|
e. Mareşal
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Lozan Antlaşması'nı değerlendirmesi: |
|
Kemâl ATATÜRK, NUTUK'u 15-20 Ekim 1927'de yapılan Cumhuriyet Halk
Partisi Kurultayı'nda okumuştu. Aşağıda, Kemâl ATATÜRK'ün Lozan
Antlaşması'nı değerlendirdiği NUTUK'tan alınan bölüm yer almaktadır. |
"Efendiler, Mondros Ateşkes
Anlaşması'ndan sonra, düşman
devletler tarafından
Türkiye'ye dört defa barış
şartları teklif edilmiştir.
Bunların birincisi, Sevres taslağıdır. Bu taslak hiçbir görüşmenin ürünü olmayıp İtilâf
Devletleri tarafından Yunan Başvekili M ö s y ö V e n i z e l o s
'un da katılmasıyla düzenlenmiş ve V a h d e t t i n 'in hükümeti
tarafından 10 Ağustos 1920'de imza edilmiştir. |
Bu taslak, Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nce
tartışılmaya değer bile
sayılmamıştır. |
İkinci barış teklifleri,
Birinci İnönü
Muharebesi'nden sonra
toplanan Londra
Konferansı'nın sonunda 12
Mart 1921 tarihinde
yapılmıştır. Bu teklifler Sevres Antlaşması'na bazı
değişiklikler getiriyor ise de, üzerinde durulmamış olan meselelerde
Sevres taslağındaki maddelerin olduğu gibi bırakıldığını kabul etmek
gerekir. |
Bu teklifler, bizce
tartışmaya yol açmadan
İkinci İnönü Muharebesi'nin
başlamasıyla sonuçsuz
kalmıştır. |
Üçüncü barış teklifleri, 22
Mart 1922'de, yani Sakarya
zaferinden ve Fransızlarla
imzalanan Ankara
Anlaşması'ndan sonra ve
yakında yeni bir
taarruzumuzun beklendiği
sıralarda, Paris'te toplanan
İtilâf Devletleri Dışişleri
Bakanları tarafından
yapılmıştır. Bu tekliflerde,
artık işe Sevres taslağını temel olarak
ele alma usulünden vazgeçilmiş ise de, ana çizgileri ile millî
gayemizi gerçekleştirmekten uzaktı. Dördüncü teklif Lozan
Antlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlanan görüşmelerdir. |
İtilâf Devletleri'nce
Türkiye'ye kabul ettirilmesi
düşünülen esaslar ile Millî
Mücadele sayesinde ulaşılan
sonucu açıkça gözler önüne
serebilmek için, bu dört
türlü teklif arasında en
önemli noktaları içine
alacak şekilde kısa bir
karşılaştırma yapmayı
yararlı sayarım. |
Sevres'de: Çatalca hattından biraz ileride
bulunan Podima - Kalikya hattı.
|
Mart 1921 teklifinde: Söz konusu edilmemiştir. |
Mart 1922 teklifinde: Tekirdağ bize, Babaeski Kırkkilise
(Kırklareli) ve Edirne Yunanlılara
kalacak şekilde
bir hat. |
Lozan'da: Karaağaç da bizde olmak üzere Meriç
hattı. |
|
Sevres taslağında: Bu bölgenin
sınırları Kuşadası, Ödemiş, Salihli, Akhisar ve Kemer iskelesine
az çok yakın yerlerden geçmektedir. |
Bu bölge, Türk hâkimiyetinde
kalacak, fakat Türkiye, bu
hâkimiyetini kullanma
hakkını Yunanistan'a
devredecek. Türk
hâkimiyetinin belirtisi
olarak, İzmir şehrinin dış
istihkâmlarından birinde
Türk bayrağı bulunacak. Bir
bölge meclisi toplanacak ve
beş yıl sonra bu meclis, bu
bölgenin sürekli olarak
Yunanistan'a katılmasına
karar verebilecekti. |
Mart 1921 teklifinde: İzmir
şehri Türk hâkimiyetinde
kalacak, İzmir şehrinde bir
Yunan kuvveti bulunacak ve
İzmir bölgesinin geri kalan
yerlerinde, çeşitli
unsurların nüfus oranlarına
göre oluşturulacak bir
jandarma birliği görev
alacak ve buna İtilâf
Devletleri'nin subayları
komuta edecek. |
Yönetim işlerinde de yine
aynı nüfus oranı göz önünde
bulundurulacak, bölgenin
Milletler Cemiyeti'nce tayin
edilecek bir Hristiyan valisi olacak, bunun yanında seçim yoluyla
kurulmuş bir meclis ile bir danışma kurulu bulunacak. Valilikçe,
Türkiye'ye gelir artışına göre ayarlanacak bir vergi konacak; bu
anlaşma beş yıl süre ile geçerli olup iki taraftan birinin isteği
üzerine Milletler Cemiyeti'nce değişikliğe uğratılabilecek. |
Mart 1922 teklifinde: Bütün
Anadolu ve dolayısıyla İzmir
de bize geri verilecek
yolunda aldatıcı bir vaat.
İzmir Rumları'nın yönetime adaletli bir şekilde katılmasını sağlamak
için ve aynı hakkın Yunanistan'da kalacak Edirne Türklerine de
verilmesi şartıyla bir usul tespiti konusunda İtilâf Devletleri,
Türkiye ve Yunanistan ile anlaşacaklardır. |
Lozan'da: Elbette bu gibi
meseleler söz konusu bile
edilmemiştir. |
Sevres'de: Akdeniz kıyısında
aşağı yukarı Karataş burnundan başlayarak Osmaniye, Bahçe,
Gaziantep, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin'i epey güneyde ve
Suriye topraklarında bırakan bir sınır. |
Mart 1921'de: Aşağı yukarı
şimdiki sınır olmak üzere
Fransızlarla ayrıca bir
anlaşma imzalanmıştır. |
Lozan'da: 20 Ekim 1921
tarihli Ankara
Anlaşması'ndaki sınır olduğu
gibi bırakılmıştır. |
Sevres'de: İmadiye bizde kalmak şartıyla,
Musul ilinin kuzey sınırı. |
Mart 1921 teklifinde: Söz konusu edilmemiştir. |
Mart 1922 teklifinde: Söz konusu edilmemiştir. |
Lozan'da: Çözümü daha sonraya bırakılmıştır. |
|
Sevres'de: Türk - Ermeni
sınırının tayini Amerika Cumhurbaşkanı W i l s o n 'a bırakılmıştır.
W i l s o n, sınır olarak Karadeniz kıyısında Giresun doğusundan
başlayan, Erzincan'ın batı ve güneyinden, Elmalı, Bitlis ve Van
Gölü'nün güneyinden geçen ve birçok noktada Birinci Dünya
Savaşı'ndaki Türk-Rus Cephesini izleyen bir hattı göstermiştir. |
Mart 1921 teklifinde:
Milletler Cemiyeti bir
Ermeni yurdu kurulması için
doğu illerinden Ermenistan'a
bırakılacak toprakların
tespiti için bir komisyon
kuracak, Türkiye bu
komisyonun kararını kabul
edecek. |
Lozan'da: Bu konu ortadan
kaldırılmıştır. |
Sevres'de: Rumeli'nin Türkiye'de kalan bütün parçaları. |
Anadolu'nun Adalar Denizi üzerinde
aşağı yukarı İzmir bölgesinin
sınırından başlayarak Manyas
Gölü'nün güneyine, Bursa'nın ve
İznik'in biraz kuzeyinden ve Sapanca
Gölü'nün batı ucundan Ahabadr (Ağva)
deresinin göle döküldüğü yere kadar
uzanan bir hatla sınırlandırılmış
bölge. Bu bölgelerde asker
bulundurmak ve askerî harekâtta
bulunmak hakkı yalnız İtilâf
Devletleri'ne aittir. Bu bölgedeki
Türk jandarması da İtilâf
Devletleri'nin komutası altında
olacaktır. |
İtilâf Devletleri, bu bölge içinde,
askerî maksatlarla kullanılabilecek
yol ve demiryolu yapımını
yasaklayabileceği gibi, yapılmış
olan yollardan bu gayeyle
kullanılacak olanları da tahrip
ettirebilecektir. |
|
Mart 1921 teklifinde: Çanakkale
güneyinde Bozcaada karşısından
Karabiga'ya çekilen hattın kuzeyi
ile Boğaziçi'nin her iki yakasında
25 kilometrelik bir bölge.
