Ben Kimim

 
 
 

(g) Akviran Müfrezesi ve Atılan Bildiriler:

2 nci Uçak Bölüğünden ayrılan Akviran müfrezesi; 14 Nisan - 12 Mayıs 1922 arasında Çeçıngiç (Feyziabad), Seyitgazi, Yukarı Söğüt, Ayvalık, Alpanos, Kuyucuk, Eskişehir, Muttalip, İncehisar, Bostanlı, Döğer, Susuz, Çumralı, Muratlar, Karacaahmet, Kadımürsel, Kırkpınar bölgesinde keşifler yaptı. Bu keşifler sırasında ayrıca; "Türklerin Yunanlı esirlere çok iyi davrandıklarını, savaşa son vermek amacı ile biran evvel Yunan askerlerinin teker teker veya grup halinde teslim olmalarını tavsiye eden" aşağıdaki bildirileri atarak, Yunan birlikleri etkilenmeye çalışıldı. Bu bildirilerde künyeleri açıklanan esir Yunan askerlerinin imzaları bulunuyordu. Yunanca atılan bildirinin Türkçe örneği şöyleydi.

Asker kardeşler

İmzaladığımız bu beyannameyi okuyun, 3 seneden beri Türklerin ne karakterde insan olduklarını anladık. İşte bizde onun için Türklere teslim olduk. Türkler bizi gayet iyi karşıladılar ve dilediğimiz gibi serbest bıraktılar. Şu halde harbin korkunç safhalarından canımızı kurtararak ve subayların mezaliminden kurtularak şimdi rahat ve huzur içinde yaşamaktayız. Eğer sizde gelip teslim olursanız, işte o zaman bu söylediklerimizin tamamının birer hakikat olduğunu anlayacaksınız.

Karşınızda ateş tehlikesine maruz kalmamak için siperlerde son derece ihtiyatlı davranmalısınız. Bir asker yalnız başına teslim olmak istediği zaman uzaktan ellerini havaya kaldırarak bunun bir teslim işareti olduğunu belirtir veyahut bir beyaz mendili uzaktan sallayarak Türk siperlerine doğru yaklaşır. Türk siperlerinden duyacağınız teslim, teslim kelimesiyle karşılanırsınız. Eğer daha çok arkadaş teslim olmak istiyorsa bilhassa şunlara dikkat edilmelidir.

Bu gayelerinizi göstermek için eğer vaktiniz kalmazsa o zaman üçer üçer siperlere doğru ellerinizde beyaz mendillerle gelmeye başlarsınız, Türk siperlerine 100 metre kala tüfeklerinizi yere atar, ellerinizi havaya kaldırarak teslim olursunuz. Evvelce teslim olanlarla sonradan teslim olanlar arasında farklı bir işlem olmayacaktır.

Onlarda evvelkilerin tabi olduğu işleme uyularak kabul edileceklerdir. Şimdiye kadar teslim olanlar serbest ve rahat yaşamaktadır. Onun için sevgili kardeşimiz, nasihatlerimizi iyi dinleyerek, ona göre tedbir alınız. Şunu da belirtelim ki nasihatlerimizden bir miktar yararlanmanızı tavsiye ederiz. Huzur içinde kalırız.

İ M Z A L A R

Rütbe Adı Birliği
Er HİRISTOS YOOKİY

Selanik Yenicevardar Müstakil Tümen 51 nci Alay, 1 nci Tabur'dan

Er PEVKO ANASTASIYU

Selanik Yenicevardar Müstakil Tümen 51 nci Alay, 1 nci Tabur'dan

Er YOORK YOS VADALI 3 ncü Tümen, 6 ncı Alay, 2 nci Tabur'dan
Er ANASTASIYU KOZANA 3 ncü Tümen, 6 ncı Alay, 2 nci Tabur'dan
Er İVAN DİMİTRO TRİFONU Florina, 2 nci Tümen, 7 nci Alay 2 nci Tabur'dan
Er ÇİGOGİS AVENGELOS HİRİSTO Selanik, 12 nci Tümen, 14 ncü Alay 2 nci Tabur'dan
Er EVRTATİYOS HRİSTOS PANURMOLU 3ncü Tümen, 39 EVZON, 3 ncü Alay, 3 ncü Tabur'dan
Çvş. KANSTAN KIRYAKOPULOS Atinalı, 3 ncü Tümen, 39 ncu Alay, 1 nci Tabur, 3 ncü Bölük'ten
  (Çavuş S. KARAOĞLU)

Bildirinin Rumca Örneği

(X) Uçaklardan atılan bu bildirilerin Yunanca aslı ve Türkçe tercümeleri Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Hava Uzmanlığı arşivindedir.

1922 yılı Nisan ayı sonu itibariyle yapılan keşif uçuşlarında şu sonuçlar elde edilmişti. Seyitgazi'nin doğusunda ve güneyinde süvari birlikleri ve bir piyade tümeni, Afyon'un doğusunda demiryolunun kuzeyinde bir tümen, Afyon'un kuzeyinde Eğret - Susuz, Muratlar Karacaahmet'i kapsayan bölgede üç tümenden fazla bir askeri kuvvet, Afyon'un batısındaki Oturak İstasyonu'na kadar bir tümenlik Yunan kuvvetinin olduğu tespit edilmişti. Ayrıca Afyon'un doğusundaki demiryolunun kuzeyinden Afyon'un batısına kadar uzanan bölgedeki tahkimatın takviye edildiği görülüyordu.

 

(h) 1 nci Uçak Bölüğünün Faaliyeti:

1 nci Uçak Bölüğü Konya'da konuşlanmıştı. Bölük 21 Mayıs 1922'de 2 nci Uçak Bölüğünün yanına, Akşehir'e nakledildi. Bölükte; dört adet Breguet–14 B2 tipi silahlı keşif uçağı bulunuyordu. Fakat uçuş faaliyetinin daha faydalı olması için, tek merkezden idare edilmesi gerektiği düşünüldüğünden 1 Haziran 1922'de tekrar 2 nci Uçak Bölüğü ile birleşmesine karar verilerek yeni birliğe "Cephe Uçak Bölüğü" adı verildi.

