|
|
TÜRKİYE'DE HAVACILIK TIBBININ TARİHÇESİ |
|
Uçucu ve yolcularda yüksek irtifa, düşük
basınç, düşük ısı, kozmik radyasyon,
sürat ve ivmeli hareketlere maruz
kalmalarına bağlı olarak tıbbi,
fizyolojik ve psikolojik sorunlar ortaya
çıkabilir. Havacılık tıbbının bunlara
çözüm üretmek, koruyucu hekimlik ve
eğitim çalışmaları yapmak biçiminde
özetlenecek bir misyonu vardır. Bu
bağlamda uçuş doktorlarının varlık
nedeni sayılan problemlerin ana
başlıkları şunlardır: İrtifadaki oksijen
azlığı (hipoksi), basınç azalması (dekompresyon
hastalıkları), denge ve yönelim
bozuklukları (disoryantasyon, vertigo),
görsel illüzyonlar, uçak tutması, jet-lag,
G kuvvetlerinin neden olduğu bozukluklar
(tünel görüşü, görüş kararması, bilinç
kaybı), gürültü, vibrasyon, uçaktan
atlama ile ilgili tıbbi sorunlar, uçuş
korkuları, uzay uçuşlarındaki
fizyolojik-psikolojik bozukluklar, vs.
Daha da genişletilebilecek olan bu
listedeki rahatsızlıklar, uçucuların
etkin ve emniyetli bir uçuş yapmasını
zorlaştırabileceği gibi, tıbbi
bozukluklara ve uçuş kazalarına da yol
açabilir. Uçuş kazalarında insan
faktörünün payı %70-80 oranlarında
olduğu için, uçucuların sağlığı,
havacılık tıbbı eğitimi almış hekimlerin
kontrolü altına bırakılmış, havacılık
tıbbı uçuş emniyetinin vazgeçilmez bir
bölümü olagelmiştir. |
Havacılık Tıbbında İlk Yıllar: |
Havacılık tıbbı ve uçuş doktoru
kavramının öncüleri Almanlar ve
Amerikalılardır. İlk uçuş doktorları
Almanya’da 1915 yılında göreve başladı.
1919 yılında ABD’de ilk Uçuş Doktoru
Okulu açıldı. 1929 yılında da Amerikan
Havacılık Tıbbı Birliği (Aeromedical
Association) kuruldu. Sadece 2. Dünya
Savaşı yıllarında Amerikalıların
yetiştirdiği hava hekimi sayısı
4412’dir. Türk Hava Kuvvetlerinin
kuruluşu birçok başka ülkeye göre
öncelikli olarak 1911 yılında Mahmut
Şevket Paşa tarafından gerçekleştirildi.
1. Dünya Savaşında 2 balon ve 17 uçaktan
ibaret olan hava gücümüz, Kurtuluş
Savaşında 16 uçak, 30 pilot ve 10
makinist oldu. Her iki savaşta da uçuş
doktorlarımız olmadığı için,
müttefikimiz Almanların gönderdikleri
uçuş doktorları (Dr. Kauer) Türk
pilotlarına da destek oldu. |
Cumhuriyetin kuruluşu sonrasında pilot
adaylarının seçimi ve yıllık pilotaj
muayeneleri Eskişehir’de göz mütehassısı
(sonradan tümgeneralliğe kadar yükselen)
Bnb. Raif Gürün başkanlığındaki Hava
Sıhhi Muayene Komisyonu tarafından
yapılmakta idi; o tarihlerde havacılık
tıbbı eğitimi almış hekimler henüz
yoktu. 1929 yılında Elazığ Askeri
Hastanesi KBB mütehassısı Dr.Yzb. Yusuf
Ziya Balkan, Fransa ve İtalya’ya kursa
gönderildi. İlk uçuş doktorumuz olan
Yusuf Ziya Balkan (1) 1931 yılında yurda
dönüşünden sonra, uçuş yönünden
değerlendirilmesi gereken vakalarda, KBB
dışındaki branşlarda da “fenni mütalaa”
vermeye başladı. |
1932 yılında pilot seçimi ve yetişmiş
pilotların sağlık yeteneklerinin yıllık
kontrolü ile ilgili ilk nizamname
(yönerge) çıkarıldı; “havacılara yeni
rayice göre uçuş tahsisatı verilmesi ve
elbiselerinin yakalarını açma müsaadesi”
askeri şurada karara bağlandı.
|
1934 yılında Cebeci Hastanesi asabiye
mütehassısı Dr.Bnb. Rüştü Bilge (sonra
general oldu), Eskişehir Hastanesi göz
mütehassısı Dr.Yzb. Hafız Kemal Ömer
Gözmen ve dahiliye mütehassısı Dr.Yzb.
Fahrettin Yakal, Fransa'ya Val de Grace
Okuluna kursa gönderildiler. Bir buçuk
yıllık bir kurstan sonra 1935'de yurda
döndüler ve havacılık mütehassısı olarak
Dr. Rüştü Bilge başkanlığındaki Hava
Sıhhi Muayene Komisyonunda havacı
subayların muayenelerini yapmaya
başladılar. “Devre muayenesi” denen
sağlık kontrollerinde arızası olanlar
geçici veya sürekli olarak uçuştan
ayırılmakta idiler. Bu ekip o zamanki
“Sıhhi Beden Kabiliyeti Talimatnamesi”ni
de hazırladı. 1938 yılında Alb. Rüştü
Bilge’nin Hava Kuvvetlerinden ayrılması
üzerine komisyon başkanlığına Alb. Yusuf
Balkan getirildi. 1940'lı yıllarda
pilotların ulaşım sorunları nedeniyle
muayeneye gelmelerinin zorluğu dikkate
alınarak, havaların uçuşa elverişli
olmadığı 3-6 aya denk getirilmek
suretiyle bu komisyon üslere gider,
gezginci ekip olarak muayeneleri yerinde
yaparlardı. Ayrıca askeri lise
öğrencilerinden pilot yetiştirilecek
olanların muayenesi için İstanbul
Maltepe ve Kuleli, Bursa Işıklar Askeri
Liselerine ve Konya’ya da giderler,
Ankara’ya Harp Okulu öğrencilerinin uçuş
muayeneleri için geldiklerinde Devlet
Havayolları pilotlarını da muayene
ederlerdi. Hava Sıhhi Muayene Komisyonu,
1945 yılına kadar Eskişehir Harp Okulu
Hastanesinde ve (İstasyon karşısındaki
binalarda yerleşik bulunan) Askeri Mevki
Hastanesinde görevine devam etti.
|
1946 yılında göz mütehassısı Dr.Bnb.
Selahattin Balaban, asabiye mütehassısı
Dr.Bnb. İzzet F. Oykam, KBB mütehassısı
Dr.Yzb. Nevres Sayman, dahiliye
mütehassısı Dr.Yzb. Cemal Duman, GATA’da
teşkil edilen bir heyet önünde mesleki
ve İngilizce sınava tabi tutulduktan
sonra ABD San Antonio'daki Randolph
Field Havacılık Okuluna kursa
gönderildiler. Ankara’dan Kahire’ye
uçakla başlayan yolculuk deniz ve
havayolu aktarmalarıyla 2,5 ay sürdü
(yola çıkış 8 Ağustos, varış 25 Ekim).
Bu hekimler yurtdışından dönüşlerinden
itibaren Eskişehir Harp Okulu binasında
bulunan Sıhhi Muayene Komisyonu’nda
çalışmaya başladılar. Bu hekimlerden
İzzet F. Oykam (2), renkli kişiliğiyle
olduğu kadar, uçuş nöropsikiyatrisi ve
havacılık tarihi üzerine yazdığı
kitaplarla da iz bırakmış bir kişidir.
