|
|
İLK UÇUŞLAR VE UÇUŞ OKULLARI |
|
Emekli Hava Pilot Kurmay Albay |
Mustafa ÇELİK |
Gaziemir |
1962 |
|
|
1962 yılında ilk uçuşa başlangıç uçakları
Türk yapısı "Uğur Kuş" uçakları ile yeni
servise giren T-37 Tweety uçakları idi. Boyu
uzun olanlar T-37 uçakları ile, kısa boylu
olanlarımız da Uğur Kuş uçakları ile uçuşa
başlatılmıştı. |
Uğur uçaklarının gövdeleri kontrplaktı. Çift
kumanda uçuşlarında öğrenci pilot ön
kokpitte oturuyordu. Yalnız uçuşa giderken
öğrenci pilot ön kokpiti boş bırakarak arka
kokpitte otururdu. Hava yer telsizi yoktu.
Sadece, öğretmenden öğrenciye doğru, bir
huni, hortum ve öğrencinin taktığı bir
başlıktan oluşan, safi sinir bir, dâhilî
konuşma sistemi vardı. Gaziemir
Meydanı'ndaki toprak pistten uçuş yapılıyor,
uçakla pist başının ve kulenin haberleşmesi
işaret fişekleri ile sağlanıyordu. Uçakta
hiçbir seyrüsefer kolaylığı, hiçbir muhabere
cihazı yoktu. İniş takımları aşağıda
sabitti. Fakat her türlü akrobasi hareketi
mükemmel olarak yapılabiliyordu. Sonraki
yıllarda Uğur uçakları tamamen yerini T-34
Mentor ve T-41 Mascalero uçaklarına
bırakmıştır. Uçuş öğretmenlerimizin
çoğunluğu astsubaydı. Astsubay
öğretmenlerimizin hepsi yaşlı ve emekliliği
gelmiş kimselerdi. Çok tecrübeli olduklarına
inanırdık. Öyleydiler. |
Temel uçuş eğitimi safhasında yine Gaziemir
Meydanı'ndan, T-6 Harvard uçakları ile devam
ediliyordu. T-6'lar oldukça eski uçaklardı.
Önde geniş ve büyük bir motoru olan ve
arkadan bekli bir uçaktı. Yerdeki normal
durumunda gövde ufka yaklaşık 30-40
derecelik bir açıyla dururdu. En zor tarafı
rule yapmaktı. Rule yaparken ön tarafın,
taksi yolunun görülmesi mümkün olmazdı. Bu
nedenle, zikzak çizilerek rule yapılırdı. Bu
uçaklarla yaklaşık 120-140 saat uçulurdu. |
Her iki uçuş safhasında da, herkesin birçok
tatlı anısı olmaktaydı. Genellikle herkes
akşamları başından geçen olayları anlatır,
diğer bütün koğuş onu dinlerdi. Bir nevi
tiyatro idi. Hele anlatımı hoş ve şivesi
farklı arkadaşların uçuş maceralarını
dinlemek büyük bir zevkti. En fazla bir
saatlik bir uçuşun anlatımının 5-6 saat
sürdüğü olurdu. Erken yalnıza kalanlar uçuş
maceralarını, bu arada nasıl seri akrobasi
hareketleri yaptıklarını ballandıra
ballandıra anlatırlardı. Tabii bunların
palavra olduğu daha sonraları anlaşıldı.
Bunlara inanan yalnıza kalması gecikmiş
kişiler de ilk yalnızlarında bu akrobasi
hareketlerini denemeye kalkar, anormal durum
ve aşırı süratte Azrail'den yakayı zor
kurtarırlardı. Ben de T-6 uçakları ile ilk
yalnızımdaki bir tono hareketinden, ağaç
tepelerini yalayarak, sürat ve G limitini
aşmış ve uçaktaki bütün perçinler atmış
olarak zor kurtulmuştum. |
O günden sonra bana öğretilmeden ve yetki
verilmeden bir hareket yapmamaya kendi
kendime söz verdim ve bunu uyguladım. |
Tekamül uçuş safhasında T-33 uçakları
kullanılıyordu. Bizden önce de uzun süre
kullanılmıştı. Bizden sonra da
kullanıldılar. Kim ne derse desin, gerek
gövde ve gerekse motor olarak sağlam ve iyi
eğitim uçaklarıydı. Öğretmenlik yıllarımda
bir gece uçuşundan sonra makinist, uçuşa
giderken kendisine emanet ettiğim uçuş
ceketimi getirdi. Öğrencim de uçuş ceketini
istedi. Makinist uçuş ceketinin kendisine
verilmediğini söyleyince, öğrenci: "Nasıl
olur? Tam buraya koydum." diyerek hava
alığını göstermişti. Hepimiz şaşkınlık
içinde bakakaldık. El feneri ile
incelediğimizde, gerçekten uçuş ceketinin
hava alığına konduğunu, ceketten ise
filtreye takılmış birkaç iplik parçasından
başka hiçbir şey kalmadığını hayretle
gördük. Amerikan malı, iri madeni
fermuarları bulunan uçuş ceketi motor
tarafından yutulmuştu. Biz bir buçuk saatlik
uçuş süresince hiçbir anormallik
hissetmemiştik. |
İnşallah modern uçaklarda, kimse uçuş
ceketini hava alıklarında unutmaz!.. |
|