Hava Pilot Tuğgeneral |
T. Fikret ERBİLGİN |
142 nci Her Hava Önleme Filosu |
|
|
Ancak filomuzun şanına yakışır şekilde "her
havada görev yapmak" bizim işimizdi ve her
zamanki gibi uçuşun açılmasını sabırsızlıkla
bekliyorduk. Nihayet öğleye doğru GCA
minimumları yakalandı ve uçuş açıldı. |
Limit havalarda pist başı, kule ve GCA gibi
uçuşu takip eden yerlerde, konsollarda
tecrübeli personel yer alırdı. O gün de çok
tecrübeli öğretmen pilotlarımızdan birisi
pist başı nöbetçi subayı idi. GCA'da da
yılların tecrübesiyle, yaptırdığı hassas
yaklaşmalarla ün yapmış, hepimizin güvenini
sağlamış en kıdemli operatör, konsol
başındaydı. |
İkili önleme kolunun 2 numarasıydım ve o
zamanlar liderin kategorisi neyse numara da
o kategoride uçabiliyordu. Geçmişte de böyle
havalarda uçmuştum. GCA minimumları 1 nci
kategoriye müsait olduğu için liderimin
kolunda 3 ncü kategori pilot olarak kalkış
yaptım. |
Üst tavanı bulmak için devamlı bulut içinde
tırmandık fakat artık bulut üstüne çıksak
bile önleme görevinin verimli olamayacağı
düşüncesiyle aslî görevi iptal edip yedek
görev olan mahallî alet uçuşuna geçtik.
|
Bütün alçalmaları kolda yaptık. İniş
istikameti 03'e idi. Her alçalmada pist
görüşünü GCA minimumlarında sağlıyorduk ki,
kolda son inişe karar verdiğimizde GCA
minimumlarında pisti göremedik. Liderim GCA
kare paterni ile tekrar alçalmak üzere pas
geçişe karar verdi. Pas geçiş esnasında
pisti görüyorduk ancak doğal olarak pist
altımızda kalıyor ve biz yüksek kalıyorduk.
Görüş ve alt tavan ise şaşırtıcı biçimde bir
anda müsait oluyordu. |
O zaman anladık; son yaklaşmada şiddetli
yağış ve alt tavanın sarkmış olması mail
görüşü azaltıyor ve pisti göremiyorduk.
Zaten pist başı nöbetçi subayı da yerden
bizim iniş farlarımızı biz pist başını
görmeden görüyor, yaptığı ikazlarla son
yaklaşmaya rötuş yapma imkânı veriyordu.
Tabii farlarımızı görebilirse... |
GCA kare paterni sonu aynı senaryo
gerçekleşti, pisti gördüğümüzde iniş için
çok geçti ve liderim telsizden: "Batıya tek
tek rüzgâr altı yapacağız, rüzgâr altından
son dönüşle ineceğiz, fazla açılma, beni
takip et!.." diye ikaz etti. |
Rüzgâr altı irtifaımız alt tavan nedeniyle
AGL+500 feet civarıydı. (Olması gereken
AGL+1500 feet) Rüzgâr altında son dönüşe
kadar silik bir görüşle, ıslak olmasından
dolayı yansıyan parlaklıkla pisti siluet
halinde görebiliyordum. Öndeki liderimi de
görüyordum. Fakat son dönüş noktasına
yaklaştığımda önce liderimi bilahare pistle
olan görüşümü kaybettim. |
Dikey görüş ise müsaitti. Kendime göre son
dönüşe başladım. Bu arada telsizden
liderimin pisti gördüğünü ve indiğini duymak
beni biraz rahatlatmıştı. Demek ben de
görebilecektim. İrtifa kaybı ile beraber
dönüşe devam ettim. Dikey görüşten yerde
kendime bir nirengi arayarak yeterli açıyla
dönüp dönmediğimi kontrol etmek istedim.