1947 yılında aynı kursa katılan fizyolog
Dr.Ütğm. Hilmi Dinç (3), 1948 yılında
yurda döndü. 1956’da Hava Tababeti
Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü
Müdürlüğüne atandı. (Sonradan baştabip,
general ve Sağlık Daire Başkanı da oldu,
ama belki de en önemli hizmetleri,
Fizyolojik Eğitim Merkezinin
kuruluşundaki çalışmaları ile bir
havacılık fizyolojisi kitabını dilimize
kazandırmış olmasıdır). Bu kursa 1953
yılında göz mütehassısı Dr.Yzb. Süleyman
Güleç de gönderildi. |
Eskişehir Hava Hastanesi: |
Havacıların muayenelerine ve havacılığa
özel sağlık sorunlarına yönelik işlev
yüklenmiş ülkemizdeki ilk kurum
Eskişehir Hava Hastanesidir. Bu
hastanenin havacılık tarihimizde özel
bir yeri vardır. 1920 yılında “4.
Kolordu Hastanesi” olarak İstasyon
bölgesinde bir binada hizmet vermeye
başlayan hastane, 1921 yılında Yunan
işgali nedeniyle Kırşehir’e nakledildi,
İstiklal Savaşı bitiminde gene eski
yerine taşındı. 1939 yılında 4.
Kolordu’nun Hadımköy’e intikali üzerine
yerinde bırakılarak “Hava Hastanesi”
adını aldı. 1946-48 yıllarında
Yıldıztepe’de “302 No’lu Seyyar Memleket
İçi 1000 Yataklı Hava Hastanesi” olarak
hizmet verdi. Bugünkü binasının temeli
1939 yılında atıldı; Hava Kuvvetleri
Komutanları Korg. Muzaffer Göksenin ve
Org. Zeki Doğan’ın ilgi ve destekleri
ile inşaatı hızlandırılan ve bir milyon
liraya mal olan Hava Hastanesi, 27 Ekim
1948 günü sade bir törenle hizmete
girdi. Tbp.Alb. Tevfik Güner ilk
baştabip olarak atandı. 1953 yılında
baştabip olan Tuğg. Muhtar Davaz
zamanında hastanenin bilimsel kapasitesi
çok gelişti. Geçen yıllar boyunca 500,
800 ve 1000 yataklı yapılanmaları
olmuşsa da, bugün 600 yataklı olarak
hizmettedir. Hastane uçak şeklindedir;
burnu batıya yönelik olup, kanatlara
klinikler, kuyruk bölgesine idari bölüm
ve başhekimlik yerleştirilmiştir.
Hastanenin bu mimari özelliği, havacılık
tıbbına hizmet motivasyonuyla ilgili
olsa gerektir. |
Hava Kuvvetleri bünyesinde bugün
Eskişehir, Etimesgut, Güzelyalı,
Merzifon, Kütahya ve Konya’da hava
hastaneleri bulunmakla birlikte, pilotaj
muayenesi yapma yetkisi uzun yıllar
sadece ilk üçüne verilmiş (2003 yılında
Merzifon Hava Hastanesi 4 No’lu muayene
merkezi olmuştur), fizyolojik eğitim ise
1948 yılından bugüne Eskişehir’deki
Merkezde yapılmıştır. Bu nedenle
Eskişehir Hava Hastanesinin Türk
havacılık tıbbında köklü bir geçmişi,
uçuş emniyetinde önemli bir yeri vardır.
Sonuç olarak ülkemizde havacılık tıbbı
anlamında yapılan ne varsa, bunların
hemen hepsinin burada yapıldığını
söylemek abartı değildir. |
Eskişehir Hava Hastanesinin ülkemiz
havacılığındaki önemi, yurtdışında
havacılık tıbbı eğitimi alan ilk
tabiplerin burada görevlendirilmeleri
ile başlamış, sonra da uçucuların
fizyolojik eğitimlerinde kullanılan
cihazların buraya konuşlandırılması ve
hava tababeti kurslarının burada
yapılması ile artmıştır. Bugün Hava
Sağlık Muayene ve Fizyolojik Eğitim
Merkezi, (GATA Hava ve Uzay Hekimliği
Merkezi ile birlikte) Hava Hastanesi
bünyesinde bulunmalarına karşın, belki
de onu aşan bir öneme sahip hale
gelmiştir. Hatta zaman zaman Hastanenin
Merkez bünyesine alınması gerektiği
söylenmiş, bunun gerçekçi bir düşünce
mi, fantezi mi olduğu tartışılmıştır.
Hava Hastanesinde, yarım yüzyılı aşan
tarihi boyunca baştabiplerden beşi
general oldu: Muhtar Davaz (1953), Celal
Erimer (1956), Hilmi Dinç (1970), İlhan
Cankat (1972), Çetin Aslan (1984).
|
Uçucu Muayenelerinde Zor Zamanlar : Uçuş
muayeneleri bazen kişilerin
beklentilerini karşılamayan, bazen de
gerçekten katı veya yanlış kararlar
çıkması yüzünden tartışmalı geçmiştir.
En yoğun itiraz ve hakem muayeneleri
uçuş muayenelerinde yaşanmıştır. Uçuş
sevdası içindeki pilot adayı ve yetişmiş
pilotlardan uçuşa sağlık nedeniyle
elverişli bulunmayanlar uçuştan
ayrılmamak için bazen ricacı, bazen de
suçlayıcı olmuşlardır. Hekimlerin hatalı
olduğu durumlar mutlaka olmuştur, ama
muayene edilen kişilerin de zaman zaman
verilen kararları beğenmemeleri,
disiplin dışı davranmaları, kuraldışı
istekleri (hastalığın görmezden
gelinerek uçuşa devam ettirilme,
istirahat-rapor-uçuştan ayrılma vs.
talepleri) görülmüştür. Böyle durumlarda
olaya dışarıdan bakan kişiler çoğunlukla
hasta statüsündeki kişileri mağdur
sayarak ondan yana tavır alırlar; bu
nedenle tıbbın “dişi meslek” olduğu
söylenir. Hekimlerin kendi aralarındaki
sürtüşmeler veya komutanlığın olaya
müdahil olması sonucu tatsız hadiseler
yaşanmıştır. Şu anektod bunun bir
örneğidir: 1935 yılında Yb. Refik Bey’in
yerine başhekimliğe getirilen Bnb. Sırrı
Alıçlı titiz bir kişi idi. Komisyon
üyelerinin iş yoğunluğu nedeniyle cihaz
kullanmadan yaptıkları muayeneleri
yetersiz bularak raporları ya
onaylamadığı veya şerh koyduğu için
sürtüşmeler başlamıştı. Daha sonra iç
kanamadan ölen bir subay için ihbar ve
şikayetler oldu; bunun üzerine başhekim
Gümüşsuyu, Dr. Y. Balkan Niğde
hastanelerine, Dr. F. Yakal ise başka
bir göreve atandılar... Bu olaydaki
subay bir tıbbi hatadan öldüyse ve
buradaki hekimlerin suçları sabit
idiyse, suçun karşılığı cezayı şüphesiz
almalıydılar; ancak o gün için çok az
sayıdaki havacılık mütehassısı
hekimlerin ihtisaslarıyla ilgili olmayan
hastanelere atanarak cezalandırılmaları,
bıraktıkları boşluk bakımından da yanlış
olmuş gibi görünmektedir. |
Fizyolojik Eğitim Cihazları: |
27 Temmuz 1948 tarihinde Türk-Amerikan
yardım grubu uçuş mümessili Alb.
