|
(9) 1 nci ve 2 nci Uçak Bölüklerinin Birleştirilmesi: |
|
30
Haziran 1921'de Batı Cephesi
Komutanlığı'nın 1337 sayılı
emri ile 1 nci ve 2 nci Uçak
Bölükleri geçici olarak
birleştirilip Komutanlığına
Yüzbaşı Fazıl atandı. 1 nci
Bölüğün teçhizat, akaryakıt
ve personeli Kütahya'ya
gönderildi. Emir Hava
Kuvvetleri Müdüriyetine de
duyuruldu. |
1
nci ve 2 nci Uçak
Bölüklerinden kurulu Yüzbaşı
Fazıl'ın emrindeki bu
birlikte görevli personel
şöyleydi.
|
Bölük Komutanı: |
Yüzbaşı Fazıl |
|
|
Pilotlar: |
Sivil Behçet |
Sivil Vecihi (HÜRKUŞ) |
Sivil Hayrettin |
|
|
Rasıtlar: |
Yüzbaşı M. Nuri (1 nci Uçak
Bölük Komutanı) |
Yüzbaşı H. Hüsnü (BÜLGE) |
Yüzbaşı Sırrı |
Yüzbaşı Bahattin |
Üsteğmen Basri (BİLGİN) |
Üsteğmen Sıtkı(TANMAN) |
Üsteğmen Ömer Avni (OKAR) |
Üsteğmen Hamdi (ÇAYPINAR) |
Üsteğmen Osman Nuri |
|
|
Makinistler:
|
Baş Makinist Eşref (KOÇMAN) |
Makinist Ruhi (APA) |
Makinist İsmail |
|
|
Diğer Personel:
|
Tabip Yüzbaşı Nedim |
Muhafız Takım Komutanı Teğmen
Hulusi |
Fotoğraf Subayı Asteğmen İhsan |
Hesap Memuru Nuri |
Marangoz Ustası Bilal |
Marangoz Ustası Celal |
Tüfek Ustası Aziz |
|
Gerektiğinde düşman
faaliyetlerini izlemek
amacıyla bir miktar benzinle
birlikte bir av uçağı
Eskişehir'de bırakıldı. Bir
av ve keşif uçağı da
Kütahya'ya gönderildi.
Eskişehir bölgesinde
savaşlar başlayınca, 16
Temmuz 1921'de 1 nci ve 2
nci Bölükler önce
Eskişehir'e sonra Polatlı'ya
intikal etti. Savaş durumu
göz önüne alınarak Hava
Kuvvetleri Genel Müdürlüğü
ile birlikte tamirhane da
dahil olmak üzere 1 nci Uçak
Bölüğünün ağırlıkları
Ankara'ya gönderildi. İki
keşif uçağı ile bunların
personeli 2 nci Uçak Bölüğü
emrinde bırakıldı. |
Birlikleri Ankara'da bulunan
Hava Kuvvetleri Müdürlüğü ve
1 nci Uçak Bölüğü 1921
yılının Kasım ayının birinci
haftasında Haymana üzerinden
Konya'ya karayolu ile
gönderildi. |
|
(a) Nisan - Temmuz 1921 Aylarında Hava
Harekâtı ve Faaliyeti: |
|
11 Nisan 1921'de Afyon'un
Yunanlılar tarafından
boşaltılması ile Afyon'daki
meydana dönen 2 nci Uçak
Bölüğü, 13 Nisan 1921'de iki
keşif uçuşu yaparak 12 nci
Kolorduya verdiği raporda "Büyükoturak Köyü ile tren istasyonu arasında ve köyün
etrafından iki Yunan piyade alayı ile 40 arabalık bir nakliye kolu
görüldüğü, Banaz yönünde iki piyade bölüğünün yürülüş halinde
olduğu" bildirilmişti. İkinci uçuşta Oturak - İslamköyü yolu
üzerinde 15 kilometrelik bir saha içinde ordugâh ve araba kolları
görüldü ve bunlar bombalanarak makineli tüfek ateşine tutuldu. |
15 Nisan 1921 sabahı saat
09.45'de bir hava keşfi daha
yapıldı. Oturak Köyü'ndeki
çadırlı ordugâh, köyün
batısındaki sırtların
gerisine taşınmıştı. Oturak
Köy - Karaköse arasında küçük
çadırlı bir ordugâh daha görüldü.Oturak Köy - Tren İstasyonu ve
Banaz'daki ordugâh halen yerinde duruyordu. İslamköy - Derbent ve
İslamköy - Dumlupınar yolları ile civarındaki diğer yollarda düşman
faaliyeti görülmemişti. |
17 Nisan 1921 günü iki keşif
uçuşu yapıldı. İslamköy'ün kuzey doğusundan itibaren Kaplanlıdağ üzerinden Paşacık
güneyine giden yola kadar uzanan yeni bir Yunan mevzii hazırlandığı
görülüyordu. Bu mevzilerin gerisinde gruplar halinde iki alaylık
Yunan kuvveti olduğu tespit edildi. Dumlupınar - İslamköy
civarındaki yollarda Yunanlıların faaliyeti görülmüyordu. Banaz
İstasyonu'ndaki ordugâh yerinde duruyordu. Uşak İstasyonu civarında
çok çadırlı bir Yunan ordugâhının kurulduğu tespit edilmişti. |
19 ve 20 Nisan 1921'de
yapılan üç keşif uçuşu ile 7
ve 8 Mayıs 1921'de yapılan
iki keşif uçuşunun sonucu
şöyleydi. |
"Dumlupınar-Uşak
bölgesinde Yunanlıların
kayda değer yeni bir hareket
ve faaliyeti olmadığı
görülmemiştir." 12 Mayıs
1921'de yapılan keşif
sonucu; İslamköy'deki Yunan birlikleri
sayısının arttığı, Hasanköy civarında bir tümenin toplandığı,
Uşak'ın batısında bir tümenin muntazam bir ordugâh ve civarında
menzil çadırlarının kurulmuş olduğu, Uşak hava meydanında ikişer
uçaklık üç hangar ve açıkta üç adet Yunun uçağının olduğu tespit
edilmişti. |
15 Mayıs 1921 tarihinde bir
keşif ve iki av uçağı ile
takviye edilen 2 nci Uçak
Bölüğü, Afyon'dan Kütahya'ya
intikal etti. Meydan,
Kütahya-Alanyurt tren yolunun kuzeyinde Porsuk Çayı
kenarındaki Zivra Köyü yanındaki düzlükte idi. Yeni üssüne yerleşen
birlik Altıntaş - Dumlupınar-Uşak bölgesinde keşiflere başladı.
Kütahya'daki hava meydanı yoğun yağışlarda çayın taşmasıyla sular
altında kalıyor ve uçuşlar engelleniyordu. Cephe Komutanlığının
keşif isteğini yerine getirmek için bir seferinde; Pilot Yüzbaşı
Fazıl, Rasıt Üsteğmen Avni (AKER) meydanın kuru yerinden kalkışa
geçmiş, uçak yeterli sürati alıp yerden kesilemediğinden suya
girmiş, mürettebata bir şey olmamıştı. |
19
Haziran 1921'de yapılan
keşif uçuşu sonunda Yunan
birliklerinin durumu
hakkında aşağıdaki bilgiler
alınmıştı. Uşak'ın 10
kilometre kuzeyinde bir
Yunan taburu çadırlı ordugâh
ve açık ordugâh kurmuştu.
