Ben Kimim

 
 
 
  (b) İran Cephesi:

Kütülamare'deki İngiliz kuvvetleri  teslim alındığı sırada, Ruslar da İran'a taarruza geçmişlerdi. İran'ı İngiliz-Rus işgalinden kurtarmak, bağımsızlığını sağlamak, İran, Afganistan ve Hindistan'a yürüyerek bu ülkelerdeki Müslümanları cihadı mukaddes ile Türk-Alman ittifakına katmak amacıyla  1915 yılında Türk-Alman faaliyeti başlamıştı. O sıralarda İran'ın kuzeyi Rusların, güneyi İngilizlerin nüfuzu altında olup, bu iki bölge arasındaki tarafsız kısma da Almanlar yerleşmişlerdi.

İran'da faaliyette bulunan Alman heyetleri Afganistan'a giderek Afgan Hanını Ruslar ve İngilizler aleyhine tahrik etmekteydiler. İran'da yapılan tahrikler nihayet etkisini göstermeye başlamış ve Alman tarafını tutan İsveçli subaylar komutasındaki İran jandarmaları ayaklanmışlardı. Bu ayaklanma üzerine çıkarları sarsılan İngilizler ve Ruslar, İran'a kuvvet yığmaya başlamışlardı.

Kermanşah dolaylarında toplanan büyük Rus kuvvetleri Kirend-Hanikin yönünde ilerleyerek 29 Nisan 1916'da Kirend'i işgal ettiler. Böylece Irak cephesinde bulunan Türk kuvvetleri, Ruslara karşı İran ve İngilizlere karşı da Irak’ta muharebe etmek zorunda bırakıldı.

Kirend'i işgal eden Ruslar 3–4 Mayıs 1916'da ilerlemelerine devam ederek Paytak geçidinde savunma yapan Türk müfrezesini geri çekilmeye mecbur etmişti.

Düşmanın bu hareketi üzerine 6 ncı Ordu Komutanlığı 16 ve 18 nci Türk Alaylarını Hanikin yönüne sevketmiş ve Rus taarruzları karşısında başarısızlığa uğrayan Alman Albayı Bob'un yerine Türk Yarbayı Şevket'i komutan olarak atamış ve Rusların Hanikin'de durdurulmasını emretmişti.

Ordu Komutanı Rus kuvvetlerinin durumunu öğrenmek için Kasrışirin ve Hanikin dolaylarının havadan keşfedilmesini istedi. 7 Mayıs 1916'da emredilen bölgeye giden uçak, Kasrışirin ile Hanikin arasında toplu durumda iki düşman süvari alayı ve dört toplu bir batarya tespit etti.

Dicle dolaylarında 6 ncı Ordu emrinde görev yapan 2 nci Tayyare Bölüğünün İran'da harekât yapan Rus kuvvetlerine karşı kullanılması için kuvveti yeterli değildi. Bu bakımdan Başkomutanlığa teklif yapan 6 ncı Ordu Komutanlığı pilot ve uçak gönderilmesini istemişti. 

Başkomutanlıktan istenen uçak ve pilot yardımı gelinceye kadar Ruslara karşı görev yapmak üzere 2 nci Tayyare Bölüğünden iki uçak Bakube'de hazırlanan alana gönderildi. Burada hazırlıklarını tamamlayan uçaklar Hanikin-Kasrışirin dolaylarında keşif görevine başladılar.

Hanikin'den itibaren devam eden Rus taarruzları Hanikin batısında durdurulmuş ve şiddetli muharebelerden sonra Hanikin alınmış ve düşman Kasrışirin doğrultusunda geri atılmıştı.  

11 ve 12 Mayıs 1916'da yapılan hava keşifleriyle Rus kuvvetlerinin Hanikin'den itibaren Kasrışirin'e doğru çekildiği tespit edilmişti. 29 Mayıs’ta yapılan keşifte ise, çekilen kuvvetlerin Kasrışirin güney doğusundaki hazırlanan mevziye yerleşmiş olduğu, burada iki piyade ve üç süvari alayının bulunduğu öğrenilmişti.