|
|
Çanakkale boğazına hâkim olan her iki
tarafındaki adalar. |
İtilâf Devletleri yalnız Yunanistan'a kalacak olan Gelibolu ve
bize kalacak olan Çanakkale'de asker bulunduracak böylece,
İstanbul'u ve İzmit yarımadasını boşaltacak, Türkiye'nin
İstanbul'da asker bulundurmasına ve Anadolu'dan Rumeli'ye ve
Rumeli'den Anadolu'ya asker geçirmesine izin verecektir. |
|
Mart 1922 teklifinde: Çanakkale'nin
güneyinde Erdek yarımadası dışarıda
kalmak üzere Çanakkale sancağı.
Boğaziçi’nin güneyinde o zaman
tarafsız sayılan bölge, yani aşağı
yukarı İzmit yarımadası askersiz
bölge olacaktır. |
Bizde İtilâf Devletleri'nin işgal
kuvvetleri kalmayacaktır. |
|
Lozan'da: Gelibolu yarımadası ile Kumbağı, Baklaburnu hattının
güney-doğusu, Çanakkale bölgesinde kıyıdan yirmi kilometrelik
bir yer ve Boğaziçi'nin iki yakasında kıyıdan on beş
kilometrelik birer bölge ve Marmara'da da İmralı dışındaki
adalarla İmroz ve Bozcaada askerden arınmış bir duruma
getirilecektir. |
|
Hiç
bir yerde İtilâf Devletleri'nin işgal
kuvvetleri kalmayacaktır. |
|
Sevres'de: Fırat'ın doğusunda ve Ermenistan, Irak
ve Suriye arasında kalan bölge için İtilâf Devletleri
temsilcilerinden kurulacak bir komisyon özerk bir yönetim şekli
hazırlayacaktır. |
|
Antlaşmanın imzalanmasından bir yıl sonra bu
bölgenin Kürt halkı Milletler Cemiyeti Meclisi'ne başvurarak
Kürtlerin çoğunluğunun Türkiye'den ayrı bağımsız bir devlet kurmak
istediklerini ispat ederse ve Meclis de bunu kabul ederse, Türkiye
bu bölgedeki her türlü haklarından vazgeçecektir. |
|
Mart 1921 teklifinde: İtilâf Devletleri, şimdiki
durumu göz önünde tutarak, bu konuda Sevres taslağında değişiklik
yapılmasını dikkate alma eğilimindedir. Şu şartla ki, özerk
yönetilen bölgelerle Kürt ve Asurî - Geldani çıkarlarının yeterince
korunması için tarafımızdan kolaylıklar gösterilsin. |
|
Mart 1922
teklifinde: Söz konusu edilmemiştir. |
|
Lozan'da:
Elbette söz konusu ettirilmemiştir. |
|
3. İKTİSADÎ NÜFUZ BÖLGELERİ |
Sevres Antlaşması'ndan sonra İtilâf Devletleri'nin
aralarında imza ettikleri üçlü anlaşmaya (Accord tripartite) göre: |
|
a)
Fransız nüfuz bölgesi: |
|
Suriye sınırıyla aşağı yukarı Adana ilinin batı ve
kuzey sınırı, Kayseri ile Sivas’ın kuzeyinden geçen ve Muş'u
dışarıda bırakarak bu kasabaya yaklaştıktan sonra Cizre'ye giden bir
hattın içinde kalan bölge. |
|
b) İtalyan
nüfuz bölgesi: |
|
İzmit yarımadasından çıktıktan sonra Afyonkarahisar'a kadar Anadolu demiryolu hattı ve oradan Kayseri
yakınlarında Erciyes dağı yöresine kadar giden hatla İzmir bölgesi,
Adalar Denizi, Akdeniz ve Fransız bölgesi arasında kalan bölge. |
Mart 1921'de: Bekir Sami Bey ile
Fransız ve İtalyan Dışişleri Bakanları arasında imza olunup
hükümetçe reddedilen anlaşmalara göre: |
|
|
a) Fransız
nüfuz bölgesi: |
|
O sırada
Fransız işgali altında bulunan yerlerle Sıvas, Elazığ ve Diyarbakır
illeri. |
|
b) İtalyan
nüfuz bölgesi: |
