun, idealindeki bir uçak. Ufacık bir yapısı ve iki A/B motoru var. Uçağın her türlü kumandasını kullanarak hava muharebesi, akrobasi yapabiliyorsun. Ne kadar ters kumanda verirseniz verin, süratiniz ne olursa olsun, uçak anormal duruma girmiyor. Hem manevra kabiliyeti üstün, yüksek süratli bir uçak ve hem de kötü hava şartlarına göre geliştirilmiş uçuş aletleri var. Göğsüm kabararak sol kanada bakıyorum. Uçağın boyu kadar olan bu bundan sonraki hava - hava atışlarında kullanacağımız hedefi yani DART'ı taşıyorum.

Bir aydan beri bugüne hazırlanıyoruz. Brifingler yapılıyor... İki uçak yakın kol uçuşunda dart uçuş paterni çizerken, taarruz taktik kolda bulunan, diğer iki uçak, ona taarruz ediyor. Metrelercesine filmi çekiyoruz. Bir ay önce Filo Komutanı devre arkadaşım Kurmay Binbaşı Yavuz;

-TEKİN, hava atış hedefi için çarşaf şeklindeki manşı çekmeyelim artık, bu bize bir şey kazandırmıyor. Bir şeyler yapalım. Dart çekelim diyor.

Ve önüme F-5 uçaklarının fabrika bültenini uzatıyor. Dergi şeklindeki aylık yayımlanan bu son bültenin üzerinde bir F-5 sol kanadının altında dart takılı bir fotoğraf var. Bülteni okuyorum. Uçağın bir yığın satış reklam hikayesi... Dart ile ilgili fabrika hesapları yapılmış da, rüzgar tünelinde denenmiş de falan filan. Bir de bu yükle nasıl kalkış yapılır diye sözüm ona bir çeklist koymuşlar. Kolları sıvıyoruz. Meydanda ABD'li iki sivil fabrika temsilcisi var. Onlarla konuşuyorum. Bültenin kapağındaki fotoğrafın foto montaj olduğunu anlıyoruz. Zaten bu uçakta dart çekilmeye başlansaydı, pilot el kitabı olan tire bir'de ve silah el kitabı olan tire onbir'de geniş bilgiler verilirdi. Ama Yavuz Binbaşı kararlı, "Bu işi bırakmayalım" diyor. Üs bakım deposunda ve silah deposunda dartla ilgili malzeme araştırıyoruz. O zamana kadar görmediğim irili ufaklı rengarenk mühimmat var, fakat dart yok. Silahçılarla konuşuyorum, F-104 birliğinden yeni atanmış bir astsubay bir zamanlar F-104 birliğinde dart'ın çekilmiş olduğunu ve malzemelerinin bulunduğunu bildiriyor. Astsubayı T-11 uçağına bindirip Mürted'e gönderiyoruz. Süresiz izinli, sondaj yapsın bize bildirsin diye. Akşama doğru müjdeyi alıyoruz. Mürted'den dart malzemelerini istiyoruz, "bizde öyle bir şey yok" diyorlar. Mürted'e gönderdiğimiz astsubay "gözlerimle gördüm" diyor. O zaman araklama ekibini kuruyoruz. Bir uçak bakım üsteğmeni, dört astsubay ve bir ikmal astsubayı. Görevleri, dart malzemesini Mürted'den yürütmek... Ne yaptılar ne ettiler bilemiyorum fakat bir gün bizim ekip C-130 uçağı ile malzemeleri Merzifon'a indiriyor.

Hemen gözden uzak kuytu uçak park havuzlarından birine bir F - 5A çekip silahçı astsubay arkadaşlarla işe koyuluyoruz. F-104 silah kitabı kılavuzumuz, 12 saatlik bir uğraştan sonra uçağa, dart monte ediliyor. Tüm pilotlar inanmaz gözlerle darta bakıyoruz. Bu uçak bu dartla kalkamaz. Dart uçağın boyunda. Av önleme pilotu olan bizler, daha önce kullandığımız F-86 uçaklarında böyle bir şeyle karşılaşmadık. Ne havada ne de yerde dart gördük. Bize F-5 intibak uçuşunu yaptıran ve ABD'de F-5 kursu görmüş olan Yüzbaşı Perk hoca "ABD'de dartı başka uçak çekerdi" diyor. Filo Komutanı her zamanki inandırıcı çocuksu tebessümüyle "Uçar arkadaşlar, Uçaaaar!" diyor. Yarın dananın kuyruğu kopacak. Filo Komutanı, o akşam Üs Komutanı'nı tavlama görevini üsleniyor. Zira dart işini gizli kapaklı yaptık.