Zira limit havalardaki alçalmalarda yerdeki
nirengilerden de istifade ediyorduk. |
Aşağıda bir yolu belli bir açıyla kestiğimi
görüyordum. Bu yol üssün nizamiyesinden (bu
günkü eski nizamiye) Ayaş yoluna çıkan
yoldu. Acaba bu yolu son dönüşte bu açıyla
mı kesiyorduk? TACAN ibresi de bir fikir
veriyordu ama fazla düşünecek ve iniş
istikametini sağlıklı elde edecek bir
konumda değildim. |
Gözüm dışarıda dönüşe devam ettim ve iniş
istikameti olan 030 başı karşıladım. Tam
altımı hâlâ görüyordum. Bana göre
emniyetle(!) yaklaşıyordum. Bir anda ön
siper camının içerisinden zayıf bir kırmızı
ışık, hemen akabinde kırmızı çatı ikaz
ışığının olduğu 141 nci Filo hangarının
üçgen şeklindeki üst çatısını siluet halinde
gördüm. Nişangâhın içini dolduruyordu. Alt
kısmı ise burnun altındaydı ve görünmüyordu.
Pist istikametini taşmış, meydan doğusundaki
141 nci Filo bölgesini karşılamıştım.
|
Gaz kolu ile beraber lövyeyi çektim, "bana
göre rahatlıkla pas geçebilirdim" ve "bana
göre de öyle oldu(!)" Neticede pisti biraz
taşmıştım ve hangarın üzerinde de öyle
korkulacak kadar alçaktan da geçmemiştim.
Hangarın üzerinden geçmemle birlikte
meydanın her tarafını görüyordum. Bu anda
pist başı ve kulenin canhıraş ikazları
telsizi dolduruyordu. |
Kule niyetimi sordu. Pas geçişle birlikte
GCA kare paterni talep ettim. Yakıta baktım,
bingo idi. İçimi bu alçalmada da pisti
göremezsem ne yapacağım korkusu sarmıştı.
Yedek meydanlarda da hava durumunun pek
farklı olmadığını ve yedek meydana yapılacak
inişin de kritik yakıtla olacağını
düşünüyordum. Ne yapıp edip inmem(!)
gerekiyordu. |
Koşullar böyleyken o GCA operatörünün
kendinden emin tok sesi bana güven
veriyordu. |
Alçalma piste hafif yüksek kalmakla ama
emniyetli inişle sonuçlandı. İndikten sonra
etrafıma baktım. Her havada uçarım duygusu
ve güveni bedenimi sarmıştı. |
Park yerine geldiğimde bir kalabalık beni
bekliyordu. Başta liderim olmak üzere hat
personeli geçmiş olsun dileklerini
söylüyorlardı. Liderim bana sarıldı, ben
inene kadar uçağı terk etmemiş ve telsizden
inişimi takip etmişti. Rüzgâr altı kararının
pişmanlığından bahsediyordu. Bense son
dönüşte liderimi ve pisti kaybetmemem
gerektiğini düşünerek onu teselli ediyordum.
Ne oldu da geçmiş olacaktı? Havacılıkta
böyle şeyler olurdu. |
Filoya geldik. O gün
ikili kollar halinde
sekiz uçak uçmuştuk.
Diğer filolar (141
nci Filo, Şahin
Filo) uçmamıştı. Son
kol bizdik ve hava
daha da
kötüleşiyordu.
Filoda her havada
uçmanın tatmin edici
havası vardı. Fakat
bir süre geçtikten
sonra yerden
uçuşumuzu izleyenler
bir bir anlatmaya
başladı. |
Pist başı: Farlarımı
görememişti, çünkü
pist başının
beklediği
istikametten değil
yaklaşık 60 derece
farklı istikametten
çıkmıştım. Farlarımı
gördüğünde "çevre
yolundan gelen
kamyon" sanmış.
(Kritik anlarda
yaptığı nükteleriyle
hepimizin sevgisini
kazanmış bir
ağabeyimizdi.) |
141 nci Filo ve Hangar Personeli: Dışarıdan
izleyenler hangarın üzerinden 1 ilâ 3 m
arasında geçtiğimi söylediler. İçerdekiler
ise hangarda sarsıntı ve gürültü
hissettiklerini ve kendilerini dışarıya
attıklarını söylediler. (Hatta bazıları
içerideki tavandan toz döküldüğünü
söylediler.) |
Şahin Filo Öğretmenleri: Mesai bitiminde
şehre çıkmak için otobüsün kapısından
binerken en önde oturan öğretmenimiz: "Gel
bakalım CPX Kaza Kırım!" dedi. "CPX Kaza
Kırım" ifadesinin sanal anlamda kaza kırım
anlamına geldiğini burada öğrendim. Diğer
taraftan da beni tebrik ediyorlardı. İkinci
doğum günüm için... Ben de hangardakileri... |
|