  (i) Cephe Uçak Bölüğünün Faaliyeti:

Cephe Uçak Bölüğünün ikişer keşif uçağından oluşan müfrezeleri 1 nci ve 2 nci Ordu emrine verildi. Bu birlikler 1 nci ve 2 nci Ordu Keşif Müfrezesi adı ile anılmaktadır. 2 nci Orduya bağlı 2 nci Keşif Müfrezesi Aziziye civarında Akviran'a, 1 nci Orduya bağlı 1 nci Keşif Müfrezesi 24 Haziran 1922'de Çay kasabası civarındaki Mandıra Köyü yakınlarında hazırlanan meydana yerleşti. Müfreze Komutanı Yüzbaşı Bahattin'in emrinde iki adet Breguet–14 uçağı bulunuyordu. Apa köyünde bir akaryakıt dolum tesisi hazırlandı. Uşak ve Akşehir yönlerindeki keşif uçuşlarının da benzin ikmali buradan sağlanacaktı. Haziran 1922'de Cephe Bölüğü; Akviran ve Çay'daki keşif müfrezeleri vasıtası ile toplam 20 keşif uçuşu yaptı.

 

Cephe Uçak Bölük Komutanı Ve Arkadaşları

1922 yılı Haziran ayında 4 ncü Kolordu Komutanı Kemalettin Sami Paşa ve Halide Edip (ADIVAR) Cephe Uçak Bölüğü Karargâhını ziyaret etmiş ve her ikisi de Yüzbaşı Fazıl ile uçmuştu.

General Kemalettin Sami Ve Halide Edip Adıvar

2 nci Ordu Uçak Keşif Müfrezesi 26 Haziran 1922'de Döğer - Altıntaş - Kazlıgöl bölgesini keşfetti. Bu keşifte; Yunan birliklerinin durumu şöyle idi. Sarıcaova'da iki alay, Döğer'de bir alay ve otomobil kolları, Kayalar'da iki tümen, Kırkpınar'ın güneybatısında bir tümen, Böyce köyünde bir alay, Eğret'te bir süvari alayı ve dört topçu bataryası, Cumali'de üç-dört batarya, Kazlıgöl İstasyonu güneyinde 150 konik çadırdan kurulu bir alaylık ordugâh olduğu tespit edilmişti.

Aynı gün sabahı, Cephe Uçak Bölüğü de Afyon'un doğusunda bir hava keşfi yaptı. Bu keşifte; Kazviran - Simlitepe arasında bir alay, Simlitepe - Türkmenbaba ve güneyindeki bölgede bir tümen, Çakıllı kuzeyinde bir Yunan taburu olduğu tespit edilmişti.

27 Haziran 1922 günü 1 nci Çay Müfrezesine ait, bir Breguet–14 keşif uçağının, Afyon doğusundaki tahkimat hattını ve Yunan ordugâhını incelemek amacıyla çıktığı keşif uçuşunda motoru arızalandı ve Yunan hattı gerisine mecburi iniş yaptı. Pilot Fehmi Maltepe ve Rasıt Üsteğmen İhsan (Emekli Korgeneral İhsan ORGUN) Yunanlılar tarafından esir alındı. Yunan bölgesine iniş yapan uçak, Yunanlıların eline geçmeden önce mürettebatı tarafından yakılmıştı. 28 Haziran 1922'de 2 nci Müfreze Eskişehir, Ağapınar, Seyitgazi bölgesinde bir keşif uçuşu yaptı. Bu keşifte Ağapınar, Keçiköy güneyinde bir Yunan alayı, Hamidiye, Seyitgazi güneybatısında bulunan tahkimat hattının gerisinde bir tümen, Arapören'de beş, Karakulak'ta üç süvari bölüğü olduğu tespit edildi. Akın'daki alay eski yerinde duruyordu.

Fehmi Maltepe

 

(j) Yapılan Keşif Uçuşlarının Sonuçları:

1922 yılı Haziran ayında toplam 26 keşif uçuşu yapılmıştı. Bu keşifler ile Bölgede 12 Yunan tümeni ve bir de yarım tümenlik Yunan kuvvetinin bulunduğu tespit edilmişti. Yunan tümenlerinin yerleri şöyleydi.

Tümen Adedi

Bulunduğu Yer

1

Dumlupınar, Garipçe
1 Afyon güneyi
1 Afyon doğusu
1 1/2

Afyon doğusu demiryolu kuzeyine kadar Kızılveren bölgesinde

4

Döğer, Kayalar, Altıntaş, Lütfiye, Sarıkovakça Dağı, Ağapınar, Daniş ve Eskişehir bölgesinde toplanmış bulunuyordu. Temmuz 1922'de Cephe Uçak Bölüğü ve kademeleri 24 keşif uçuşu yaptı.

9 Temmuz 1922 günü yapılan keşif, Yunan ordusunun durumunu kesin olarak belirtiyordu. 9 Temmuz 1922'de öğleden önce yapılan keşif uçuşuna göre; Düşmanın Kütahya-Afyon demiryolunun doğusunda 2.5, Kütahya Afyon demiryolu batısında 3.5, Afyon'dan batıya uzanan demiryolunun Afyon-Dumlupınar kesimi güneyinde iki tümen gücünde kuvvetinin olduğu tespit edilmişti.

9 Temmuz 1922 Tarihinde Düşmanın Durumu

23 Temmuz 1922'de yapılan keşif, Yunanlıların faaliyetinde canlılık olduğunu gösteriyordu.

24 Temmuz 1922'de Sivil Pilot Vecihi ve Rasıt Teğmen Hamdi, Breguet-14'le Afyon bölgesinde uçarken bir Yunan Spad XIII uçağının saldırısına uğradılar. Breguet-14'ün makineli tüfeği arızalı olduğu için ateş etme imkânı olmadığı halde, tecrübeli bir pilot olan Vecihi'nin kaçınma manevraları sonucu, Yunanlıların bütün cephanesini sarf etmesine rağmen uçak yara almadan üssüne dönmüştü.

 

(k) Pilot TeğmenCemal İle Rasıt Yüzbaşı Ahmet Bahattin'in Şahadeti:

25 Temmuz 1922 günü Döğer çevresinde keşif yapmak için çıkan Breguet–XIV tipi keşif uçağı bir Yunan av uçağı ile hava savaşına girişti. Üzerindeki Alman yapısı eski makineli tüfekleri tutukluk yaptığından ateş edemedi. Düşman ateşlerinden isabet olan uçak düştü ve Pilot Teğmen Cemal ile Rasıt Yüzbaşı Ahmet Bahattin şehit oldular.

