|
|
UÇUŞ KORKUSU
TEDAVİ YÖNTEMLERİ |
(BİLİŞSEL
DAVRANIŞÇI TERAPİ İLE SANAL GERÇEKLİK UYGULAMASININ
KARŞILAŞTIRILMASI) |
|
|
Uçuş korkusu,
nüfusun %13.2’sini
etkileyen oldukça
yaygın bir fobidir.
Araştırmalar
göstermiştir ki,
uçuş korkusu da
dahil olmak üzere
bir çok özgül
fobinin en etkili
tedavi şekli
davranışçı
terapidir. Tedavi
uygulamalarının
birçoğu, test
uçuşları yoluyla
maruz kalma
(yüzleştirme)
yöntemini ve uçuşla
ilgili temel
bilgilendirmeyi
içermektedir. Bazı
programlar,
yüzleştirme
tekniğini uçuş
simülatörlerinde
yapmaktadır. |
1. Bilişsel
Davranışçı
Terapi (BDT):
Etkinliği
çeşitli
araştırmalarla
kanıtlanmıştır. |
2.
Sanal Gerçeklik
Uygulaması (Virtual
Reality Exposure –
VRE):
Bu teknikte, sanki
gerçek bir
uçuştaymış gibi,
görsel ve diğer
algıları gerçek gibi
hissettiren
bilgisayar
donanımları ve
aletlerin olduğu bir
ortam yaratılarak,
kişi gerçek kaygıyı
yaratan uyaranlarla
değil, kopyalarıyla
yüzleştirilirler. VRE yöntemi
sayesinde uçuşun
bütün öğeleri
terapistin ofisinde
sınırsız bir şekilde
tekrarlanabilir ve
farklı hava
koşulları (örn:
fırtına) kısa sürede
yaratılabilir. |
3. Bibliyoterapi (BİB):
Okuma ve pratik
yapma yoluyla kendi
kendine yardım
rehberi olarak özgül
fobilerin
tedavisinde (bir
terapistin yardımı
olmaksızın da)
etkili olduğu ortaya
konulmuştur. |
Bu araştırmaya
katılanlar 3
gruba
ayrılmışlardır: |
a) VRE
(Sanal
gerçeklik
uygulanan
grup) –
1
saatlik
seanslar
(4
haftada
1 ) |
b) BDT (
Bilişsel
davranışçı
tedavi
grubu) –
1
saatlik
2-4
haftalık
seanslar |
c) BİB
uygulanan
grup – 5
hafta |
|
Bütün
deneklerden uçuş
korkusu ile
ilgili bir kitap
okumaları
(Yardım!
Uçmalıyım)
istenmiştir. BIB
grubundakiler
sonraki 5 hafta
boyunca başka
bir tedavi
almamışlardır. |
VRE uygulaması
Amsterdam
Üniversitesi
Klinik Psikoloji
bölümünde
karanlık bir
laboratuarda
uygulanmıştır.
Sanal uçuş
ortamı
bilgisayar
aracılığı ile
oluşturulmuştur.
Uçuş korkusu
için bir
havaalanı
(Amsterdam) ve
bir uçak içi
ortamı olmak
üzere 2 adet
sanal ortam
yaratılmıştır.
İlk bölümde
hastaların
havaalanı
içerisinde
yürüdükleri
ortam
canlandırılmıştır.
Bu bölümde
alana,
hastaların
tutunabileceği
yürüyen bir
parmaklık
konulmuştur.
İkinci kısımda
ise hastalar
kalkış,
türbulans ve
iniş sırasındaki
titreşimleri
veren uçak
koltuğuna
oturtulmuşlardır.
Yükseklik
korkusu için de
aşamalı olarak
uygulanan 3
sanal ortam
yaratılmıştır:
a) Açık bir
alanda 6 katlı
bir yangın
çıkışı; b) Bir
binanın
tepesinde bir
teras bahçesi;
c) 8 katlı sanal
bir inşaat
alanı. |
Kapalı alan
korkusunun
(Klostrofobi)
tedavisi için de 3
farklı sanal ortam
oluşturulmuştur: |
a) Biri büyük,
biri küçük 2
asansör; b)
Gittikçe daralan
bir koridor; c)
1 metrekarelik
küçük bir oda. |
Tedavi sırasında
hastalardan
kaygılarını
düzenli olarak
0-10 arasında
derecelendirmeleri
ve tedavi
sırasında
kendilerine
kaygı yaratan
durumları
aşamalı olarak
anlatmaları
istenmiştir. Her
aşamadaki kaygı
sonlandığında
hastalar bir
sonraki aşamaya
geçmeleri için
cesaretlendirilmişlerdir.
