Ben Kimim

 
 
 

HAVACILIK TIBBI TERMİNOLOJİLERİ

 
121 Kategorisi

Sivil havacılıkta daha büyük uçaklarla, daha çok sayıda yolcu taşıyarak, uzun menzilli uçulan ve yoğun hava trafiği olan meydanlara inilerek yapılan uçuşlar.

5 M
(Machine, Medium, Manner, Mission, Man) Uçuş kazalarında payı olan faktörler (Uçak, Ortam, Usul, Görev, İnsan).
60 Yaş Kuralı

FAA’nın1959 yılında koyduğu kural: 60. yaş gününe gelen pilotların 10′dan fazla yolcu taşıyan ticari havayolu uçaklarında görev almalarına getirilen yasak.

A/B

(After Burner) Gaz türbin motorlu uçaklarda gücü arttırmak için egsoz bölgesine ilave yakıt püskürten sistem

Aerobik Egzersiz

Hücrenin enerji ihtiyacını oksijenden sağladığı, kasların uzatılmış zaman aralıklarıyla orta düzeyli zorlanmasından başlayan ve yüksek kalp atım oranının korunduğu yürüyüş, bisiklet, yüzme vb. gibi egzersiz tipi.

Aeroembolism Hava embolisi
Aeromedical Evacuation Havadan hasta ve yaralı tahliyesi.
AGSM

(Anti-G Straining Maneuver) Pozitif G’ye karşı göğüs ve karın kaslarını germe, zorlu nefes tutma biçiminde yapılan manevra.

Aileron

Uçaklarda yanal dengeyi kurmakta kullanılan kanatların arka dış tarafındaki kısım.

Air Sickness Uçak tutması.
Akselerasyon Birim zaman içindeki hızın değişim miktarı.
A-Loc

 (Almost Loss of Consciousness)Düşük G kuvvetlerinde görülebilen sinsi bilinç kaybı.

ALPA

 (The Air Line Pilots Association, International)Dünyanın en büyük Havayolları Pilotları Derneği.

Alternobarik Vertigo Dış basıncın ani değişimiyle ortaya çıkan vertigo.
AME  (Authorised Medical Examiner) Uçucu muayenesi yapmaya yetkilendirilmiş hekim.
Anaerobik Egzersiz

Hücrenin enerji ihtiyacını oksijenden bağımsız olarak sağladığı sporlarda kısa süreli yüksek güç elde etmek için yapılan ağırlık kaldırma, sprint koşu ve zıplama gibi egzersizler.

Anti-G Suit

Pozitif G kuvvetlerinden koruyan, karın ve bacakları saran hava keseleriyle işlev gören korunma elbisesi.

Armstrong Hattı

63.000 ft’de (dış basınç 47 mmHg) basınçlı elbise gibi koruyucu teçhizat yoksa, vücut sıvılarının kaynamaya başladığı irtifa.

ATC  (Air Trafic Control) Hava Trafik Kontrol
Barany Chair Vertigo simulasyonu için kullanılan döner sandalye.
Barodontalji (Aerodontalji)

Uçucu personelde, uçak yolcularında, dalgıçlarda, alçak ve yüksek basınç odası operatörlerinde görülen, irtifa değişikliğine bağlı ortaya çıkan, basınç farkından kaynaklanan, çene bölgesi ve dişlerde meydana gelen ağrı.

Barosinüzitis (Aerosinüzitis)

İrtifa değişikliğine bağlı ortaya çıkan basınç farkının, sinüs kanallarının tıkalı olmasından dolayı eşitlenememesi sonucu sinüslerde meydana gelen ağrılı tablo.

Barotravma

Barometrik basınç değişikliği sonucu, içinde hava bulunan organlardaki gaz genişlemesine bağlı mekanik etkiler.

Bends Dekompresyon hastalığının büyük eklemlerdeki formu.
Black-out +G etkisiyle retina oksijenizasyonunun azalmasına bağlı görüş kararması.
Brace Pozisyonu

Acil iniş veya uçağın düşme durumlarında kafa ve omurgayı korumak için başın kollar arasına alınıp dizlerin üstüne eğilme pozisyonu.

CAMI (Civil Aeromedical Institute) Amerikan Sivil Havacılık Tıbbı Enstitüsü.
CFIT

 (Controlled Flight Into Terrain) Uçağın pilot kontrolünde (pilotta bilinç kaybı vs. olmadan) araziye çakılması.