      Şehit Pilot Teğmen Cemal Bey (Solda)

   Şehit Rasıt Yüzbaşı Ahmet Bahattin (Sağda)

 

(l) Alınan Yunan Telgrafı:

Daha sonra çekilen telgrafla, "Kahraman Türk Havacı Kardeşlerimize; Dün iki saat dört uçağımızla kahramanca çarpışan ve bir uçağımızı yaralayıp diğerini düşürdükten sonra, Keşif uçağınızdaki iki kıymetli kardeşimiz Gazlıköy civarında düşerek şehit olmuşlardır. Yarın kahramanlara layık ve şerefli bir şekilde cenazelerini merasimle kaldırmayı Yunan meslektaşlarınız bir görev addeder ve kahraman Türk Havacılarına mağfiret diler." Durumu Yunan uçakları, Türk tarafına yazılı mektup atarak da bildirdiler. Malzeme ve yedek parça eksikliği orduların emrindeki uçak müfrezelerinin bakım hizmetlerini hem aksatıyor, hem de uçuşların verimli yapılmasını engelliyordu. Bu nedenle birinci ve ikinci müfrezelerin Akşehir meydanına dönmeleri uygun görüldü. Batı Cephesi Komutanı bu konudaki gerekli emirleri 1 nci ve 2 nci Orduya bildirdi.

 

(m) Yunan Hatları Üzerine Atılan Bildiriler:

1922 yılı Temmuz ayı içinde düşman hatları üzerinde ve gerilerinde yapılan uçuşlardabildiriler atılmıştı. Atılan bildirilerden birinin içeriği aşağıdadır.

YUNAN ASKERLER

Sonunda sizler de anlayacaksınız ki Yunanistan Anadolu'dan çekilmeye mecbur kalacaktır. O halde siz burada daha ne bekliyorsunuz.

Politikacılar sizin kanınızın akmasını seyretmek istiyorlar. Kral nefsini yaşatmaktan başka bir şey düşünmüyor. Nasıl ki Avrupalı tüccarlar mallarını yüksek fiyatlarla pazarlarda satıyorlarsa kral da bu usulü takip ediyor. Gözlerinizle gördüğünüz gibi Yunanistan'da yaşayanlar refah içindeler. Sizler cennet gibi olan memleketinizi terk ederek çorak Haymana'ya geldiniz. Orada bir tek Hristiyana bile rastlamadınız o zaman hangi söze inanarak yerinizi terk ettiniz. Siz budala değilsiniz. Bunları daha evvelden niye düşünmediniz. Şuna emin olmalısınız ki Anadolu Hıristiyanları, bu güne kadar bizimle beraber rahat ve huzur içersinde yaşamaktadır ve sonuna kadar da öyle yaşayacaklardır. Bizler müttefiklerimiz için bütün hazırlıklarımızı tamamlamış bir durumdayız. Kan dökülmesini istemediğimiz için sulhun sonunu böylece beklemekteyiz. Fakat zaman geçiyor, beklemeniz için pek az vakit kalmıştır. Az bir zaman sonra emellerimize kavuşmak için bütün gayretlerimizle çalışacağız. Bu sefer askerlerinize öyle bir darbe indireceğiz ki Sakarya'daki hezimetiniz onun yanında hiç mesabesinde kalacaktır. Askeri kayıplarınızdan sonra Balkan'lı düşmanlarınız o zaman sizleri küçük görecek, Selanik ve diğer yerlere yerleşmekten mahrum kalacaksınız. Ailelerinizi kötü akıbetler beklemektedir. Daha vaktiniz vardır. Şu halde sizler de memleketinize gelmeye çalışınız, nasıl ki bundan evvel binlerce din kardeşiniz gelip yerleştiler. Serbest olarak istediğiniz yerlere yerleşebilirsiniz. Bu güne kadar memleketimize gelip yerleşenlerden sizler de Avrupa mıntıkasından, Kıbrıs'tan ve Mısır'dan gelenler bir daha geldikleri yere dönmek istememişlerdir ve bu gün bunlar huzur içinde çocuklarının yanında yaşamaktadırlar. Şunu da nazarı dikkate almalısınız ki, harekâtımız başladığı zaman mevcut olmayacağı gibi göreceğiniz muamele de kardeşine olacaktır. Aynı zamanda köylere kaçanlar da aynı muameleyi göreceklerdir. Fakat bize karşı silahlarını çevirmiş olanların cezası pek ağır olacağı gibi bunlara karşı darbelerimiz de pek ağır olacaktır. Bu kâğıdı yanında saklayıp ta bize teslim olduktan sonra hiç bir şeyden korkusu olmayacaktır. Bütün bu söylediklerimi dinleyecek olursanız hemen harp sona erecek ve hep birlikte memleketimize gidip ailemizin yanında mesut hayat süreceğiz, nitekim onlar bize beklemektedirler. Yüzlerce defa sizleri selamlarız.

Türk Askerleri

(Çavuş S. KARAOĞLU)

 

(n) Komutanın Cephe Uçak Bölüğü'nü Denetlemesi:

30 Temmuz 1922 günü Batı Cephesi Komutanı General İsmet (İNÖNÜ) denetleme ve tanışma amacı ile Cephe Uçak Bölüğü'ne geldi. Cephe Komutanı; Düşmana yapılacak taarruz öncesi taarruz bölgesine yakın, uçakların benzin ve cephane ikmalini yaparak, Cepheye müdahalelerinin daha az zamanda yapmalarını sağlayacak ara meydanlara ihtiyaç olacağını kabul ederek meydan yeri seçimine değinmiş ve bu maksatla kullanılacak vasıtayı tahsis etmişti.

 

Teftiş Düzeninde Uçaklar

 

(o) Cephe Uçak Bölüğü'nün Güçlenmesi:

İtalyan havacı Parakini'den satın alınan Spad-XIII av uçakları, Ağustos 1922'de partiler halinde uçarak Akşehir bölük merkezine gelmeye başladı. Sivil Pilot Vecihi, İsmail Zeki ve Rasıt Tevfik, Almanlardan alınan 21 adet Albatros-C XV uçaklarından faal olanları getirmek üzere 1 Ağustos'ta Samsun'a gittiler. 20 Ağustos'ta başlayan savaşlara Albatros-C XV uçaklarından sadece ikisi katıldı. İki uçak 28 Ağustos 1922 günü saat 17.10'da Bolvadin ile Çay İstasyonu arasındaki meydana indi.