|
Antalya, Burdur, Muğla, Isparta sancaklarıyla Afyonkarahisar, Kütahya, Aydın ve Konya sancaklarının daha sonra
tayin edilecek kısımları. |
Mart 1922
teklifinde: Söz konusu edilmemiştir. |
|
Lozan'da: Söz
konusu edilmemiştir. |
|
Sevres'de: İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya'nın temsil
edildikleri dört üyeden kurulu bir komisyonu, kapitülasyonlardan
yararlanan diğer devletlerin uzmanlarıyla birlikte yeni bir usul
düzenleyecek ve Osmanlı Hükûmeti'ne danıştıktan sonra bu usulü
tavsiye edebilecek. |
Osmanlı Hükûmeti bu usulü kabul edeceğini şimdiden taahhüt edecek. |
|
Mart 1921
teklifinde: Bu komisyonda Türkiye'nin de temsil edilmesine İtilâf
Devletleri razı olmaktadır. |
|
Mart 1922 teklifinde:
Aynı teklif. |
|
Lozan'da:
Kapitülasyonlarla ilgili hiçbir kayıt yoktur. |
|
Danışma niteliğinde olmak üzere birkaç yabancı
uzmanı beş yıl için hizmetimize almayı kabul ettik. |
|
7. AZINLIKLARIN KORUNMASI |
Sevres'de:
1918 Ateşkes Antlaşmalarından sonra yapılan bütün antlaşmalarda yer
alan hükümlerden başka, Türkiye'ye, özellikle aşağıdaki hususlar
kabul ettirilmek istenmiştir: |
|
a)
Yerlerinden ayrılmış olan ve Türk olmayan bütün halkın eski
yerlerine gönderilmesi. |
|
Başkanları Milletler Cemiyeti'nce tayin edilecek
olan hakem komisyonları vasıtasıyla bunların haklarının geri
verilmesi; bu komisyonlar istedikleri takdirde, Türk olmayan halkın
zarar görmüş mal ve mülklerinin onarımı için de ücretleri hükûmetçe
ödenecek işçilerin sağlanması, zorla göç ettirme ve buna benzer
işlerde parmağı bulunduğu, söz konusu komisyonlar tarafından iddia
edilen bütün şahısların sürgün edilmesi v.b. |
b) Türk Hükûmeti, azınlıkların parlamentoda
kendi
nüfusları
oranında temsil
edilmelerini
sağlayan bir
seçim kanunu tasarısını,
iki yıl içinde İtilâf
Devletleri'ne
sunacaktır. |
|
|
c) Patrikhaneler ile bunlara benzer kuruluşlara tanınmış olan bütün imtiyazlar arttırılarak daha da
sağlamlaştırılmakta ve bunların idare ettikleri okul, yetimhane v.b. konusunda o güne
kadar hükûmetin sahip olduğu sınırlı denetleme
hakkı da elinden alınmaktadır. |
|
|
d) İtilâf Devletleri, Milletler Cemiyeti
Meclisi'nin görüşünü aldıktan sonra, bu kararların
uygulanmasını sağlayacak gerekli tedbirleri tespit edecektir. Türkiye, bu konuda
sonradan alınacak her tedbiri kabul
edeceğini şimdiden taahhüt
edecektir. |
|
|
Mart
1921 teklifinde: Azınlıklar söz konusu edilmemiştir. Bu teklifte Sevres'de yapılacak değişiklikler yer aldığı için, bundan, adı geçen
antlaşmanın azınlıklarla ilgili bölümünün değiştirilmeyeceği sonucu
çıkarılabilir. |
|
Mart
1922 teklifinde: Türkiye ve Yunanistan'daki azınlıklarla ilgili bir
sıra tedbirin teklif edileceği ve bunların gereğince uygulanmasını
kontrol için Milletler Cemiyeti'nce komiserler tayin edileceği
yazılıdır. |
Bu bir sıra
tedbirin neler olduğu açıklanmamıştır. |
|
