Ben Kimim

 
 
 

099 NUMARALI UÇAK

 
Emekli Hava Uçak Bakım Kıdemli Başçavuş
İrfan AKTAŞ
8 nci Ana Jet Üssü
1984
 

Sizlere 1984 yılında doğu görevimi 8 nci Ana Jet Üs Komutanlığında yapmakta iken yaşadığım ilginç bir anımı nakletmek istiyorum.

O yıllarda üssümüzün bünyesinde F-5 Freedon Fighter ve F-100 Super Sabre uçakları bulunmakta ve bizler de bu uçakların faaliyetini sağlamakta idik. Bir gün F-100 uçaklarından birisinin arızasının giderilmiş olup olmadığını kontrol etmek için takat sahasında uçağı çalıştırdık ve motorcuların küçük bir müdahalesi gerekti. İhtisasçı arkadaşlar atölyelerine dönmeyip uçağa müdahale ettiler. Motorcu arkadaşlar uçağa müdahale ederken, diğer ihtisasçı arkadaşlar banklara oturup sohbet ediyorduk. Bu arada uçuş da yoğun bir şekilde devam ediyordu. Benim yönüm ana piste bakıyordu. İster istemez güzünüz inip kalkan uçaklara mutlaka takılır. Benim de öyle oldu. Bir ara ikili kolda kalkışa geçen 2 F-5 uçağı tam kalkmakta iken pistten kesilme esnasında bize yakın olan uçağın sağ tekerleğinin çıktığını ve yuvarlanarak bir müddet gittikten sonra kaybolduğunu gördüm. Uçak kalktı iniş takımlarını içeri aldı ve gözden kayboldu. Pilotun bu olaydan haberinin olmaması son derece normaldir. Çünkü teker uçağın pistten tam kesildiği anda çıkmıştı.

Ben F-100 uçağını çalıştırdıktan sonra hemen atölyeye döndüm ve durumu uzman tahsise bildirdim. Telefona tesadüfen atölye subayımız olan Akif AYDOĞDU Üsteğmen çıktı. Durumun çok ciddi bir olay olduğunu ve anlattığım hadiseden emin olup olmadığımı sordu. Ben de olayın aynen anlattığım gibi cereyan ettiğini söyledim. Olayın vahameti iniş anında yaşanacaktı. Eğer pilot olaydan haberi olmadan tedbirsiz inecek olursa şüphesiz ölümcül ve büyük hasarlı kazanın yaşanması kaçınılmazdı. Bunun üzerine AYDOĞDU Üsteğmen kuleye haber veriyor, onlar da ikili koldaki her iki uçağın havada iniş takımlarını açtırarak birbirlerini kontrol ettiriyorlar. Neticede 099 numaralı uçağın sağ tekerinin olmadığı öbür pilot tarafından tespit ediliyor. Tabii durum bütün ilgili birimlere duyurularak gerekli emniyet ve kurtarma tedbirlerinin alınması sağlandı. Havadaki bütün uçaklar indirildikten sonra bu uçağın inişi gerçekleşecekti. Tüm kurtarma, yangın ve diğer ilgili ünitelerin gözetim altında sola yıkık biçimde; yani iniş sol teker üzerine mümkün olduğu kadar düşük süratte yaptırılarak kazanın en az hasarla atlatılması sağlanacaktı. Nihayet uçak iyice alçaldıktan sonra tek teker üzerine indi. Uzunca bir mesafe koşturduktan sonra süratin azalması nedeniyle daha fazla tutunamayan uçak, tekeri bulunmayan dikme üzerine yıkıldı. Bir müddet sürüklendikten sonra az bir hasarla iniş gerçekleştirildi.

Her uçuş döneminin belirli evreleri vardır. Bunlardan bir tanesi de deniz atışlarıdır. Her eğitim döneminin sonunda deniz atışları için Adana'ya (İncirlik) intikal edilir ve bu atışlar deniz üzerinde yapılmak suretiyle eğitim tamamlanır. Yine bu görev için 1985 yılı Mart ayında Adana'ya intikal ettik, bir gün öğleden sonra bütün personeli yasa boğan bir haber aldık. Aldığımız haber bir F-5 Freedom Fighter uçağının düştüğü idi. Ne tesadüftür ki düşen uçak yukarıda anlattığım 099 numaralı uçaktı. Uçuş esnasında kanopiye kuş çarpıyor ve kanopi parçalanıyor. Parçalanan cam kırıkları pilotun gözlerini hasarlıyor ve görme yetisini kaybeden pilot şehit oluyor.

Hep düşünürüm; bu uçağın bir önceki kazasında üzerinde bulunan pilot mu şanslıydı, yoksa ikinci kazasındaki pilot mu şansızdı?

NOT: Birinci olayla ilgili olarak "büyük bir kazanın gerçekleşmesini önlediğim" gerekçesi ile ödüllendirilmiştim.