Kararsız insanlar
bile günlük yaşamda farkında olarak veya
olmayarak pek çok kararlar vermek
zorundadırlar. Hangi kıyafetin
giyileceği, ne yeneceği, hangi sinemaya
gidileceği gibi günlük rutinlerden, iş
ve eş seçimi, yasalara uygun veya
uygunsuz davranma, kumarbaz-alkolik olma
veya olmama gibi kararlar da kişi
tarafından verilecektir. İlerideki
bölümlerde inceleneceği gibi, doğal
yetenekleriyle bu işi çok iyi yapanlar,
iyi yaptığı kibiriyle yanlışlara
düşenler, başkalarının fikirlerinde
yararlanarak isabetli kararlar verenler
veya başkalarının onayı olmadan hiçbir
karar veremeyenler gibi pek çok kategori
vardır. Uçuşta da pilot hangisini
seçerse seçsin pek fark etmeyecek, ya da
tehlikeye veya esenliğe götürecek
kararları almak durumunda kalır. |
Karar Verme’nin
Tanımı : Karar verme, eldeki tüm
bilgilerin dikkate alınarak durumun
kavranması, alternatif eylem
biçimleri ile getirecekleri
sonuçların gözden geçirilmesi ve
uygun eylemin seçilerek
uygulanmasıdır. |
I. KARAR VERME’Yİ
GÜÇLEŞTİREN ETKENLER: |
Karar verme anında zorluk
yaratan, pilotun dikkatini ve
performansını azaltan, sonuçta karar
verme yetisini bozan etkenlerden
bazıları şunlardır:
|
1. Sınırlı zaman : Kritik
durumlarda geç verilmiş doğru bir
karar, yanlış bir karardan
farksızdır, |
2. Sınırlı
bilgi : Acil karar verme durumunda
bilgi akışı yetersizliği yanlışa
düşme olasılığını arttırır,
|
3. Sınırlı alternatifler : Pilot
emercensi uygulamaları sırasında
uçağının dizayn ve yeteneklerini de
dikkate alır. Örneğin başka bir
model uçakta kolayca içinden
çıkılabilecek bir durum, bu uçak
için imkansız olabilir,
|
4.
Olumsuz koşullar : Uçuş alet ve
göstergelerinin bozukluğu,
çevresel koşulların
(meteoroloji, görüş, meydan
kolaylıkları vs.) olumsuzluğu,
iletişim yetersizliği vs. |
5. Prosedürler : Uyulması
zorunlu yönergeler,
çeklistler ve kurum
politikalarını, |
6. Fizik ve fizyolojik
problemler : Yorgunluk,
uykusuzluk, açlık, susuzluk,
ısı, nem, ışık, titreşim,
gürültü, oksijen gibi
fiziksel ve fizyolojik
unsurlar, |
7. Psikolojik durum :
Motivasyon düşüklüğü, stres,
heyecan, panik, korku,
önyargı, hırs, takıntı,
yanlış alışkanlık ve
tutumlar ... |
II. KARAR VERME İLE İLGİLİ
ARAŞTIRMALAR: |
FAA 1970-1974 yılları
arasındaki uçuş kazalarını
inceleyerek 3 tip hata
belirlemiştir:
|
2. Anlayış-idrak-fizik
beceri hataları, |
Ölümcül kazaların % 52’si
karar verme hatasından
kaynaklanmaktadır; bu faktör
ölümsüz kazalarda da % 35
oranında rol oynar. Karar
vericinin en doğru tepkiyi
seçmesini etkileyen 2 faktör
ise, önyargılar ve hatalı
tutumlar’dır. Pilotun
yaşamını yitirmesine kadar
varan yanlış kararlara yol
açan bu tutumlardan bazıları
Berlin ve ark. tarafından 5
başlık altında toplanmıştır
: otorite karşıtlığı,
düşünmeden davranma,
incinmezlik tutumu, maço
tavrı ve kadercilik. Aslında
sıradan bir insanı da, bir
pilotu da tehlikeye
yakınlaştıran hatalı
tutumları beş başlık altında
toplamak yeterli değildir;
bu tür tutumlar beşten çok
fazladır ve tarafımızdan (M.Ç.)
Gremlinler başlığı altında
biraz daha zenginleştirmeye
çalışılmıştır. |
Karar verme yetisi ile
ilgili araştırmalar son
15 yıldır artmıştır.
Konu ile ilgili hiçbir
eğitimleri olmadığı
halde, yaşadığı ve
çalıştığı ortamlarda
verdikleri tutarlı
kararlarla bir çok
problemi çözebilen
kişilerin varlığı ve
başarı oranlarının % 95
civarında oluşu
araştırıcılara ilginç
gelmiştir. 1980’lerde
itfaiye şefleri, gemi
kontrol personeli, tank
takım komutanları,
havayolu pilotları, acil
servis doktorları,
işadamları ve mahkeme
jüri üyelerinin
gözlenmesiyle doğal
karar verme yetisi (naturalistic
decision making)
hakkında bazı ipuçları
elde edilmiştir. Bu
kişiler, zaman
darlığının olduğu
dinamik bir ortamda ve
yetersiz bilgi akışının
olayı net biçimde
kavramaya elvermediği
koşullarda bile doğru
kararlar
verebilmektedirler. |
İyi bir performans
göstermiş olan bir
itfaiye şefi ile olayın
hemen sonrasında yapılan
görüşmede, karar verme
öncesindeki süreç
sorulmuş, şef aklına ilk
gelen fikri uyguladığını
söylemiş, bir savaş
karargahı veya kriz
masasındaki gibi,
çeşitli alternatifleri
gözden geçirmeden nasıl
böyle doğru bir karar
verebildiği şaşırtıcı
olmuştur. Aslında,
birkaç saniyede verilmiş
gibi görünen bu kararın
ardında, yılların
deneyimleri,
pekiştirilmiş sezgi
birikimi, adı konulmamış
yetenekler vardır. Böyle
kişiler, durumu bir kez
kavradıklarında
alternatifleri süratle
eleyebilmekte ve doğru
karara hemen
varabilmektedirler.
Doğal karar vericiler
bunu nasıl
yapabildiklerini
bilmezler, bilimsel
incelemelerin sonucuna
göre yaptıkları iş iki
aşamalıdır; teşhis ve
eylem. Doğru teşhis ise
üç teknik ile
yapılmaktadır:
|
1. Benzeştirme /
eşleştirme, |
2. Mukayeseli uslamlama
(yargı),
|
Bu tekniklerden en çok
kullanılanı
benzeştirme’dir.
Problemin çözümüyle
ilgili olarak kişinin
kafasında eskiden beri
yer etmiş, doğruluğu
onaylanmış kalıplardan
biriyle benzerlik
kurulur veya
eşleştirilir (matching).
Örneğin bir pilot
uçağında kumanda dışı
tırmanış kaybı, yana
yatma veya motor sesi
değişikliği fark
ettiğinde, belleğinde bu
durumlarla ilgili depo
bilgileri tarayacak,
benzerleriyle
eşleştirecek ve otomatik
gibi görünen bir karar
verecektir. En ilginç
teknik, zihinsel
simulasyon’dur. Karar
verici, zihninde
benzeştirecek hazır
şemaların bulunmadığı
kritik durumlarda olayın
şimdiki görünümünü
öyküleştirir, elindeki
bilgi parçalarını da
kullanarak “bu öykü olsa
olsa şöyle gelişir,
böyle sonlanır” diye,
filmi ileri - geri
sararak teşhis koyar.
Havacılıkta iyi
pilotların doğru
kararlar veren kişiler
olduklarına
inanılmıştır. Bu, pek
çok tehlikeli uçuş
pozisyonunu atlatarak
dersler çıkarabilmiş
pilotlar için doğrudur,
ama her pilotun doğru
kararlar verme yetisine
sahip olmayabileceği,
uçuş saatinin
kabarıklığının deneyim
göstergesi sayılmayacağı
da bilinir. |
IV. KARAR VERMEDE HATALI
TUTUMLAR:
|
A. Gremlinler:
"Gremlin" kötü
tabiatlı cin
anlamında bir
kavramdır. 2. Dünya
savaşında uçuş
kazalarında
tanımlanamayan
mekanik arızalar
için pilot ve
mühendislerin günah
keçisi bu cinlerdi
ve kazaya gerçekten
de bu cinlerin neden
olduğu
sanılmaktaydı. Bugün
uçuş kazalarındaki
mekanik arızalar
bilimsel tanı
yöntemleriyle
belirlenmekte ama
kazalarda insan
unsuru hala %
70’lerde
seyretmektedir.
Gremlin kavramı,
insan unsuru
içindeki hatalı
tutumları vurgulayan
ve akılda tutmayı
kolaylaştırıcı bir
başlık olarak
kullanılmıştır.
|
1. Kazaya Yatkınlık:
Halk arasında
"sakar" diye bilinen
bazı kişilerin sık
sık bir şeyleri
kırıp döktükleri,
kendilerine veya
çevresindekilere
zarar verdikleri
bilinir.
Araştırmaların
gösterdiğine göre,
insanların % 10’u,
tüm kazaların
%75’inden
sorumludur. Bu,
kişinin stres
birikimiyle de,
kendini cezalandırma
güdüsüyle de,
fiziksel ve zihinsel
kusurlarıyla da
ilgili olabilir.
Cephane imalatı, et
kesiciliği,
inşaatçılık gibi
sektörlerdeki kaza
fazlalığının
günahının
çalışanların defektlerine değil,
işin doğasına ait
olduğu da ileri
sürülmüştür. |
2. Travmaseverlik:
Bazı insanlar
bilinçli veya
bilinçsiz olarak
travmayı severler, travmatik
yaşantılara yatkın
ve isteklidirler.
Her girişilen eylem
travmaya dönüşür,
beladan belaya
koşulur, hiçbir
zaman rahatlık yok
gibidir. Bunun
kökeninde korkulan
şeyi önceden yaşamak
veya iç gerilimden
kurtulmak için dış
objeleri kullanmak
eğilimi bulunabilir.
|
3. Bilinçdışı
İntihar Güdüsü:
Kişinin başkaları
tarafından
suçlanmasından daha
kötüsü, kendi
kendisini suçlu ve
cezalandırılmayı
hakketmiş
hissetmesidir.
Örneğin, bir
başkasının ölümünden
kendisini sorumlu
tutan birisi, sağ
kalma suçluluğu
içinde olabilir,
bilinçdışında onunla
ödeşmek güdüsü
taşıyabilir,
bilinçli bir niyet
içinde olmaksızın
kendi ölümüne yol
açacak senaryolar
hazırlayabilir.
ABD’de her sene bir
kilise, bar veya
okula çakılma
biçiminde,
pilotların
ölümleriyle
sonuçlanan birkaç
uçak kazası rapor
edilmekte ve
bunların kaza değil,
açıkça intihar
olduğu
bildirilmektedir. |
4. Korkulu ve Korku
Karşıtı Tutumlar:
Kaygı ve korkular,
insanın bütün
duygulanım
durumlarının kaynağı
olup, tehlike
karşısında
gösterilen doğal ve
evrensel
tepkilerdir. Esasen,
insani ve doğal
korkular yararlıdır,
insanın korunma
içgüdüsüyle
ilgilidir. Marazi
olan, korkulmayacak
durum ve nesnelerden
korkmak veya
korkularını kontrfobik
tutumlarla telafiye
çalışmaktır. Bireyin
çevresindekilere
sürekli olarak
korkmadığı mesajını
vermeye çabalaması
anlamındaki
korku-karşıtı
davranışların
örnekleri, süratli
araba kullanma,
gereksiz yere kavga
çıkarma, tehlikeli
sporlara yönelme,
uçuşta yersiz
cesaret gösterileri
ve riskli manevralar
yapma eylemleridir. |
5. Olumlu
Geribildirim
Doyumsuzluğu:
Motive edilmek
herkese lazım bir
gereksinimdir, ancak
bunu sağlamak için
"sürekli aferin
peşinde olmak"
tutumu, bir çeşit
doyumsuzluktur.
Olgun insanın, lider
veya grup
takdirinden başka,
daha üst düzeyde
doyumları olmalıdır.
Görevini hakkıyla
yapma, üretme,
yaratma, yararlı
olma ve kendini
gerçekleştirme
duyguları da
yetebilmelidir.
|
6. Tevekkül:
İnsanın en olumsuz
durumlarda bile,
yapabileceği
şeylerin olduğunu
düşünmesi
gerekirken, burada
kendini Tanrıya
emanet edip, acı ve
ızdırap söz konusu
olsa bile bunda bir
hikmet arayan,
kaderci düşünüş
yürürlüktedir. Sanki
yaşam daha önceden
belirlenmiş bir
senaryoya göre
sürmekte, insan
davranışları
dışarıdan kontrol
edilmektedir. "İş
olacağına varır..
alın yazısı..
elinden bir şey
gelmez..." gibi
ifadeler bu
düşünüşün
klişeleridir. |
7. Alışkanlık
Tuzağı:
Tekrarlayıcı
işlerde, zamanla
bilinçli dikkat
sarf etmeden,
otomatik biçimde
yapma
alışkanlığı
kazanılır.
Binlerce kez
yinelenen aynı,
monoton
çalışmalar,
kontroller, her
şeyin yolunda
gideceğine dair
aldatıcı bir
inanç ve emniyet
önlemlerine
umursamazlık
tutumu
yaratabilir.
Aynı tip araçla
uzun süre
çalışan
kişilerde
insan-makina
bütünleşmesi ve
aracın huylarını
öğrenme olgusu,
bir yönüyle
olumludur;
olumsuz tarafı
ise, araçla onu
kullanan
arasında, sanki
iki insan
arasında
kurulmuş
ilişkiye benzer
bir bağ
olduğunun
varsayılması ve
böylece kişinin
o araçtan
kendisine bir
zarar
gelmeyeceğine ve
kendisinin daha
önce kazaya
uğrayan
kişilerden
farklı olduğuna
dair majik bir
inanç
geliştirmesidir. |
8. Kural
Tanımazlık:
Otorite karşıtı
kişiler,
kendileri
üzerinde kontrol
yetkisi
taşıyanlara da,
kurallara da
tahammül
edemezler.
Kendilerine
neyin, nasıl
yapılacağının
söylenmesine
tepki
gösterirler.
Kuralların pek
çok deneyimler
sonucu
belirlendiğini
anlamak
istemezler.
Kurallardaki
detay kusurları
abartarak
ihlalin bahanesi
haline
getirebilirler.
|
9. İncinmezlik
Düşüncesi:
Kalbinin
derinliklerinde
sanki hiç
ölmeyecekmiş
düşüncesini
belki bir
savunma olarak
taşıyanlar hiç
de az
değildirler.
Sanki bütün kaza
ve kötülüklerin
başkalarının
başına geleceği,
"acı patlıcanı
kırağı
çalmayacağı"
yanlış düşüncesi
(gremlin
olarak), günlük
yaşamda sık
kullanılan veya
sığınılan bir
ilke haline
geldiğinde
tehlike çanları
çalıyor
demektir. Bir
araştırmada, bu
yanlış düşünüş
kalıbının çok
yaygın olduğu (%
43)
belirtilmektedir. |
10. Dürtüsel
Davranma:
Bazı
insanlar belirli
durumlarda
çeşitli
olasılıkları
gözden geçirip,
en iyi ve uygun
olanını seçme
sabrını
gösteremeyecek
kadar ani ve
duygusal
davranma
eğilimindedirler.
"Hemen şimdi
yap", bu tutumun
klişesidir. Bir
insanın araba
kullanma
biçimiyle yaşama
biçiminin
benzerliğine
ilişkin bir
özdeyiş vardır:
"Bir insan nasıl
araba kullanırsa
öyle yaşar". |
11. Maço Tutumu:
Erkekliğini
ispatlamak ve
başkalarını
etkilemek için
abartılı çabalar
içinde olma
tutumudur.
Sürekli olarak
yinelenen tavır,
"ben bilirim,
ben yaparım"
dır. Maço
kişiler hırs ve
tutku makinesi
gibidirler;
riskli
davranışlar
içindeyken çok
rahat
görünürler. Bu,
etraftakileri
etkilemekten
duydukları doyum
ile ilgilidir.
İlginçtir ki bu
kişilerin
ataklıkları
onlara prim
kazandırabilir,
cüretkarlıkları
ile önder
konumuna
gelebilirler. |
12.
İnisiyatifsizlik:
İnisiyatif,
başkalarından
bir emir veya
öneri almadan,
neyin gerekli
olduğunu
kavrayıp ilk
hareketi
yapabilme
yeteneği
olduğuna göre,
inisiyatifsizlik
de bunun
eksikliği,
kendiliğinden
davranabilmenin
sınırlılığıdır.
Her statü ve
pozisyonun
belirli sınırlar
içinde de olsa
bazı yetkileri
vardır.
İnisiyatifsiz
kişi için bu
durumlarda
yapacak bir şey
yoktur. Bir
görevde ikinci,
üçüncü adam
olarak çok
verimli ve
başarılı iken,
lider olunca
aynı performansı
gösteremeyen
kişileri
tanımlayan bir
kavram "İkinci
pilot sendromu"
(copilot syndrome)' dur. |
B. Karar Verme
ile İlgili Diğer
Hatalı Tutumlar:
|
1. Kurban Etme:
Bazı insanlar
karışık
durumlarda,
karar vermenin
güçlüğünü ve
zaman
gerektirdiğini
görerek,
alternatifleri
irdelemeyi ve en
doğruyu bulma
çabalarını
durdurur ve
kolay bir seçim
yaparlar, yani
zihinsel
tembellik
nedeniyle en iyi
karar kurban
edilir.
|
2. İnatlaşma:
Bazı insanlar
bir yola
girdiklerinde,
onun sonuna
kadar gitmek
zorundaymışlar
gibi bir
illüzyona
kapılırlar. Açık
arttırmalarda,
gereksiz bir
inatlaşma veya
hırs ile, o eşya
için makul olan
paranın çok
fazlasına çıkan
insanlar vardır.
Havacılıkta da,
örneğin iniş
için elverişli
olmayan
koşullarda, o
meydana inmeye
mecburmuş gibi
davranma ve
karar
mekanizmasının
düğümlenmesi
olguları seyrek
değildir.
|
3. Deneyimlilik
Abartısı:
Deneyim sadece
toplam uçuş
saati ile
ölçülen bir
unsur değildir.
Uçuş saati
kabarık olduğu
halde deneyimsiz
pilotlar da
vardır, bunlar
sürekli
yaptıkları
yanlışlarla
negatif deneyim
kazanmış
kişilerdir. Bazı
başarılarını (?)
kibirle abartan,
başarısızlıklarını
ise hatırlamayan
ve ders de
çıkarmayan böyle
pilotlar, genç
fakat bilgili
pilotlardan çok
daha kötü
kararlar
vermektedirler. |
4. Kumarbaz
Yanılgısı:
Bazı insanlar
kumarda sanki
bir denge
olduğunu var
sayarlar. Eğer
peş peşe 7 kez
tura geldiyse,
artık yazı gelme
olasılığının
arttığını
düşünürler.
Halbuki yazı
veya tura gelme
olasılığı %
50’dir ve 40 kez
de yazı gelse,
41. atışta yazı
veya tura gelme
olasılığı gene %
50’dir.
Havacılıkta bu
yanılgı,
meteorolojinin
olumsuz
seyretmesinin
artık biteceği,
aksiliklerin
yeterince devam
ettiği için
artık duracağı
... gibi yanlış
beklentilerle
kendisini
gösterir ve
yanlış kararlara
zemin hazırlar. |
5. İlk Düşüncede
Israr:
Bazı pilotlar
kafalarına
yerleştirdikleri
ilk uçuş
bilgilerini
değiştirmeye
direnç
gösterirler. Bu
büyük olasılıkla
bir zihinsel
tembelliktir;
değişen durumu,
yeni bilgileri
yok sayarak,
uçuşun
başlangıcında
kafada kurulmuş
olan planın
değiştirilmesinin
zahmetinden
kaçılmaya
çalışılmaktadır. |
6. Fiksasyon:
Bazen pilot
göstergeler
içinde
uçuşun o anı
için en
gerekli
olanına
değil, en
göze
çarpanına
(en yenisi,
en ışıklısı,
en
büyüğü,vs.)
dikkatini
vererek,
bilgi işleme
fonksiyonunu
zaafa
uğratır. |
7.
Genelleme:
Birkaç
gözlem ve
küçük
örnekle
sınırlı
deneyimlerin
genelleştirilmesi,
tüm
durumlara
yayılmaya
çalışılması,
pilotu
yanlış
kararlara
götürebilir.
|
8. Tehlikeli
İyimserlik:
Pollyanna’cılık
olarak
bilinen, her
gelişmeyi,
her ipucunu
olumlu yönde
yorumlama
eğilimi,
belki kişiye
rahatlık
veren bir
savunma
çabasıdır
ancak uçuşta
pilotun
gerçekçi
teşhis ve
yargılarını
bozma
potansiyelinde
olduğu için,
tehlikeli
bir tutum
sayılır. |
9. Yanlış
Hipotezler:
Hiçbir pilot
kule izni
olmadan
kalkış veya
iniş yapmaz,
hiçbir pilot
bilerek
yanlış
meydana
inmez, ama
böyle
yapıldığına
dair pek çok
rapor
vardır.
Pilotun
bazen bir
fikre
kilitlendiği,
o fikri
destekleyen
kanıtlar
bulmaya
çabaladığı,
etrafındakilerin
uyarılarına
rağmen
kafasındaki
senaryoya
göre
davrandığı
gözlenir. |
10.
Boşlukların
Doldurulması:
Bazen pilot
görev
yoğunluğu ve
dikkat
eksikliği
nedeniyle
aldığı bir
mesajı tam
anlamayabilir.
Özellikle
dış ülkelere
yapılan
uçuşlarda,
değişik
telaffuz
biçimleri,
kısaltmalar,
telsizdeki
ses
bozulmasıyla
da daha
anlaşılmaz
hale
geldiğinde
pilot,
eksikleri
aklında
oluşan
şemaya göre
yanlış
biçimde
doldurabilir
ve sonuçta
yanlış
kararlara
varabilir. |
11. Aşırı
Yüklenme:
Bazı
kişiler,
aynı anda
birçok işi
birden
yapabileceklerini
sanırlar;
halbuki duyu
organlarının
ve beynin
kapasitesi
bu aşırı
yüklenmeyi tolere
edemez ve
bilgi işleme
ve doğru
karar verme
işlevi
bozulur.
Sadece bir
konu üzerine
yapılan
aşırı
yüklenme
durumlarında
ise “tünel
algısı”
denen bir
durum
oluşabilir;
bu, dikkatin
aşırı
biçimde bir
konuya
yönelmesiyle,
diğer
bilgilerin
algılanamaması
demektir. |
Aynı
durumu
yaşayan
birden
fazla
kişinin
güç
birliği
(sinerji)
içinde
varacakları
kararın
daha
sağlıklı
olacağı,
uçuş
ekibinin
iyi bir
karar
mekanizması
olduğu
biçiminde
akla
uygun
gelen
görüşler
vardır.
Havacılıkta
böyle
bir grup
kararına
katılması
gereken
kişiler,
kaptan
pilot ve
yardımcıları,
diğer
uçuş
ekibi,
hava
trafik
kontrolörü,
belki
yerden
müdahale
eden
yetkililer,
kritik
durumu
havadan
izleyen
uçak
pilotu,
vs. dir.
Belki
her
zaman bu
kadar
geniş
olmayan
bir grup
tarafından
yapılacak
durum
değerlendirmesi
için
yeterli
zaman
emercensi
hallerde
çoğu kez
yoktur.
Gene de
verilecek
kararla
ilgili
bir
konsensüs
varsa
pek
sorun
olmaz,
ancak
çok zıt
karar
önerileri
varsa ne
yapılacaktır;
demokratik
oylamaya
mı baş
vurulacaktır
?
Kanımızca
bir
futbol
maçının
orta
hakemi
gibi,
kaptan
pilot
yardımcılarının
fikirlerini
alarak
son sözü
söyleyen
kişi
olmalıdır.
Çünkü
böyle
kritik
durumlar,
gerçek
bir
liderin
varlığında
daha
kolay
aşılabilmektedir. |
VI.
SİSTEMLE
İLGİLİ
DÜZENLEMELER: |
Karar
verme
yetisini
geliştirmede,
yukarıda
açıklandığı
gibi
eğitim
çalışmaları
birinci
öncelikli
konudur.
Ancak
karar
vericiyi
rahat
ettirecek,
sistemle
ilgili
düzenlemeler
de
önemlidir.
Kokpitte
ergonomik
düzenlemeler
(gürültü
yalıtımı,
uygun
aydınlatma
ve ısı
düzeni,
göstergelerin
göz
takibine
elverişli
biçimde
yerleştirilmesi,
haberleşme
olanakları,
vs.) ile
karar
vericinin
işi
kolaylaştırılabilir.
Mürettebatın
iyi bir
işbölümü
ile
çeşitli
kaynaklardan
gelen
ham
bilgileri
ayıklayıp,
kullanılabilir
halde
karar
vericiye
sunması
gerekir.
|
VII.
KARAR
VERME
EĞİTİMİ: |
Uçakta
çok
kritik
kararları
dar
zaman
periyotlarında
vermek
zorunda
olan
pilot ve
mürettebatın,
mutlaka
belirli
ölçülerde
doğal
karar
verme
yetileri
vardır.
Havacılık
ortamında
kazanılmış
deneyimler,
emercensi
durumlarda
yapılması
gerekenleri
açıklayan
çeklistler,
kule
direktifleri,
ekiptekilerin
önerileri
vs. ile
çoğu
zaman
doğru
kararlar
verilebilir.
Bir
hastaya
yanlış
teşhis
koyarak
da,
doğru
teşhis
fakat
geç veya
yanlış
tedavi
uygulayarak
da aynı
zarar
verilebilir.
Bu
nedenlerle
özel bir
karar
verme
eğitimine
gereksinim
vardır.
Karar
verme
eğitiminin
basamakları
aşağıdaki
gibidir: |
1.
Kişinin
uçuş
güvenliği
yönünden
tehlikeli
tutumlarını
belirleme, |
2.
Bunların
düzeltilme
tekniklerini
öğretme,
|
3.
Stresle
başa
çıkma
yöntemlerini
öğretme, |
4. Risk
yönetimi
usullerini
geliştirme, |
5.
Birden
fazla
pilot ve
mürettebatla
çalışma
usullerini
öğretme
(CRM), |
6.
Karar
verme
becerisini
geliştirme. |
Son basamak olan “karar verme becerisini geliştirme” bölümü, zaten eğitimin amacını oluşturan en önemli bölümdür. Bunun sağlanması için pilota verilecek 6 ödev belirlenmiştir. Bu ödevlerin İngilizce’deki ilk harfleri sıralandığında “karar verme” anlamına gelen DECIDE sözcüğü ortaya çıkmaktadır. |
|
Detect:
Dikkat gerektiren
olaylardaki
değişiklikleri izle,
|
|
Estimate:
Olası değişimleri
önceden tahmin et,
|
|
Choose:
Alternatifler
içinden uçuş
güvenliğiyle ilgili
olanı seç, |
|
Identify:
Uçuşu kontrolde
tutacak doğru
kumandaları belirle,
|
|
Do:
Seçilen kararı
uygula,
|
|
Evaluate:
Uçuşun devamında
uygulanan
değişiklikleri
değerlendir. |
|
Not:
Bu
yazı,
Anadolu
Ü.
Sivil
Havacılık
Yük.
Okulu
tarafından
2001
yılında
yayınlanan
“İnsan
Performansı
ve
Limitleri”
başlıklı
kitapta
daha
geniş
biçimiyle
yer
almıştır. |
Kaynak: Doç. Dr. Muzaffer ÇETİNGÜÇ |
Havacılık Tıbbı Derneği / http://www.hvtd.org/htm/index.html |
|
|