|
|
UÇUŞ
EKİPLERİNİN BESLENME SORUNSALI |
|
Uçuş ekipleri genelde iyi beslenmeyen
bir gruptur; şöyle ki: |
1.
Kısa uçuşlarda yolcuların uçağa
kabulü, yardım edilmesi (yaşlılar,
özürlüler, çocuklar, korkanlar…) ve
denetlemesi (bagaj, emniyet kemeri, cep
telefonu, vs.) ile başlayıp, ikram
dağıtımı-toplanması telâşı ile devam
eden süreçte kabin ekiplerinin iş yükü
gerçekten de çok fazladır; kendilerine
ayıracakları özel beslenme zamanları
yoktur. |
2.
Gecikmeli ve aktarmalı uçuşlarda
da zamana karşı yarış yaşandığı için,
ekibin kendi yemeklerini yemesi
genellikle mümkün olmaz; ya sonraki
uçuşa ertelenir, ya da ayaküstü
atıştırmalardan ibaret “alaminüt”
bir beslenme yapılır. |
3.
Uzun uçuşlarda yemek fırsatı
genellikle vardır; ancak varılan ülkede
yatılı kalış olduğundan, bu kez farklı
kültüre özgü alışılmadık gıdaların
tüketilmesine bağlı sindirim sistemi
bozuklukları, bağırsak enfeksiyonları
görülebilir. Jet-lag ile sıkça
karşılaştıkları için, bu sendromun en
önemli belirtileri olan iştahsızlık,
hazımsızlık, kabızlık ile uğraşırlar. |
Öğün atlatmış, açlığı başına vurmuş veya
yetersiz beslenmiş uçuş ekiplerinde, kan
şekeri düşmesi (hipoglisemi) ve vücudun
sıvı eksiği (dehidrasyon) nedeniyle
fiziksel ve zihinsel performans
azalması; algı-yorum-karar verme
hataları, gerginlik, tahammülsüzlük vs.
ortaya çıkması olasıdır. |
Psikolojik boyut: Beslenme, sadece
vücudun ihtiyaç duyduğu gıdaları mideye
indirmekten ibaret mekanik bir eylem
değildir; hoş görünümlü, güzel kokulu ve
lezzetli bir şeyleri, tadını alarak
yemenin verdiği psikolojik doygunluk ve
keyif hissini de unutmamak gerekir. Uçuş
sırasında veya uçuş aralarında hızlıca
yenen yemeklerde bu keyfi tam anlamıyla
yakalamak mümkün değilse de, biraz
relaks olup yediklerinin tadını alma
fırsatı yaratmak uçuş ekipleri için lüks
sayılmamalıdır. |
Uçuş ekiplerinin sağlıklı beslenme
ilkeleri: Pilotlar ve kabin ekipleri, iş
yükleri fazla olmasına rağmen, sporcular
kadar yoğun fiziksel aktivite içinde
olmadıklarından, yüksek kalorili bir
beslenme rejimine ihtiyaç duymazlar.
Ortalama enerji ihtiyaçları günlük
2.200-2.700 kalori arasındadır. Bu
miktarın aşılmaması veya altına
düşülmemesi (oruç, diyet) gerekir. Uçuş
öncesi veya uçuş sırasında çabuk kana
karışarak süratli enerji veren
karbonhidratlı gıdalar, uçuş sonrası
geniş aralarda ise proteinli gıdalar
tercih edilmelidir. |
Özellikle pilotlar fazlaca gezinme,
hareket etme olanakları olmayan,
oturarak görev yapan kişiler oldukları
için, (uçuş dışı zamanlarda da spor ve
egzersiz yapmıyorlarsa,) kan yağları
yükselme riski altında kişilerdir. Bu
nedenle beslenmelerinden doymuş yağları
ve fast-food gıdaları çıkarmaları
önerilir. Alınacak besinin ve kalorinin
gün içindeki dağılımı da önemlidir.
Örneğin 2.500 kalorilik bir yemeğin tek
veya iki öğünde alınması yerine, bunun
gün içine yayılması daha doğrudur. Oruç,
seyrek aralarla çok; katı diyet, seyrek
aralarla az yeme durumlarıdır. Her iki
durumda da kan şekerini düşüren,
fiziksel ve zihinsel performansı azaltan
beslenme düzensizliği söz konusudur ve
kritik görevler yapan başka meslek
grupları gibi uçucular için de son
derece sakıncalıdır. |
Gaz yapan gıdaların, düşük kabin basıncı
koşullarında bağırsak gazlarının
genişlemesine bağlı ciddi karın
ağrılarına neden olmak gibi bir
sakıncası vardır. Kafeinli içeceklerin
fazla tüketilmesinin sinirlilik,
uykusuzluk ve çarpıntı yaptığı
unutulmamalıdır. |
Uçuşta kabin havasındaki nem oranının
düşüklüğü nedeniyle solunum ve ter
yoluyla su kaybı artacağından sıvı
alımının arttırılması önerilir. Uçuş
ekiplerinin sık aralıklarla su veya
meyve suyu içmeleri; 4-5 saatte bir de
yemek yemeleri gerekir. Su ve enerji
takviyesinin yorgunluğu azaltmak kadar,
uçuşun monotonluğunu giderme, dikkat ve
konsantrasyonu arttırma gibi ikincil
yararları vardır. |
Kaynak:
Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç |
Havacılık Tıbbı Derneği /
http://www.hvtd.org/htm/index.html |
|
|