Albatros C-XV

17 Ağustos 1922'de Bolvadin, Dinar, Kazlıgöl, Cumalı, Kayalar, Döğer, Aziziye ve Sultandağ bölgesi havadan keşfedildi. Keşif sonucu; düşman kuvvetlerinin durumunda bir değişiklik olmadığını göstermekteydi. Yalnız Diner köyünün kuzey doğusunda üç bölükten kurulu bir süvari alayı yürüyüş halinde görülüyordu. Uçuş esnasında bir Yunan av uçağı keşif uçağımıza saldırmış fakat karşılık görünce, birkaç atıştan sonra geri dönmüştü.

19 Ağustos 1922 tarih ve Harekât-İstihbarat Şubesi 2165 sayılı Cephe Komutanlığı emri ile Akşehir'de bulunan Cephe Uçak Bölüğünün dört keşif uçağını Çay'da hazırlanmış olan meydana intikali istenmişti. İki keşif uçağı da Akşehir'de uçuşa hazır bulundurulacaktı.

Düşman uçaklarının faaliyeti ve uçuş istikametlerinin Çay'daki bölüğe anında bildirileceği, düşman uçaklarını gören birliklerin telefonla haber vermede önceliğe sahip olacakları ve haberi Çay'daki birliğe ulaştırmalarının Ordu Komutanlıkları tarafından sağlanması istenmişti.

Cephe Uçak Bölüğü, 20 Ağustos 1922'ye kadar Akşehir meydanında uçuşlarına devam etti. Çay'a intikal eden uçaklarla keşif, Konya'dan yeni gelen dört adet Spad-XIII av uçakları ile cephe hattı önünde taarruzi devriye uçuşları yapılıyor, düşman uçaklarının keşif uçuşları önleniyordu.

Cephe Uçak Bölüğünün Spad-XIII uçakları ile teçhizi, Yunan uçaklarının cephe hattına kadar dahi gelmeye cesaret edemez hale getirmişti. Bu durum, Büyük Taarruz için yapılan kıtaların yer değiştirmesi ve muazzam yürüyüşlerin düşman gözünden gizli yapılmasının ve tabiyevi baskının sağlanmasını temin etmişti.

Bu durumla ilgili olarak, Yunan Başkomutanı Hacı Anesti, Divanı Harpte "Son zamanlarda Türklerin yabancı hükümetlerden tedarik ettikleri 50 kadar (20 Spad-XIII ile Almanya'dan alınan, Rusya üzerinden Samsun'a gelen Albatros-C XV'ler toplamı) son sistem takip uçakları yüzünden uçaklarımız Türk yığınağı ve taarruz hazırlıklarını görememişlerdir." şeklinde açıklama yapmıştı.

Bu ifade; Cephe üzerinde hava üstünlüğü kesinlikle Türk tarafında idi, anlamındadır. Son aylarda üzerine fotoğraf makinesi monte edilen Türk keşif uçakları havadan fotoğraf çekme imkânına kavuşmuştu. Ağustos ayında yapılan keşifler sonucu, Cephe Komutanlığına aşağıdaki rapor verilmişti.

Seyitgazi, Kırgızdağı, Hamidiye, Lütfiye, Danişment ve Eskişehir bölgesinde üç tümen, Döğer, Kayalar, Karapınar, Sarıca, Eğret, İhsaniye bölgesinde dört tümen, Afyon'un güney doğusu ve batısında birer tümen, Afyon'un doğusu ile demiryolu kuzeyinde iki tümenden fazla Yunan kuvveti bulunmaktaydı. Yani, Eskişehir'in kuzey doğusundan, Seyitgazi doğusuna ve Ahırdağı'na kadar uzanan hattın batısında toplam 11 Yunan tümeni mevzilenmiş bulunuyordu.

Yunan harp tarihi yazarları, o dönemde sözü edilen bölgede 10 tümenden fazla kuvvet bulunduğunu ifade etmektedir. Cephe Komutanlığına verilen rapor, havacılarımızın, bir tümen farkla, mükemmel keşif yaptığını gösteriyordu. O dönemde görev yapan çok kabiliyetli hava rasıtlarının bulunması doğru sonuçların alınmasını sağlamıştır.

Keşifler sırasında Yunanlıların Eskişehir, Afyon, Garipçe ve Uşak'ta birer uçak birliği olduğu tespit edilmişti. Bu birliklerin her birinde dört veya beş adet av ve bombardıman tipi uçak olduğu görülmüştü.

 

(10) Yunan Hava Kuvvetleri'nin Faaliyetleri:

Yunan Hava Kuvvetleri; 1922 yılı Şubat - Ağustos ayları arasında 1 nci, 2 nci Ordu ve Kocaeli Grubu'nun bulunduğu bölgedeki mevziler ve geri hatlarının Yunan uçakları tarafından sürekli izlendiği görülmektedir. Bu faaliyetler Haziran ve Temmuz 1922 aylarında daha da yoğun olarak devam etmiştir.

Yunan av uçakları da Türk keşif uçaklarının faaliyetlerini önlemek için saldırılarda bulunmuş, fakat karşı taarruzla karşılaşınca geri çekildikleri görülmüştü. Bu durum Yunanlıların hava savaşına istekli olmadığını gösteriyordu.

 

(11) Büyük Taarruz Öncesi Türk Hava Harekâtı:

Büyük Taarruz öncesinde Cephe Uçak Bölüğünde faal durumda yedi keşif ve üç av uçağı olmak üzere toplam 10 uçak vardı. Cephe Uçak Bölüğü, 19 Ağustos 1922 günü, dört keşif uçağının bir gün sonra Akşehir'den trenle Çay'a intikal ettirilmesi konusunda emir aldı. İki keşif uçağı da Akşehir'de hazır olacaktı.