İstasyonun iki tarafında
menzil hizmetlerinde
kullanılmak amacıyla
kurulmuş büyük çadırlar
bulunuyordu. İslamköy
yolu üzerinde Kızılca ile Iksağ Köyü arasında bir alay karargâhı,
Kapaklar İstasyonu'nda küçük ağırlıklar, Kapaklar İstasyonu'nun
güneyindeki Tabaklar mıntıkasında piyade ve süvari birliklerinden
kurulu bir alaya ait Yunan ordugâhı, Kapaklar İstasyonu'nun
kuzeyinde bir alayın yarısı kadar güce sahip bir ordugâh, yolun
Derbent mevziinde iki alay gücünde çadırlı bir ordugâh, Banaz'da
ağırlıkların bulunduğu bir ordugâh, İslamköy'ün beş kilometre
güneyinde 200 metre kara kadar bir alanda ağırlıkları ile muhtemel
bir ordugâh, İslamköy doğusuna rastlayan Hüseyin Köyü'nde ve
Kaplangı'nın doğu sırtlarında bir tümenlik ordugâh olduğu tespit
edilmişti. Bu keşif uçuşu, Uşak ile Kaplangı Dağı arasında dört
Yunan tümeninin toplandığını göstermekteydi. |
|
(b) Pilot Yüzbaşı Fazıl'ın Hava
Savaşı: |
|
21 Haziran 1921 tarihi Türk
askeri havacılığının ikinci
büyük savaş günüdür. İlk
büyük hava savaşını Birinci
Dünya Savaşı sırasında 25
Ekim 1918 günü İstanbul'u
bombardıman amacıyla gelen
beş İngiliz uçağına karşı
Pilot Yüzbaşı Fazıl'ın
yaptığı çarpışma kabul
edilmektedir. |
Yüzbaşı Fazıl ikinci gazilik
beratını 21 Haziran 1921
günü yedi Yunan uçağı ile
savaşarak almıştır. 21
Haziran'da yedi uçaktan
oluşan bir Yunan filosunun
Kütahya yönünde yaklaşmakta
olduğu haber alındı. Yüzbaşı
Fazıl derhal ALBATROS D-III av uçağı
ile havalandı. (Birinci Dünya Savaşı'nda da ALBATROS D-III av uçağı
ile İngilizler ile çarpışmıştı.) Yunan filosu ile Altıntaş
bölgesinde karşılaştı. Yunan uçaklarının dördü geri dönmüş,
muharebeye girmemişti. Geri kalan üç uçak Yüzbaşı Fazıl'a saldırdı.
Yüzbaşı Fazıl iki makineli tüfek ile ateş açtı. Fakat her iki
makineli tüfek de tutukluk yaptı. Kısa bir süre sonra Yüzbaşı Fazıl
makineli tüfeklerin tutukluğunu giderdi ve yoğun bir ateşe başladı.
Yunan uçakları yüksek hızları sayesinde kaçmayı başardı. Eski
ALBATROS D-III'le Yüzbaşı Fazıl'ın onları kovalaması mümkün değildi.
Yüzbaşı Fazıl bu savaşta Yunan uçağı düşürememiş, yedi Yunan uçağını
kaçırarak onların harekâtını önlemiş ve görev uçuşunu başarıyla sona
erdirmişti. |
|
(c) Birleştirilmiş Uçak Bölüğünün Hava
Harekâtı ve Faaliyetleri: |
|
1921 yılı Temmuz ayı
başlarında Kütahya
Meydanı'nda 1 nci Uçak
Bölüğü ile birleşen 2 nci
Uçak Bölüğüne bir av ve bir
keşif uçağı daha katılmış
bulunuyordu. Birinci
Bölükten gelen uçaklara
Tavşanlı, Beyce/Orhaneli,
Bursa, İnegöl, Yenişehir
bölgesinin keşif görevi
verildi. Yeni birleşik
bölükte, faal durumda iki
keşif ve üç av uçağı
bulunmaktaydı. Bu uçaklar
Temmuz ayı sonuna kadar 17
keşif uçuşu yapmıştı. Bu
keşiflerden dokuzu Altıntaş
- Uşak - Dumlupınar
bölgesinde, beşi Beyce -
Bursa - İnegöl bölgesinde,
üçü de Altıntaş - Döğer -
Gazlıköy - Seyitgazi
bölgesinde yapılmıştı. Bu
keşifler sırasında bir de
hava muharebesi olmuştu. |
Sivil Pilot Hayrettin, bir
ava uçağı ile 4 Temmuz
1921'de Kütahya Havaalanı'na
yaklaşan dört Yunan
uçağından oluşan bir kola
karşı savunmaya çıktı.
Yunanlılar 3000 metrede
uçuyordu. Sivil Pilot
Hayrettin'in bu yüksekliğe
çıkabilmesi için yarım saate
ihtiyacı vardı. Bu sırada
Yunan filosu gelişi güzel
dört bomba atarak uzaklaştı.
Bombalar meydana isabet
etmediği için herhangi bir
hasar olmamıştı. |
Yapılan keşif uçuşları Yunan
yığınağının her gün biraz
daha arttığını, Bursa -
İnegöl bölgesinde önemli bir
harekât için
hazırlandıklarını
göstermekteydi. Bölüğün faal
uçakları oldukça azdı.
Polatlı tamirhanesi
parçasızlıktan ve
malzemesizlikten cephe
bölüğüne uçak yetiştirmekte
zorluk çekiyordu. Zaten bu
uçakların havalanması bile
mucizeydi. Tamirden çıkan
uçaklar kısa bir süre sonra
tekrar Polatlı'ya iade
edilmekteydi. Bu şekilde bir
faaliyet önemli bir
başarıydı. |
11 Temmuz 1921 günü,
Beyce/Orhaneli bölgesinde
hava keşfi yapıldı. Beyce'nin 500 metre kuzeyinde bir Yunan piyade
alayı, bir kilometre güneyinde yolun batısında bir süvari alayı, bir
piyade taburu, iki topçu bataryası bulunuyordu. Piyadeler istirahat
halindeydi. Süvariler, bölgenin doğusunda dağınık durumdaydı. Toplar
ise mevziiye yerleştirilmişti. Nilüfer Çayı ile Bursa,
Beyce/Orhaneli şosesinin kesiştiği noktada, Atranos Çayı ile
birleştikleri yerde, Beyce yönünde yürüyüş halinde 50 kadar araba
görülüyordu. Bu arabalar havadan bombalanmıştı. |
İkinci bir hava keşfi de
Gediz, Uşak, İslamköy,
Oturak İstasyonu ve Murat Dağı kesiminde yapıldı. 19 Haziran 1921'de
bu bölgede yapılmış olan hava keşfindeki düşman kuvvetlerinin
durumunun değişmiş olduğu görülüyordu. Yunan kıtaları ileriye
alınmış, yanların güvenliği daha kuvvetli bir şekilde sağlanmıştı. |
15 Temmuz 1921'de Bilecik, Köprühisar yönünde
taarruza geçilmesini emreden Batı Cephesi Komutanı, ayrıca Karaköy-Pazarcık-İnegöl-Yenişehir-Köprühisar-Bilecik bölgesinde bir
hava keşfi yapılarak Yunan kuvvetlerinin son durumunun öğrenilmesini
emretmişti. Yapılan hava keşfi, Pazarcık - Karaköy arasında piyade
ve süvariden kurulu iki tümenlik bir Yunan kuvvetinin bulunduğunu,
iki tümenle İnönü mevzilerine karşı harekâta hazırlandıklarını
gösteriyordu. |
14–15–16 Temmuz'da 1921'de
güney kesimi, yani cephenin
sol kanadında keşif
yapılması için Birleşik
Bölüğe görev verildi.