Rus kuvvetlerinin bir kısmı da Rayet, Şemdinli ve Hakkâri’den ilerlemekteydi. Bu bölgeden ilerleyen düşmana karşı Musul'daki Türk kuvvetleri karşı koymaktaydı.

Mayıs 1916'da Bağdat'a karşı yönelen Rus tehdidi üzerine, Dicle nehri dolaylarında savunma yapılmasına ve İran'dan ilerleyen Ruslara karşı taarruzi harekâta geçilmesine karar verildi. Bu karar üzerine 2 nci Tayyare Bölüğü ile 18 nci Kolordu güneyde bırakıldı ve 13 ncü Kolordu Dicle dolaylarından alınarak Hanikin'e gönderildi.

28 Mayıs 1916'da Rus kuvvetlerine karşı harekât yapan 13 ncü Kolordu Komutanı, cephesinde  görev yapacak uçakların kendi emrinde olmasını ve görevlerin de kolordu tarafından verilmesine müsaade edilmesini ordu komutanlığına teklif etti. Teklif uygun görüldüğünden 29 Mayıs 1916'da 13 ncü ve 18 nci Kolordu Komutanlıklarıyla 2 nci Tayyare Bölük Komutanlığına verilen ordu emrinde, kolordulara tahsis edilen tayyare müfrezelerinin kolordular emrinde oldukları, keşif, gözetleme ve taarruzi görevlerin kolordular tarafından verileceği, idari ve ikmal bakımından müfrezelerin tayyare bölük komutanlığı ile bağlantıya devam edecekleri, nakil ve atama işlerinin tayyare bölük komutanlığı tarafından yapılacağı; ancak müfrezelerde bir uçak kaldığı takdirde kolordu komutanlıklarının izni alınmadan uçağın müfrezeden alınamayacağı, yakıt ve motor yağlarının çok az olmasından dolayı uçuşların önemli görevler için yaptırılması bildirilmekteydi.

Bu emirle birlikte 2 nci Tayyare Bölüğünden bir uçak müfrezesi teşkil edilerek Kızılrebat'daki 13 ncü Kolordu Komutanlığı emrine gönderildi. Bu müfreze daha sonra 12 nci Tayyare Bölüğü adını aldı.

Düşmanın Hanikin doğrultusunda yaptığı taarruz Türk birliklerinin azimli savunması ve karşı taarruzlariyle püskürtülmüştü.

9 Haziran 1916'da Kızılrebat'da bulunan 12 nci Tayyare Bölüğünün ileride bulunan kara birliklerini yakından desteklemesi ve menzilden faydalanarak daha fazla keşif ve gözetleme yapabilmesini sağlamak amacıyla Hanikin'e intikal etmesi emri verildi ve bu emir 13 ncü Kolordu ve ikmal komutanlıklarına da bildirildi. 

Kara harekâtı ve uçakların intikali yapılırken hava keşif ve gözetleme görevleri devam ediyordu. 9 Haziran 1916'da Kasrışirin dolaylarında yapılan hava keşfinde, düşmanın Kasrışirin'den çekildiği ve Kasrışirin'in sekiz kilometre kuzey doğusunda yol ile nehir arasında 200 çadırlık büyük kısmı süvari olan bir ordugâhı tespit edildi. Bu keşif üzerine Ordu Komutanlığı taarruz eden Türk kuvvetlerinin çekilen Rus kuvvetlerini takip etmesini emretti. 13 ncü Kolordu Rus artçılarını yenerek Geylan'ı işgal etti.

16 Haziran 1916'da Paytak ve Kirend dolaylarında yapılan hava keşfinde düşman artçılarının Paytak'ın 4,5 kilometre batısında bulunduğu, süvari ve piyade birliklerinden kurulu kuvvetlerin bir kısmının Paytak ile Kirend arasında olduğu ve Kirend dolaylarında 600 çadırlık ordugâhların görüldüğü, Türk birliklerinin Sergül'ün dört kilometre doğusuna kadar ilerlemiş olduğu bildirildi.

17 Haziran 1916 sabahı hava keşif ekibi Paytak üzerinden Arunuabad'a kadar olan sahada yaptığı keşifte, Rusların Paytak köyü dolaylarında hafif sahra tahkimatı ve Kirend ile Paytak arasında yaklaşık 500 çadırdan ibaret ordugâhlarını tespit etmişti. Bu keşiflerden sonra hazırlıklarını tamamlayan Türk birlikleri 27 Haziran 1916 sabahı genel taarruza geçti. Çekilen düşmanı takip eden 13 ncü Kolordu 29 Haziran'da Harunuabad'ı ve 1 Temmuz'da Kermanşah'ı işgal etti. Bu taarruzlar karşısında Rus kuvvetleri Kermanşah'ın 15 kilometre doğusundaki boğazı tutarak tahkime başladı. 

Bu sırada Hanikin'de bulunan 12 nci Tayyare Bölüğündeki Alman personeli hastalandığından ordu komutanlığınca 2 nci Tayyare bölüğünden Pilot Üsteğmen Cemal ile Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet'in bölüğü teslim almak üzere Hanikin'e hareketleri emredildi. 30 Haziran'da Hanikin'de bölüğü teslim alan Türk subayları 13 ncü Kolordunun emriyle Kermanşah'a vardılar ve burada bulunan 13 ncü Kolordu Komutanlığından aldıkları emirle Kermanşah'ın doğusunda ve Karasu köprüsü dolaylarında kolordu tarafından hazırlanan hava alanına intikal ettiler. 

Kısa sürede uçuşa hazırlanan uçaklarla 23 Temmuz 1916'da görev uçuşları başladı. 13 ncü Kolordu yapacağı  taarruzi harekâtı için Bisütun, Sahne Kengaver, Esatabad dolaylarında bulunan düşman kuvvetlerinin durumunu, tahkim edilmiş mevzileri ile yollar üzerinde hareket eden kuvvetlerini ve bu kuvvetlerin hareket yönlerini öğrenmek istiyordu. Bu maksatla görev alan keşif ekibi yaptığı uçuşla uçakta meydana gelen motor arızasına rağmen keşfe devam etmişti. Elde edilen bilgilere göre:

Hacıabad dolaylarında emniyet düzeni almış topçu bataryası ile takviyeli bir süvari alayının bulunduğu,

Bisütin köprüsünün bir kilometre kuzey doğusunda ve Kengerşah suyunun iki tarafında gruplar halinde avcı siperlerinin, Gengaver batısında bağlar dolaylarında bir süvari alayının görüldüğü,

Sahne'den Gengaver'e doğru bir, Bisütin'den Sahne'ye doğru hareket halinde iki otomobilin gittiği tespit edilmişti.

Kolordunun istihbarat yoluyla elde ettiği bilgiler hava keşif raporunu doğrulamakta idi. Buna göre, 13 ncü Kolordu karşısındaki düşmanın General Baratof komutasında bir Rus kolordusu olduğu öğrenilmiş ve Hemedan'ı ele geçirmek üzere Rus kuvvetlerine taarruza karar verilmiş, harekât sırasında 12 nci Tayyare Bölüğünün ikinci bir emre kadar Kermanşah'dan harekâta katılması emredilmişti.