(örn: uçağın
önce bir
basamağına
çıkıp, kaygı
sonlandığında
ikinci basamağa
geçmek gibi.) Bu
süreçte sadece
maruz bırakma
(yüzleştirme)
kullanılmış,
herhangi bir
kognitif
müdahale ya da
gevşeme tekniği
verilmemiştir.
Hastalara ev
ödevi de
verilmemiş veya
evde kendi
kendilerine
pratik yapmaları
istenmemiştir.
Bireysel
seanslar ise
kognitif terapi
ve relaksasyonu
(gevşeme) da
kapsamıştır. Bu
teknikler 4
seans kadar bir
süre devam etmiş
ve aynı zamanda
terapistin
ofisindeki uçak
koltuğunda
otururken de
uygulanmıştır.
Kognitif
teknikler
kişinin gerçek
dışı inançlarını
ortadan
kaldırmak için
kullanılmıştır.
BIB
grubundakilere
uçuş korkusu
için, “uçuş,
uçaklar,
gevşeme,
kognitif ve
davranışçı başa
çıkma
stratejileri ve
kendi kendine
yardımı” içeren
kitap verilmiş
ve 5 hafta
içinde VRE veya
BDT ile tedavi
başlamadan önce
okumaları
istenmiştir.
Bütün gruptaki
katılımcılar VRE
veya BDT’yi
tamamladıktan
sonra son
olarak,
psikoeğitim,
uçaklar hakkında
eğitim, pilot
uçuş güvenliği,
kognitif terapi,
2 simülasyon
uçuşunu ve bir
gerçek uçuşu
kapsayan 2-d
grup eğitimi
almışlardır. |
Araştırmaya,
demografik ve
anamnezik
ölçümlerinde
(yaş, cinsiyet
dağılımı, son
uçuştan sonra
geçen süre, fobi
süresi ve kaygı
skorları)
farklılık
olmayan 86 kişi
alınmıştır.
Sonuçlar, tek
başına hiçbir
tedavi
yönteminin
istenilen etkiyi
sağlamadığını
göstermiştir.
BİB, diğer özgül
fobilerde iyi
sonuç vermekle
birlikte uçuş
korkusunda
etkili bir
tedavi yöntemi
olarak
bulunmamıştır.
BİB, VRE ve BDT
de tek başına
istenilen etkiyi
göstermemiştir.
Etkiler
beklenilenden az
olarak
ölçülmüştür.
Bunun sebebi,
sanal ortamda
yaşanan kaygı
sönmesinin
gerçek hayatta
kontrol
edilememesi
nedeniyle
olabilir.
Örneğin,
hastalar
akrofobi için
tedavi
edilselerdi
bunun etkisini
günlük yaşamda
deneyimleyebilirlerdi
(örn: merdiven
çıkma, alışveriş
merkezine gitme
vb.) Ancak uçuş
korkusunun
genellenmiş
etkisi, kendini
sadece gerçek
uçak içinde
uçarken belli
etmektedir. VRE
sırasında korku
sönmesi yaşayan
hastalar, bunun
gerçek uçuşta
olup
olmayacağına
dair şüphe
duymuş
olabilirler ve
bu da beklenilen
etkiyi düşürmüş
olabilir. |
Bu çalışma, uçuş
korkusu tedavisinin
diğer özgül
fobilerin
tedavisinden daha
kompleks olduğunu ve
birçok tekniğin bir
arada kullanılması
gerektiğini
göstermiştir. |
Kaynak |
Çeviri: Psk.
Sevinç
Kırımer |
Kaynak:
Krijn M,
Emmelkamp
PMG,
Ólafsson RP,
et al. Fear
of Flying
Treatment
Methods:
Virtual
Reality
Exposure vs.
Cognitive
Behavioral
Therapy.
Aviat Space
Environ Med
2007;
78:121-128. |
Havacılık Tıbbı Derneği /
http://www.hvtd.org/htm/index.html |
|
|