Kütahya, Gediz, Hacıköy, Altıntaş bölgesiyle, Altıntaş
şosesinin demiryoluna kadar olan kısmının her iki tarafı, Nasuhçal,
İkizoluk bölgeleriyle Altıntaş, Arap Çiftliği, Gazigöl, Kumartaş,
Karaböğrüklü bölgeleriyle demiryolu üzerinde uçulmuş ve düşman
kuvvetlerinin durumu tespit edilmişti. Yunanlıların bölgede çok
büyük bir yığınak yapmış olduğu görülmüştü. Yunan kuvvetlerinin
Seyitgazi yönünde ilerlediği görülmüştü. Yunanlıların bu hareketle
Türk ordusunun yan tarafından geçerek, arkasını kuşatmak istediği
anlaşılmıştı. |
18 Temmuz 1921'den itibaren
Eskişehir, Kütahya
savaşlarının başlangıcında
Birleşik Uçak Bölüğü Sakarya
gerisine çekilme emrini
aldı. Önce Bölük Kütahya'dan
Eskişehir'e intikal etti.
Eskişehir-Sarıköy'de hazırlanarak meydana getirilen uçaklar,
20 Temmuz'da uçuşa hazırlandı. Daha sonra geri çekilme esnasında
Bölük Sarıköy'den Polatlı'ya intikal ettirilmişti. |
26 Temmuz-3 Ağustos 1921
günleri arasında altı keşif
uçuşu yapıldı. Bu
keşiflerde, Yunanlıların Ağapınar, Seyitgazi
bölgesindeki kuvvetlerinin savaşa hazırlandığı anlaşılmış, yollarda
önemli bir düşman kuvveti görülmemişti. |
|
(10) Türk Ordusu'nda Yeni Cephe Kuruluşları: |
|
Süregelen muharebelerden
sonra cephenin kuzey ve
güney diye iki kısma
ayrılmasının bir fayda
sağlamadığı anlaşıldı.
Haziran 1921'de tekrar Batı
Cephesi olarak Kuzey ve
Güney Komutanlıkları
birleştirildi ve komuta
birliği sağlandı. |
Batı Cephe Komutanlığı vakit
geçirmeden ve yeni bir Yunan
taarruzu başlamadan önce,
İnönü -Kütahya - Döğer
hattında savunma tedbirleri
almaya başladı. Kuzeyden
güneye doğru, İnönü'de 1 nci
Grup; dört piyade, bir
süvari tümeninden, Kütahya
bölgesinde 3 ncü Grup; üç
piyade, bir süvari
tümeninden kurulu idi.
Ayrıca Eskişehir'de yedekte
bir piyade, bir süvari
tümeni vardı. Bunlardan
başka Genelkurmay Başkanlığı
emrinde; Kocaeli bölgesinde
birleşik kolordu, Afyon'da
12 nci Grup (iki piyade
tümeni, bir süvari tugayı)
ve Dinar'da 6 ncı Tümen görevlendirilmişti. |
|
(11) 1921 Yılında Hava Kuvvetleri Kuruluşu: |
|
1921 yılı başında
Eskişehir'de Hava Kuvvetleri
Genel Müdürlüğü Kuruluşu
için emir alınmış ve Binbaşı
Latif Genel Müdürlüğe
atanmıştı. 1 Şubat 1921'den
geçerli kuruluş tamamlandı.
Genel Müdürlük ikmal ve
idari konularda Millî
Savunma Bakanlığına, Eğitim
ve Harekât bakımından
Genelkurmay Başkanlığına
bağlı idi. Buralarda birer
irtibat subayı bulunuyordu.
Rasıt Üsteğmen İhsan (ORGUN)
Genelkurmay Başkanlığına,
Rasıt Üsteğmen Avni (OKAR)
Batı Cephe Komutanlığında
irtibat subayı olarak görev
aldılar. Yeni kuruluş şöyle
idi. |
Elazığ'daki uçak ve
malzemelerden yararlanmak
üzere Batı Cephesi'ne nakli
kararlaştırılmış, Millî
Savunma Bakanlığı tarafından
gereği için Elcezire Cephe Komutanlığına 22
Haziran 1921 tarih ve 660–5531 sayılı emir verilmişti. |
Doğu Cephesi Uçak Bölüğü,
Doğu Cephe Komutanlığına
bağlı olduğundan bu kolordu
kuruluşunda gösterilmişti. |
|
(d) Hava Kuvvetlerinin Bütçesi: |
|
Teçhizat ve
Malzeme |
Teklif
Edilen (*) |
Mecliste Kabul Edilen (*) |
Uçak ve uçak
malzemesi alımı, onarımı |
120,000 |
33,000 |
Uçak
benzini, yağ ve diğer masraflar |
60,000 |
17,000 |
Toplam |
180,000 |
50,000 |
(*) Lira |
|
|
(e)
Hava Kuvvetleri Personelinin Özlük Hakları: |
|
Görevi |
Rütbesi |
Asli Maaşı |
Fevk.Tah. |
Uçuş Parası |
Seferi Cephe |
Toplam |
Kesinti |
Ele geçen |
Bölük K. |
Yzb. |
Muhsin |
1050 |
3050 |
800 |
7444 |
197 |
7202 |
Uçuş Hyt. |
Ütğm. |
Sıtkı |
800 |
2700 |
800 |
6800 |
160 |
6640 |
Uçuş Hyt. |
Sivil |
Vecihi |
600 |
1800 |
800 |
5700 |
130 |
5570 |
Makinist |
4.Sınıf |
Ruhi |
600 |
1900 |
- |
5000 |
90 |
4910 |
Makinist |
3.Sınıf |
İsmail |
650 |
1900 |
- |
5050 |
97 |
4952 |
Uçuş Hyt. |
Astsb. |
Hayrettin |
375 |
300 |
800 |
3975 |
40 |
3945 |
(*) Bütün miktarlar kuruştur. |
|
|
(f) Uçuş
Tazminatı (Uçuş Parası): |
|
Türkiye'de havacılığın
kurulduğu Balkan
Savaşı'nı takip eden
yıllarda Harbiye Nazırı
Enver Paşa Safraköy'e gelmişti.
Bir kısım uçakların uçmakta olduğunu görmüş, uçucuların erkân
kalkarak uçuşa görevine başladıklarını görmek kendisini
sevindirmişti. Uçuş görevinin tehlikeli oluşunu ve fedakârlık
gerektirdiğini, riskinin çok ağır olduğunu kabul eden Harbiye
Nazırlığı havacılara bir misli para verilmesini onaylamıştı. Yapılan
tecrübelerde uçuş görevi yapan bir şahsın yerde çalışan bir kimseye
göre daha fazla enerji harcadığı, daha iyi beslenmesi gerektiği,
mesleğin tehlikesi sebebiyle daha fazla strese maruz kaldığı, riski
büyük olan bir mesleğin seçilmesi için cazip hale gelmesini,
verilecek tazminat ile daha çekici olacağı kabul görmüştü. Yabancı
ülkelerde uçuculara maaşları kadar uçuş parası verildiği
öğrenilmişti. |
O tarihte en yüksek
rütbeli uçucu Üsteğmen -
Yüzbaşı olduğundan
alınan maaş sekiz altın
lira idi. Uçuş parası
olarak sekiz altın lira
daha verilmişti. Bu
sekiz altın lira kâğıt
para devrinde sekiz lira
800 kuruş olarak kalmış
ve uçuculara maaşları
dikkate alınmadan
doğrudan 800 kuruş
olarak ödenmişti. |
Batı Cephesi Komutanı
uçuş parasının verilişi
ve sebeplerini, uçuş
görevleri için prim
verilmesi konusunun
incelenmesini
emretmişti. Sonuçta; Her
görev uçuşu için beş
lira prim verilmesi
sağlanmıştı. Batı
Cephesi Komutanı verilen
bu primle de kalmamış,
ordu personeline
ödemelerin yapılmasının
geciktiği veya
yapılmadığı dönemlerde
havacıların günü gününe
paralarını almaları için
emir vermişti. |
Uçuculara verilecek
ödenekle ilgili ilk yasa
9 Mart 1922 tarih ve 199
sayılıdır. Bu yasa: |
— Uçuş öğretmeni ve
pilot subaylara 800
kuruş, |
— Uçuculara, astsubay ve
uçan diğer ihtisas
sahibi personeli aylık
200 kuruş ödeneceğini
amirdir. |
Yasa 1926 yılına kadar
yürürlükte kalmıştır. |
|
(12) Kütahya
- Eskişehir Savaşları: |
|
Yeni cephe kuruluşu
tamamlandıktan hemen
sonra Yunanlılar,
Bursa'daki 3 ncü, Uşak
bölgesindeki 1 nci ve 2
nci Kolorduları ile
saldırıya geçtiler.
