Ben Kimim

 
 
 

KIRMIZI KARTTAN SONRA YALNIZA GİTME

 
 
Emekli Hava Pilot Tuğgeneral
Ayhan SOHTA
Hava Harp Okulu
1956
 

Sene 1956, Hava Harp Okulu ikinci sınıftayız. Eskişehir Hava Hastanesine uçuş muayeneleri için gittik. Pilotaja elverişli raporunu alarak İzmir'e döndük.

Uçuşa başlamak için uçuş hocaları ve hocaya verilecek talebeler tespit edilmişti. Ben, Zeki ÖZDİLEKCAN ve Avni ÖZBAŞ, Hv.Kd.Bçvş. Mehmet ÖZMEN ile uçacaktık. Hocamız bize uçuşla ilgili her şeyi öğretmeye çalışıyordu. "Benim hedefim sizin üçünüzü de Kanada'ya göndermek ve orada pilotaj kursunuzu tamamlayıp pilot olarak yurda dönmeniz." diyordu. Çok iyi niyetli bir hocaydı; bizler onu, o bizleri çok seviyordu.

Kanada'da uçuş eğitimine gönderilmeden önce bizler Majister ve T-6'larla uçuş tecrübesi kazanıp yalnız kaldıktan sonra Kanada'ya gönderiliyorduk. Bu bizler için gerçekten büyük bir avantaj idi. Bu yüzden Kanada'da erken yalnız uçuşa gidiyorduk.