Lozan'da: Misak-ı Millî'mizde kabul etmiş olduğumuz üzere ve yalnız
Müslüman olmayanlar için Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan
bütün milletlerarası antlaşmalarda yer alan hükümler. |
|
8. ASKERLİKLE İLGİLİ HÜKÜMLER |
Sevres'de:
|
|
a) Türkiye'nin silahlı kuvvetleri şu sayıları aşmayacaktır. |
|
|
Saray Muhafız Birliği
|
700 Kişi
|
|
Jandarma
|
35.000 Kişi
|
|
Jandarmayı
desteklemek üzere
özel birlikler |
15.000 Kişi |
|
|
_________ |
|
|
50,700 Kişi |
|
Bu sayıya Harp Akademisi ve askerî okullar
öğrencileri ile depo birliklerinde ve çeşitli görevlerde çalışan er
ve subaylar da dahildir. |
Özel
birliklerin 15 batarya dağ topu bulunabilecek, sahra veya ağır top
olmayacaktır. |
Memleket,
çeşitli bölgelere ayrılacak ve her bölgede bir jandarma birliği (legion)
bulunacaktır. |
Jandarmanın
topu ve teknik araçları bulunmayacaktır. |
Özel birlikler,
kendi bölgelerinin dışında kullanılamayacaktır. |
Jandarma subayları arasında, sayıları 1.500'ü
geçmemek üzere yabancı subaylarda bulunacaktır. Her bölgedeki
yabancı subaylar aynı milletten olacaktır. |
Daha sonra tespit edilecek olan bu bölgelerin
sayısı belirtilmemiş olmakla birlikte, bunun İtilâf Devletleri'nin
düşüncesine göre, en az dört olacağı, antlaşmanın bazı hükümlerinden
ve özellikle bir biriliğin kuvvetinin bütün birlikler kuvvetinin
dörtte birini aşmayacağı yolundaki hükümden çıkarılabilir. Böylece,
İngiliz, Fransız ve İtalyan subaylarının birer bölgesi bulunacağı
gibi, belki Yunanistan'a ve belki de ileride Ermenistan'a birer
bölge verilmesi düşünülmüştür. |
Özel birliklerin erleriyle, jandarmalar hep paralı
olup bunlar en az iki yıl askerlik yapacak ve mecburî askerlik
hizmeti kalkacaktır. |
Her bölgedeki birliğe alınacak er ve çeşitli
unsurların birlikte temsil edilmesine mümkün olduğu kadar dikkat
edilecektir. |
Deniz kuvvetlerimiz, yedi gambot ve altı torpidoyu
geçmeyecek, hiç bir uçağımız ve güdümlü balonumuz olmayacaktır. |
İtilâf Devletleri'nin kara, deniz ve hava
denetleme komisyonlarının memleketimiz içinde her türlü denetleme
hakları olacaktır. Özellikle Kara Denetleme Komisyonu: |
Türkiye'nin kullanabileceği polis, gümrükçü, orman
korucusu v.b. görevlilerin sayısını tayin etme, artacak silâh ve
cephanemizi teslim alma, memleketimizi bölgelere ayırma, her bölgede
bulunacak jandarma ve özel birlik sayısını tespit etme, bunların
hangi işlerde ve ne şekilde çalıştırıldıklarını denetleme, yabancı
subayların sayılarını ve oranlarını tayin etme ve hükûmetle
işbirliği yaparak yeni silahlı kuvvetlerimizi düzenleme gibi işlerle
görevli olacaktır. |
|
Jandarma sayısı
45.000'e, özel birliklerin sayısı 30.000'e çıkarılmıştır. |
Jandarmanın memleket içindeki dağıtım şekli,
yukarıda sözü edilen İtilâf Devletleri temsilcilerinden kurulu
Denetleme Komisyonu ile hükûmet arasında anlaşmaya varılarak tespit
edilecektir. |
Jandarma subay ve astsubay oranı attırılacaktır.