Güneyde bir Yunan tümeni
11 Temmuz 1921'de
Gediz'i işgal etti. |
14 Temmuz 1921'de
Karaköy İstasyonu işgal
edildi ve 15 Temmuz
1921'de Kütahya
bölgesinde, Kepez - Köprüören -
Gümüşdere hattını tuttular. Kütahya Bölgesindeki taarruzlar 15 nci
Piyade ve 14 ncü Süvari Tümenleri tarafından karşı taarruzla
durduruldu. Kocaeli grubu ise düşman gerilerinde Bilecik-Kızılcahisar
yönünde taarruzlar yaparak, Yunan muhabere hatlarını kesiyor, erzak
ve cephane kollarını tahrip ediyor, ele geçen malzemeleri ganimet
olarak alıyor veya imha ediyordu. Daha sonra Kocaeli grubuna Bilecik
- Köprühisar hattında İnönü mevziindeki 1 nci grubun sağ kanadı da
katıldı. Böylece kuzeyden ilerleyen Yunan kuvvetlerinin ileri
harekâtı durduruldu. Bu şekilde asıl Yunan kuvvetleriyle irtibatı
büyük ölçüde azalmıştı. |
|
Kütahya-Eskişehir Savaşlarında
Tarafların Durumu
|
|
16
Temmuz 1921'de
taarruzlarına devam eden
Kocaeli grubu,
Yenişehir'i geri aldı.
Bilecik'in güney
sırtlarını tutan Yunan
kuvvetlerini zorlamaya
başladı. Bu durum
karşısında Pazarcık'taki
Yunan kuvvetleri
taarruza geçerken, iki
Yunan alayı da Kocaeli
Grubuna karşı taarruza
geçti. Kocaeli Grubu
kuzeye çekilirken,
Karaköy'deki Türk
birlikleri de İnönü
mevziine doğru geri
çekilmeye başladı. 14-16 Temmuz 1921
savaşlarında düşman
taarruzlarının ağırlık
merkezinin güney
kesiminde olduğu ve
kuvvetlerimizin arkadan
kuşatılmasının istendiği
görülüyordu. Döğer ve Çekürler savaşlarında düşmanın silah ve sayı üstünlüğü olduğu
için, Türk birlikleri kesin sonuç verecek bir muharebeye girmedi.
Mevzii çarpışmalarda düşmana azami kayıp verdirerek geri çekilmeye
başladı. Döğer ve Seyitgazi bölgelerinde Türk birlikleri Yunan
kuvvetlerinin sol yan ve gerilerine yönelen devamlı taarruzlarla
Yunanlılara ağır kayıplar verdirdiler. Türk birliklerinin karşı
taarruzu ile de Yunan birliklerinden esir ve malzeme ele geçirildi.
Kuşatılma tehlikesini önlemek için Türk ordusu Eskişehir doğusunda
Seyitgazi hattına çekildi. 18 Temmuz'da Mustafa Kemal Paşa cepheye
geldi. Güneydeki Yunan saldırılarının etkisini azaltmak için Türk
birlikleri 21 Temmuz 1921'de Eskişehir cephesinden taarruza geçti.
Kuvvetli düşman direnmesi karşısında ileri harekât durduruldu.
Böylelikle düşman ileri harekâtı da zaafa uğratılmıştı. |
|
(13)
Sakarya Nehrinin Doğusuna Çekilme: |
|
Eskişehir doğusundaki
Seyitgazi hattında
akşama kadar süren
savaşlarda cephedeki
kuvvetler, sürekli
saldırılara rağmen
savunma hattını
tutabildi. Fakat güney
kanattaki bir boşluktan
ilerleyen düşman birliği
Seyitgazi-Kırgoz Dağı yönünde
kuşatmaya girişirken, merkez ile güney birlikleri arasından sızan
ikinci bir Yunan birliğinin ileri harekâtı sonucu, Mustafa Kemal
Paşa birliklerin Sakarya Nehrinin doğu kıyısına çekilmesi emrini
verdi. 22 Temmuz 1921'de, Türk ordusunun büyük bir kısmı Sakarya
Nehri'ne doğru çekilmeye başladı. Türk birlikleri 25 Temmuz 1921'de
kayıp vermeden Sakarya nehrinin doğusundaki yeni savunma hattına
çekildi. Bu çekilme sonucu Eskişehir ile birlikte önemli bir yurt
parçası daha Yunanlıların eline geçiyordu. Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde şiddetli tenkitler yapılıyor, halkın moralinde de
çöküntü olduğu görülüyordu. Bu şartlar altında Meclis, üç aylık bir
süre için Başkomutanlık görevini Mustafa Kemal Paşa'ya verdi. 5
Ağustos'ta Başkomutanlık görevi verilen Mustafa Kemal Paşa derhal
memleketin bütün kaynaklarına el koyarak, Batı Cephesi'ni takviyeye
ve bütün imkânları seferber etmeye çalıştı. Rusya ile yapılan
anlaşma ile Rusya'dan piyade tüfeği, makineli tüfek, çeşitli top ve
bunların cephanesi ve gaz maskesi temini planlandı. |
|
Cepheye Mermi Hazırlayan
Nineler,
Anneler Ve Genç Kızlar
|
|
Mustafa Kemal Paşa bu
durumu şöyle anlatmıştı. |
"Saygıdeğer Efendiler,
Başkomutanlığı fiilî
olarak üzerime aldıktan
sonra birkaç gün
Ankara'da çalıştım. |
Genelkurmay
Başkanlığı'nın ve Millî
Savunma Bakanlığı'nın
bütün kadrosu ile
Başkomutanlık
karargâhını kurdum. Bu
iki makamın ortak
çalışmalarını
Başkomutanlıkta uyumlu
bir şekilde
birleştirmek; bundan
başka orduyu
ilgilendiren ve
Başkomutanlık yoluyla
çözümü gereken öteki
bakanlıklara ait işleri
yürütebilmek için de
yanımda küçük bir büro
kurdum.
