Oksijen yaşamın
devamı için en
önemli
gereksinimlerden
biri, belki de
birincisidir.
Oksijensizlik
anoksi, solunum
havasındaki
oksijen azlığı
(vücudun yeterli
oksijen
sağlayamaması)
ise hipoksi
olarak bilinir;
her iki durum da
vücut
fonksiyonlarında
ölüme kadar
varan
bozulmalara
neden olabilir. |
1. Dünya
Savaşında bir
İngiliz pilot,
yüksek irtifada
uçarken düşman
bölgelerinin
fotoğraflarını
çekme görevi
sırasında,
gereksiz yere
aynı bölgenin
peş peşe 18
fotoğrafını
almış, sonradan
niçin böyle
yaptığını
kendisi de
anlayamamıştır.
Aynı sıralarda
bir diğer
İngiliz pilot,
19.000 feet
irtifada uçarken
karşılaştığı
düşman
uçaklarının
pilotlarına çok
samimi biçimde
el sallamış,
arkadaşlarının
uyarılarına
rağmen ateş açma
veya kaçma
davranışı da
göstermemiştir.
Bu gerçek
öyküler
hipoksinin traji-komik
sonuçlarını
yansıtmaktadır. |
İnsan bünyesinin
ortalama 3000 m.
yüksekliğe kadar
önemli bir sorun
olmadan yaşamaya
elverişli olduğu
genel kuralına
karşın; Tibet,
Peru, Himalaya,
And ve Alp
dağları gibi
bölgelerin
yerlileri, 4.500
– 5.500 m. gibi
yüksekliklerde
yaşamlarını
sürdürmektedirler;
bilinen en üst
limit budur.
Yükseklik
unsuru,
hipoksiyi
yaratan
etmenlerden
sadece
birisidir; bu,
hipoksik hipoksi
olarak bilinir.
4 tip hipoksi
tanımlanmıştır: |
1.
Hipoksik
(hipobarik)
hipoksi |
2.
Hipemik
(anemik)
hipoksi |
3.
Stagnant
(iskemik)
hipoksi |
4.
Histotoksik
hipoksi |
|
Hipoksi Kliniği:
Hipoksi, ayrı
bir hastalık
tablosu olmaktan
çok çevresel
oksijen azlığına
organizmanın
tepkisi
sayılmaktadır.
Oksijen
azlığından en
çok etkilenen
dokular retina,
miyokard ve
merkez sinir
sistemidir. |
Hipokside klinik
belirtiler
aşağıdaki
değişkenlere
bağlı olarak
nicelik ve
nitelik
farklılıkları
gösterir : Ne
kadar irtifa
alındığı,
yükselme hızı,
bu irtifada
kalış süreleri,
çevre ısısı;
kişisel
performans ve
deneyim,
beslenme,
yorgunluk,
alkol, tütün,
ilaç kullanımı,
stres, aktivite
durumu vs. |
Belirtiler: Baş
ağrısı, baş
dönmesi,
yorgunluk,
uykusuzluk,
bulantı, kusma,
iştahsızlık,
uyuşukluk,
siyanoz, görüş
bozulması,
bellek ve yargı
kusurları, öfori,
duygusal
dengesizlik,
hallusinasyon,
kas koordinasyon
bozukluğu vs. |
Gerekli koruyucu
teçhizatı ve
oksijen donanımı
olmayan baloncu,
paraşütçü ve
uçucularda
hipoksi ciddi
bir sorundur.
Havacılıkta
hipoksinin
tehlikeli
olabileceği en
önemli 3 durum;
yüksek irtifa
uçuşları, yüksek
akselerasyonlu
manevralar ve
alçak basınç
odası
uçuşlarıdır.
Concorde
uçağıyla
yolculuk
yapıldığı
varsayılsa,
50-60.000 feet
(15-18.000 m.)
irtifada iken
uçağın oksijen
sistemi işlev
görmediği andan
itibaren 15
saniye içinde
pilot ve tüm
yolcular bilinç
kaybına
uğrayacaklar, 6
dakika sonra da
hipoksik
hipoksiden
öleceklerdir. |
1700′lerdeki
balon
uçuşlarından
bugünkü modern
havacılığa
gelinceye kadar
çok şey
değişmişse de,
hipoksi nedenli
kaza ve ölümler
o gün de
olmuştur, bu gün
de sürmektedir.
O zamanlar düşük
oksijen
koşullarındaki
bozukluklar,
zihin
bayatlaması veya
beyin yorgunluğu
olarak
nitelendirilmiştir.
Havacılığın
başlangıç
yıllarında ise
oksijen destek
donanımı olmadan
uçan pilotlarda,
oksijen
azlığının
birikici
etkileri sonucu
nörotik bir yapı
oluştuğu
düşünülerek buna
aeroneurosis
denilmiştir. |
Havacılıktaki
Hipoksi
Belirtileri :
Uçuşta
genellikle
8-10.000 feet
(3000 m)
irtifaya iyi
tahammül
edilmektedir;
fakat kişisel
farklılıklardan
dolayı, bu
yüksekliklerin
altında bile
belirti gösteren
kişiler
olabilmektedir.