Yabancı subayların sayısı azaltılacak ve bunların birliklere
dağıtılması Denetleme Komisyonu ile Hükûmet arasındaki anlaşmaya
göre kararlaştırılacaktır. (Bununla, belki de her bölgede aynı
milletten yabancı subayların bulunmayacağı kastedilmiştir). |
|
Paralı asker usulünün devam ettirilmesi,
Jandarmanın 45.000'e, özel birliklerin 40.000'e çıkarılması. |
Jandarmada, yabancı subaylara görev verilmesi
Türkiye'ye tavsiye edilmekle birlikte, bu nokta şart olarak ileri
sürülmemektedir. |
|
Lozan'da: Trakya ve Boğazlar'da askerden arınmış duruma getirilen
bölgelerle ilgili sınırlandırmalar dışında hiçbir kayıt yoktur.
Üstelik Boğaziçi'nin iki yakasındaki askerden arınmış bölgede,
12.000 asker bulundurabilme hakkını elde etmişizdir. |
|
|
Sevres projesinde: Türkiye harp sırasında harp kurallarına aykırı
şekilde hareket etmiş veya Türkiye içinde zulüm yapmış, zorla sürgün
etme v.b. işlere karışmış olan kimseleri, istedikleri takdirde,
İtilâf Devletleri'ni (Yunanistan dahil) ve Türkiye'den toprak almış
devletlere (Ermenistan v.b.) teslim edecektir. Bu gibi kimseler,
kendilerini isteyen devletin Divan-ı Harb'i tarafından yargılanıp
cezalandırılacaktır. |
|
Mart 1921 teklifinde: İtilâf Devletleri'nin teklifinde bundan söz
edilmemiştir. Ancak, B e k i r S a m i B e y 'in, İngilizlerle
imza etmiş olduğu esirlerin geri verilmesi ile ilgili sözleşmede,
elimizdeki bütün İngilizleri serbest bırakarak bir kısım Türkleri
suçlu sayıp İngilizlerin elinde bırakmaya razı olması, Sevres
taslağında yer alan önceki hükümlerin daha hafifletilmiş şeklinden
başka bir şey değildir. |
|
Mart 1922'de: Bu
konu üzerinde durulmamıştır. |
|
Lozan'da: Bundan
söz edilmemiştir. |
|
|
Sevres'de: İtilâf Devletleri, Türkiye'ye yardım olsun diye, İngiliz,
Fransız ve İtalyan temsilcilerinden kurulu bir Maliye Komisyonu
oluşturacaklar; bu komisyonda danışman olarak bir Türk komiseri
bulunacaktır. |
Bu
komisyonun görev ve yetkileri aşağıdaki şekilde olacaktır: |
|
a)
Türkiye'nin gelirlerini korumak ve artırmak için her türlü tedbiri
alacaktır. |
|
b) Türk Meclis-i Mebusanı'na sunulacak olan
bütçe, daha önce Maliye Komisyonu'na verilecek ve onun kabul ettiği
şekilde Meclis'e gönderilecektir. Meclis'in yapacağı değişiklikler,
ancak komisyonca uygun görülürse yürürlüğe konabilecektir. |
|
c) Komisyon, malî kanun ve tüzüklerin
uygulanmasını, doğrudan doğruya kendisine bağlı bulunan ve üyeleri
kendisinin uygun bulacağı kimselerden seçilip tayin edilecek olan
Türk Maliye Teftiş Hey'eti vasıtasıyla denetleyecektir. |
|
d) Düyun-ı Umumiye (Genel Borçlar) idaresi ve
Osmanlı Bankası ile anlaşarak Türkiye'nin para işlerini düzenleyecek
ve düzeltecektir. |
|
e) Türkiye'nin, Düyun-ı Umumiye'ye ayrılan
gelirleri dışındaki bütün gelirleri bu Maliye Komisyonu’nun emrine
verilecektir. Komisyon bunlarla: |
Önce, kendisine ve Türkiye'de