|
Ankara'daki
çalışmalarım,
yalnız, ordunun
insan ve taşıt
araçları bakımından
gücünün
arttırılması,
yiyecek ve
giyeceğinin sağlanıp
düzene konmasıyla
ilgili tedbirler
almak ve hazırlıklar
yapmakla geçti. |
Bu sözünü ettiğim
hususları
gerçekleştirmek için
iki gün içinde, 7, 8
Ağustos 1921
tarihlerinde, Millî
Vergiler Emri adı
altında yaptığım
genel tebliğlerden
her biri için kısaca
bilgi vereyim. Bir
savaşın
kazanılmasında en
küçük şeylerin bile
dikkate alınması
gerektiğini
gösterebilmek için
bunları bilginize
sunmayı yararlı
bulurum. |
1 sayılı>> emrimle
her ilçede bir Millî
Vergiler Komisyonu
kurdurdum. Bu
komisyonlarca
toplanan malzemenin,
ordunun çeşitli
bölümlerine dağıtım
şeklini düzenledim. |
2 sayılı>> emrime
göre, vatanın her
ailesi birer kat
çamaşır, birer çift
çorap ve çarık
hazırlayıp Millî
Vergiler
Komisyonu'na teslim
edecekti. |
3 sayılı>> emrimle,
tüccarın ve halkın
elinde bulunan
çamaşırlık bez, amerikan, patiska, pamuk, yıkanmış ve
yıkanmamış yün ve tiftik, erkek elbisesi dikmeye yarayan her türlü
kışlık ve yazlık kumaş, kalın bez, kösele, ince meşin taban
astarlığı, sarı ve siyah meşin, sahtiyan, dikilmiş ve dikilmemiş
çarık, potin, demir kundura çivisi, tel çivi, kundura ve saraç
ipliği, nallık demir ve yapılmış nal, mıh, yem torbası, yular,
belleme, kolan, kaşağı, gebre, semer ve urgan stoklarından yüzde
kırkına, bedeli sonradan ödenmek üzere el koydum. |
4 sayılı>> emrimle,
eldeki buğday,
saman, un, arpa,
fasulye, bulgur,
nohut, mercimek,
kasaplık hayvan,
şeker, gaz, pirinç,
sabun, yağ, tuz,
zeytinyağı, çay, mum
stoklarından yine
yüzde kırkına,
bedeli sonradan
ödenmek üzere el
koydum. |
5 sayılı>> emrimle,
ordu ihtiyacı için
alınan taşıt
araçları dışında,
halkın elinde kalan
taşıt araçlarıyla,
yüz kilometrelik bir
uzaklığa kadar, ayda
bir defa olmak
üzere, parasız
askerî ulaşım
yapılmasını mecbur
tuttum. |
6 sayılı>> emrimle,
ordunun giyimine ve
beslenmesine yarayan
bütün sahipsiz
mallara el koydum. |
7 sayılı>> emrimle,
halkın elinde
bulunan savaşta işe
yarar bütün silah ve
cephanenin üç gün
içinde teslimini
istedim. |
8 sayılı>> emirle,
benzin, vakum, gres,
makine, don, saatçi
ve taban yağları,
vazelin, otomobil ve
kamyon lastiği, solisyon, buji, soğuk tutkal, Fransız tutkalı, telefon makinesi,
kablo, pil, çıplak tel, yalıtkan maddeler ve bunlar türünden malzeme
ve asit sülfürik stoklarının yüzde kırkına el koydum. |
9 sayılı>> emirle
demirci, marangoz,
dökümcü, tesviyeci,
saraç, arabacı
esnafları ve
imalathaneleriyle bu
esnaf ve
imalathanelerin iş
çıkarabilme güçleri
ve kasatura, kılıç,
mızrak ve eyer
yapabilecek
ustaların adlarıyla
birlikte sayılarını
ve durumlarını
tespit ettirdim. |
10 sayılı>> emirle,
halkın elinde
bulunan dört
tekerlekli yaylı
araba, dört
tekerlekli at ve
öküz arabalarıyla,
kağnı arabalarının
bütün takım ve
hayvanlarıyla
birlikte binek ve
topçeker
hayvanlarının, katır
ve yük
hayvanlarının, deve
ve eşek sayısının
yüzde yirmisine el
koydurdum. |
Efendiler,
emirlerimin ve
tebliğlerimin yerine
getirilmesi için
kurduğum İstiklâl
Mahkemeleri'ni
Kastamonu, Samsun,
Konya, Eskişehir
bölgelerine
gönderdim. Ankara'da
da bir mahkeme
bulundurdum." |
|
(14)
Sakarya Savaşı'nda Tarafların Durumu: |
|
Türk ordusunun genel
karargâhı Polatlı'da
bulunuyordu. Sakarya
Savaşı başlarken
Türk kuvvetlerinin
şöyleydi: |
GRUP I - Porsuk
Nehri kuzeyinde bir
piyade, Dutağaç'ta bir süvari tümeni, |
GRUP III -
Basriköy bölgesinde üç tümen, |
GRUP IV -
Polatlı güneyinde yedekte üç tümen, |
GRUP XII -
Karahalil ve Yıldız kesiminde üç tümen, |
GRUP V - Aziziye
(Emirdağ), Kadıkuyusu, Hüsrev
Paşa Hanı - Bayat Bölgesi Cephe ilerisinde üç süvari tümeni, Dinar -
Sandıklı bölgesinde bir tümen, Afyon doğu bölgesinde bir mürettep
tümen konuşlandırılmıştı. |
Yunan kuvvetleri
ise; Eskişehir
bölgesinde 1 nci
Kolordu ve
Süvari Tugayı,
Seyitgazi
bölgesinde 2 nci
Kolordu,
Eskişehir
doğusunda 3 ncü
Kolordu, Afyon ve Bursa
doğusunda birer Tümenden
oluşmaktaydı. |
|
(15) Sakarya Meydan Savaşı: |
|
Bozan-Kosmat-Mecidiye-İsce-Karahisar
hattında bulunan Yunan kuvvetleri 14 Ağustos 1921 günü taarruza
başladı. Harekâtı desteklemekle görevli B–2 ve C–3 numaralı Yunan
hava taburlarının konuş yerleri Eskişehir ve civarı meydanlarda idi.
Yunan kuvvetlerinin bir tümeni Porsuk Suyu kuzeyinden, beş tümeni
Porsuk - Sakarya nehrinin yukarı kısmının arasından, üç tümeni
Sakarya'nın güneyinden ilerliyordu. |
23 Ağustos
1921 günü
ise Yunan
kuvvetlerinden;
Porsuk
Deresi'nin
güney ve
kuzeyinde
takviyeli
bir tümen,
güney
kanatta Türk
mevzilerinin
karşısında Ilıcadere - Timurözü Deresi
güneyinde dört tümen bulunuyordu. Mangal Dağı güneyinde üç piyade
tümeni ileri harekât yapmaktaydı. Sakarya Savaşı'nda kesin sonuç
alınan çarpışmalar Mangal Dağı yöresinde yapılmıştı. Şiddetli
saldırılar sonunda Yunanlılar, Mangal Dağı'ndaki Türk ileri
mevzilerine girdiler. |
23 Ağustos
1921'den
beri
Yunanlıların
kuşatma
harekâtını
Sakarya
mevzilerinin
güney
kanadında
yoğunlaştırmakta
olduğunu
önceden fark
eden Mustafa
Kemal Paşa
gerekli
tedbirleri
almıştı. 100
kilometrelik
bir cephe
boyunca
kanlı ve çok
şiddetli bir
meydan
savaşı
başladı.
Yunanlılar,
cepheden bir
tümenle
saldırırken,
güney
kanadını
sekiz
tümenle
çevirmeye
başladı.
Kuşatmanın
önlenmesi
için
mevziler sol
kanattan
doğuya doğru
çevrilerek
cephe
genişletildi. |
24 Ağustos
1921 günü
düşmanın
kuşatma
harekâtını
önlemek için
Mangal
Dağı'nın ne
pahasına
olursa olsun
elde
tutulması
amacıyla
Türk
kuvvetlerine
emir
yayınlandı.
