Bir uçakta
bulunan sayıları
yüzü geçen
gösterge ve ikaz
lambaları,
uçağın
performansı
hakkında kesin
bilgiler
verebilmektedir;
ancak söz konusu
insan olduğunda
performans
ölçümü için
kesin
göstergeler ve
matematik
formülasyonlar
bulunmamaktadır
(5). |
Kan ve idrarda
katekolamin,
kortikosteroid,
sodyum, potasyum
düzeyleri;
ayrıca kalp
atımı, EEG,
uyarılmış
potansiyel,
galvanik cilt
cevabı, pupilla
çapı ölçümü ve
ses frekans
analizi gibi,
yorgunluğun
objektif
parametreleri
var ise de
(10,12) kişisel
ve motivasyonel
farklılıklar,
görecelikler vs.
bu anlamda
standart ölçüm
ve sayısal
değerler ortaya
koymayı imkansız
hale
getirmektedir.
Yani yapılan
işin miktarı,
çalışılan süre,
vs. bir anlam
taşır, ama gene
de yorgunluk
büyük ölçüde
sübjektif bir
kavramdır ve
tanımı bile
oldukça zordur
(13). |
Yorgunluk “yeterli
dinlenme ve
yenilenme imkanı
olmaksızın uzun
süreli / monoton,
veya kısa süreli /
yoğun fiziksel ve
zihinsel aktivite
sonucu kasların ve
beynin çalışma
kapasitesinin ve
veriminin azalması
hali” olarak
tanımlanabilir. Bu
tanımlamada,
İngilizce’ deki
“tiredness,
exhaustion, fatigue”
kavramlarının
Türkçe’de pek
ayrışmamış ve
sıklıkla tek bir
“yorgunluk”
sözcüğüyle
karşılanmakta oluşu
bir eksiklik olarak
görünmektedir. Daha
doğru bir yaklaşım,
“yoğun bir işin
yapılması sırasında
beceri ve karar
verme işlevlerini
azaltan durumu”
yorgunluk terimiyle;
“iş sonrasındaki
işlev göremeyecek
hale gelme durumunu”
ise bitkinlik,
tükenme
sözcükleriyle ifade
etmek olsa gerektir
(10). |
Yorgunluk
sınıflandırımasını
da; akut –
kronik ve
fiziksel –
zihinsel olmak
üzere iki
biçimde yapmak
daha uygun gibi
görünmektedir.
Akut ve fiziksel
yorgunlukta,
kaslarda laktik
asit birikimine
bağlı ağrı ve
fonksiyon
bozuklukları
olur ve uzun
olmayan
sürelerle
istirahat
etmekle
semptomlar
düzelir. Fakat
kronik ve
birikici
yorgunlukta
düzelme daha
uzun zaman alır
; çünkü kronik
yorgunluk,
çoğunlukla
psikolojik ve
zihinsel
bozukluklarla ve
stres
birikimiyle iç
içedir ve bunlar
da kısa
dinlenlemelerle
düzelmez. Kronik
yorgunluk,
yıllar boyu
birçok travmaya
maruz kalıp, iç
dokularında
tahribat olduğu
halde dıştan
sağlam gibi
görünen, fakat
umulmadık anda
kırılıveren sert
cisimlerin
“metal
yorgunluğu”
olarak
isimlendirilen
durumlarına
benzer. |
Japonların yılda 15
günü geçmeyen tatil
ve günde 12-18
saatlik çalışma
periyodlarının
yarattığı
yorgunluğu,
hızlandırılmış
dinlenme ve
relaksasyon yöntemi
olarak “zen
meditasyonu” ile
gidermeye
çalışmaları yetersiz
kalmakta; sonuçta
ortaya çıkan ani
ölümler “karoşi”
adıyla
bilinmektedir.
Burada öldürücü
olan, sadece yoğun
çalışma değil, buna
eşlik eden rakabet,
acelecilik ve
strestir. |
HAVACILIKTA
YORGUNLUĞUN
NEDENLERİ,
BELİRTİLERİ VE
SONUÇLARI : |
Uçuş emniyeti için
yorgunluk daima bir
tehdit unsuru
olmuştur. Yorgunluğa
yol açan veya
yorgunluğu arttıran
başlıca etmenler
şunlardır : Hipoksi,
G. kuvvetleri, ısı
ve basınç
değişmeleri,
vibrasyon, gürültü,
kötü hava koşulları,
uçuş
proğramlarındaki
düzensizlikler, uzun
ve monoton uçuşlar,
kalkış-iniş
gecikmeleri,
emergency durumlar,
jet-lag, vardiya
değişimleri,
uykusuzluk,
kondüsyon azlığı vs.