Sweitzer ve yardımcısı Astsb. Sunders
tarafından ilk alçak basınç çemberi (Hypobaric
Chamber) faaliyete geçirildi; yeni Hava
Hastanesi binasının açılışından sonra da
burada kurulan laboratuara nakledildi
(12 Ocak 1950). İrtifa ve hipoksi
simulasyonu amacıyla kullanılan
hipobarik çember 1942 model Amerikan
yapımı, 8+1 kişi kapasiteliydi ve
Almanya’dan alınmıştı. O zamanlar
vertigo eğitimi için bir de Barany
Sandalyesi kullanılmakta idi. 1949 yılı
kayıtlarında, o güne kadar alçak basınç
çemberinde 568 kişinin eğitime alındığı
ve 88 kişide sağlık sorunu görüldüğü; bu
sorunların 28 kulak, 11 diş, 9 karın, 5
sinüs ağrısı, 15 Bend, 1 Choke ve 1
senkop olduğu rapor edilmekte idi.
|
19-20 Ekim 1953 tarihlerinde “Lost Sheep”
manevrası için Türkiye’de bulunan
Yunanlı pilotlardan 17'sine Hava
Fizyoloji Laboratuarında 25.000 feet
irtifada alçak basınç odası eğitimi
verildi. Daha sonra 23 Aralık 1953
tarihinden itibaren 12’şer kişilik
gruplar halinde gönderilen 200 civarında
Yunan pilotu, ayrıca bazı Lübnan'lı ve
İspanyol pilotlar da bu eğitimden
geçirildi. 4 Şubat 1954 tarihinde
hipobarik çember ile Barany
Sandalyesinden ibaret fizyolojik eğitim
cihazları hastanenin arka bahçesinde
inşa edilmiş olan fizyolojik eğitim
binasına taşındı. |
1970’li yıllarda Fizyolojik Eğitim
Merkezi Başkanı Tbp.Alb. Orhan Güvenç
(4) tarafından projelendirip Eskişehir
1. Hava İkmal Bakım Merkezinde imal
edilen, akü ile çalışan ve V1, V2
isimleri verilen vertigo cihazları bir
süre kullanıldı. Aynı yıllarda planetary,
yaw ve roll hareketleri yapabilen bir
Vertifüj Cihazı Almanya’dan alınarak
kullanılmaya başlanıldı. 1980-1981
yıllarında Pakistan ve Bangladeş Hava K.
pilotlarına bu cihazlarla fizyolojik
eğitim verildi. 1980’li yılların
sonlarında Barany sandalyesi ve Vertifüj
Cihazı 2. Ana Jet Üs’e, Hipobarik Çember
ise Yeşilyurt’daki Hava Müzesine
gönderildi. |
Bugün dünyadaki emsalleri arasında önde
gelen bir yere sahip olan Hava Sağlık
Muayene ve Fizyolojik Eğitim Merkezi
binasının temeli 10 Kasım 1986 günü
atıldı. Bir süre Hava K. Uçuş Okulunun
bulunduğu İzmir-Çiğli’ye
konuşlandırılması tartışılan ve sonra,
Hv.Tbp.Tuğg.Çetin Aslan’ın baştabipliği
döneminde (Hava K.K. Org. Halil Sözer’in
emirleriyle), Eskişehir Hava Hastanesi
bahçesindeki eski yerine kurulması
kararlaştırılan Merkez, 18 Aralık 1990
günü Genel Kurmay Başkanı Org. Doğan
Güreş’in de katıldığı bir törenle
açıldı. Amerikan ETC firmasına sipariş
edilen modern fizyolojik eğitim
cihazlarının montajı öncesinde, bu
cihazları kullanacak, bakım ve onarımını
yapacak olan personel (tabip, mühendis,
teknisyen, fizyolojik eğitim subay ve
astsubayları) ETC firmasının
Philadelphia/Southampton’daki
fabrikasında 1990 yılında 2 ay kurs
gördüler. Merkezde halen İnsan
Santrifüjü (G-Lab), Alçak Basınç
Çemberi, Yüksek Basınç Çemberi, Vertigo
Cihazı (Gyro-Lab), Gece Görüş
Laboratuarı ve Fırlatma Sandalyesi
cihazları bulunmakta ve uygulamalı
eğitimler yapılmaktadır. Bugün yenisinin
kurulması en az beş katına mal olacak
olan böyle bir merkez o tarihte 5.5
milyon dolara mal olmuştur. Bu cihazlar
esas olarak askeri havacılık
uçucularının eğitimi amacıyla alınmış
ise de, zaman zaman sivil havacılık
pilotları ve sivil uçuş doktorları da
özel izinlerle yararlanmışlardır. 1 Mart
1991 tarihinden itibaren yüksek
performanslı jet uçağı pilotlarına insan
santrifüjü eğitimi Merkezde verilmeye
başlandı. (Bu tarihten önce ABD’de
santrifüj eğitimi alan F-16 pilotları
için kişi başına 5 bin dolar ödenmekte
idi.) |
Merkez ABD, İngiltere, Hollanda,
İspanya, Romanya, Polonya, Makedonya,
Macaristan, Bulgaristan, İsrail, Suudi
Arabistan, Endonezya, vb. gibi
ülkelerden gelen üst düzey heyetler
tarafından ziyaret edildi. 1994 yılından
itibaren yabancı ülke pilotlarına da
yüksek G altında anti-G manevralarının
öğretilmesi (santrifüj) eğitimi
verilmeye başlanıldı. 1 Mayıs 1995
tarihinde bu eğitim ABD Hava K.
tarafından sörtifiye edildi. Bunun
anlamı, NATO ülkeleri pilotlarının
fizyolojik eğitimlerinin bu merkezde de
yapılabileceğinin ve ABD hava sahasında
uçuş için geçerli olduğunun onaylanması
idi. O tarihte santrifüj eğitimi
standardı ABD Hava K. tarafından
onaylanmış sadece 4 merkez bulunmakta
idi. Bunlar ABD Hava ve Deniz K.,
Hollanda Kraliyet Hava K. ve Türk Hava
K. idi. Giderek bu eğitime talip olan
ülke ve pilot sayısı arttı; Pakistan,
Bangladeş, İsrail, Ürdün ve Birleşik
Arap Emirlikleri pilotlarından eğitim
alanların sayısı 2003 yılı sonu
itibariyle bini geçti. Ancak bu
standartta santrifüj eğitimi olanakları
kendi ülkelerinde olmayan Avrupa
ülkeleri (İspanya, Portekiz, Yunanistan,
İtalya, Fransa, Almanya) ülkemizde
eğitim almaya istekli olmadılar. Bu
ülkelerin Hollanda’da eğitim yaptırmaya
devam etmelerinin nedeni, coğrafi
yakınlık ve eski alışkanlıklar da
olabilir, ama büyük olasılıkla ikili
anlaşmalar ve politik nedenler bu
tercihte rol oynamış gibidir.
|
10 Eylül 1996 tarihinde, yeni cihazlarla
verilmeye başlanılan eğitim usullerini
karşılamayan 1989 tarihli HKY 81-29
Uçucu Personelin Fizyolojik Eğitimi
Yönergesi, HKY 435-1 olarak
güncelleştirildi. 6 Kasım 1996 günü Hava
Kuvvetleri Komutanlığında yapılan
törende, Merkeze uçuş emniyeti armağanı
verildi. Ödül verilmesinin nedeni,
muhtemelen dünya standardındaki
fizyolojik eğitimlerin kaza kırım
oranlarındaki azalmada katkısı olduğunun
fark edilmesidir. Somut kanıtı
gösterilemese de, bu tür eğitimler
mutlaka bazı kazaları olmadan önlemiş
olmalıdır ve önlenen bir kazanın bile
maddi karşılığı, tüm fizyolojik eğitim
cihazlarının maliyeti üzerine, orada
çalışanların ömür boyu maaşlarının
ilavesiyle ortaya çıkacak rakamdan daha
fazladır. Bir pilotun insan olarak
canının kurtarılmasının ise maddi ölçüsü
yoktur. |
Uçuş Doktorları ve Hava Tababeti -
Fizyolojik Eğitim Kursları: |
Türk Silahlı Kuvvetlerinin uçuş doktoru
ihtiyacı 1929’dan itibaren 20 yıl kadar
yurtdışı kurslardan sağlandı. 2 Aralık
1948 tarihinden itibaren Eskişehir’de
açılamaya başlayan kurslarla, çok sayıda
uçuş doktoru yetiştirildi. 1. Havacılık
Tababeti Kursu ABD’de kurs gören Türk
doktorları ile Alb. Sweitzer idaresinde
gerçekleştirildi. 30 Nisan 1949 günü
biten kurstan uçuş tabibi olarak mezun
olan ilk tabipler şunlardır: Dr.Bnb.
Tevfik Erman, Dr.Yzb. Necmettin Güven,
Dr.Yzb. Kemal Özdinçer, Dr.Ütğm. Necdet
Beken, Dr.Ütğm. Süreyya Türe. 1949 ve
1950 yıllarında tamamlanan 2. ve 3.