Yapılan
şiddetli
savaş
sonunda
Yunanlılar, Beylikköprü'den Sakarya'yı geçerek yakındaki
sırtlara kadar ilerledi. 4 ncü Grup ile karşılaşan Yunan kuvvetleri
Etrek ve Yenicedağ bölgesini ele geçirdi. 2 nci ve 3 ncü Grup
mevzilerine kadar çekildi. Yunan birlikleri tarafından yapılan
taarruzları daha ileriye gidemedi. 2 nci Grup bölgesindeki Mangal
Dağı'nın tepesi, Yunan uçakları ve topçusunun desteğiyle işgal
edildi. |
Bu
savaşlarda
her iki
tarafın
subay ve
yedek subay
kaybı çok
fazla oldu.
Mustafa
Kemal
Paşa'nın
tarihi
direnme emri
bu zor
günlerde
yayınlanmıştı.
"Savunma
hattı
yoktur,
savunma
sathı
vardır. O
satıh bütün
vatandır.
Vatanın her
karış
toprağı
vatandaşın
kanıyla
ıslanmadıkça
terk
olunamaz.
Onun için
küçük büyük
her birlik
bulunduğu
mevziden
atılabilir.
Fakat küçük
büyük her
birlik, ilk
durabildiği
noktada
yeniden
düşmana
cephe kurup
savaşa devam
eder.
Yanındaki
birliğin
çekilmeye
mecbur
olduğunu
gören
birlikler
ona tabi
olamaz.
Bulunduğu
mevzide
sonuna kadar
dayanmaya ve
karşı
koymaya
mecburdur."
Bu emir o
kadar büyük
bir imanla
tatbik
edilmiştir
ki çekilen
birlikler
ilk durduğu
yerde tekrar
savunmaya
geçiyor ve
şiddetle
direniyordu.
Yedek
birlikler
şiddetli
çarpışmalar
sonucu
açılan
gedikleri
kapatmak
için 70
kilometrelik
zorlu
yürüyüşten
sonra savaşa
giriyordu.
Sakarya
Meydan
Savaşı'nda
en kanlı
çatışmalar,
24 – 30
Ağustos 1921
tarihleri
arasında
cereyan
etmişti.
Yunanlılar,
30 Ağustos
1921'e kadar
birleşik
Türk
Kolordusunun
sol
kanadında Kartaltepe güneyi, Tırnaksız, Adatepe güneyine kadar ilerlemişler,
fakat daha ileriye geçememişlerdi. Yıldıztepe ve Toydemir yönünde
gelişen saldırılar Kara Hamza, Yeni Mehmetli ve Sarı Halil
güneyindeki hatta kadar ilerledi. Çaldağı, Haymana yönündeki Yunan
taarruzu, Sivri - Çaldağ güney hattında direnen Türk kuvvetleri
karşısında başarılı olamadı. Cephenin sol kanadındaki Türk
kuvvetleri, şiddetli Yunan saldırıları karşısında Çaldağı hattına
kadar çekildi. |
|
30 Ağustos 1921'de Sakarya Meydan
Savaşı'nda Düşmanın Durumu
|
|
Yunanlıların
30 Ağustos
1921'e kadar
uyguladıkları
kanatlardan
kuşatma
harekâtı
başarısızlığa
uğradı. Bu
tarihten
sonra
Yunanlılar
taktik
değiştirerek
cepheden
saldırıyla
yarma
harekâtına
girişmişlerdi.
Yapılan kara
ve hava
keşifleri,
Yunan
taarruz
gücünün Çaldağı ve Haymana bölgesinde yoğunlaştığını gösteriyordu. 5 Eylül
1921'e kadar aralıksız devam eden düşman saldırıları bu tarihte
bütün cephede durduruldu. Bu muharebede Türk süvari grubunun
düşmanın yan ve gerilerine taarruzu ile düşmanı devamlı olarak
gerilerde tedbir almaya zorlaması, Sakarya Meydan Savaşı'nın
kazanılmasında büyük etken olmuştu. Düşmanın cepheye kuvvet
kaydırması da sonuç vermedi. 22 gün, gece ve gündüz devam eden
savaşlarda Sakarya Nehri'nden su yerine kan aktı. Devamlı
kaydırmalarla Yunanlıların çevirme harekâtı cephe savaşına
dönüştürüldü. Savaşın başlangıcında batıya dönük olan cephe, devamla
kaymalarla güneye doğru yönelmişti. Fransızlara karşı tedbir olarak
tutulan 2 nci Kolordu dahil bütün Türk kuvvetleri savaşa
katılmışlardı. Sonunda Yunan taarruzları gittikçe yavaşlayarak 5
Eylül 1921'de son buldu. |
|
(b) Sakarya Meydan Savaşı'nda Türk ve Yunan Kuvvetlerinin Durumu: |
|
|
Subay |
Er |
Tüfek |
Top |
Makineli
Tüfek |
Süvari |
Uçak |
Türk |
6,855 |
122,186 |
63,416 |
81 |
868 |
1,309 |
2 |
Yunan |
3,780 |
120,000 |
75,900 |
286 |
2,768 |
1,380 |
18 |
|
Türk
Kuvvetlerinin Kayıpları |
Yunan
Kuvvetlerinin Kayıpları |
Şehit |
Yaralı |
Ölü |
Yaralı |
3,282 |
13,868 |
15,000 |
25,000 |
|
|
(16)
Yunan Kuvvetlerinin Geri Çekilişi: |
|
6 - 7
Eylül
1921'de
yapılan taarruzi kara
keşifleri ve hava keşiflerine göre; Yunanlılar bütün cephelerde
tutunmakla beraber bazı birlikleri güney ve batıya doğru hareket
halindeydi. |
8 Eylül
1921'de
Yunan
Ordu
Komutanının
saat
12.20'de
Yunan
Başbakanı'na
çektiği
telgrafta
özetle
"Şimdiye
kadar
ordunun
elinden
geleni
esirgemediğini
bundan
sonra
harekâtın
uzatılmasının
tehlikeli
olacağını
sanlığını
belirtip,
askeri
tedbirleri
düzenlemek
üzere
hükümetin
fikrinin
açıklanmasını"
istedi. |
Başbakan Guuaris'in verdiği cevap şöyledir; Size
tavsiye etmeyi elzem bulurum ki, her türlü siyasi fikirlerin ve
şimdiye kadar güdülen gayenin etkisi altında kalmaksızın yalnız
askeri çıkarları göz önünde tutarak kararlarımızı hazırlayın." |
|
Tarafların 7 Eylül 1921
Durumu |
Tarafların 10 Eylül 1921
Durumu |
|
Bu
haberleşme
sonucu
Yunan
Küçük
Asya
Ordusu
Komutanının
1 nci
Kolorduya
verdiği
emir
dikkati
çekicidir.
"1 nci
Kolordu,
cephede
pek az
kuvvet
terk
ederek
ihtiyat
kuvvetlerini
geriye
alacak
ve
tahkimatını
kuvvetlendirecektir." |
Yunanlılar
kuvvetlerini
yavaşça
batı
kanadına
doğru
kaydırıyordu.
Sakarya
Nehri'nin
batı
yakasına
kuvvet
geçirilmekte,
yani
geri
çekilmeye
hazırlanmaktaydı.
8 Eylül
1921'de
düşmanın
bazı
küçük
birliklerini
geriye
aldığı
görülmekle
beraber,
esas
kuvvetleri
yine
cephe
yakınındaydı.
Türk
mevzilerinin
sağ
kanadına
doğru
kuvvetlerin
kaydırılması
Yunanlıların
taarruz
hazırlandığını
göstermekteydi.
Ancak,
alınan
esirlerin
ifadesine
göre;
Yunanlıların
çok
kayıp
verdiği
anlaşılıyordu.
