Hava Pilot Binbaşı |
Nezih AKIN |
5 nci Ana Jet Üs 151 nci Filo |
1992 |
|
|
2 nci Ana Jet Üs K.lığından 1991 yılının
Eylül ayında pilot olarak mezun olurken
kendi kendime şöyle düşünmüştüm: T-34A
Mentor, T-37C Tweety ve T-38A Talon
uçaklarında yaklaşık 250 saat uçuş yaptım ve
çok şükür başıma gerek çift kumanda ve
gerekse de yalnız uçuşlarımda hiçbir
emercensi gelmedi. Allah'ın sevgili
kuluymuşum... |
3 ncü Ana Jet Üs K.lığından 1992 yılının
Mayıs ayında HHG eğitimini başarıyla
tamamlayıp mezun olurken de yine aynı
düşünceleri yaşadım. |
5 nci Ana Jet Üs 151 nci Filo K.lığına
tayinim çıktığında içimde farklı bir heyecan
vardı. Filoya katıldığımdan itibaren çömez
bir uçucu teğmen olarak daha F-5 A/B
uçağıyla ve görevlerle ilgili öğreneceğim,
tecrübe edeceğim çok şeyler vardı. Bunu
ancak yıllar geçtikçe her pilotun hissettiği
ve yaşadığı gibi fark edecektim. |
Kıt'a uçuculuğu gerçekten çok farklı,
birlik-beraberlik, davranışlar, uçuş
disiplini, şahsi disiplin, karşılıklı güven
gibi faktörler genelde en üst düzeyde olur.
Filoya katılıp uçuşa başladıktan sonra
hava-yer atış görevi için 4'lü kolun 4
numarası olarak F-5A Freedom Fighter uçağı
ile tek tek kalkış yaptık. Kolda toplanmayı
takiben Göksenin atış sahasına pasajla
girdik ve pike, roket, makineli top atışını
başarıyla tamamladıktan sonra kolda tekrar
4'lü olarak toplandık. Yaklaşık 5000 feet
irtifada Merzifon Meydan üzerini katedip A
noktasını planlarken uçağımın sağ tarafından
çok şiddetli bir ses geldi ve takiben ani
bir trust kaybı ile Master Caution ikaz
lambasının yandığını gördüm. O inanılmaz
heyecanı ve kalbimdeki vuruş hızının
yüksekliğini kelimelerle tarif edemem.
Liderin, "4 numara neden açıldın?" ikazını
dahi duymamışım. Kendimi toparlamaya
çalıştım ve hemen motor saatlerini kontrol
ettiğimde EGT ve RPM'de düşmeyle birlikte
sağ jeneratör lambası, sağ hidrolik lambası,
fuel low lambası, engine anti ice lambasının
kelime ihbar panelinde yandığını gördüm.
Öncelikle stall'dan şüphelendim ve sağ gaz
kolunu geri çektim, %68 RPM altında gaz
kolunun normal devirlerde çalıştığını fark
ettim. Acaba dâhilî bir YAMAHA olabilir mi
diye düşündüm. Bunları düşünürken liderin
sert telsiz komutuyla heyecanım biraz daha
arttı, fakat bu sefer cevap verdim. Sağ
motorumun stall olduğunu, geniş rüzgâr altı
paterni ile iniş yapacağımı söyledim.
Emercensim olduğunu anlayınca lider üç
numarasını benim koluma yönlendirdi ve bizi
500 feet açıklıktan takip edeceklerini
söyledi. |
Kafam çok karışmıştı, sağ motorla ilgili bir
arızam vardı ancak işarlar çok değişikti.
Fuel low lambasının yanmasını öncelikle
anlamamıştım. Ancak saatlere dikkatlice
bakınca sağ motor yakıt miktar saati
ibresinin 360 derecelik dönüşlerle kendi
kendine döndüğünü gördüm. Tabii ki her
250+25 libreye düştüğünde "Fuel low" lambası
yanıyordu. Yakıt kaçağı söz konusu değildi.
İniş istikameti 23'e devam ediyordu. Geniş
bir patern kurarken tam İ/T limitlerinde
iniş takımlarını koydum. Flapları koyduğumda
açıldığını görünce biraz daha rahatladım.
Ancak son dönüş noktamı piste yakın aldığım
için uçağın tek motorla pisti karşılamada
zorlanacağını dönüş içinde fark ettim,
tekrar pas geçmek istemiyordum. Sağlam motor
gaz kolunu A/B'ye attım ve dönüşümü A/B ile
yaptım. Pisti karşıladıktan sonra ise
A/B'den çıktım. Buna rağmen biraz taşarak
karşılamıştım. 3 numara liderim bile bana
yetişmekte zorlandı. Yaklaşık +25-30 knot
yüksek süratte gelerek uzun palye ile oturuş
yaptım. Paraşüt, aerodinamik ve normal
frenleme derken pistin sonunda ancak durdum.
Allah yine teğmenlerin yanındaydı. Pist
sonundan normal ruleme devam ettim. Park
yerine geldiğimde beni karşılayan
makinistler, Filo Komutanı ve birkaç pilot
arkadaş ile değerlendirme denetleme ekibi
şaşkın bir şekilde uçağımın sağ tarafına
bakıyorlardı. Motor durdurup uçaktan
indikten sonra uçağımın sağ tarafına bakınca
inanılmaz bir ürpertiyle neler olduğunu
kavradım. Uçağımın sağ hava alığı ve önü kan
gölüne dönmüş, hava alığı önündeki kaporta
içe doğru çökmüştü. Yapılan detaylı
araştırmada büyük bir kuşun (kartal, atmaca,
doğan gibi) uçağa çarptığını tespit ettiler.
Hayatımın teğmenlik aşamasında ilk
emercensimi yaşamıştım. 3 numara solda
olduğu için ve tamamıyla lidere konsantre
olup sola baktığım için sağdan gelen kuş
tehdidini fark edememiştim. Yaklaşık olarak
kanopinin 20-30 cm altına çarpmıştı. Benim
için en önemli şey yaşadığım için şükretmek
ve bu emercensiden gencecik yaşta ders
çıkarmaktı ve yaptım da... |
Yaklaşık 16 yıl sonra bu satırları binbaşı
rütbesiyle, 3750 saat uçuş ve birçok
emercensi tecrübesi ile yazarken geçmişimle
tekrar yüzleştim. Bilgi, çalışma ve tecrübe
havacılıktaki yaşam tarzı için en önemli
etkenler. Her zaman Allah yanımızda
olmayabilir!... |
|