kalacak olan İtilâf Devletleri işgal kuvvetlerine ait giderleri
karşılandıktan sonra, 30 Ekim 1918 tarihinden beri İtilâf Devletleri
ordularının gerek bugünkü Türkiye'de gerek Osmanlı İmparatorluğu'nun
başka yerlerindeki giderlerini ödeyecektir. |
İkinci olarak, Türkiye yüzünden zarar görmüş
olan İtilâf Devletleri uyruklularının zarar ve ziyanını ödeyecektir. |
Türkiye'nin
ihtiyaçları bundan sonra dikkate alınacaktır. |
|
f) Hükûmetçe
verilecek her bir imtiyaz için Maliye Komisyonu'nun uygun bulması
şarttır. |
|
g) Bugün yürürlükte olan bazı gelirlerin doğrudan
doğruya Düyun-ı Umumiye tarafından toplanması usulü, Komisyon'un
onayı ile mümkün olduğu kadar genişlemesi yaygınlaştırılacak ve
bütün Türkiye'ye uygulanacaktır. |
Gümrükler, Maliye Komisyonu tarafından tayin
veya işten çıkarılabilecek ve kendisine karşı sorumlu olacak bir
genel müdürün yönetiminde bulunacaktır. |
|
Mart 1921 teklifinde: Yukarıda sözü edilen Maliye Komisyonu Türk
Maliye Nazırı’nın fahrî başkanlığı altında bulunacaktır. Komisyonda
bir Türk temsilci bulunacak ve bunun, Türk maliyesi ile ilgili
konularda oyu olacaktır. İtilâf Devletleri'nin malî çıkarları ile
ilgili konularda ise, Türk temsilcinin yetkisi, ancak danışma
niteliğinde olacaktır. |
Türk parlamentosu, Türk Maliye Nazırı ile Maliye
Komisyonu tarafından ortaklaşa hazırlanacak olan bütçede değişiklik
yapma yetkisini taşıyacaktır. Fakat bu değişiklik bütçenin
denkliğini bozacak şekilde ise, bütçe onaylanmak üzere yeniden
Maliye Komisyonu'na gönderilecektir. |
Türk hükümeti, imtiyazlar verme hakkını yine elde
edecektir. Ancak, Türk Maliye Nazırı bu konudaki sözleşmelerin, Türk
hazinesinin çıkarlarına uygun olup olmadığını, Maliye Komisyonu ile
birlikte inceleyecektir ve bu konuda ortaklaşa bir karar
alınacaktır. |
|
Mart 1922
teklifinde: Maliye Komisyonu kurulmasından vazgeçilmektedir. Fakat
İtilâf Devletleri'ne olan savaştan önceki borçların ve aşırı olmayan
bir tazminatın ödenmesi konusundaki gerekli denetlemenin Türk
hâkimiyeti ilkesi ile bağdaştırılmasına çalışılacaktır. |
Savaştan önceki Düyun-ı Umumiye komisyonu olduğu
gibi bırakılacak, yukarıda belirtilen iş için İtilâf Devletleri'nce
bir tasfiye komisyonu kurulacaktır. |
|
Lozan'da: Bu
gibi bağlayıcı hükümlerin hepsi kaldırılmıştır. |
|
Sevres'de: Kapitülasyonlardan yararlanma hakkı
savaştan önce bunlardan yararlanan İtilâf Devletleri uyruklularına
geri verilecek; bu hak, bunlardan daha önce yararlanmamış olan
Yunanistan, Ermenistan v.b. devletler uyruklarına da tanınacaktır. |
(Bu haklar arasında, birçok vergiden muaf olma
hakkının bulunduğu ve vatandaşlık bölümünde görüldüğüüzere, her
Türk vatandaşının, İtilâf Devletleri'nden birinin vatandaşlığına
girmesine engel olma hakkının bizden alındığı hesaba katılırsa, bu
hükmün genişliği daha iyi anlaşılır). |
Gümrük