 

(a) Yapılan Keşif Uçuşları:

Keşifler Çay Meydanı'nın dan yapılacaktı. Daha sonra dört Spad-XIII av uçağı da Çay'a intikal etmişti. Yunan uçaklarını gören yer birliklerinin derhal Çay müfrezesine haber vermesi istenmişti. Bu ihbarın zamanında alınması için telefon hatlarının kullanılmasında öncelik tanınması emredilmişti. Cephe Komutanlığının bu emri yaklaşan büyük taarruz için alınan ilk tedbirlerden olup, büyük önem taşımaktaydı.

Keşif müfrezesi 20 Ağustos 1922 günü Çay Meydanı'nda göreve başladı. Hava meydanı Çay, Bolvadin yolunun doğusunda Çay'a üç kilometre mesafede Develi köprüsünün yakınındaki düz ve yeşil bir sahada hazırlanmıştı. Uçaklar, Yunan uçaksavar ateşine ve av uçaklarına rağmen savaş boyunca görevini başarıyla yapmıştı.

Uçuşlarda; Döğer, Altıntaş, Seyitgazi bölgesindeki Yunan yedek kuvvetlerinin durumu, Afyon'un güney ve batısındaki birliklerle, cephe ve gerilerdeki faaliyetler, topçu mevzileri sürekli izleniyor ve keşif sonuçları Cephe Komutanlığına rapor ediliyordu.

1922 Yılında Yunan Hava Kuvvetleri'nin Durumu

 

(b) Düşman Keşif Uçaklarının Önlenmesi:

Spad-XIII av uçakları, Yunan uçaklarının birliklerimizi keşfetmesini önlemek amacıyla devriye uçuşları yapıyordu. Yunan uçaklarıyla karşılaştıklarında, onları savaşmaya zorluyor ve kaçırıyorlardı. Bu etkili önleme faaliyetleri sonucu dört Yunan uçağı cephe gerisine inmeye zorlanmış ve düşürülmüştü.

21 Ağustos 1922'de Başkomutan Batı Cephesi Komutanlığını denetledi. Bu arada Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve Cephe Komutanı İsmet Paşa (İNÖNÜ) Çay Meydanı'ndaki Uçak Bölüğü'nü de denetlemişti. Bu nedenle o gün keşif uçuşu yapılmamıştı.

22 Ağustos 1922'de Afyon'un güney ve batısındaki Yunan kuvvetlerinin durumunu tespit için keşfe çıkan bir uçak arızalanarak mecburi iniş yapmıştı.

23 Ağustos 1922'de Afyon bölgesine keşif için gönderilen iki uçaktan biri şiddetli rüzgâr ve fırtına nedeniyle Kazlıgöl'den geri döndü, diğeri Afyon'dan havalanan iki Yunan av uçağının saldırısına uğradı ve geri dönmek zorunda kaldı. Üç gün boyunca hava keşfinden sonuç alamayan Cephe Komutanlığı durumdan endişelenmişti. Çünkü düşman birliklerinin durumunda bir değişiklik olduğu takdirde taarruz planının tatbiki de değişikliğe uğrayacaktı. Ayrıca Yunan yedek kuvvetlerinin son durumunun bilinmesine de ihtiyaç duyuluyordu.

23 Ağustos'ta; Hava Kuvvetleri Müfettişi Yarbay Muzaffer (ERGÜDER) Akşehir'deki bölük karargâhına gel emrini aldı. O anda bölükte dokuz uçak faal durumdaydı. Bölükte uçak mevcudu 22 idi. Bunlar peyderpey faal hale getiriliyordu. Faal uçak adedini artırmak için aynı tip uçaklardan dört uçak sökülerek, parçalarından yararlanılıyordu.

Cephe Karargâhı Personeli Ve Halide Edip Adıvar

26 Ağustos 1922 sabahı faal uçak miktarı 18'e çıkarılmıştı. Ancak bölükteki pilot adedi daha az olduğundan bir pilot değişik uçaklarla birkaç sorti uçuşa gidiyordu. Düşman av uçaklarına ve kötü hava şartlarına rağmen 25 Ağustos 1922 sabahı Döğer bölgesinde bir keşif uçuşu yapıldı. Hava keşif raporuna göre; Yunan birliklerinin durumunda bir değişiklik yoktu. Ulaşım yollarında da hiçbir faaliyet tespit edilmemişti. Kara keşifleri de aynı sonucu gösteriyordu.

 

(c) Cephe Komutanlığından Alınan Genel Taarruz Emri:

Bu keşiften birkaç saat sonra 25 Ağustos 1922 günü gecesi bölük, Batı Cephesi Komutanlığından genel taarruzla ilgili emri almıştı. Bu emir şöyleydi:

"1. 26 Ağustos 1922'den itibaren Büyük Taarruz başlayacaktır.

2. Yarın saat 06.00 – 08.00 arasında düşman yedek gruplarının durumu tespit edilecek aynı saatlerde Afyon'un güney mıntıkasındaki düşmanın durumu keşfedilecektir.

3. Av uçakları Afyon'un güney ve batısında devriye gezecek, düşmanın keşif yapması önlenecektir. Saat 10.00'da aynı görevler tekrarlanacaktır.

4. Seyitgazi mıntıkası ve Seyitgazi, Döğer yolu da keşfedilecektir. Öğleden sonraki vazife ayrıca bildirilecektir.

25 Ağustos 1922 günü saat (21.00) da yazıldı."
Batı Cephesi Komutanı İSMET
 

(d) Hava Kuvvetleri Müfettişi Albay Muzaffer (ERGÜDER)'in Hatıralarından:

Hava Kuvvetleri Müfettişi Muzaffer (ERGÜDER) hatıratında bu tarihi günü şöyle anlatmaktadır.

"25 Ağustos 1922 akşamı saat 21.00'den sonra uçak kuvvesi, yani harbe hazır uçakların cins ve adedi belli oldu; evvelce tahmin edilenden bir noksanıyla17 uçak harbe hazırdı. Fakat elde o kadar pilot yoktu. Ancak icabında bir pilot birkaç sorti uçuş yapacaktı. Durum Cephe Komutanlığına arz olundu. O gece berrak bir sema üzerinde gökte Türk bayrağı çizilmişti. Parlak hilalin tam orta ilerisinde parlak bir yıldız gelmiş ve bu şekil saatlerce hepimizin gözünü havaya çevirmişti.