Dönem kurslardan da 13 tabip mezun
edildi. O zamanki kurslar “3 ay nazari
ve 3 ay ameli” olmak üzere 6 ay devam
etmekte; uygulamalı bölümde her tabip
T-33 uçağında 1 saat ve C-47 uçağında da
3 saat uçuş yapmakta idi. Nazari
derslerin dağılımı ve süreleri şöyle
idi: Fizyoloji 70 saat, nöropsişiyatri
50 saat, göz 40 saat, KBB 40 saat,
dahiliye 35 saat, diş 5 saat. Kara
havacılığı hizmetindeki tabiplerin kursu
toplam 5 saatlik nazari dersten ibaretti
ve bunlara diploma ve bröve verilmemekte
idi. Buna karşılık 1950’li yıllarda Hava
Harp Okulu öğrencileri bile hava
tababeti konularında toplam 30 saat ders
almakta idiler. Havacılar lehine bu
uygulamalar şüphesiz o tarihlerde kara
havacılığının bugünkü gibi gelişmiş
olmamasıyla ilgiliydi. 1948 yılından
itibaren ülkemizde verilen kurslardan
2003 yılı sonu itibariyle 64 dönemde bin
kadar hava, kara, deniz ve sivil uçuş
doktoru yetiştirilerek Türk askeri ve
sivil havacılığının hizmetine verildi.
|
Türkiye’nin NATO’ya girdiği yıllarda
yaşanmış, havacılık tıbbı jargonuyla
ilgili hoş bir anektod şudur: ABD’de
açılacak “flight surgeon” kursu için
tabip talebi hakkındaki İngilizce yazı
motomot tercüme edildiğinde, “cerrahi
ihtisası olan tabip” istendiği sanılarak
önce bu nitelikte tabip aranmış, “uçuş
doktoru” demek olan bu sözcüklerin doğru
anlamı sonradan fark edilerek durum
düzeltilmiştir... Dr.Y.Z.Balkan’dan
başlayıp, NATO’ya girişimizden sonra
artan bir tempoda ve 2000’li yıllarda da
devam etmekte olan bir anlayışla Hava
Kuvvetleri yurtdışı uçuş doktoru
kurslarına daima önem verdi. 1980’li
yıllarda Almanya-Münih kenti
Fürstenfeldbruck üssündeki fizyolojik
eğitim merkezine çok sayıda havacı hekim
15 günlük inceleme gezisine gönderildi.
Hemen her yıl bir askeri hekim ABD’ye (Texas-San
Antonio- Randolph Air Field’e, sonraki
yıllarda Brooks Air Force City Base,
School of Aerospace Medicine: USAF SAM’e)
kursa tertip edildi. Ancak 2-6 ay süreli
bu kurslardan dönenlerin bazılarının
doğru yerlere atanmadıkları ve
kazandıkları bilgi ve deneyimlerden
yeterince yararlanılmadığı da bir
vakıadır. |
1940’lı yıllarda ABD Hava K. pratiğinde,
bu okuldaki kursu bitiren tabipler “hava
hekimi” olmakta ve sadece pilot
muayenesi yapmaya yetkili kılınmakta
idiler. Bu pozisyonun adı “Aviation
Medicine Examiner-AME” idi. 1 yıl
süreyle bir uçuş birliğinde pilotlarla
birlikte çalıştıktan ve en az 50 saat
uçuş yaptıktan sonra “uçuş hekimi” (flight
surgeon) ünvanını ve kanat (bröve)
takmayı hak etmekteydiler. Uçuş
hekimlerinin rütbe ilerlemesi farklı
olduğu gibi, maaşlarının yarısı kadar
uçuş tazminatı almaktaydılar; hava
hekimlerinin tazminatı ise 60 dolardı. |
Bu okulda 1980’li yıllardan beri yabancı
öğrencilerin sosyal destekleriyle
görevlendirilmiş Türk dostu bir memur
olan Mr. Tony Lisac’ı anmak bir
kadirşinaslık gereğidir. Balkan kökenli,
birkaç dil bilen bu mükemmel kişi,
muhatap olduğu herkeste çok olumlu
intibalar bırakmıştır. Okulun
logosundaki Latince iki sözcükten oluşan
motto, uçuş doktorlarının görevini
özetler: Volanti Subvenimus (Biz uçuşun
hizmetindeyiz). Bu sözcükler Türk uçuş
doktorlarının misyonunu da ifade
etmektedir. |
Doktor-Pilotlar : Hekimlikle pilotluk
arasında görünmez bir bağ olduğu, uçuş
doktorlarının uçuşu beklendiğinden fazla
sevdikleri, hatta hekim olarak yanlış
adreste bulundukları söylenmiştir. Bu
olgunun örneği olmuş, pilotluk
sertifikası sahibi bazı askeri doktorlar
şunlardır: Tbp.Tuğg. Çetin Aslan (fizik
tedavi), Tbp.Alb. Çetin Akyürek
(anestezi), Prof.Tbp.Alb. Atilla Köksal
(kadın- doğum), Prof.Tbp.Alb. Hasan
Fehmi Töre (kardiyoloji), Prof.Tbp.Alb.
Yavuz Aydıntuğ (diş), Tbp.Ütğm. Kadir
Eren. |
Bayan Uçuş Doktorları :
Hava
Kuvvetlerimiz 1955 yılından itibaren çok
sayıda bayan pilot subaylar yetiştirdi.
Ayrıca Türk Hava Kurumu’ndan ve Sivil
Havacılık Yüksek Okullarından mezun
olan, çeşitli sivil uçuş okullarından
eğitim alan bayan pilotlar da askeri ve
sivil havacılıkta görev yaptılar. Çağdaş
havacılıkta kuramsal olarak cins ayrımı
yoktur; dünyada ve ülkemizde bayan
pilotlar gibi bayan tabipler de erkek
arkadaşlarıyla birlikte havacılık
hizmetinde bulunmaktadırlar. Bayan
uçucuların bayan uçuş tabipleri ile
muhatap olmasını gerektiren özel
durumlar olabileceği de dikkate
alındığında, bayan uçuş doktorlarının ek
bir işlevsellikleri olduğu söylenebilir.
Bu dalın ilki, 1964 yılında bröve alan
çocuk hastalıkları uzmanı Yb. Türkan
Demirel’dir. 1994 yılından itibaren Tğm.
Özden Polat, Tğm. Almora Duman, Tğm.
Gökcan Özdemir, Ütğm. Bengü Teke ve
sivil Dr. Elçin Yıldız uçuş doktoru
brövesi aldılar. 2003 yılı sonu
itibariyle 8’i sivil olmak üzere 35
bayan uçuş doktoru Türk havacılığının
hizmetine verildi. |
Hava Tababeti ve Fizyolojik Eğitim Kursu
Alan Diğer Personel :
Uçuş hekimliğinin
kendilerini ilgilendiren yönlerinde
bilinçli davranmalarını sağlamak
amacıyla zaman zaman, diş tabibi,
eczacı, diyetisyen ve psikologlar da bu
kurslara alınmışlarsa da, bunun çok
isabetli olup olmadığı tartışmalıdır ve
son yıllarda uygulanmamaktadır. Ancak
fizyolojik eğitim subay ve
astsubaylarının yetiştirilmesi amacıyla
başka bir kurs açılmadığı için, bu
personel hava tababeti kursları içinde,
fakat fizyoloji ağırlıklı ayrı bir ders
programına tabi tutularak
eğitilmişlerdir. |
Hava Yoluyla Hasta ve Yaralı Tahliye
Tekniği Kursları
: İlk kez 6 Mart 1953
tarihinde uçuş doktorları tarafından
C-119 uçağında “havadan yaralı
tahliyesi” gösteri ve konferansı
verildi. 7 Aralık 1953'de 1. dönem, 1
Aralık 1954 tarihinde de 2. dönem
kursları açıldı; kursların süresi 1 ay
idi. İlk kursa 5 tabip üsteğmen (Asım Şermet, Hamit Z.Gökalp, Nusret
Çelebiler, İsmail Karaaslan, Ömer
Sevsevil) ile 6 ordu hemşiresi katıldı.