Bu
nedenle
Yunanlıların
kuvvet
kaydırması,
Sakarya'nın
batısına
doğru
çekildikleri
anlamını
veriyordu. |
9 Eylül
1921
günü
Batı
Cephesi
Komutanlığı
karşı
taarruz
emrini
verdi.
10
Eylül'de
bütün
cephe
boyunca
yapılan
taarruz
sonucu
sağ
kanatta,
demiryolunun
kuzeyinde
başarı
sağlandı.
Sol
kanatta
dayanak
noktası
olan Duatepe, düşmandan geri alındı. |
11 Eylül
1921'de
sol
kanat
karşısındaki
ikinci
Yunan
Kolordusu
cephe
temasını
keserek
gece
yarısı
çekilmeye
başladı.
12 Eylül
günü
yapılan
keşifler
düşmanın
kaçtığını
gösteriyordu.
13 Eylül
günü
Yunanlıların
tamamen
Sakarya'nın
batısına
geçtiği
görülmüştü.
Türk
birlikleri
karşı
taarruzla
Yunanlıları
saldırı
öncesi
mevzilerine
çekilmeye
mecbur
etti. Bu
sebeple
23
Ağustos
1921
tarihinde
Yunan
taarruzu
ile
başlayan
Sakarya
Meydan
Savaşı
13 Eylül
1921'de
Yunan
yenilgisiyle
son
bulmuş,
çarpışmalar
22 gün
21 gece
sürmüştür. |
|
(17)
Kazanılan Meydan Savaşı: |
|
Sakarya
Meydan
Savaşı'nda
elde
edilen
başarı,
kesin
zafer
habercisi
oldu. Bu
savaşta
Türk
kuvvetlerinden
200
subay,
2.000 er
şehit
olmuş,
812
subay ve
12.000
er
yaralanmıştı.
Sakarya
Savaşı
sonunda;
25
kamyon,
180
deve,
1.000
arabalık
topçu ve
piyade
cephanesi,
110 ağır
ve hafif
makineli
tüfek,
üç top,
iki
uçak,
dört
bot, 500
at ve
öküz ele
geçmişti.
Savaş
boyunca
Yunan
uçakları
Ankara'ya
kadar
gelmiş
ve
bombardımanda
bulunmuş,
fakat
etkili
olamamıştı. |
|
(a) Mustafa Kemal'e Mareşallik Rütbesi ve
Gazi Unvanı Verilmesi: |
|
Sakarya
Meydan
Savaşı
sonrası
Türkiye
Büyük
Millet
Meclisi
19 Eylül
1921
günü
yapılan
oturumda
Mustafa
Kemal'e
Mareşallik
rütbesinin
ve Gazi
unvanının
verilmesini
kararlaştırdı. |
|
Mareşal Gazi Mustafa Kemâl
|
|
|
(b) Annesinin Tebrik Telgrafı: |
|
Annesi Zübeyde hanımın oğlu Mustafa Kemal'e
Mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı verilmesi dolayısıyla gönderdiği
tebrik telgrafı şöyleydi. |
"Milletin
hakkımızdaki
bu
sevgi
ve
itimadı,
benim
kadar
kimseyi
duygulandıramaz.
Kız
kardeşinle
beraber
alnından
öperek
ve
bağrımıza
basarak
seni
tebrik
ederiz." |
|
(c) Gazi Mustafa Kemal'in Annesine Cevabı: |
|
Gazi Mustafa Kemal'in annesinin çektiği telgrafa cevabı; |
"Benim için dünyevi mükâfatların en yücesi olan tebrikatınızla mesut
oldum." |
|
(18) Sakarya
Meydan Savaşı'nda Türk Hava Harekâtı: |
|
22 Temmuz 1921'de Hava Kuvvetleri Müdüriyeti 2 nci Uçak Bölüğü ile birlikte Polatlı'ya intikal etti. 4 Ağustos 1921'de Hava Kuvvetleri Müdüriyeti 2 nci Uçak Bölüğünden ayrılarak Ankara'ya yerleşti. 12 Ağustos 1921'de Birleşik Uçak Bölüğü Polatlı'dan Malıköy'e çekildi. Cephe bölüğünü teşkil eden 1 nci Uçak Bölüğünün ağırlıkları ve fazla personeli 4 Ağustos'ta Ankara'ya gönderildi. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü'nün bulunduğu alana yerleşti. Bu alan 1932 yılına kadar Ankara uçak meydana olarak kullanıldı. Bölük yeni meydanda Fiat Erzurumlu Nafiz–1 ve 2 ve iki Albatros D-III av
uçağı ile göreve başladı.
Keşif uçaklarına fotoğraf
makinesi monte edildi. |
13 Ağustos 1921'de Eskişehir'den harekete geçen Yunan kuvvetleri Sakarya'nın batısına geldiğinde, Yunan hava birlikleri 18 uçak ile ileri hat meydanlarına intikal etmişti. Yunan kuvvetlerinin Bozan - Beylikahır-Mahmudiye hattını işgal etmesi
üzerine, Batı Cephesi Komutanlığı bir keşif uçuşu yapılmasını
istedi. Sivil Pilot Hasan Fehmi 14 Ağustos 1921'de Malıköy
meydanından Erzurumlu Nafiz–1 uçağı ile havalandı. Kalkıştan sonra
uçak pilotaj hatası sonucu düştü ve parçalandı. İkinci bir uçak
kaldırıldı ise de, o da motor arızası nedeniyle mecburi iniş yaptı,
böylece emredilen keşif görevi yerine getirilemedi. |
15 Ağustos 1921 günü Sivil Pilot Behçet ve Rasıt Üsteğmen Süleyman Sırrı, Erzurumlu Nafiz–2 uçağı ile cephe keşfi için havalandı. Kendilerine Albatros D-III av uçağı refakat
ediyordu. Erzurumlu Nafiz–2 keşif uçağı geri dönmedi. Uçak keşiften
dönerken motorlarında 2000 metre yükseklikte yangın çıkması sonucu
yanarak düştü. Sivil Pilot Behçet ile Rasıt Üsteğmen Süleyman Sırrı
şehit oldu. İki değerli ve tecrübeli havacımızın eski bir İtalyan
uçağı ile uçarken şehit olmaları büyük kayıptı. Kurtuluş Savaşı'nda
uçuşlar esnasında paraşüt mevcut olmadığından kullanılmıyordu.
Paraşütün kullanılması Kurtuluş Savaşı'ndan iki yıl sonraya rastlar.
İlk iki gün içinde keşif uçakları elden çıkmıştı. Aynı gün keşif
uçağına refakat eden Albatros D-III uçağı dönüşte şu raporu verdi.
Beylik Köprü-Sarıköy arasında önemli bir Yunan kuvveti olmadığı,
Sarıköy - Mihalıçcık yolunda ise küçük bir Yunan birliği olduğu
tespit edildi. |
|
|
1.
Pilot
Astsubay
Halil |
|
2.
Şehit
Rasıt
Üsteğmen
Sırrı |
|
3. Yüzbaşı M.Alpagot |
|
4. Makinist |
|
|
Bir süre sonra bölükteki mevcut iki av uçağından biri de arıza nedeniyle hizmet dışı kalınca, bölük tek uçak ile hizmetlerini yürütmeye çalışmıştı. |
15–23 Ağustos 1921 tarihleri arasında, uygun olmayan hava şartlarına ve yakıt ikmalinde görülen aksaklıklara rağmen, faal tek av uçağı ile sekiz keşif görevi yapılmıştı. Keşifler sonucu Sivrihisar güneyi ile Bellihisar arasında üç
tümenden fazla Yunan kuvvetinin ilerlemekte olduğu tespit edilmişti. |
21 Ağustos 1921 günü Yunan birliklerinin saat 15.45'de Fellahoğlu köprüsünden geçerek, Sakarya'nın güneyine doğru
ilerlediği görülmüştü. |
|
(b)
Yunan Kuvvetlerinin Taarruz İçin Hazırlanması: |
|
22 Ağustos 1921 günü Bölük Komutanı Yüzbaşı Fazıl'ın yaptığı keşif sonucu: Cephenin sol ileri kanadı olan Çeltik - Küçükhasan arasında bir tümenden fazla Yunan kuvvetinin bulunduğu
tespit edilmişti. Bu duruma göre, daha önce tespit edilen güneydeki
sekiz Yunan tümeninin yeni bir tümen ile takviye edildiği
görülmüştü. Batı Cephesi Komutanlığı bu durumdan endişelenmişti.