Pilotlarda avcı, keşif veya bombardıman pilotu diye bir ayırım yoktu. Uçucular mevcut uçaklarla uçmak mecburiyetinde idiler. Uçmadığı bir tip ise arkadaşı ona uçağın özelliklerini anlatıyor, pilot ilk uçuşunda meydan üzerinde kısa bir süre içinde uçağı intibak edip düşman istikametinde göreve gidiyordu. Her uçucuya bir uçuş elbisesi, başlık ve gözlük verilemediğinden ekseriya pilotlar yünden örme bir başlık ve yün kazakla uçuşa giderlerdi."

26 Ağustos 1922 günü erken saatlerde Büyük Taarruz başladı. Muzaffer (ERGÜDER) hatıralarında o günkü durumu şöyle anlatmaktadır.

"Gün ağarırken her uçağın başında üç-dört er bekliyor, her uçak son bir defa gözden geçiriliyordu. Türk topçusunun homurtusuna bu mütevazı meydanda çalışmaya başlayan uçakların motor gürültüleri karışıyor, uçaklar birer birer havalanıyordu."

Havanın 3/4 kapalı ve çok rüzgârlı olmasına ve keşif için müsait olmamasına rağmen saat 06.00 – 07.30 arasında Yüzbaşı Fazıl, Yüzbaşı Yahya ve Astsubay İhya, Mükerrem, Basri, Abdülhalim'in yönetiminde üç av ve üç keşif uçağı havalandı.

Keşif uçaklarında rasıt olarak Üsteğmen Y. Kenan, Hamdi (ÇAYPINAR) ve Teğmen Osman Nuri (BAYKAL) bulunuyordu. Av uçaklarının himayesinde yapılan bu keşif uçuşları; Döğer, Altıntaş bölgesinde düşman yedeklerinin durumunda bir değişiklik olmadığını gösteriyordu. Afyon'un güney ve güney doğusundaki keşif; düşman birliklerinin toplanma harekâtına girişmediğini gösteriyordu. Keşif uçağımıza saldıran bir Yunan uçağına karşı yapılan taarruz sonucu, bu uçak kaçırıldı.

 

(e) Yüzbaşı Fazıl'ın İnişe Zorladığı Yunan Pilotu:

Saat 07.45'de havalanan Yüzbaşı Fazıl, av uçağı ile taarruza geçen birliklerimizin üzerinde uçarak, Yunan keşif uçaklarının faaliyetini önlemeye çalışmıştı. Bu uçuş esnasında bir Yunan Breguet–14 A2 uçağı ile karşılaştı. Yunan uçağının keşif yapmasını önlemek için saldıran Fazıl uçağı kovalayarak Afyon bölgesindeki Hasanbeli - Garipçe Köyü civarına inmeye mecbur etti. Dizinden yaralı olan pilot uçağı yakmak istemişse de gövdenin yarım metre kısmı yandıktan sonra yetişenler tarafından yangın söndürüldü. Çabucak onarıldı. Ele geçen ve faal durumda olan bu uçağa Garipçe ismi verilerek Türk Hava Kuvvetlerinde kullanılmıştı. Yunan uçaklarının Afyon'un doğu ve güneyindeki keşif harekâtını önlemekle görevli bir Türk uçağı saat 07.50'de karşılaştığı bir Yunan keşif uçağı ile yaptığı çatışma sonucu Yunan uçağını Afyon meydanına inmeye mecbur etti. Aynı gün, 09.20'de Döğer - Altıntaş bölgesinde yapılan keşif sonucu şu durum tespit edildi. Altıntaş - Arap çiftliği şosesinde bir Yunan taburu yürüyüş halindeydi. Yunan ordugâhlarının durumunda değişiklik yoktu. Bir av uçağımız saat 10.40'da Afyon'un güneyinde karşılaştığı bir Yunan keşif uçağını inişe zorladı.

Breguet XIV - A2 "Garipçe"

 

(f) Cephe Komutanlığının İstediği Keşif Görevleri:

26 Ağustos 1922 günü saat 10.45'de Afyon'un güney batısında yapılan keşif, bölgede savaşların şiddetle devam ettiğini, düşman hatlarının gerisinde bir değişiklik olmadığını gösteriyordu. Saat 11.00'da Pilot Hayrettin ve Rasıt Teğmen Sıtkı keşif uçuşuna çıktılar. O anda görevdeki uçak sayısı yediye çıkmıştı. Saat 12.00 – 13.00 arasında bütün uçaklar görevini tamamlamış ve meydana salimen dönmüşlerdi.

Cephe Komutanlığı öğleden sonra, Yunan yedek kuvvetlerinin durumu hakkında bilgi almak için hava keşif yapılmasını emretti. Bu keşif ile;

1. Döğer, Afyon arasındaki tren nakliyatının,

2. Kazlıgöl - Afyon, Altıntaş, Dumlupınar bölgesinde bulunan karayolları üzerindeki faaliyetlerin,

3. Ahırdağ kuzeyine giren süvari kolordumuzun durumunun ve Tazılar, Çobanözü, Tokuşlar bölgesindeki faaliyetlerin izlenmesini emretmişti.

Saat 14.30 ile 15.00 arasında dört uçak havalandı. Bunlardan biri arızalanarak geri döndü. Saat 18.00'da bir uçak daha keşfe gönderildi. Alınan raporlar; Yunan ordugâhlarının durumunda bir değişiklik olmadığını, demiryolunda yoğun nakliye hareketi olduğunu, Kazlıgöl'de ulaştırma için hazırlanan çok sayıda atların bulunduğunu gösteriyordu.

26 Ağustos 1922 günü yapılan hava keşif faaliyetleri şu şekilde özetlenebilir:

Altıntaş, Döğer ve Afyon bölgesinde 12 keşif uçuşu yapılmıştı. Bu uçuşlarda; düşman yedek gruplarının durumu tespit edilmiş, görülen önemli hedefler bombalanmış, av uçakları dört defa Yunan uçakları ile çatışmaya girmiş, üç Yunan uçağını kendi hatlarının gerisine kaçmaya mecbur etmiş, birini de Türk hatlarına indirmiş ve uçak ele geçirilmişti. Bu keşiflerde Pilot Yüzbaşı Fazıl, Rasıt Üsteğmen Osman Nuri (BAYKAL) ve Hamdi (ÇAYPINAR)'ın raporlarından çok önemli bilgiler elde edilmişti.