Chokes Vurgun hastalığının akciğerlerdeki formu.
Combat Edge

(Combined Advanced Technology Enhanced Design G Ensemble) ABD Hava Kuvvetlerinde geliştirilmiş olan pozitif basınçlı solunum anti-G sisteminin adı. Pozitif basınçlı solunum, göğüs karşı basınçlı yelek ve tam kaplamalı anti-G suit hep birlikte kullanılır. Sistem + 4G’de çalışmaya başlar.

CRM

(Crew Resources Management) Uçuş ekibinin gerek birbirleriyle ve gerekse diğer uçaklarla ve yer ile olan iletişim ve işbirliği sorunlarının yönetimi.

Dekompresyon Hastalığı

Vurgun. Dış basıncın ani azalması sonucu azot gazının kan ve dokularda hava kabarcıkları biçiminde ortaya çıkmasına bağlı hastalıklar.

Diversion

Acil nedenle (hava muhalefeti, sağlık sorunu vb.) farklı bir meydana iniş yapılması.

Ear Block

İrtifa değişikliğine bağlı ortaya çıkan basınç farkının eşitlenememesi sonucu özellikle inişte meydana gelen kulak tıkanıklığı.

Ear Muffs Gürültüden koruyucu kulaklıklar.
Earplug Gürültüden koruyan kulak tıkacı.
Ebolizm

Yüksek irtifada, basınç azalması nedeniyle düşük ısılarda biyolojik sıvıların kaynaması. (Bkz. Armstrong Hattı)

Elevatör

Uçağın kuyruk kısmında aşağı yukarı oynayan, sağ ve sol olmak üzere iki parçadan oluşan yatay kuyruğun parçası.

ESAM  (Europian Society of Aerospace Medicine) Avrupa Hava Uzay Hekimliği Birliği.
FAA  (Federal Aviation Administration) Amerikan Ulusal Havacılık Dairesi.
Flap

Kanatların altında yer alan, arkaya ve aşağı doğru hareket eden, iniş ve kalkış esnasında kanat kesitini uzatıp kısaltarak kanadın kaldırma etkisini arttırıp azaltmayı sağlayan parçalar.

Flicker Vertigo Dakikada 4-20 defa kesintili olarak göze gelen ışığın tetiklediği konvulsif nöbet.
Flight Surgeon Uçuş doktoru.
Fly by Wire Elektronik sistemler sayesinde havada kalan uçakların uçuş sistemleri.
Frenzel Manevrası

Burun ve glottis kapalı iken ağız ve boğaz tabanının kasılması yoluyla östaki kanalını açmaya çalışan Valsalva versiyonu.

GCA

(Ground Controlled Approach) Kötü hava şartlarında pilota, telsiz vasıtasıyla emniyetli bir yaklaşma ve iniş sağlaması için mesafe ve irtifa bilgilerini veren yer istasyonu.

G-Lab G kuvvetlerini simüle eden insan santrifüj eğitim cihazı.
G-Loc (G induced Loss of Consciousness) Yüksek G kuvvetlerine bağlı bilinç kaybı.
Good Samaritan Laws

İyi niyetle yapılan bir tıbbi müdahalede kasti ihmal veya büyük bir hata yoksa ceza davası açılmasını engelleyen yasa.

Graveyard Spin Mezarlık virili.
Grey-out

Gri (flu) görüş. Yüksek G kuvvetleri altında retina kan akımının azalmasına bağlı olarak renk görüşünün azalması.

Gyro-Lab Uçucu vertigosu eğitim cihazı.
Hangover Alkol mahmurluğu, akşamdan kalma hali.
HBO Hiperbarik oksijen.
HBOT Hiperbarik oksijen tedavisi.
Heimlich Manevrası

Boğazın bir şeyle tıkanması, boğulma ve nefes alamama durumlarında, hasta kişinin göbek üstünden göğsüne doğru önden veya arkadan baskı yaparak nefesi açma yardımı. 

Hence

Durum cayrosu düz uçuş gösterdiği halde, pilot kendini yatışta hissediyorsa, vücudunu hayalindeki his yanılgısına uygun şekilde bükmesi.

Hiperventilasyon Solunum sayı ve/veya derinliğinde artma.
Hipoksi Beyin ve göz başta olmak üzere dokulara yeterli oksijen gitmemesi.
HUD

(Head up Display) F-16 uçağında kanopi camına dijital olarak yansıtılmış uçuş bilgileri göstergesi.

Hyperbaric Chamber Hiperbarik tedavinin yapıldığı yüksek basınç odası.
Hypobaric Chamber Hipoksi ve dekompresyon deneylerinin yapıldığı düşük basınç odası.
IATA Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği. (International Air Transport Association)
ICAO  (International Civil Aviation Organization) Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü.
IFALPA

Uluslararası Havayolları Pilotları Dernekleri Federasyonu. (The International Federation of Air Line Pilots’ Associations)

IFR (Instrument Flight Rules): Aletle uçuş kuralları.
ILS

(Instrument Landing System): Görerek alçalma ve iniş yapılamayan durumlarda aletle hassas iniş yaklaşması ve alçalması yaptıran yer sistemi.

JAA (Joint Aviation Authorities): Avrupa Birleşik Havacılık Otoritesi.
JAR (Joint Aviation Requirements): Avrupa birleşik havacılık kuralları.
Jet lag

Meridyenler ve zaman dilimleri geçilerek yapılan kıtalar arası uçak yolculuğu sonrası zaman farkından doğan semptomlar bütünü.

Kabin Patlaması

Ani kabin basıncı kaybı. Kanopi, kapı ve kapak arızaları sonucu kabin içi basıncın ani olarak azalması. Kokpit veya kabinde patlama sesi, duman (toz ve su buharı) oluşur, delik büyükse dışarı doğru uçuşmalar, gaz genişlemelerine bağlı dekompresyon hastalıkları ortaya çıkabilir.

Kon ve Rod Hücreleri

Kon’lar retina merkezinde, fovea çevresinde yoğunlaşmış olup kuvvetli ışığı alfılayan; Rod’lar ise retina periferinde yoğunlaşmış, zayıf ışıklı nesneleri ve rengi algılayan hücrelerdir.

Koriolis İlüzyon

Yarım daire kanalları sabit bir açısal hıza dengelendiğinde, baş hareketleri yapıldığı zaman endolenfin akış yönünün değişmesine bağlı his yanılgısı.

LANTIRN

(Low Attitude Navigation and Targeting Infrared for Night): Uçakların gece şartlarında düşük irtifada görev yapabilmesini sağlayan sistem.

Leans

Yarım daire kanallarının algılama eşiğinin altında bir yatış yapılınca, yatışın algılanmaması, uçağın düz gidiyormuş gibi algılanması, yatış hissi.

LSA

(Loss of Situational Awareness): Durum muhakemesinin ve farkındalığın kaybı.

Mandelbaum Etkisi

Gece, sis gibi zayıf görüşün veya gökyüzü, bulut, deniz gibi monoton görüntülerin olduğu uçuş şartlarında pilotların gözlerini yakına odaklama eğilimi. Bu süreçte pilot kokpit camına veya uçak içine baktığı için dışarıyı gözlememekten doğan sorunlarla karşılaşabilir.

Microgravity Yerçekimsizlik, “Zero G”
Motion Sickness Hareket hastalığı, taşıt tutması.
Mulder Yasası

Yarım daire kanallarının saniyede 2,5 dereceden daha az yatışları algılayamaması.

NASA

(National Aeronautics and Space Administration): ABD’nin uzay programı çalışmalarından sorumlu olan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi.

N-Loc

(Near Loss of Consciousness): Düşük G kuvvetlerinde görülebilen sinsi, kısmi bilinç kaybı.

Oksijen Paradoksu

Hipoksi sonrası oksijen ikmalinin tekrar sağlanması ile paradoksal olarak gözlenen senkop.

Okülogiral İlüzyon

Uçak açısal hareketteyken objelerin ters hareket ediyormuş gibi görünmesi.

Okülogravik İlüzyon

Uçak lineer hareketteyken objelerin ters hareket ediyormuş gibi görünmesi.

Otokinezis Karanlık ortamda sabit zayıf ışıkların hareketli gibi görünmesi.
Parabolic Flight

Yerçekimsizlik yaratmak üzere büyük uçakların tırmanıp sonra serbest düşüş uçuşu.

Pitch up/down Uçağın burun aşağı - burun yukarı yunuslama hareketleri.
Proprioceptive Sistem

İnsanın hareketlerini ve vücut pozisyonunu belirleyebilmesini sağlayan derin duyu. Cilt ve eklemlerdeki duyu hücreleri tarafından sağlanır.

Psyche up Bir iş veya görev (uçuş) için kendini psikolojik olarak hazır hissetme.
Push-pull Effect

Lövyenin ileri itilerek (push) göreceli -G maruziyeti sonrasında, birden lövyenin çekilerek (pull) +G’ye maruz kalma sonucu, görece düşük +G seviyelerinde gray out veya G-Loc olma.

RAPCON

(Radar Approach Control): Kontrol sahası içerisinde (10 nm) her türlü radar hizmet faaliyetlerini düzenleyen istasyon.

Rekompresyon Dekompresyon hastalığında hastanın tekrar basınçlı ortama alınması.
Roll

Uçağın uzun ekseni üzerinde yapmış olduğu sağa-sola yatış ve tono hareketleri.

Rudder Pedal

Dikey stabilizelere kumanda ederek yaw hareketini yapmayı sağlayan pedal.

Salutogenic Reaction

Uzay, kutup gibi zorlu koşullarda bulunan bazı insanların artan tahammül, azim, yaratıcılık ve azalan depresif durumları.

SCUBA Diving

(Self Contained Underwater Breathing Apparatus): Özel bir dalış ekipmanı ile yapılan dalış.

SHEL

(Software, Hardware, Environment, Liveware): Kazalarda insan faktörünün kavramsal modeli. Prosedür, Uçak, Uçuş ortamı, İnsan.

Side Stick

Bazı uçaklarda (F-16, Airbus) pilotun sağ yan tarafında bulunan pitch ve roll kumanda kolu.

Situational Awareness (SA) Durum muhakemesi, farkındalık.
Siyanoz Deri ve mukozalarda oksijen azlığına bağlı morarma.
Somatogiral İlüzyon

Açısal hızlanma esnasında kişinin hızlanma hareketinin aksi yönde hareket ediyormuş gibi hissetmesi.

Somatogravik İlüzyon

İvmelenme ya da yavaşlama sırasındaki yalancı dalış-tırmanış hissi.

SOP’s

Pilotun, uçuşu daha önceden çerçevesi çizilmiş usuller içinde yapması. Böylece farklı kişilerin görev aldığı uçuşlarda tektip hareket sağlanmış olur.

Space Asthenia Uzay adamlarının fiziksel ve zihinsel zayıflık, uyku bozukluğu tablosu.
Space Sickness

Uzay tutması. Yerçekimsizliğe bağlı olarak, bulantısız ve fışkırır gibi kusma olur.

Spatial Disorientation (SD)

Uçucu vertigosu; vestibüler yanılgı sonucu yön, pozisyon ve hareket algısının kaybedilmesi, geçici ilüzyon yaşantıları.

Spatial Orientation Uzaysal oryantasyon.
Stall (Perdövites) Uçağın havada tutunamayacak süratte kalarak düşmesi.
TALPA

(Türkiye Airline Pilots’ Association): Türkiye Havayolları Pilotları Derneği.

Telemedicine

Uçak ile aşağıdaki bir hastane gibi, farklı yerler arasında klinik bilgi, grafik, ses ve video görüntülerini göndermek için telekomünikasyon teknolojilerinin kullanılması.

Tono Uçağın kendi etrafında 360 derece döndürülmesi.
Toynbee Manevrası

Burun kanatları parmakla sıkılırken yutkunarak östaki’yi açmaya ve ear block’u gidermeye çalışan Valsalva versiyonu manevra.

TUC

(Time of Useful Consciousness): Faydalanılabilir bilinç zamanı. İrtifa ile paralel olarak artan hipoksi durumunda bilinçliliğin korunabildiği zaman süresi.

Tunnel Vision

Pilot üzerindeki +G kuvveti arttıkça retina periferik kan akımının azalması sonucu görüş daralması; çevrenin dürbünden görünür gibi algılanması.

Türbulans

Belli yüksekliklerde ani ve değişken hava akımlarının oluşturduğu ve uçaklarda sarsıntı ile belirgin düşüşlere neden olan düzensizlik.

Valsalva Manevrası

Burun elle kapatılıp ıkınma ve zorlu nefes verme hareketi yapılarak, tıkalı olan östaki kanalının açılıp orta kulağa bir miktar hava girmesini sağlayan manevra.

Vestibül

İç kulakta bulunan ve vücudun dengesini sağlamaya yardımcı olan organ. Koklea, üç yarım daire kanalı, utrikulus ve sakkulus’dan oluşur.

VFR (Visual Flight Rules): Görerek uçuş kuralları.
Vortex

Wake turbulance: Öndeki uçağın kanat uçlarının yarattığı düzensiz hava akımı (vortex: girdap, wake: uçak izi).

Waiver

Kurallara göre uçuşu kesilmesi gereken pilota yetkili kurul tarafından kontrollü uçuş verilmesi.

Weighlessness Uzayda ağırlıksızlık.
White out Kar, tipi gibi nedenlerle dış görüşün bembeyaz oluşu.
Workload

İş yükü, İşbâ. Pilotun kokpitte aynı anda birçok kumanda, bilgi akışı, emir, meteoroloji vs. ile uğraşarak uçuşa konsantrasyonunu kaybetmesi.

Yaw Uçağın yatay düzlemde yaptığı kayış hareketi.
 

Kaynak: Havacılık Tıbbı Derneği / http://www.hvtd.org