tarifeleri için 1907 tarifesi (% 8) yeniden yürürlüğe konulmaktadır. |
Türkiye, İtilâf
Devletleri gemilerine en azından Türk gemilerine verdiği hakkı
tanıyacaktır. |
Yabancı
postalar yeniden kurulacaktır. |
|
Mart 1921 teklifinde: Bazı şartlara bağlı olarak
yalnız yabancı postaların kaldırılmasının düşünüleceği söylendiğine
göre, diğer hükümler olduğu gibi bırakılmaktadır. |
|
Mart 1922 teklifinde: İngiliz, Fransız, İtalyan,
Japon ve Türk temsilcilerinden ve kapitülasyonlardan yararlanan
öteki devletlerin uzmanlarından oluşan bir komisyon, barışın
yürürlüğe girmesinden sonra geçecek üç ay içinde, İstanbul'da
toplanıp kapitülasyon sisteminin değiştirilmesiyle ilgili teklifler
hazırlayacaktır. |
Bu teklifler, malî konularda, yabancı uyrukluların
Türklerle eşit vergi vermesini sağlayacaktır. Bu tekliflerde, gümrük
vergisinde gerekli görülecek değişikliklerin yapılmasına da yer
verilecektir.
|
|
Lozan'da:
Kapitülasyonların her türlüsü kökünden ve ebedi olarak
kaldırılmıştır. |
|
Sevres'de: Kendine has bayrağı, bütçesi ve polis
kuvveti bulunacak olan bu komisyon, gemilerin boğazlardan geçmesi,
fenerler, kılavuzluk v.b. işlerle uğraşacak ve daha önce Yüksek
Sağlık Kurulu'nun yaptığı görevlerle, kurtarma işleri artık bir
komisyonun gözetimi altında ve onun vereceği talimat çerçevesinde
yerine getirilecek ve komisyon, Boğazlar'ın serbestliğini tehlikede
sayınca İtilâf Devletleri'ne başvurabilecektir. |
Komisyonda Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya,
Japonya ve Rusya'nın temsilcileri ikişer oya sahip olacaklardır. |
Amerika istediği zaman, Rusya da Milletler
Cemiyeti'ne girdiği andan başlayarak bu komisyonu
katılabileceklerdir. |
Komisyon üyeleri, diplomatik dokunulmazlıktan
yararlanacaklardır. Komisyona sırayla ve ikişer yıl süreyle, ikişer
oya sahip devletlerin temsilcileri başkanlık edecektir. |
|
Mart 1921 teklifinde: Türk temsilcisi de
iki oya sahip olacak ve Boğazlar Komisyonu'na başkanlık edecektir. |
|
Mart 1922 teklifinde: Aynı şekilde, Türk
temsilcisi komisyona başkanlık edecektir. Boğazlarla ilgili bütün
devletler komisyonda temsil edilecektir. |
|
Lozan'da: Komisyonun başkanlığı bize
verilmiştir. Komisyonun görevi, gemilerin Boğazlar'dan geçişinin
Boğazlar Sözleşmesi hükümlerine uygunluğunu sağlamaktan ibarettir.
Komisyon her yıl Milletler Cemiyeti'ne rapor verecektir. |
|
Yine bu anlaşmayla, İstanbul'daki
Milletlerarası Sağlık Kurulu kaldırılarak, sağlık işleri Türk
hükümetine bırakılmıştır. |
|
Saygıdeğer Efendiler,
Lozan Barış
Antlaşması'ndaki
hükümleri öteki barış
teklifleriyle daha fazla
karşılaştırmanın yersiz
olduğu düşüncesindeyim.
Bu antlaşma, Türk
milletine karşı,
yüzyıllardan beri
hazırlanmış ve Sevres Antlaşması ile tamamlandığı
sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir
belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasî zafer
eseridir." |
|