Bu kurslar sonraki yıllarda hava
tababeti kursları içinde uçuş
doktorlarına verilmeye başlandı. 3.
dönem kurs, 5 sağlık astsubayı ve 4
hemşirenin katılımıyla 1 hafta süreli
olarak 12-16 Haziran 1996 tarihlerinde
gene Eskişehir’de yapıldı. |
Fizyolojik Eğitim Subay ve Astsubayları
: Uçuculara uçuş statülerine göre 3-5
yıl aralarla verilen fizyolojik
eğitimler, TSK’da fizyolojik eğitim
subay ve astsubayları tarafından
yaptırılmaktadır. Uçuş terminolojisini
ve tekniğini bilen ve genellikle uçuştan
ayrılmış bu subaylar fizyolojik ve tıbbi
bilgileri de öğrenmeleri amacıyla hava
tababeti kurslarına tertip
edilmişlerdir. Bu şekilde 11 fizyolojik
eğitim subayı ve 28 fizyolojik eğitim
astsubayı yetiştirilmiş, bunların bir
bölümü yurtdışında kurslara ve ayrıca
Osmangazi Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji
bölümünde verilen solunum ve dolaşım
fizyolojisi derslerine
gönderilmişlerdir. Eski yıllarda kadrosu
da, görevlendirilmesi de olmayan
fizyolojik eğitim subaylığı, ilk kez
1973 yılında, uçuştan sağlık nedeniyle
ayrılmış bulunan Sacit Kılıncer
(Eskişehir) ve Hüsnü Onuş (Güzelyalı)
ile başladı. ABD’de hava tababeti ve
fizyoloji kursları gören Pl.Bnb. Sacit
Kılıncer’in (5) Amerikan kaynaklardan
tercüme ederek hazırladığı Fizyolojik
Eğitim Ders Kitabı bugün de
geçerliliğini koruyan temel bir başvuru
kaynağı durumundadır. Yurtiçi ve
yurtdışı kurslardan geçerek başarıyla
görev yapan sonraki fizyolojik eğitim
subayları, Saim Seymen, Coşkun Zaim,
Hasan Sezgin, Bülent Ceylan, Ragıp
Akman, Ahmet Kıcıroğlu, Ümit Salman,
Mustafa Yıldırım, Kaan Yılmaz, Serkan
Şener ve Yusuf Türk’tür. |
İlk fizyolojik eğitim astsubayları ise
1950’li yıllarda Almanya-Veisbaden’de
1.5 ay kurs görerek yetiştirildiler
(Nazmi Taylan, Mustafa Ulutepe, Yüksel
Vural, M.Ali Şenler). Sonraki yıllarda
yurtdışı ve yurtiçi kurslar görerek
deneyim kazanmış, uçucuların fizyolojik
eğitimlerinde canla başla görev yapmış
değerli astsubaylar vardır. Bunlar
arasında iz bırakmış, tüm pilotların
sevdiği ve komutanların her vesileyle
iltifatlarına mazhar olmuş birisi de Kd.Bçvş.
Tuncay Uz’dur. |
Fizyolojik Eğitim
Cihazlarının Tedavi Amacıyla Kullanımı: |
1948-1955 yıllarında alçak basınç odası
asthma ve boğmaca öksürüğü tedavisinde
kullanıldı. Daha önce bazı kişilerin
tedavi amacıyla çocuklarını bir şekilde
uçağa bindirerek tedavi ümidi
bağladıkları boğmacada alçak basınç
odasında tedavi ile % 40 tam, % 50 kısmi
başarı elde edildiği bildirildi. Bu
tedavinin 1 seansı için sivil
hastalardan 5 lira alınacağına dair emir
çıktı. Asthma tedavisinden de çok memnun
olduğunu, nöbetlerinin kesildiğini ifade
eden hastalar olduysa da bunun çember
içinde %100 oksijen solunmasına ve
plasebo etkiye mi bağlı olduğu
tartışmalıdır. Bilindiği gibi bu
yöntemler bugünkü tedavi usulleri
arasında yer almamaktadır. Fizyolojik
Eğitim Merkezindeki cihazların eğitim
dışında tedavi amacıyla kullanılmasına
1990'lı yıllarda vertigo cihazının uçak
tutmasında, hipobarik çemberin asthmada,
ve hiperbarik çemberin de yüksek
basınçlı oksijen tedavisinde
kullanılması ile devam edildi.
|
Hiperbarik oksijen tedavisi, bugün başta
karbon monoksit zehirlenmesi, diyabetik
ve gangrenli yaralarla osteomiyelitin
iyileştirilmesi gibi endikasyonları olan
çok etkili bir tedavi yöntemidir.
Fizyolojik Eğitim Merkezinde böyle bir
cihazın kurulmasının asıl amacı,
hipobarik çember uçuşlarında bazen
görülebilen dekompresyon hastalıklarına
ivedilikle müdahaledir. Ancak bu durumla
oldukça seyrek karşılaşıldığından, cihaz
çoğunlukla yukarıda sözü edilen
hastalıkların tedavileri için
kullanıldı. |
Merkezin Hava
Kuvvetleri ve GATA Bağlantılarındaki
Değişiklikler: |
1 No’lu Hava Sağlık Muayene ve
Fizyolojik Eğitim Merkezi, esas olarak
Eskişehir Hava Hastanesinin bir ek
birimidir. Bu birimin Sağlık Muayene
bölümü hep Hava Hastanesi bünyesinde
kalmış ancak Fizyolojik Eğitim bölümü,
son elli yılda bağlantı ve statü
bakımından Hava Kuvvetleri ile Gülhane
Askeri Tıp Akademisi (GATA) arasında 5
kez gidip gelmiştir. İlk kez 19 Nisan
1953 tarihinde (Ankara'da yer
bulununcaya kadar Eskişehir’de kalmak
üzere) GATA’ya bağlandı. 25 Şubat 1955
günü Merkez tekrar Hava Hastanesi
kuruluşuna girdi. 22 Ocak 1956 tarihinde
ise Havacılık Tıbbı Araştırma ve
Geliştirme Enstitüsü Müdürlüğü'ne
dönüştürülerek, müdürlüğe Tbp.Kd.Yzb.
Hilmi Dinç atandı. Sonraki 30 yıl
boyunca 1 No'lu Hava Sıhhi Muayene ve
Fizyolojik Eğitim Merkezi olarak görev
yapan kurum, 12 Kasım 1986 tarihinde
tekrar GATA'ya bağlandı ve GATA Hava ve
Uzay Hekimliği Merkezi Başkanlığı adını
aldı. |
Bu bağlantı ile birlikte, Hava Hastanesi
uzman tabiplerinden kendi dallarında
kıdemli olan altısı GATA kadrosuna
geçirildi (İsmet Nuhoğlu: üroloji, Ömer
Yaluğ: göz, Rami Çıdam: KBB, Selim S.
Sakarya: cerrahi, Hüseyin Karabayram: iç
hastalıkları, Muzaffer Çetingüç:
psikiyatri). Bu hekimler hem pilotaj
muayenelerinden ve hem de hastanedeki
klinik ve poliklinik hizmetlerinden
sorumlu olarak görev yaptılar. Bu çifte
sorumluluktan çok, çifte bağlantı içinde
bulunmak, zaman zaman idari sorunlar ve
sürtüşmeler yarattı. Merkezin fiziksel
ihtiyaçları, personelin izin, disiplin
ve ek görevlendirmeleri konularında
Baştabiplik ile GATA’ya bağlı Merkez
yöneticileri arasında problemler oldu.