 

(g) Cephe Komutanlığının 27 Ağustos 1922 Günü Verdiği Emir:

Cephe Komutanlığının 22 Ağustos 1922 günü verdiği emir şöyleydi.

"1. Afyon'un çevresi ve güneyindeki düşman faaliyetleri,

2. Döğer, Altıntaş, Gazlıgöl ve Seyitgazi bölgesinde yollarda Yunan birliklerinin hareketleri,

3. Afyon doğusundaki Yunan Kıtalarının durumundaki değişiklikler ve tren yolu üzerendeki faaliyetler, keşfedilecek,

4. Av uçakları Afyon'un güney ve batısında devriye uçuşları yaparak düşman uçaklarının faaliyetlerini önleyecek, Aceşehir, Ayvalı, Kırcaslan, Sinanpaşa hattında düşmanla savaşan 5 nci Süvari Kolordumuz ve düşmanın harekât ve faaliyetleri keşfedilecektir."

27 Ağustos 1922 sabahı gün ağarırken iki keşif ve iki av uçağı havalanmış ve toplam beş keşif görevi yapılmıştı. Saat 11.00'da Pilot Basri (ALEV) ve Rasıt Osman Nuri (BAYKAL) altıncı bir uçuş daha yaptılar. Bu uçuşlar sonunda genel durumu anlatan ayrıntılı bir rapor verildi. Bu keşif raporuna göre:

1. Yunanlılar Afyon'un doğu ve güneyindeki birinci tahkimat hattını boşaltmıştı.

2. İkinci tahkimat hattında düşmanın az bir kuvveti kalmıştı. Bu hattın da Türk topçusunun ateşi altında olduğu görülüyordu. Hattın gerisindeki Yunan alayı ile, Afyon'un güneyindeki Teper sırtlarındaki bir alay ve düzlükteki alay çekilmişti.

3. Erkmen sırtlarından inen derenin içinden güneye doğru ilerleyen bir Yunan taburu ikinci tahkimat hattının gerisine çekilmekteydi.

4. Afyon'dan Gazlıgöl'e giden 32 vagonluk bir tren görülüyordu. Afyon istasyonunda dağınık halde çok sayıda Yunan askerleri bulunuyordu. Afyon - Uşak hattında herhangi bir faaliyet görülmüyordu.

5. Karacacaslan'daki bir alaylık Yunan piyade taburu Kılıçaslanlı'ya nakledilmişti ve burası da Türk topçusunun ateş tesiri altındaydı.

6. Hasanbeli, Ahırdağ tahkimat hattı gerisinde iki Yunan alayı bulunuyordu. Sinanpaşa, Garipçe, Paşaköy yollarında faaliyet görülmüyordu.

7. Afyon'un güneyinden Ahırdağ'ına kadar olan bölgedeki güçlü Yunan ihtiyaç birlikleri ve Döğer, Altıntaş bölgesindeki birlikler yerlerini terk etmişti.

8. Bu keşifler esnasında pilotlar düşman av uçakları ile karşılaşmış ve onları Yunan hatlarına kadar kovalamıştı.

Öğleden sonra havanın çok kapalı ve fırtınalı olması nedeniyle uçuş yapılamamıştı. Bu fırsattan faydalanarak, uçakların bakım, arıza ve tamir işleri ele alınmış, bu çalışmalar gece yarısına kadar devam etmişti. 27 Ağustos 1922 günü yapılan keşifler, Afyon'un güney ve güneybatısındaki çok iyi tahkim edilmiş Yunan mevzilerinin Türk birlikleri tarafından ele geçirildiğini ve Yunanlıların sağ kanadının çöktüğünü gösteriyordu.

 

(h) 28 Ağustos 1922 günü için Uçuş Görevleri:

Cephe Komutanlığı, 28 Ağustos 1922 günü yapılacak uçuş görevleri için aşağıdaki emri vermişti.

Cephe Uçak Bölüğü Komutanlığına,

1. Afyon Kıtalarımız tarafından işgal edilmiştir. Düşman çekiliş yönü ve durumu henüz anlaşılamamıştır.

2. Afyon, Altıntaş, Kütahya ve Dumlupınar şoseleriyle Afyon, Dumlupınar yollarındaki faaliyetin tespiti.

3. Belce, Resulbaba, Bakırcık mevzilerinin durumunun ve Yunan savunma hazırlıklarının incelenmesi.

4. Eskişehir, Seyitgazi bölgesinin keşfi yapılacak.

5. Düzensiz bir halde ricat eden (çekilen) Yunan kıtaları ile ağırlıkları bombalanacaktır.

6. Vazifeler yapılırken 1 ve 3 numaralı beyannameler de atılacaktır. (X)

Batı Cephesi Komutanı İsmet

(X) Bu beyannamelerde, köy-kasabalardaki Türk Halkına, düşmanın bozguna uğratıldığı, ric'at eden düşmana daha fazla zayiat verdirilmesi için geçeceği yollar ve yol üzerindeki köprülerin tahrip edilmesi, elde edecekleri vasıtalarla mümkün olduğu kadar düşmana sabotaj yapılması istenmekte idi.

Sabah dört keşif uçağı keşif görevi için havalandı ve topluca hedefleri bombaladı. İkinci sortide, beş uçak daha havalandı. Uçaklar cephede ve cephe gerisinde keşif uçuşu ve bombardıman taarruzları yaptılar. Bu uçuşlarda herhangi bir Yunan uçağı ile karşılaşılmadı. Uçaklar, geri çekilen Yunan kıtalarını alçaktan makineli tüfek ateşine tutmuştu.

28 Ağustos 1922 günü yapılan hava keşfi şu şekilde özetlenebilir;

1. Yenilgiye uğrayan Yunan birlikleri genel olarak batı istikametinde düzensiz bir şekilde geriye çekilerek Eğret bölgesine kadar gelmişlerdi. Bu birliklerin iki tümen kadar olduğu tahmin edilmekteydi.

2. Düşman birlikleri artçı kısmı Araplı Çiftliği kuzeyindeki beklemeyi kolbaşısıyla geçmektedir. Bu kuvvet bir alaydan fazladır. İlbulakdağı - Çatalçeşme - Araplı Çiftliği - Altıntaş yolunun doğusundaki tepelerde küçük dağınık kuvvetler vardır. Eğret ve etrafında düzensiz bir halde bulunan düşman yürüyüş kollarına etkili isabetlerle toplam 200 kilo bomba atılmış ve makineli tüfek ateşiyle taranmıştır.