12 nci Tayyare Bölüğü 4 Ağustos 1916'da 13 ncü Kolordu  Kurmay Başkanlığından Kermanşah'dan Gengaver'e kadar olan bölgede düşman durumunun tespit edilmesi emrini almış, fakat arızası olan uçakla istenilen keşfin yapılıp yapılmayacağına karar verilmesi tayyare bölük komutanına bırakılmıştı. Harekâtın önemini bilen bölük komutanı engebeli olan bölgede daha fazla yükseğe çıkabilmek ve istenilen keşfi yapabilmek için uçağa az benzin koymak suretiyle yükü hafifletmiş ve böylece keşif sahasına uçarak düşman hakkında gerekli bilgileri toplamıştı. Bu bilgilere göre:

Düşmanın, bir piyade alayı ve dört süvari bölüğü ile bir topçu bataryasının Hacıabad kuzeyi ve Hacıabad batı, güneybatısındaki sırtlarda görüldüğü ve bu sırtlarda piyade tahkimatı ile iki topçu mevziinin bulunduğu,

Üç süvari alayı ve bir piyade taburunun da Nadirabad ile Kengerşah suyunun iki tarafında ordugâhta; bu ordugâhların gerisinde ve Kengerşah suyu ile Gamazi suyunun birleştiği yerin bir kilometre gerisindeki sırtta boydan boya iki sıra avcı siperleri ile bir batarya mevziinin görüldüğü,

Sahne'de küçük bir ikmal tesisi, Gengaver'in ortalama iki-üç kilometre güneybatısındaki sırtlarda grup grup piyade ve topçu siperleri ve buradaki sırtların kuzey doğusunda bir süvari alayı ve iki piyade taburu ile iki obüsün bulunduğu,

Dönüşte Bisütun'dan Gamazi suyu takip edilerek Hacıabad güneyindeki boğazda  bir düşman postası ve Sahne'den Bisütun'a doğru hareket halinde iki otomobilin görüldüğü rapor edilmişti.

Yapılan hava keşiflerinden çok memnun kalan 13 ncü Kolordu Komutanı ileri harekâta geçerek Hamadan'ı işgal etti. Hamedan'a gelen kolordu komutanlığı 15/16 Ağustos 1916 gecesi 12 nci Tayyare Bölüğünün Ave dolaylarındaki düşman durumunu keşfederek kolorduya bildirmesini emretmişti. Bu emir üzerine Pilot Üsteğmen Cemal ile Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet 17 Ağustos saat 04.37'de görev bölgesine uçarak 800 metre yükseklikte keşif yapmak suretiyle önemli bilgiler elde ettiler. Elde edilen bu bilgilere göre:

Düşmanın üç süvari alayı ile bir topçu bataryası Kulica'nın ortalama 10–15 kilometre kuzey doğusundaki Mezra, Hayımabad köyleri dolaylarında ordugâhta olduğu,

Bir batarya ile takviyeli bir taburun Mezra'nın ortalama 15 kilometre kuzey doğusunda Rezan adındaki köy dolaylarında bulunduğu,

Bir batarya ile takviyeli bir süvari alayının Mezra'dan Rezan yönünde ilerlediği,

Dört süvari, bir piyade alayı, iki topçu bataryasının Ave'nin 5–6  kilometre güneyindeki  Karagan dağlarının güney batı ve kuzey çevresinde ordugâhta olduğu; Karagan dağlarının güney eteklerinde ve şosenin iki tarafında gruplar halinde piyade ve topçu mevzilerinin görüldüğü,

Karagan sırtlarında ve Rezan'da uçağa çok şiddetli topçu ateşi açıldığı öğrenilmişti.

Tayyare bölüğünün, arızalı uçaklarla yüksek ve engebeli bölgede uzun süre havada kalmak suretiyle düşman durumunu bütün ayrıntıları ile keşfetmesi 13 ncü Kolordu Komutanlığını çok memnun etmişti. Kolordu Komutanlığı havacıların büyük bir fedakârlık ve tam bir itaatla yaptıkları görevleri takdir ederek Pilot Üsteğmen Cemal ve Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet'i 50'şer lira ile ödüllendirmiş ve kendilerine teşekkürlerini bildirmişti.

Bu sırada 6 ncı Ordu Tayyare Kıtaat Komutanlığının durumu şöyle idi:

6 ncı Ordu Tayyare Kıtaat Komutanlığı ve parkı Bağdat'da,

18 nci Kolordu emrindeki 2 nci Tayyare Bölük Komutanlığı Kütülamare'de,

13 ncü Kolordu emrindeki 12 nci Tayyare Bölük Komutanlığı Kermanşah'da bulunuyordu.

Türk birliklerinin, Rusları İran'dan atmak amacıyla giriştikleri harekât Eylül-Aralık aylarında da devam etmiş, havaların uçuşa uygun günlerinde hava keşiflerine devam edilmişti.

28 Kasım'da Ave-Kazvin dolaylarındaki düşman durumunu keşfe giden Türk-Alman uçağı Ave'yi 15 kilometre geçtikten sonra motorunda çıkan bir arızadan dolayı inmek zorunda kalmış ve uçuş ekibinden Rasıt Üsteğmen Ahmet Nüzhet ve Pilot Konrat uçağı yakarak Hamedan'a  ulaşmayı başarmışlardı.

Devamlı hava harekâtı nedeniyle Aralık ayında İran Cephesinde görev yapacak uçak kalmamıştı. 13 ncü Kolordu 6 ncı Ordu Komutanlığına uçak verilmesi için teklifte bulunmuş ise de, orduda yeter sayıda uçak bulunmayışı ve Dicle bölgesinde düşman kara ve hava faaliyetlerinin artması, İran bölgesindeki birliklerin daha üstün durumda olması sebebiyle Almanya'dan uçak verilinceye kadar isteğin yerine getirilemeyeceği bildirildi.

  (4) 1917 Yılı Hava Harekâtı Ve Faaliyetleri:

Irak Cephesindeki muharebeler, 1917 yılında Türk kuvvetlerinin aleyhine dönmüştü. 1916'da İngilizler Kütülamare'de teslim olduktan sonra, 13 ncü Kolordu İran dolaylarına gönderilmiş, Irak'da yalnız 18 nci Kolordu kalmıştı. Kolordu sayı  ve silah bakımından İngiliz kuvvetkerine oranla çok zayıftı. Buna rağmen kahraman Türk birlikleri aylarca yokluk içersinde büyük bir fedakârlıkla düşmana karşı koymuş, mevziden mevziye çekilerek savunma muharebeleri yapmıştı.

1917  yılı başında tarafların hava kuvvetleri şöyle idi:

  —Türk hava birlikleri:

Dört uçakla 2 nci Tayyare Bölüğü Kütülamare dolaylarında Şamran deresinin batısındaki köprünün beş kilometre kuzeyinde, 18 nci Kolordu emrinde,

Uçaksız kalan 12 nci Tayyare Bölüğü, İran Cephesinde harekât yapan 13 ncü Kolordu emrinde,

Tayyare Kıtaat Komutanlığı ve ordu parkı Musul'da bulunuyordu.

  —İngiliz hava birlikleri:

Dicle dolaylarında, Kraliyet  Deniz Tayyare Bölüğü ve 14 numaralı sabit balon takımı, 30 ncu Tayyare Bölüğü ve bu bölüğün 15 nci Tümen emrinde olan iki  uçağı vardı.

  (a) Dicle Nehri Dolaylarındaki Kara-Hava Harekâtı:

İngilizler 1916'da Kütülamare'de sarılmış olan kuvvetlerini kurtarmak için Dicle nehrinin solunda giriştikleri taarruzi harekâtta başarı sağlayamamış ve bir türlü Felâhiye mevziini ele geçirememişlerdi. Bu nedenle 1917'de harekât planlarını değiştiren düşman, büyük kuvvetlerle önce Dicle nehrinin sağ kıyısını ele geçirmek, ondan sonra sol kıyıya geçmek ve Felâhiye mevziinin arkasını çevirerek oradaki Türk kuvvetlerini imha etmeye karar vermişti.

  (1) İmamı Muhammet Muharebesi:

Düşmanın ileri harekâtını kara ve hava keşifleriyle takip eden Türk komutanlığı 2 Ocak 1917'de Gıraf dolaylarında Türk savunma mevzilerine karşı üç İngiliz tümeninin toplanmış olduğunu ve bu bölgede yoğun bir topçu birliği bulunduğunu tespit etmişti.

Gerçekte düşman bu bölgeye bir kolordudan fazla bir kuvvet tahsis etmişti. Yapılan hava keşiflerine göre İngilizlerin Dicle'nin sağ kıyısından büyük kuvvetlerle harekâta başladığı anlaşılmıştı.

7 Ocak 1917'de Dicle nehrinin dağ kıyısında İmamı Mansur ve Sin dolaylarında yapılan hava keşfinde İmamı Mansur'da dört, Sin batısında altı piyade taburu görülmüştü.

Hava keşiflerine devam edilerek düşmanın hareketleri takip edilmekte ise de yıpranan uçakların yerine yedekleri ve yenilerinin konulamaması tayyare bölüğündeki uçak sayısını kritik bir duruma sokmuştu. Bu durumu öğrenen 6 ncı Ordu Komutanlığı Bağdat'tan 2 nci Tayyare Bölüğüne iki uçak daha göndermişti.

Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgilerden İngilizlerin Dicle'nin sağ kıyısında ileri harekâta devam ederek Gıraf bölgesini ele geçirmek istedikleri öğrenilmişti. İngiliz birlikleri önce İmamı Muhammet'e taarruz ettiler. Düşmanın bu taarruzu Türk birliklerinin azimli savunması ve karşı taarruzları ile durduruldu. Bu esnada harekât sahası üzerinde iki taraf arasında hava muharebeleri de oluyordu.

18 Ocak’ta üç İngiliz uçağı ile muharebe eden Türk uçağının rasıtı vurularak şehit düşmüş, pilotu almış olduğu yaralarla uçağı sağlam olarak alana getirmeyi başarmıştı.

İngilizler İmamı Muhammet bölgesindeki taarruzlarını başarıya ulaştırmak için 20 Ocak’ta kuvvetli topçu ateş desteği ile taarruzlarına devam ederek mevziin sağ kanadını çökertmiş ve buradaki tepeleri işgal etmişlerdi. Yapılan hava keşiflerinde düşmanın bu bölgeye bir kısım kuvvet daha yönelttiği anlaşılmış olduğundan 18 nci Kolordu buradaki kuvvetlerini ikinci hatta çekti. Bu muharebeler esnasında Türk uçaklarının harekâtını engellemek isteyen İngiliz uçakları Bağdat’ta bulunan Türk hava alanına ve cephaneliklerine taarruz etmişlerse de olumlu bir sonuç elde edememişlerdi.

  (2)  Garraf Muharebesi:

İmamı Muhammet'deki Türk mevziilerini ele geçiren düşman ileri harekâta devam etti. Düşman durumunu izleyen Türk komutanlığı 21 ve 22 Ocak’ta yaptırdığı hava keşiflerinde Garraf dolaylarındaki düşmanın Garraf mevziilerine taarruza devam edeceği öğrenmişti. Nitekim 24 Ocak 1917'de çok kuvvetli topçu ateş desteği ile taarruza geçen İngilizler Garraf mevziilerinin 1 nci Türk hattını işgal ettiler.

Bu muharebeler sırasında, harekât sahası üzerinde görev yapan bir Türk uçağı rastladığı üç düşman uçağına taarruz ederek bunlardan birini düşürmüş, diğerini yaralamış ve üçüncüsünü de muharebe sahasını terk etmek zorunda bırakmıştı. Üç uçakla savaşan bu cesur pilot liyakat madalyası ile ödüllendirilmişti.

1 Şubat 1917'ye kadar yapılan taarruz ve karşı taarruzlarla devam eden Garraf muharebelerinde Türk birlikleri Garraf doğusundan batısına ve daha sonra da gerilere çekilmek zorunda kalmışlardı. Bu kanlı muharebelerde taraflar ağır kayıplar vermişlerdi.

1 Şubat 1917 günü Garraf mevzileri üzerinde topçu atış tanzimi yapan düşman uçağına taarruz eden Türk pilotu vurulmuş ve uçak düşerek parçalanmıştı.