Tıbbi ve bilimsel yoğunluğu hiç bitmeyen
GATA’da, hastane içindeki bir öğretim
üyesi odasından ibaret Hava ve Uzay
Hekimliği Bilim Dalı Başkanlığı,
Eskişehir’deki Merkez personelinin
bilimsel ve idari desteğini arzu edilen
ölçüde gerçekleştiremedi. Telefon
iletişimi, yazışmalar ve yılda 3-5 kez
yapılan ziyaretlerle sürdürülen destek
yetersiz kaldı. |
26 Aralık 1997 tarihinde merkez GATA
kuruluşundan çıkarılarak Hava Sağlık
Muayene ve Fizyolojik Eğitim Merkezi
adıyla tekrar Hava Kuvvetlerine
bağlandı. Bugün Merkez, Baştabiplik
emrinde olarak pilotaj muayenelerini ve
fizyolojik eğitimleri yaptırmakta, aynı
çatı altındaki Hava ve Uzay Hekimliği
Bilim Dalı uzman hekimleri ve birkaç
idari personel ise, GATA bağlantısında
uzmanlık eğitimi, kurs, ders ve bilimsel
çalışmalardan sorumlu olarak işbirliği
içinde çalışmaktadırlar. Ancak 2003 yılı
sonunda Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı
olarak kurulan Sağlık Ordusu, TSK’daki
tüm sağlık teşkilleri gibi Eskişehir
Hava Hastanesini de bünyesine aldı. |
Merkez Başkanları : Merkez Başkanlığı
1935 yılında Dr. Rüştü Bilge, 1938’de
Dr. Yusuf Balkan tarafından yürütüldü.
Daha sonraki başkanlar şunlardır: Tbp.Alb.
Hilmi Dinç (1956-58), Tbp.Alb. İzzet F.
Oykam (1958-59), Tbp.Alb. Turan Alasya
(1959-65), Tbp.Alb. Asım Kaplan
(1965-70), Tbp.Alb. Orhan Güvenç
(1970-74), Tbp.Alb. Vahyi Şenel
(1974-78), Tbp.Alb. Muharrem Bak
(1978-79), Tbp.Alb. Hasan Sezer
(1979-80), Tbp.Alb. Remzi Dinçel
(1980-82), Tbp.Alb. Çetin Aslan
(1982-83), Tbp.Alb. Cudi Canoruç
(1983-84), Tbp.Alb. İsmet Nuhoğlu
(1984-86), Doç.Tbp.Alb. Cebbar Dengiz
(1986-87), Tbp.Alb. Ömer Yaluğ
(1988-1991), Tbp.Alb. Hüseyin Karabayram
(1991-93), Doç.Tbp.Alb. Muzaffer
Çetingüç (1993-98), Tbp.Alb. Tayfun
Alver (1998-2001), Tbp.Alb. Yalçın Ünal
(2001- ). |
Bu listede Merkez’in GATA ile
bağlantısındaki değişiklikler nedeniyle
açıklanması gereken karmaşık bir durum
söz konusudur. 1988-1998 yılları
arasında fiilen Merkez Başkanlığı
yaptıkları halde, Ömer Yaluğ, Hüseyin
Karabayram ve Muzaffer Çetingüç, Ankara-GATA’daki
Ana Bilim Dalı Başkanlığının
Eskişehir’deki Merkez Başkanlığını da
kapsadığı anlayışıyla, Kurslar Kısım
Amiri olarak görevlendirildiler. Bu
devrede Hava Hastanesine bağlı bulunan
Muayene Merkezi Başkanlığı Tbp.Alb.
İlhan Yıldırım (1988-93), Doç.Tbp.Alb.
Faruk Ildız (1993-94) ve Tbp.Alb.
Abdullah Öksüz (1994-97) tarafından
yürütüldü. Merkezin tümüyle tekrar Hava
Kuvvetlerine bağlandığı 1997 sonunda
Doç.Tbp.Alb. Muzaffer Çetingüç GATA
kadrosundan Hava K. kadrosuna
geçirilerek, tekrar birleştirilen
Muayene ve Fizyolojik Eğitim Merkezi
Başkanlığına atandı. Sonraki yıllarda
Tbp.Alb. Tayfun Alver ve Tbp.Alb. Yalçın
Ünal da aynı statü ile görevlerini
sürdürdüler. |
GATA Hava ve Uzay Hekimliği Bilim
Dalı: |
Amerika’da hava hekimliğinin bir tıp
uzmanlık dalı olarak kabulü 1953,
ülkemizde ise yan dal uzmanlığı olarak
1963 yılında oldu. 1973 tarihli tıpta
uzmanlık tüzüğünde “hava ve uzay
hekimliği” ana bilim dalı olarak yer
aldı, ancak hiçbir tıp fakültesince
böyle bir bilim dalı açılmadığı için
hiçbir hekim de bu ihtisası yapmak üzere
başvuramadı. 1980 yılında GATA Askeri
Tıp Fakültesi kurulduğunda komutan ve
dekan olan Hv.Tbp.Tümg. Prof. Necati
Kölan, Askeri Sağlık Hizmetleri
Enstitüsü’ne bağlı Hava Hekimliği Bölümü
oluşturdu ve başına da Hv.Tbp.Alb.
Cebbar Dengiz atandı. Ülkemizde bir ilk
olan bu bölüm1986 yılında bilim dalına
dönüştü ve 1988-2004 yılları arasında 7
hava ve uzay hekimliği uzmanı mezun
edildi: Cem Büyükçakır, Mustafa Alan,
Uğur Yılmaz, Ahmet Akın, Ertunç
Türbedar, Ahmet Şen, Zeki Dulkadir. |
Bu hekimlerden bazıları yardımcı doçent
ve doçent ünvanı kazanarak, profesörlüğe
doğru kariyerlerini geliştirme yoluna
girdiler. Ancak bu daldaki eğitimini
yurtdışında tamamlayarak 1981 yılında
“hava hekimliği uzmanı”, 1982’de de
“uzay ve hava tababeti doçenti” olan
Cebbar Dengiz (6) konunun ilkidir. Diğer
üniversitelerimizin tıp fakültelerinin
bu bilim dalını açmakta gecikmeleri
(veya böyle bir bilim dalını yok
saymaları), sivil havacılığımızın tıbbi
zafiyet unsurlarından birisi olsa
gerektir. |
Merkezin GATA’nın bilimsel şemsiyesi
altına girmesi ve aynı çatı altında
görev yapmasıyla birlikte bilimsel
çalışmalar ortaya çıkmaya başladı.
Merkez personelinin imzasını taşıyan
İngilizce bildiriler 1992 yılından
itibaren AGARD toplantılarında, Balkan
Tıp kongrelerinde ve (havacılık tıbbı
alanında dünyanın en itibarlı
organizasyonu olan) "Aerospace Medical
Association" un yıllık bilimsel
toplantılarında sunuldu. Bu birliğin
çıkardığı "Aviation, Space and
Environmental Medicine" adlı,
konusundaki en prestijli dergide
makaleler ve araştırma yazıları
yayınlanmaya başlandı. 26-28 Ekim 1994
tarihlerinde ülkemizde ilk kez olmak
üzere Merkezde NATO Flight Surgeons
Refresher Course düzenlendi. Belçika,
İspanya, Danimarka, Portekiz, Almanya,
Yunanistan, Çek Cumhuriyeti ve
Kanada’dan katılan 17 uçuş doktoruna,
havacılık tıbbının güncel konularındaki
dersler GATA ve Hava Hastanesi personeli
tarafından İngilizce olarak verildi.
|
Önceki ve sonraki yıllarda Hava K.K.