Hocamla tahminen 8-10 saat uçtuktan sonra, "Ayhan yeterince uçtuk, artık seni yalnız kontrolüne vereceğim." dedi. Ben de, "Hocam siz bilirsiniz." dedim. Ertesi gün beni Yzb. İsmail Hakkı BABAÇ'la yalnız kontrol uçuşuna yazmışlar. Sabahleyin otobüsle uçuş yerine geldiğimizde hocam: "Hadi Ayhan, beraber uçacağız, önce bir uçuş brifingi yapalım, sonra da çalışma sahasına gideriz." dedi. Otobüsün içinde brifingi yaptıktan sonra tahsis edilen uçağa gidip kontrolleri yaptım. Hocamla beraber motor çalıştırıp pistten kalktım ve çalışma bölgesine doğru uçmaya başladım. Çalışma sahasında hocam ne dediyse hepsini yaptım. Zamanımız dolunca Gaziemir'e gidelim dedi. Hareketlerinden ve konuşmalarından çok memnun olduğunu hissediyordum. Gaziemir toprak pistine gelip meydan üzerinden dönerek pisti karşıladım. Bu sırada pistin sonunda bir uçak inmiş, rule yapıyordu. Ben pist başına oturduğumda inen uçak pisti terk etmek üzere idi. Ben normal rulemi yaparak park yerine geldim. Motoru durdurduktan sonra otobüse doğru yürümeye başladık. ÖZMEN Hocam da bizi karşıladı. Üçümüz otobüse beraber geldik. Otobüsün içinde kontrol hocam uçuş sonu brifinginde, "Ayhan her şey güzel, ben sana 78 veriyorum, ama pist sonundaki uçağı görmedin. Onun için hocanla üç saat uçacaksın, sonra tekrar kontrole gireceksin." dedi. "Hocam ben piste indiğim zaman o uçak pisti terk ediyordu." dedimse de hocayı ikna edemedim. Yalnız kontrolünü basit bir hata yüzden kaybettiğim için sinirlerim bozulmuş, elim ayağım titriyordu. ÖZMEN Hocam sakin olmamı, yarın üç saat uçtuktan sonra tekrar kontrole vereceğini söylemesine rağmen ben üç saati uçmamakta direniyordum. "Beni başka bir hocaya kontrole ver." dedim. Hoca ısrarlı olduğumu görünce ertesi gün beni yalnız kontrolüne Yzb. Ali YİĞİN ile yazdırmış. Ali YİĞİN Yzb. bana kısa bir brifingden sonra, "Hadi uçuşa gidelim." dedi. Motoru çalıştırıp piste girdik. Kalkıştan sonra sağa dönüşle çalışma sahasına dönmemi söyledi. Sağa dönüşe yeni başlamıştım ki, "Ooo, çok tehlikeli dönüş yapıyorsun, hemen meydana inelim." dedi. Normal bir iniş yaparak, park yerine gelip motoru durdurduktan sonra brifing için otobüse gittik. Hocamın önünde, "Sana kırmızı kart veriyorum, bir hafta daha hocanla uçacaksın." dedi ve gitti. Hocamla baş başa kalarak bir hayli dertleştik. Durum değerlendirmesi yaptık. Ben tekrar kontrole girmemekte kararlıydım. Sonunda hocaların hocası Uçuş Okul Komutanı Yzb. Faik AKBULUT'la beni kontrole verdiler. AKBULUT Hoca uçuş yaptığımız yere geldi ve "Kimmiş bu Ayhan SOHTA?" dedi. Heyecanlı bir şekilde ayağa kalkarak: "Benim hocam!" dedim. "Gel de brifing yapalım." dedi. Bana ne yapacağımızı anlattı. Uçak başında kontrolleri yapıp motoru çalıştırdıktan sonra pistten kalktık ve sağa dönüşle çalışma bölgesine geldik. Çalışma bölgesinde istenen her şeyi yaptım, sonra Gaziemir'deki toprak piste gelip indik. Ben merak içindeydim. Acaba Faik AKBULUT Hoca ne diyecek diye. Park yerine geldiğimizde, "Motoru durdurma, hadi yalnıza git bakalım." dedi. Rule yapıp pist başına gelene kadar çok heyecanlı idim. Kalbim duracaktı. Kırmızı karttan sonra ben yalnıza gidiyordum. Olacak iş değildi. Çok heyecanlı idim. Heyecanım geçsin diye pist başında 1-2 dakika bekledikten sonra piste girerek kalkış yaptım. Civarda 5-7 dakika dolaştıktan sonra gelip toprak piste indim. Hiç heyecanım kalmamıştı. Normal rule yaparak park yerine gelip uçağı park ettim. ÖZMEN Hocam beni karşıladı. Boynuma sarılarak, "Oldu ama biraz zor oldu." dedi. AKBULUT Hoca da ben piste inene kadar beklemiş, emniyetle indiğimi gördükten sonra uçuş okuluna gitmiş.

Yzb. Faik AKBULUT

Yzb. Faik AKBULUT olmasaydı ben Kanada'ya gidemeyecek ve pilot da olamayacaktım. Yalnız kontrol uçuşuna giden arkadaşlar uçuş sonunda park yerine gelip motor durdurmadan yalnız uçuşa gidiyorlarsa bizlerin takdirini kazanıyorlardı. "Aferin, demek ki iyi uçmuş." diyor, dönüşte kendilerini alkışlıyorduk. Motoru durdurup da yalnız uçuşa gidemeyenlere de çok üzülüyorduk, arkadaşı teselli etmeye çalışıyorduk. Peki, ben arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacaktım? Ben bunu bir onur meselesi yaptım. Bakın bu uçuşu ben yapıyorum ama beni yalnız uçuşa göndermiyorlar. Arkadaşlarımın da aynı kanaatte olmalarını ve bana üzülerek bakmamalarını istiyordum.

Tabii benim yaptığımın çok yanlış olduğunu, kontrol hocasının ve üzerimde çok emeği olan uçuş hocamın söylediklerini harfiyen yerine getirmem gerektiğine inanıyorum. "Sen kim oluyorsun?" diyerek defterimi kapatıverirlerdi vallahi.

Hiçbir zaman unutamayacağım bu kıymetli hocalarıma şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum. Vefat etmişlerse kendilerini rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar.