Dr.
Emin
KURT |
E.
Hava
Savunma
Albay |
|
HAVA
KUVVETLERİ'NİN
KURULUŞUNDAN
BİRİNCİ
DÜNYA
SAVAŞI'NA |
Geçen günlerde
internette F-35
uçaklarına
konulacak Türk
Hava Kuvvetleri
tanıtma işareti
hakkında çıkan
bir tartışma
beni bu makaleyi
hazırlamaya
yöneltti. Burada
açıklananların
tartışma
konusuna açıklık
getiremeyecek
olsa da konunun
tarihsel
boyutunun
bilinmesine ve
gelecek boyutuna
da ışık
tutmasına
yardımcı
olabileceğini
ümit ederim. |
Türk Hava
Kuvvetlerinin
temelinin Osmanlı
Devleti zamanında
atıldığını bilmeyen
yok gibidir. Dönemin
Harbiye Nazırı
Mahmut Şevket
Paşa’nın girişimleri
ile başlatılan
çalışmalar sayesinde
Türkiye’de askeri
havacılığın temeli
atılmıştır. Bu temel
Cumhuriyet’ten sonra
sivil havacılığın da
temelini
oluşturacaktır.
Dolayısıyla 1
Haziran 1911 tarihi
Türkiye’de
havacılığın ve Türk
Hava Kuvvetlerinin
kuruluş tarihi
olarak kabul
edilmiştir. Bu tarih
ise Kurmay Yarbay
Süreyya (İlmen) Bey
başkanlığında
kurulan “Tayyare
Komisyonu”na
bağlanmaktadır. Bu
bilginin doğruluğu
ileride mutlaka
teyit edilecek ve
gerçek en kısa
sürede ortaya
çıkacaktır mutlaka |
İlk İşaret
Kullananlardan Biri |
Konumuz olan tanıtma
işaretlerine
dönersek. Birçok
“Akademik”
araştırmacının iddia
ettiği gibi Osmanlı
Devleti uçak tanıtma
işaretini ilk
kullanan devlet
olmasa bile
ilklerden birisi
olduğu kesindir.
Türk tarih yazımında
bırakın dünya tarihi
ile karşılaştırmayı
doğru dürüst arşiv
araştırması bile
yapmadan –ki burada
el yazısı Osmanlıca
(Rika) okuyabilen
havacılık tarihi
araştırmacısı bir
elin parmağını bulur
mu bilinmez- hamaset
üzerinden tarih
yazmak bırakın
âdeti, gelenek
durumuna gelmiştir. |
Sonuç odaklı
yaklaşıldığında uçak
tanıtma işareti bir
ihtiyacın sonucudur.
O tarihlerde uçağa
sahip olan Avrupa ve
dünya ülkelerinden
hangisinin bu
ihtiyacı nerede ve
neden hissettiğine
dair bilgi maalesef
bende yok. Bu bilgi
için iyi seviyede
yabancı dil ve bol
zaman harcamak
gerekir. Bu
özelliklere sahip
“Araştırmacı
Tarihçi” ise zor
bulunur
kanaatindeyim. Çünkü
hiçbir “Araştırmacı
Tarihçi” veya yaygın
değimi ile “Hoca”
arama motorlarından
elde edilen kolay ve
bol pirim getiren
bilgilerden ileri
araştırma
yapmamaktadır. |
Kuruluştan Birinci
Dünya Savaşı'na |
Tekrar konumuza
dönmek gerekirse;
Osmanlı Devleti bu
ihtiyacı Balkan
Savaşı sırasında
hissetmiştir. Balkan
Savaşı sırasında
Türk uçaklarına
kendi askerlerimiz
tarafından ateş
açılması üzerine
uçakları tanıtıcı
işaret arayışına
girişilmiştir. İlk
başta dünyada
uygulandığı gibi iç
içe halkalardan
oluşan bir tanıtma
işareti düşünülmüş,
ama askerin cehaleti
de göz önüne
alınarak bundan
vazgeçilmiş ve kanat
altlarına Türk
bayrağı çizilmesine
karar verilmiştir.
Savaş şartlarının
zorluğu altında,
kırmızı boya
bulunamadığından
olsa gerek, kanat
altına çizilen
ay-yıldız turuncu
renkte
resmedilmiştir. Bazı
çalışmalarda bu
tanıtma işareti
uygulaması için tam
tarih verilmesine
rağmen, yayınlanan
emrin ne zaman
uygulanabildiği
tartışmalıdır.
Şimdilik, Balkan
Savaşı içinde
uygulandı demek daha
doğru olacaktır. |
Bu dönemde dikey
kuyrukta Türk
Bayrağı boyandığına
dair bir bilgi yok.
Daha doğrusu
elimizde kanat
altında turuncu
renkli ay-yıldız ile
dikey kuyrukta Türk
Bayrağı olan uçak
fotoğrafı yok. Hatta
bazı fotoğraflar;
İkinci Balkan Savaşı
sırasında havacılığı
desteklemek için
satın alınan
uçakların geldiği
hali ile hiçbir
işaret olmadan
kullanıldığını
gösteriyor. Bunun
için Balkan Savaşı
sırasında
standartlaşmış bir
tanıtma işareti
kullanımına
başlandığını
söylemek zor. Bazı
işaretler düşünülmüş
ve kullanımına
başlanmış ancak
standart hale
getirilememiş olması
muhtemel. |
|
İkinci
Balkan
Savaşı
sırasında
hizmete
giren
Mars
uçağında
hiçbir
tanıtma
işareti
olmadığı
net
şekilde
görülmektedir. |
|
1914 başlarında ise
dikey kuyrukta Türk
Bayrağı uygulaması
standartlaşmış
durumda. Özellikle
İstanbul-Kahire
Seferine ait
fotoğraflarda dikey
kuyrukta Türk
Bayrağının varlığı
net görülürken,
kanat altında
Ay-Yıldız
bulunmadığı da
tespit
edilebilmektedir. |
|
İstanbul-Kahire
Seferine
çıkan
ilk
ekipte
kullanılan
“Muavenet-i
Milliye”
isimli
Bleriot
XI-2
uçağının
kanat
latında
turuncu
renkli
ay-yıldız
resmedilmediği
görülüyor. |
|
|
İstanbul-Kahire
Seferinde
görev
alan
“Edremit”
isimli
Bleriot
XI-2
uçağının
kanat
altına
da
hiçbir
işaret
konulmamıştır. |
|
|
Mehmet
Ali (Kurçer)’in
Bursa’ya
kaçak
uçuş
yaptığı
R.E.P.
uçağının
dikey
kuyruğunda
Türk
Bayrağı
net
olarak
görülmektedir. |
|
|
Fazıl Bey’in
kumandasında
Balkan
Savaşı’na da
katılan
Deperdussin
uçağının
kuyruğunda
da Türk
Bayrağı
resmedilmiştir. |
|
Bu dönemde eğer uçak
bağış yolu ile
orduya katılmış ise;
bağışçının ismi veya
arzu ettiği başla
bir isim uçağa
verilir ve bu isim
genellikle karşıdan
görülecek şekilde
motor kaportasının
ön tarafında
yazılırdı. Buna
rağmen elimizde
uçağın motor
kaportasının yanına
da isim yazıldığını
gösteren fotoğraf
vardır. Uçaklara
numara verilmesi
uygulamasına daha
zaman vardır. |
|
“Edremit”
isimli
Bleriot
XI-2
uçağınaverilen
isim
motor ön
kaputuna
yazılmıştır. |
|
|
“Prens
Celalettin”
uçağının
ismi ise
motor
kaputunun
yanına
yazılmış. |
|
Deniz uçaklarında
ise durum biraz daha
karışık. Bu
uçakların kanat
altlarına içten dışa
kırmızı-beyaz-kırmızı
daireler ve
kuyruğuna Türk
Bayrağı çizildiğini
gösteren fotoğraflar
mevcut. Uçakların
hizmet bilgileri,
tanıtma işareti
bilgilerimizden daha
iyi olduğundan; bu
kullanımın 1914
başlarında olduğunu
söyleyebiliyoruz.
Birinci Dünya
Savaşı’ndan hemen
önce el konulan ve
savaşın başlaması
ile birlikte
Çanakkale Cephesine
gönderilen ilk uçak
olan Nieuport deniz
uçağının fotoğrafı
bu durumu ispat
etmektedir. |
|
Çanakkale
Cephesinde
Kullanılan
Nieuport 6H
uçağının
kanat
altlarında
kırmızı-beyaz-kırmızı
yanıtma
işareti net
olarak
görülmektedir. |
|
|
Aynı
uçağın (Nieuport
6H)
dikey
kuyruğuna
Türk
Bayrağı
resmedilmiştir. |
|
BİRİNCİ DÜNYA
SAVAŞI'NDAN İSTİKLÂL
SAVAŞI'NA |
Osmanlı Devletinin,
Birinci Dünya
Savaşına girmesinden
sonra uçak tedariki
Almanya’dan
karşılanmaya
başlandı. Doğal
olarak 1915
başlarında gelen ilk
uçak Alman tanıtma
işareti ile gelmiş
olmalı. 18 Mart 1815
sabahı Yzb. Eric
Serno’nun yaptığı
keşifte kullanılan
Rumpler B.I uçağı
muhtemelen Türk
tanıtma işaretleri
yerine Alman Haçı
taşıyordu. Çünkü
uçak 17 Mart günü
Çanakkale’ye ulaşmış
ve hemen montajı
yapılmıştı. 18 Mart
günü çıkılan uçuş
bir keşif görevi
olduğu kadar bir
test uçuşuydu aynı
zamanda. |
İlerleyen tarihlerde
Türk uçaklarına
tanıtma işareti
tekrar düşünülmüş
olmalı. Bunda Türk
semalarında Türk
havacıların
uçurdukları uçakları
Alman Haçı ile
uçurmak istememeleri
ne kadar rol
oynadığı, bu
ihtiyacı kimin,
nasıl, ne zaman
tespit ettiği Türk
Havacılık tarihinin
sorunsalları
arasında yer almaya
devam ediyor. |
Bulunan çözüm ile
oldukça pratiktir.
Alman Haçının
kollarının arasının
siyah boya ile
doldurulup kareye
tamamlanmasıdır. Bu
siyah kare haçın
zeminindeki beyaz
ile birleşince,
beyaz kontörlü siyah
kare ortaya
çıkmıştır. Bu
seçimde Türk
Bayrağının rengi
olan kırmızı-beyaz
yerine siyah-beyaz
renklerin tercih
edilmesi ise ayrı
bir bilinmeyeni
teşkil ederken,
siyah boyanın siyah
renkli Alman
Haçı’nın kolları
arasındaki beyaz
boşluğu doldurmada
daha pratik
bulunduğu kabul
edilebilir. Bu
uygulama ile
uçakların altı
noktasına
siyah-beyaz kare
tatbik edilmiştir.
Kanat alt ve
üstlerine, gövdenin
iki yanına ve dikey
kuyruk yanlarına. |
|
Albatros
C.III
uçağının
kanat
altlarında
Türk
tanıtma
işaretleri
açıkça
görülmektedir. |
|
|
Küçük
bir kaza
geçiren
Halberstadt
D.V
uçağının
gövde
yanındaki
ve dikey
kuyruktaki
tanıtma
işaretleri |
|
Yine bu dönemde
uçaklara numara
verilmesine de
başlanmıştır.
Uçakların gövdeleri
üzerine yazılan
Alman imalat
numaraları
korunurken, harf ve
rakamdan oluşan
numaralandırma
sistemine
geçilmiştir. Harf
uçak modelini
belirlerken rakam da
o modelden kaçıncı
uçak olduğunu
belirtmektedir. Bu
numaralar da gövde
yanında bulunan uçak
tanıtma işaretinin
beyaz şeridinin
üzerine
yerleştirilmiştir.
Bu uygulamayı
ganimet olarak ele
geçirilen uçaklar
ile deniz
uçaklarında görmek
mümkün değildir.
Zaten ganimet
uçakların kullanım
ömürleri de fazla
olmamıştır. |
HARF |
UÇAK
TIPI |
HARF |
UÇUK
TİPİ |
R |
Rumpler
B.1 |
F |
Fokker
E.I/E.III |
A |
Albatros
B.1 |
LVG |
LVG B.1 |
G |
Gotha LD.2 |
P |
Pfalz A.II |
AK |
Albatros
C.III |
FD |
Fokker
D.VII |
HK |
Halberstadt
D.V |
AKD |
Albatros
D.II |
G |
Caudron
G4 |
RK |
Rumpler
C.I |
FD |
Fokker
D.1 |
AEG |
AEG C.IV |
AKD |
Albatros
D.III |
AKD |
D.V/Va |
|
AK6 Numarası
verilen Albatros
C.III uçağı
|
AK6
Numarası
verilen
Albatros
C.III
uçağı |
|
|
RK1
numarası
işlenmiş
Rumpler
C.I
uçağı |
|
Bu standart
uygulamaya
rağmen bazı
bölgelerde,
özellikle Hicaz
yarımadası
bölgesinde yerli
halkın Türk
uçaklarını
tanıyabilmeleri
için uçak kanat
altlarına
kırmızı renkte
ay-yıldız
resmedildiği de
olmuştur. Bu
durum bölgesel
bir sorundan
kaynaklanmış
olmalıdır. |
|
Medine’de
konuşlu 3.
Tayyare
Bölüğünün
kanat altına
kırmızı
renkli
ay-yıldız
işlenmiştir.
Bu
gereklilik
yerli
bedevilerin
kullanılan
siyah-beyaz
tanıtma
işaretini
tanıtma
maları ve
daha aşina
oldukları
Türk bayrağı
desenleri
ile uçakları
dost bedevi
kabilelerinin
ateşinden
koruma amacı
gütmüş
olmalı.
Başka
bölgelerde
görev alan
Türk
uçaklarında
benzer bir
uygulamaya
rastlanmamıştır. |
|
Deniz
uçaklarında ise
durum hala
karışıktır. Türk
Deniz uçakları,
1. Dünya
Savaşı’na içten
dışa
kırmızı-beyaz-kırmızı
renkli daireden
oluşan tanıtma
işareti ile
girmiş olmalı.
İlerleyen
tarihlerde
Almanya’dan
alınan ilk deniz
uçaklarında
tanıtma işareti
olarak Türk
Bayrağı
kullanıldığı
görülüyor. Türk
Bayrağı uçak
kanat altlarına
ve dikey kuyruk
yüzeylerine
resmedilmiş.
Gövde yanına da
uçak numarası
işlenmiş olarak
görev yapmışlar.
Muhtemelen 1916
ortalarında ise
kara uçaklarında
kullanılan
siyah-beyaz kare
tanıtma işareti
kullanımı da
deniz
uçaklarında
standart hale
getirilmiştir. |
Gotha
WD.II
deniz
uçağının
kanat
altlarında
ve
dikey
kuyrukta
tanıtma
işareti
olarak
Türk
Bayrağı
kullanılmıştır. |
|
|
|
Savaşın
ilerleyen
yıllarında
hizmete
giren
Gotha
WD.XII
uçağında
ise
kare
fors
uygulamasına
geçilmiş
durumda |
|
|