Fakat yorgunluğu
arttırmak da belki
bütün bunlardan daha
önemli olanı,
psikolojik
streslerdir (7,8,9). |
Yorgun bir
insanın nükte
yeteneğini
kaybettiği,
huzursuz ve
sinirli olduğu,
iştah ve
kilosunun
azaldığı
bilinir. Böyle
bir uçucunun
kuvvet, beceri
ve zamanlama
hataları
yapması, bellek
kusurları
göstermesi,
yanlış kararlar
vermesi…
sonuçta,
mürettebat ve
yolcuları bir
uçuş kazasının
kurbanı haline
getirebilir.
Uçuş kazası
olmasa bile,
yorgunluğun
performans
azalmasına yol
açtığı kesin bir
bulgudur. Bir
araştırmada
nakliye
uçaklarındaki
kazaların %
56’sının, uçuşun
en yorgun olunan
son % 15′lik
bölümünde
meydana geldiği
anlaşılmıştır
(5). ABD’de
yapılan başka
bir araştırmada
pilotların %
93′ü yorgunluğu
uçuş emniyeti
için çok önemli
bir faktör
olarak
nitelemişlerdir.
1992 yılında
Kuzey Irak
üzerinde
gözetleme uçuşu
yapan pilotların
da % 82′ si
yorgunluğu bir
risk unsuru
olarak
görmüşlerdir
(1). |
Uçuşta maruz kalınan
hipoksi, G
kuvvetleri vs.
yorgunluk
yaratırken, bu veya
başka nedenlerle
oluşan yorgunluk da,
hipoksi ve G
kuvvetlerine
dayanıksızlık
yaratmaktadır.
Yorgun bir uçucunun
göğüs, karın, bacak
adalelerini
yeterince gerememesi
ve anti-G
manevralarını etkin
bir biçimde
yapamaması sonucu G-LOC
olasılığı artar.
Yeterli ve dengeli
beslenemeyen
uçucularda da
yorgunluk ve
performans kaybı
beklenmelidir. |
Uykusuzluk,
yorgunluğa neden
olan ciddi uçuş
emniyeti
sorunlarından
bir başkasıdır.
Görev yorgunluğu
yüzünden uyuma
olanağı
bulamayan veya
uyumak istediği
halde uyuyamayan
insanların
performansları
giderek
azalmaktadır.
1986 yılındaki
Challenger uzay
aracı kazasında,
büyük ölçüde
çalışanların
uykusuzluğu
sorumlu
tutulmuştur.
Uykusuzluk
uyuşturucu bir
ilaca
benzetilmektedir.
Yorgun ve
uykusuz
personelin
kendilerinin de
farkedemedikleri
1-2 saniyelik
mikrouykuların
çok riskli
olduğu
bildirilmektedir
(6).
Geceyarısından
sonra 03-06
saatleri
arasında, sanki
kanda % 0.09
oranında alkol
varmış gibi bir
uyuşukluk
oluştuğu, bunun
da her tür
kazaları
arttırma
potansiyelinde
olduğu rapor
edilmiştir (5).
Kıtalararası
uçuşlarda ortaya
çıkan jet-lag ve
vardiya
değişimlerinde
görülen shift-lag,
sirkadien ritm
kaymaları
yoluyla
yorgunluk ve
performans
azalması
yaparak, uçuş
emniyetini
olumsuz yönde
etkileyen
durumlardır. |
Yorgunluk bir
hastalık
olmamakla
birlikte,
hastalık kadar
problemli bir
durum olduğundan
iyileştirilmesinde
“tedavi”
sözcüğünü
kullanmak aykırı
durmaktadır.
Uçuş yorgunluğu
hemen her olguda
selim
gidişlidir.
Kesin tedavi
runsal ve
bedensel olarak
dinlenmek,
yorgunluğu
yaratan veya
arttıran
etmenleri
ortadan
kaldırmaktır.
Yeterince
derinleşen
kaliteli bir
uyku,
dinlenmenin
temelidir. Uyku
hijyenine özen
gösterilerek dar
zaman
periyodlarında
yapılan
şekerleme
uykuları da
yararlıdır.
Alkolün, uykuya
dalmayı
kolaylaştırdığı
gerçektir ama
uyku kalitesini
bozduğu da
unutulmamalıdır.
Kafeinli
içeceklerin
uykuyu
zorlaştırdığı;
buna karşılık
sütün, (içerdiği
L-Triptofan
maddesinin
serotonini
arttırması
yoluyla,) uykuya
yardımcı olduğu
bilinmektedir
(6). |
Kafeinli içecekler
(çay, kahve, kola) ,
karbonhidratlı
yiyecekler, gerinme
hareketleri, ılık
duş, yorgunluğu bir
süre
hafifletebilmektedir.
Uzun uçuş
görevlerindeki ABD.’li
pilotların
yorgunluklarını
gidermek için uçuş
aralarında bolca
kahve, kafein
tablet, şeker,
sigara, nikotin
sakızı, meşrubat
tükettikleri
belirlenmiştir (1).
Yorgunluğun rutin
olmayan çarelerinden
bir başkası da
doping’dir.
Amfetamin türevi
stimulan ilaçlarla
bazı askeri
operasyonlarda
kritik personelin
performansı belirli
süreler yüksek
tutulabilmektedir
(2). |
Stimulan
ilaçlarla
sağlanan
dopingin
sakıncalarına
karşılık, hem
yasal ve hem de
sağlık sorunları
yaratmayan bir
doping biçimi
vardır ki, o da
motivasyon’dur.
Yorgunluğun
metabolik ve
fizyolojik
ölçütlerinin var
olduğu, yani
subjektif değil,
objektif
yorgunluk
kriterlerinin
gözlendiği
durumlarında
bile, yüksek
motivasyon ile
bireyin fiziksel
ve zihinsel
performansını
idame etmek
mümkün
olmaktadır. İyi
bir lider,
yüksek bir ideal
ve takım ruhu
olmak koşuluyla
yapılan işlerde
yorgunluk algısı
azalmaktadır
(8,13). Akut
stresin alarm
safhasında
kortizol ve
adrenalin
salgısı insanın
performansını
olağanüstü
düzeylerde
arttırabilmektedir.
Normalde
kaldırılamayacak
eşyaları
kaldırma,
koşulamayacak
mesafeleri
koşma, açılmayan
paraşüt
muhafazasını
tırnaklarla
yırtma gibi
eylemlerde
insanı korkunun
da motive
edilebildiği
anlaşılmaktadır.
1974 Kamboçya
harekatında ABD.
Hava Kuvvetleri
nakliye
pilotları aylık
maksimum uçuş
süresinin hemen
hemen 2 katı
uçuşu kazasız
olarak
gerçekleştirilmişlerdir
(10). |
Yukarıda sayılan
bütün bu
önlemlerle
yorgunluk ancak
uzatılabilmektedir.
Dinlenmenin
ertelenmesinin
ve yorgunluğun
uzatılmasının da
bir sınırı
vardır; çünkü
yorgunluğa
alışılamaz,
sadece
katlanılır (11).
Fiziksel, sosyal
ve psikolojik
streslere daha
duyarlı
insanların
yorgunluğa
tahammülleri de
azdır. Tersine
maço pilotlar
gerçekte yorgun
oldukları halde,
sonraki görevler
için kendi
kapasitelerini
yeterli bulan,
yorgunluklarını
itiraf etmeyi
zayıflık sayan
insanlardır
(12). İster
yorguluğa fazla
duyarlı, ister
iradesiyle buna
katlanma
durumunda,
isterse yorgun
olduğu halde
bunu itiraf
etmeyen kişilik
yapısında olsun;
uçuş emniyeti
organizasyonları
her türden
insanları ve
bütün durumları
kapsayan bir
yorgunluk
yönetimi
planlamalıdır. |
Önceden de
belirtildiği gibi
yorgunluğun kesin
tedavi dinlenmektir.
Özellikle komutan,
şef, müdür vb. gibi
yoğun sorumluluklar
altında bulunan
kişilerin bazen
mesai saatlerini
taşan, tatil gün ve
gecelerini de
kapsayan
periyodlarda bedenen
veya zihnen
çalışmaya devam
etmeleri kritik
zamanlar için makul
karşılanabilir.
Fakat gündelik dilde
“işkolik”olarak
tanımlanan bazı
insanların bu
şekilde sürekli
yorgunluğa katlanma
ve dinlenmeyi
erteleme temposu, er
veya geç beklemeyen
problemlerle
sonuçlanabilme
potansiyelindedir.
İnsan bedeninin veya
zihninin bir kova
ile sembolize
edildiği bir
anlatımda, kovayı
dolduran bir çok
fiziksel ve
psikolojik yorgunluk
unsurları
karşısında, kovanın
drenaj imkanı varsa
sorun çıkmamakta,
yoksa kova
taşmaktadır. (Burada
drenaj ile dinlenme,
taşma ile
yorgunluğun
patolojik sonuçları
gösterilmektedir.) |
İşkolik insanların
uyuma, gevşeme,
eğlenme, oyun
oynama, seyahat
etme, vb. gibi
işdışı etkinlikleri
zaman kaybettirici,
gereksiz veya lüks
saymaları yanlış bir
yaklaşımdır. Sürekli
ve yoğun zihinsel
çalışma içinde olan,
aynı anda bir çok iş
ve sorunla uğraşan
kişilerin bazen
kendilerinden
beklenmeyen büyük
hatalar yaptıkları,
en iyi bildikleri
konularda bile
bellek ve beceri
kusurları
gösterdikleri
gözlenebilir.
Komutan, uçucu, hava
trafik veya bakım
personeli olsun;
unutkanlık,
dikkatsizlik,
gerginlik veya
hoşgörüsüzlük içinde
olan yorgun bir
insanın yapacağı
işlerde ve vereceği
kritik kararlarda
mutlaka yanlışlıklar
olabilecektir. Eski
deyimle “sürmenaj”
olarak nitelenen bu
durumun
havacılıktaki sonucu
uçuş kazalarıdır. |
Hava operasyonu veya
savaş durumlarında
uçucuların
performans kaybını
önlemek üzere, her
uçuştan önce 5-6
saatlik istirahat
periyodları ve
uçuşsuz günler
konulmaktadır
(1,10). Operasyon
aralarındaki
zamanlarda pilotun
uyumasını sağlamak
için kısa etkili
sedatif ilaçlar,
kritik durumlarda
ise uykuyu erteleyip
performansı
arttırmak üzere
amfetamin
verilmektedir (2,3).
Uçuş süresince
pilotların
yorgunluktan
uyuklamalarını
önlemek amacıyla,
Almanya ve
İngiltere’de sivil
havacılıkta, uykuya
geçişte gözlerin
kapanmasına ve cilt
gerginliğinin
azalmasına duyarlı
aletler
geliştirilmekte ve
bunlarla pilotun
uyarılması üzerinde
çalışılmaktadır (6). |
KAYNAKLAR |
|
1. Belland KM, Bissell C.: A subjective study of fatigue during navy flight operations over southern Iraq operation Southern Watch. Aviat Space Environ. Med. 1994; 65: 557-61 |
|
|
2. Caldwell JA.,Caldwell JL, Crowley JS, Jones HD.: Sustaining helicopter pilot performance with dexedrine during periods of sleep deprivation. US.Army Aeromedical Research Laboratory, Fort Rucker, AL 1992 |
|
|
3. Caldwell JL, Camperatore CA, Sharahan DF.: Triazolam and temazepam, issues and concerns relevant to the Army Aviation Community.U.S. Army Aeromedical Research Laboratory. Fort Rucker, AL. 1992 |
|
|
4. Dhenin G.: Aviation Medicine. Health and Clinical Aspetcs. Tri-Med Books Ltd. London 1978, s. 38-41 |
|
|
5. Flight Comment : Yorulma, ağır hava taşımacılığının bir problemi. Hv.K.K. Uçuş Emniyet Bülteni 1991, Sayı: 60 s.1-3 |
|
|
6. Hawkins FH.: Human Factors in Flight.Gower Technical Press 1987. s. 49-51, 61-62 |
|
|
7. Mohler SR.: Civil Aviation Medicine. İn: Fundamentals of Aerospace Medicine. Edited by Roy L. DeHart, Lea Febiger; Philadelphia 1985. s. 688-90 |
|
|
8. Oykam İF.: Havacılarda yorgunluk meselesi. Hava Dergisi, 1955, 46; 179: 15-17 |
|
|
9. Rayman RB.: Aircrew Health Care Maintanence. In: Fundamentals of Aerospace Medicine. Edited by Roy L.DeHart, Lea Febiger, Philadelphia 1985 s. 415-16 |
|
|
10. Rayman RB.: Cambodian airlift: a study of fatigue. Aviat Space Environ. Med. 1993; 64: 319-23 |
|
|
11. Sabuncuoğlu Z.: Çalışma Psikolojisi. Uludağ Ü. Yayını, 3. Baskı, Bursa. 1987 s. 57-58 |
|
|
12. Sheridan TB, Young LR.: Human factors in aerospace medicine. In : Fundamentals of Aerospace Medicine. Edited by Roy L.DeHart. Lea Febiger, Philadelphia, 1985 s.833-35 |
|
|
13. Üçer Y.: İnsan faktörlerinden yorgunluk. Hava K.K. Uçuş Emniyet Bülteni, 1993 Sayı: 78 s.12-18 |
|
|
Yazıyı
hazırlayan
:
Prof.
Dr.
Muzaffer
Çetingüç |
|
www.hvtd.org |
|
|
|