Değ.Dent. ve Sağlık Daire
Başkanlıklarının emirleriyle tüm hava
üsleri müteaddit defalar ziyaret edildi;
uçuculara, bakım personeline ve hava
trafik kontrolörlerine psikososyal
anketler uygulandı, sonuçları
komutanlığa rapor edildi. Pilotlara
Anti-G manevraları, vertigo, hipoksi,
gece görüş problemleri, stres, beslenme,
kondisyon, LSA, CRM vb. konularda
konferanslar verildi. Üs ziyaretlerinde
uçucu eşlerine de uçuş streslerini
azaltmadaki işlevlerini hatırlatan
seminerler sunuldu. Merkezde de çeşitli
vesilelerle paneller yapıldı. GATA’nın
Ankara’da, Merkezin Eskişehir’de
konuşlanmış olmaları, fiziksel uzaklık
nedeniyle bilimsel ve idari desteği
zaafa uğratmış ise de, müşterek
çalışmalar genelde yararlı oldu. Bu dalı
seçen hekimleri motive etmek amacıyla,
ikinci bir uzmanlık yapabilme veya
pilotaj eğitimi alma hakkı gibi öneriler
yaşama geçirilemediği için hava ve uzay
hekimliği uzmanlığına başvuru sayısı
beklenenin çok altında kaldı. Zaten az
sayıdaki uzmanlık öğrencilerinden
birisinin (Dr. Özkan Çayır) iç
hastalıkları ihtisası yapmak üzere
istifası, bir diğerinin (Dr. Osman
Karamuk) Şile’de boğularak ölümü, bir
uzmanın da (Dr. Uğur Yılmaz) ayrılması
nedeniyle TSK hizmetindeki uzman sayısı
istenilen yeterliliğe ulaşamadı. Halbuki
başlangıçta, mezun edilen uzman sayısı
arttıkça istihdam sorunu yaşanacağından
kaygı duyulmuş, bu uzmanların muayene
merkezlerinde ve tüm hava birliklerinde
görev alabilecekleri düşüncesi kaygıları
yatıştırdığı gibi, heyecan verici de
bulunmuştu. Sonuçta, sivil havacılığa
göre fevkalade, ama askeri havacılık
için beklenenin altında ve daha da
geliştirilmeyi gerektiren bir durum
oluştu. |
GATA Hava ve Uzay Hekimliği Bilim Dalı
Başkanları : Doç.Hv.Tbp.Alb. Cebbar
Dengiz (1986-87), Prof.Hv.Tbp.Alb. Ümit
Sarıkayalar ve Prof.Hv.Tbp.Alb. M. Kemal
Savaşan (1987-98), Prof.Hv.Tbp.Alb.
Mustafa Özkan (1998-2001), Prof.Tbp.Alb.
Hasan Fehmi Töre (2001- ) |
Sivil Havacılık
Tıbbı ve “AeroMedical Examiner”
Pozisyonu: |
Havacılık tıbbı pratiğinde görev alan
hekimler üç kategoride
sınıflandırılabilir, bunlar; |
1. Uçuş Doktoru (flight surgeon) :
Askeri havacılıkta uçuş birliklerinde
görev yapan; filo, uçuş hattı, intikal
gibi ortamlarda uçucularla birlikte
bulunarak onların günlük hastalıkları,
psikolojik durumları, yorgunluk, uyku,
beslenme ve kondisyonlarını yakından
izleyen ve destek olan hekimlerdir.
Ülkemizde 6 haftalık bir kurs ile
yetiştirilmektedirler; bu kurs ABD’deki
temel havacılık tıbbı kursuna (primary)
eşdeğer olup, orada 5,5 aylık tekamülü (advanced)
de vardır. ABD’de bu hekimler sivil
havacılıkta da yetkilidirler.
|
2.
Hava ve Uzay Hekimliği Uzmanı:
2004
yılında değiştirilmiş bulunan tıpta
uzmanlık tüzüğünde 4 yıla uzatılmış olan
bir uzmanlık eğitimi sonunda kazanılmış
bir akademik statü olup, havacılık
tıbbının bilimsel araştırmalarını,
eğitim ve öğretim faaliyetlerini
kapsayan bir görev alanı vardır. Bu
uzmanlık eğitimi (RAM) süresi ABD’de 2
yıldır. |
3. AeroMedical Examiner (AME):
Uluslar
arası sivil havacılık kuruluşları (ICAO,
FAA, JAA), uçucu muayene ve
kontrollerini yapacak hekimlerin (JAR’a
göre 180 saatlik, FAA’ya göre 5 günlük)
havacılık tıbbı eğitimi almış olmalarını
şarta bağlamıştır. 2003 yılında 2 devre
olarak Eskişehir Hava Hastanesinde
açılan bu kurslardan 24 sivil tabip, 6
hafta süreli eğitim ile bu statüyü
kazanmış olup, her 3 yılda bir (5
günlük) tazeleme (refresher) kurs
almaları gerekmektedir. “Hava hekimi”
niteliğindeki bu hekimler Ulaştırma
Bakanlığı tarafından yetkilendirildikten
itibaren ilgili hastanelerde uçucu
muayenelerinde görev alabilmektedirler.
|
Türkiye’nin de uymak zorunda olduğu
uluslar arası sivil havacılık kuralları,
ülkemizde “AME- AeroMedical Examiner”
statüsünde eğitimli hekim olmadığı
gerekçesiyle uzun yıllar boyunca
uygulanmadı (Halbuki TSK’dan emekli çok
sayıda uçuş doktorları vardı). Türk Hava
Yolları’nın geçmiş yıllarda Hava K.K.
ile yaptığı protokol ile, sivil pilotlar
Eskişehir, Etimesgut ve Güzelyalı Hava
Hastanelerinde periyodik muayenelerini
yaptırdılar. Ancak bazı görüşlere göre
pilotların yoğunlukla bulunduğu İstanbul
ve Antalya’da hava hastanesi olmaması ve
Eskişehir’in uzaklığı nedeniyle, bazı
görüşlere göre ise muayenelerin sıkı
tutulması ve bazı pilotların uçuştan
ayırılmalarına tepki olarak... protokol
1986 yılında bozuldu. Bu tarihten sonra
standart tıbbi cihazları ve uzman hekim
kadroları olan hemen her hastane
(başvurması halinde), Ulaştırma ve
Sağlık Bakanlıklarından pilotaj
muayenesi yapma yetkisi almaya başladı.
Böylece tüm üniversite hastaneleri, bazı
devlet, numune ve özel hastaneler bu
yetkiyi aldı; 2003 yılında sayı 47 oldu.
Ancak Havacılık Tıbbı Derneği’nin
uyarıları ve JAA’nın zorlaması sonucu
Ulaştırma Bakanlığı, Hava K.K. ile 2003
yılında yeni bir protokol yaparak 2
dönem AME kursu tertipledi. Eskişehir
Hava Hastanesindeki bu kurslardan 24
sivil hava hekimi mezun edildi. JAA
standardında 180 saat süreli bu kursları
alan hekimler ve onların görev aldığı
hastaneler, Ulaştırma Bakanlığınca
yetkilendirilmeleri sonrasında, sivil
uçucuların muayene ve uçuşa elverişlilik
değerlendirmelerini yapacaklardır.
Aralarında Erzurum Numune hastanesi,
Adana, Bursa ve İstinye Devlet
hastaneleri, Abant İ. Baysal, Isparta S.
Demirel, Pamukkale, 100.Yıl, Atatürk,
Cerrahpaşa, Selçuk, vb. gibi Üniversite
hastanelerinin de bulunduğu kuruluşların
yetkileri iptal edildi; karmaşa önlendi.
Yeni uygulamada yetkilendirilmiş
hastaneler 5-10 gibi azaltılmış bir
sayıda olacak, pilotaj muayeneleri
havacılık tıbbı eğitimi almış en az 2
hekimin bulunduğu bu hastanelerde
yapılacak; böylece dağınıklık
engellenmiş, sağlık sorunu olup da
gözden uzak hastanelerden uçabilir
raporu almaya yeltenmesi olası kişilerin
önü kesilmiş olacaktır. Hedef, bu
hastanelerin Bakanlıkla ve birbirleriyle
on-line bağlantı içinde olmaları, uçucu
sağlık kayıtlarını birbirlerine
aktarabilmeleri, havacılık muayene ve
fizyolojik eğitimlerine özel bazı
donanımlar edinmeleri ve giderek
havacılık tıbbı merkezi (AMC - Aero
Medical Center) niteliğini
kazanmalarıdır. |
Başka ülkelerde benzerleri bulunan sivil
havacılık tıbbı kuruluşlarının
Türkiye’deki eksikliğinden hareketle, 3
Mayıs 2000 günü Eskişehir’de bir grup
emekli hava tabip (Muzaffer Çetingüç,
Faruk Ildız, İsmet Nuhoğlu, Armağan
Başlı, Metin Beritan, Abdullah Öksüz,
Günhan Alanoğlu) öncülüğünde Havacılık
Tıbbı Derneği kuruldu. (Yunanistan’daki
eşdeğeri olan HAMS’ın -Hellenic
Aerospace Medical Society- kuruluş
tarihi 1993’dür.) Dernek internetten
ulaşılabilecek olan uluslar arası sivil
havacılık tıbbı kuruluşları arasında
“Turkish Aerospace Medical Association
(TAMA)” adıyla yerini aldı. Derneğin
Türkçe internet sitesindeki (www.hvtd.org)
manifestosunda, “askeri havacılığımızın
kurumlaşmış havacılık tıbbı desteğine
karşın, sivil havacılığımızda bir dizi
tıbbi zafiyet unsurları bulunduğu
tesbiti ve bunlara çözüm önerileri
getirme misyonu” ile yola çıkıldığı
ifade edildi. Web sitesindeki Bülten’de
havacılık tıbbının güncel konularında
özgün bilimsel yazılara, görüşlere,
tercümelere yer verilerek konuya aşina
olan ve olmayanlara güncel bilgiler
sunuldu. Dernek, THY gibi sivil
havacılık kuruluşları, Ulaştırma ve
Sağlık Bakanlıkları ile, pilotlar
Derneği (TALPA) ile görüşmeler yaparak,
medyada ve çeşitli bilimsel
toplantılarda konuyla ilgili mesajlar
vererek misyonunu yerine getirmeye
çalıştı. Yakın zamana ait sivil uçak
kazalarında gözlenen tıbbi unsurların
vurgulandığı yorum yazıları ilgili
kişilere ve üyelere gönderildi. 2004
yılı başında üye sayısı 77 oldu.