Gerçekte bu birlikler Yunanlıların geri teşkillerine ait
birliklerdi. Yapılan diğer keşifler düşmanın Sakarya'ya saldırıya
geçmeye hazırlandığını gösteriyordu. |
|
(c)
Ele Geçen Yunan Uçağı: |
|
Bu arada Kuşadası civarına mecburi iniş yapan De Havilland–9 tipi Yunan uçağı ele geçirilmişti. Kuşadası bilindiği gibi İtalyan işgali altında idi. Ancak, Türk Jandarması bölgesinin asayişinden sorumluydu. Yunan uçağı ve mürettebatı jandarma tarafından ele geçirilmişti. İtalyan İşgal Komutanlığı uçak ve mürettebatın kendisine verilmesini istiyordu. Türk Jandarma Birliği Komutanı derhal kabul etti ve mürettebatı İtalyanlara verdi. Uçağın gece muhafazasını biz yaparız, yarın alırsınız dedi. O gece emrindeki erler ve halkın yardımı ile uçak Türk bölgesine geçirildi ve sökülerek Muğla'ya getirildi. Bu uçağı cepheye getirmek için, Sivil Pilot Vecihi ve Rasıt Teğmen Hamdi (ÇAYPINAR) önderliğinde bir
ekip 27 Temmuz 1921 günü Muğla'ya hareket etti. 9 Ağustos'ta
Muğla'ya varıldı. 10–12 gün içinde tamiratı tamamlanan uçak Sivil
Pilot Vecihi tarafından 19 Ağustos'ta uçuruldu. Faal olduğu görülen
uçak; 21 Ağustos'ta Akşehir'e, 23 Ağustos'ta Ankara'ya uçarak
getirildi. Ertesi gün Malıköy'deki Bölük Karargâhına gönderildi.
Sakarya Meydan Savaşı'nın devam ettiği 23 Ağustos-13 Eylül 1921
tarihleri arasında Cephe Bölüğü 35 keşif uçuşu yapmıştır. |
|
De Havilland DH-9 Uçağı "İsmet"
|
|
Yunanlılardan ganimet olarak alınan De Havilland–9 tipi uçağa İsmet adı verildi. Uçak yeni ve iyi durumda olduğu için cephe bölüğünde yararlı hizmetler gördü. 22 gün ve gece süren Sakarya Savaşı boyunca havacılarımız, Yunan ordusunun miktarı ve arazide dağılışı konusunda elde ettiği değerli bilgileri Cephe Komutanlığına zamanında ileterek, önemli bir görevi yerine getirmişti. İsmet adı verilen uçağın savaştaki en büyük hizmeti, keşif raporlarını zamanında ve sıhhatli olarak taşıdığı ismin gerçek sahibine, büyük komutana yetiştirmekti. |
|
(d) Hava
Keşiflerinin Önemi: |
|
Sakarya Savaşı'nda 120 kilometreye ulaşan cephe karşısındaki düşmanın hareketleri, yönü, yedeklerin bulunduğu yerler, takviye edilen kısımları hava keşfinin dışında öğrenmek mümkün değildi. Bu ulvî hizmet Havacılara nasip oluyordu. Hava keşif raporları, kara keşifleri ve Yunan esirlerinden alınan bilgiler birbirini tamamlar nitelikteydi. |
Sakarya Savaşı'nın başladığı 23 Ağustos 1921 günü sol kanattaki Yunan kuvvetlerinin durumunu öğrenmek amacıyla bir hava keşif yapılması emredildi. İnlerkatrancı, Çambaklı,
Hacıömeroğlu, Çetlik, Savatlı, Sivri bölgeleri keşfedildi. |
23 Ağustos 1921 günü sabah 08.30'da yapılan keşifte; Çambaklı civarında üç Yunan tümeni, Hacıömeroğlu'nda
hareket halinde bir tümenden fazla kuvvet ve çok sayıda nakil
araçları ve ordugâhların bulunduğu görülmüştü. |
24 Ağustos 1921 günü yapılan hava keşfinde; Temurözü deresi doğusunda duran veya yürüyüş halinde beş tümenlik
Yunan kuvveti, Çeltik - Hacımusaoğlu yolunda 500 metre uzunluğunda
bir Yunan nakliye kolunun kol başı Alahüseyin'e varmıştı. Keşif
sonucu, Ilıca Deresi güneyinde bulunan 5 – 6 tümenlik esas Yunan
kuvvetlerinin ilerlemekte olduğu görülmüştü. |
25 – 29 Ağustos 1921 günleri arasında devam eden savaş süresince Yunan mevzileri keşfedilmiş ve belirlenen hedeflere makineli tüfek ve bomba ateşiyle taarruz edilmişti. 50 kadar Yunan uçağının katıldığı bu savaşta, Yunan havacıları isteksiz davranıyordu. Türk havacıları ile ellerindeki İzmir isimli bir av ve Yunanlılardan alınan De Havilland–9 keşif uçağı ile savaşta büyük başarı göstermişlerdi. |
25 Ağustos 1921'de Sivil Pilot Vecihi ve Rasıt Teğmen Hamdi Yunanlılardan ganimet olarak alınan İsmet uçağı ile yaptıkları iki keşif görevinde düşman mevzilerini de bombaladılar. İzmir isimli Albatros D-III uçağı arızalı olduğu için o gün
uçmamıştı. Sivil Pilot Hayri ve Rasıt Üsteğmen Hasan Basri de İsmet
uçağı ile üçüncü bir çıkış daha yaptılar. Aynı gün üç Yunan uçağının
kendi mevzilerinde uçuş yaptığı görülmüş, fakat uçakların savaşa
katılmak konusunda isteksiz oldukları tespit edilmişti. |
26 Ağustos 1921'de Sivil Pilot Hayrettin ve Bahattin, İsmet uçağı ile çıktıkları keşif uçuşunda elde ettikleri
bilgileri cephe komutanlığına ilettiler. Uçak yeniden uçuşa
hazırlandı. Sivil Pilot Vecihi ve Rasıt Üsteğmen Hasan Basri, Yunan
birliklerinin bir gün evvelki durum değişikliklerini izlemek
amacıyla havalandı. Yunan yedek birliklerinin ön saflarda savaşa
girdiği tespit edildi. Yunan birlikleri ve önemli hedefler Rasıt
Üsteğmen Hasan Basri tarafından bombalandı. |
Sivil Pilot Vecihi ve Rasıt Üsteğmen Hasan Basri'nin 27 Ağustos 1921 günü sabah yaptıkları keşif uçuşunda;
Yunan birliklerinin doğu yönünde devamlı olarak ön hatlara doğru
aktığını tespit ettiler. Yunanlılar Polatlı'nın Batı ve Güney
sırtlarını aşıp taarruza geçiyordu. Öğleden sonra aynı ekip ikinci
bir görev uçuşu daha yapmış ve düşmanı bombalamıştı. |
|