11.30'da yapılan keşif, Eğret'i geçen ricat halindeki Yunan birliklerinin iki tümen kuvvetinde olduğunu gösteriyordu. Birlikler ve ağırlıkları yolun iki tarafında düzensiz bir şekilde kaçmaktaydı. 12.00'da, Arap Çiftliği'nin kuzey sırtları ile Kazlıgöl güneyindeki Hasanköy sırtlarında Yunan süvari ve piyade artçıları havacılarımız tarafından tespit edildi. Bu birlik topçuları ile birlikte bir tümen gücündeydi.

Saat 12.05'ten sonra, Kazlıgöl'den gelen küçük bir kol Eğret'e yaklaşmıştı. Araplı Çiftliği kuzeyindeki Yunan artçı alayının öncüleri Bekleme'yi geçmişti. İlkbulak Dağı - Çatalçeşme - Arap Çiftliği, Altıntaş yolu doğusundaki tepelerde dağınık vaziyette Yunan kuvvetleri görülüyordu. Eğret civarındaki düzensiz yürüyüş kollarına iki yüz kilo kadar bomba atılmıştı, makineli tüfek ateşi ile taranmıştı.

Ricat halindeki Yunan kuvvetlerinin büyük çoğunluğu Eğret ile Süleyman Boğazı arasında yürüyordu. Çekilen birliğin sonu Eğret'in güneyinde bulunuyordu. İki tümen gücündeki bu birlik düzensiz olarak yolun iki tarafına taşmış vaziyette ilerlerken, uçak bu yürüyüş koluna bomba ile taarruz etmişti.

 

(ı) Hava Kuvvetleri Uçak Durumu:

29 Ağustos 1922'de Hava Kuvvetleri uçak durumu şöyleydi;

Konya İstasyonu'nda tamir veya uçuşa hazırlananlar

Spad-XIII Av uçağı (200 Beygir gücünde, İtalyanlardan satın alındı.)

17

Breguet-14 B2 Silahlı keşif uçağı (300 Beygir gücünde, Fransızlardan satın alındı.)

5

Adana'da bulunanlar

Albatros-D III Av uçağı 1
Aviatik eğitim uçağı (100 Beygir gücünde) 1

Batı Cephesi'nde bulunanlar

Spad XIII Av uçağı, Breguet-14 A2 Silahlı keşif uçağı 4
De Havilland-9 Bombardıman uçağı (140 Beygir gücünde) 1
Albatros-C XV Keşif uçağı (200 Beygir gücünde) 2

Hava Kuvvetlerinde toplam; Eğitim, Keşif, Av ve Bombardıman tiplerinde 32 uçak bulunuyordu.

Almanya'dan alınan, Rusya içinden geçip Novrosıski'den Samsun'a gelen uçaklardan Samsun'da hazırlanan iki Albatros-C XV uçağı, aynı gün Bolvadin, Çay arasındaki hava meydanına indi. İnişte, uçaklardan birinin pervanesine taş çarptığı için parçalanmış ve tamir için Akşehir'e gönderilmişti.

 

(j) Uçak Bölüğü'nün Afyon'a İntikali:

29 Ağustos 1922'de Cephe Komutanlığı telefon emri ile düşmanın daha yakından takip edilmesi için Uçak Bölüğü'nün Afyon'a intikalini emretti. İntikal sırasında hangarlar nakledilmeyecek, bölük, eski istasyon binası yakınındaki demiryolu hangarlarından faydalanacaktı. Çay'daki akaryakıt ve yedek malzemenin nakli için gerekli araçların sağlanacağı bildirildi. Görev uçuşuna kalkan uçaklar dönüşlerinde Afyon Meydanı'na ineceklerdi.

Cephe Komutanlığı tarafından 29 Ağustos 1922 günü yapılacak uçuş görevi için de Uçak Bölüğü'ne aşağıdaki emri vermişti.

"1. Düşmanın büyük kısmının Eğret bölgesinden kuzey batı yönüne doğru çekildiği tahmin edilmektedir. Eskişehir bölgesinde de çekilme alametleri vardır. Süvari tümeni 28 Ağustos 1922 saat 13.00'dan sonra Döğer - Balıkpınar hattını geçmiş, Altıntaş yönünde ilerlemektedir.

2. Sabah keşif uçuşları Eğret, Altıntaş bölgesinden Hamurköy,Çalköy, İşören yönlerine ve Dumlupınar'a doğru yine Altıntaş bölgesinin kuzey ve kuzey batı yönlerine doğru yapılacaktır. Düşmanın ana kuvvetlerinin durumu ve çekiliş yönü tespit edilecek, Eskişehir doğusu ve Seyitgazi bölgesindeki Yunan kuvvetlerinin durumu keşfedilecek,

3. Uçaklar dönüşlerinde Afyon'a inecektir."

07.15 ile 08.30 arasında yedi keşif uçuşu yapıldı. 07.30'da yapılan keşif uçuşunda uçaklarımız Döğer-Altıntaş kuzeyi-Hamidiye Köyü kuzeyini kapsayan bölgede hiçbir düşman faaliyeti göremedi. Kütahya civarı yoğun bulutlarla kaplı olduğu için o bölgede uçuş yapılamadı. 08.30'daki keşifte, Seyitgazi'nin güney doğusunda bulunan iki alaylık Yunan ordugâhı eski yerinde duruyordu. Bu bölgede yoğun bir faaliyet olduğu görülmüştü. Eğret, Altıntaş, Çerkezköy, Hamidiye ile Çerkezköy'ün 20 kilometre kuzeyine kadar uzanan bölgede Altıntaş, Dumlupınar arasında düşman bulunmuyordu.

29 Ağustos 1922 günü Cephe Uçak Bölüğü üç kademe halinde düzenlenen bir planla görev yapmaktaydı. Bunlardan;

— Bölük tamirhane ve malzeme deposuyla bir kısım erleri Akşehir'de,

— Malzemeler ve erlerin bir kısmı Çay'da,

—Uçaklar uçucu personel, akaryakıt ve ilk ihtiyaç malzemeleri Afyon'da bulunuyordu.