|
Dernek 2002 ve 2004 yıllarındaki genel
kurulları vesilesiyle uçuş doktorlarının
duayenlerinden İlhan Cankat, Tahsin
Hepgüler, Rıdvan Ege, Vahyi Şenel, İlhan
Uğurtaş, Orhan Toydemir, Necati Kölan,
Hamit Ziya Gökalp, Asım Şermet, İsmet
Bilgin, Mecit Kurter, Kamuran Karagülle,
Nafiz Akalın, Nurhan Aydınalp, Cebbar
Dengiz, Atilla Malkoç, Yaşar Payas,
Çetin Aslan, Cudi Canoruç, Sait Değer ve
Naci Aker’i toplantılarına davet etti;
icabet edenlere birer plaket verdi.
Dernek, ilgili kurum ve kuruluşların
talebi ile sivil uçuculara seminer ve
konferanslar verme, uçuş doktoru
kursları tertipleme, dergi çıkarma,
bilimsel kongre düzenleme gibi hedefler
doğrultusunda çalışmalarına devam
etmektedir. |
Tarihten Geleceğe Ümit ve Beklentiler: |
Türkiye’de havacılık tıbbının
tarihçesiyle ilgili olarak yukarıda söz
edilen kişi, kurum ve olayların hemen
hepsinin Hava Kuvvetleri, Eskişehir Hava
Hastanesi ve GATA çevresinde olduğunu,
yani Türk havacılık tıbbı tarihçesinin
maalesef sadece askeri havacılığımızı
kapsadığını söylemek abartı değildir.
1929’da başlayıp 1986 sonrası ivme
kazanan ve bir çok ülkeye göre ülkemiz
havacılık tıbbını daha iyi konuma
getiren gelişmeler gurur verici olsa da,
2000’li yılların sivil havacılığında bu
alana gönül vermiş kişileri pek de
tatmin etmeyen bir tablo vardır. Bundan
sonrası için dilek ve beklentiler
şunlardır: |
1. Üniversitelerimizin Havacılık Yüksek
Okullarında ve Tıp Fakültelerinde Hava
ve Uzay Hekimliği Bilim Dalları
açılması, YÖK’e bağlı Havacılık
Üniversitesi, Ulaştırma Bakanlığı’na
bağlı Sivil Havacılık Kurumu, TSK’da ise
Havacılık Akademisi kurulması,
|
2. Sivil havacılığımızda pilotaj
muayeneleri için yetkilendirilmiş
hastanelerin “Aero Medical Center”
niteliğine kavuşmuş olması, |
3. Ulaştırma Bakanlığında havacılık
tıbbı kadrolarının ve bir sağlık
otoritesinin bulunması, |
4. Büyük bütçeli kamu veya özel sivil
havacılık kuruluşlarının (THY, THK)
kendi havacılık tıbbı ünitelerini
oluşturmaları, |
5. Havacılığın sadece teknik bir iş
olmadığı, insan faktörünün yaşamsal
önemde olduğu bilinciyle, farklı
kurumların bilimsel bir rekabet içinde
çalışmalar yapmaları, kongreler
tertiplemeleri, dergi ve kitaplar
yayınlamaları... |
1002 senesinde Horasan’da İmam Cevheri
isimli Türk gencinin Ulu Cami
kubbesinden tahta kanatlarla uçma
denemesi yaparken yere çakılmasından,
uzaya açılma planlarının yapıldığı
bugüne geçen bin yılda uçuş sevdasıyla
paha biçilmez hizmetler yapmış, adı
bilinen ve bilinmeyen kişiler arasında
Türk havacılığına tıbbi yönden
hizmetleri olanlar da vardır; tarih
onları da unutmayacaktır. |
Havacılık
Tıbbı Konularında Yayınlanmış Türkçe
Kitaplar: |
- Havacılık Hijyeni. K. Gözmen, M.
Şahinbaş, A. Koryak, F.Yakal, S. Tosun,
H. Meriç, S. Balaban, İ. Oykam, N.
Sayman, C. Duman. Eskişehir, 1949. |
- Havacılık Tababetinde Fizyoloji. Tbp.Yzb.
Hilmi Dinç. Eskişehir, 1955 |
- Türk Askeri Havacılık Hekimliği
Tarihi. Tbp.Alb. İzzet F. Oykam.
Eskişehir, 1956 |
- Uçuş Hekimleri El Kitabı. (ABD Hava K.
Flight Surgeon Manual tercümesi) Tbp.Alb.
İzzet F. Oykam. Eskişehir, 1958
|
- Uçuş Ekibi İçin Hava Tababeti El
Kitabı. (AGARD 154 no'lu yayının
tercümesi) Tbp.Atğm. Üner Tan.
Eskişehir, 1974. |
- Uçuş Fizyolojisi. (ABD Hava K.
kaynaklarından tercüme) Tbp.Ütğm. Ferit
Acar. Çiğli, 1974 |
- Hava Psikolojisi. (Aviation Psychology
kitabı tercümesi) Ankara, 1975
|
- Fizyolojik Eğitim Ders Kitabı. (ABD
Hava K. kaynaklarından tercüme) Pl.Yzb.
Sacit Kılıncer. Ankara, 1982.
|
- Hava Fizyolojisi. (ABD Hava K.
Physiological Training kitabı tercümesi)
Ankara, 1975 |
- Türk Asker Hekimliği Tarihi. Tbp.
General Kemal Özbay. İstanbul Matbaası.
İstanbul, 1976 |
- Uçuş Doktoru ve Uçuş Emniyeti. Doç.Hv.Tbp.Alb.
Muzaffer Çetingüç. Hava K.K. Ankara,
1994 |
- Havacılık Tıbbı El Kitabı. Editör:
Doç.Hv.Tbp.Alb. Muzaffer Çetingüç. 1.
Tak.Hv.K.K. Eskişehir, 1995 |
- İnsan Performansı ve Limitleri.
Anadolu Ü. Sivil Havacılık Yük.Ok.
yayını. (JAA- Jeppesen tercümesi)
Hazırlayanlar: Coşkun Zaim, Muzaffer
Çetingüç. Eskişehir, 2001 |
- Dalgıçlık ve Uçuculukta
Otorinolarengoloji. Doç.Dr. Faruk Ildız.
KBB.Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi.
Editör: Onur Çelik. Turgut Yayıncılık,
İstanbul 2002. s.1081-92 |
- Sualtı ve Havacılık Açısından KBB
Hekimliği. M. İbrahim Hızalan, Faruk
Ildız. KBB Hastalıkları ve Baş-Boyun
Cerrahisi. Editör: Can Koç. Güneş
Kitabevi, Ankara 2004. s.1365-91
|
Kaynak:
Havacılık Tıbbı Derneği /
http://www.hvtd.org/htm/tarihce.html |
|