Egzersiz
toleransı düşük,
beslenmesi
yetersiz,
yorgun, uykusuz,
alkol, tütün,
ilaç kullanmakta
olan ve
psikolojik
direnci zayıf
kişilerin
hipoksi kliniği
daha ağırdır.
Fakat belki de
en önemlisi,
hangi irtifaya,
ne kadar süratle
çıkılıp, ne
kadar kalındığı,
oksijen
kullanılıp
kullanılmadığı
ve ne ölçüde (G)
kuvvetine maruz
kalındığıdır. |
Önde gelen
belirtiler:
Görme
bozuklukları,
baş dönmesi, baş
ağrısı,
yorgunluk,
uyuşukluk, yargı
ve bellek
kusurları, öfori,
koordineli kas
hareketleri
zaafı ve bilinç
kaybıdır.
Genellikle en
erken çıkan,
gece görüş kaybı
olup, yüksek G
altında gri
görüş, tünel
görüşü ve görme
alanının
kararması
biçiminde bir
ilerleme
gösterir.
Hipoksi
belirtileri
genellikle
sinsidir, kişi
tarafından fark
edilmeyebilir;
aşırı güven
hissi, keyif,
kontrolsüz
gülme, şarkı
söyleme,
bağırma,
küfretme,
histerik bayılma
ve temaruz gibi
davranış
bozuklukları ile
bilinç kaybına
hatta ölüme
kadar
kayıtsızlık
içinde
gidilebilinir.
Problem çözme,
kendini kritik
etme yetenekleri
zayıflayabilir.
Bellek ve yargı
bozuklukları,
mantıksız ve
sabit
düşünceler,
tehlikelerden
kaçınmama,
uyuklama halleri
gözlenebilir. |
Tedavi :
Havacılıkta hipoksik,
hipemik,
stagnant ve
histotoksik
hipoksi
tiplerinin her
biri ayrı ayrı
veya birlikte
uçucuyu
etkileyebilir.
Tedavi hipoksi
tipine göre
belirlenmelidir.
Kabin içinde
egzos sızıntısı,
yangına bağlı
plastik
maddelerden
çıkan siyanid
gazı, sigara
dumanı,
histotoksik ve
hipemik hipoksi
nedenidir. Bu
durumlarda
zehirli gazların
giderilmesi ve
oksijen
solunması
gerekir. Yüksek
G’ li
uçuşlardaki
stagnant hipoksi
söz konusu
olduğunda, % 100
oksijen
solunumuyla
birlikte, anti-G
manevraları ve
anti-G
elbiseleri
yararlıdır.
Hipobarik-hipoksik
hipokside ise, %
100 oksijen
solumak ve 3000
m’nin altındaki
irtifalara inmek
tedavi yerine
geçer. Zihinsel
fonksiyonlardaki
düzelme
saniyeler içinde
bile
gözlenebilir;
baş ağrısı ve
yorgunluk ise
bir süre devam
edebilir. |
Eğitim: Modern
havacılıkta hipoksik
ve stagnant
hipoksinin olumsuz
etkilerini yer
koşullarında
uçuculara yaşatarak
eğitim kazandırmak
ve araştırmalar
yapmak amacıyla
cihazlar
geliştirilmiştir.
Alçak Basınç
Çemberinde eğitim
için genellikle
30.000 feet irtifa
yeterli görülür.
Uçucuların hipoksi
etkisi altında
geliştirdikleri
yanlışlıklar ve
performans
bozuklukları
kendilerine
gösterilerek
eğitilirler. |
Önlemler:
Havacılıkta
genellikle 10.000
feet üzerindeki
irtifalarda oksijen
kullanılmaya
başlanılması
önerilmektedir. Gece
uçuşlarında yer
seviyesinden
itibaren oksijen
kullanmak daha
doğrudur. 10.000
feet’ ten sonra
otomatik olarak
solunan oksijen
konsantrasyonu
arttırılmakta;
32.000 feet’ te %
100 oksijene
varılmakta; 34.000
feet’ ten sonra ise
basınçlı % 100
oksijen
verilmektedir.
Ticari havayolu
taşımacılığında
kabin içi 5-7000
feet irtifada
tutulur; kabin
basınç ve
oksijenlenmesinin
bozulması halinde de
otomatik olarak
yolcuların yüz
hizalarına inen
oksijen maskelerini
kullanarak hipoksi
etkilerinden
korunulur. |
Kaynak:
Prof. Dr. Muzaffer ÇETİNGÜÇ |
Havacılık Tıbbı Derneği / http://www.hvtd.org |
|
|