Türk kuvvetleri büyük kısmıyla Dicle'nin sol kıyısında Sanaiyat ile Şamran arasındaki bölgede kuvvetli savunma tertibi almış, İngilizler de Kütülamare'yi almak için Şamran ile Kütülamare arasındaki Dara devresini Türk kuvvetlerinden temizlemek için gerekli hazırlıklara başlamışlardı.

  (3) Dara Devresi Muharebesi:

Hazırlıklarını tamamlayan İngilizler 15 Şubat 1917'de kuvvetli topçu ateşi ile desteklenen kuvvetlerle Dicle'nin sağ kıyısında Kütülamare ile Şamran yarımadası arasındaki bölgede taarruza geçtiler. Bu taarruzu düşman uçakları da destekliyordu. İngiliz uçakları kendi topçularıyla sıkı bir işbirliği yaparak Türk topçu mevzilerinin ateş altında tutulmasına yardım etmişlerdi. Kuvvetli birliklerle yapılan taarruzda Türk mevzileri ele geçirilmişti.

  (4)  Senaiyat ve Şamran Muharebeleri:

Dara devresini ele geçiren düşman Senaiyat ile Şamran arasında Dicle sol kıyısında bulunan Türk mevzilerini de ele geçirmek suretiyle Türk nakliyatına engel olmak istiyordu. Bu amaçla düşman Senaiyat ile Şamran'a taarruza geçmeye karar verdi.

17 Şubat 1917'de Senaiyat mevzilerine taarruz eden İngilizler birinci savunma hattını ele geçirdiler.

18 Şubat 1917'de öğleye doğru harekât sahası üzerinde görev yapan üç İngiliz uçağına taarruz eden Fokker uçağı aldığı isabetlerden düşerek parçalanmış ve pilotu şehit olmuştu.

İngilizlerin Bağdat yönünde ilerlemesi 18 nci Kolorduyu ikmal üslerinden yoksun bırakacağı gibi İran'da harekât yapan 13 ncü Kolordunun da arka tarafını kesmesi bakımından tehlikeli bir durum yaratmakta idi. Bu nedenle ordu komutanlığı İran'da bulunan 13 ncü Kolordunun süratle Hanikin yönünde yürüyüşe geçmesini emretti.

Türk birliklerini fazla kayıp vermeden geri çekmek, Türk kuvvetlerini takip eden düşman birliklerinin durumunu devamlı olarak tespit etmek gerekiyordu. Bu amaçla 27 Şubat 1917'de yapılan hava keşfinde düşmanın iki büyük, iki küçük gambotunun harekete hazır bir durumda olduğu, bir tümenlik ordugâhın Şadi bataklığının kuzey batısında olduğu, Nehrükelek'in 12 kilometre kuzey doğusunda da süvari tümeninin bulunduğu, çekilen Türk kuvvetlerinin Aziziye'ye yaklaştığı tespit edildi.

1 Mart 1917'de yapılan hava keşfiyle İngilizlerin batıya doğru ilerlediği ve süvari birliklerinin Aziziye'ye yaklaştığı, piyade birliklerinin de yürüyüşe devam ettiği görülmüştü.

2 Mart'ta yapılan hava keşfiyle, İngilizlerin Aziziye'ye girdiği ve 4 Mart'ta ise düşman birliklerinin Aziziye'de toplandığı ve henüz Türk birlikleriyle temasa geçmediği tespit edildi.

6 Mart'ta yapılan hava keşfinde, üç süvari bölüğünün Diyale nehri ağzının 10 kilometre doğusunda ve bir süvari tümeninin 18 kilometre güney doğusunda ordugâha girdiği ve üç piyade tümeninin 20 kilometre güney doğusuna geldiği görülmüştü.

    (5)  Türk Birliklerinin Bağdat’tan çekilmesi:

İngilizler Diyale'ye doğru ilerlerken İngiliz uçakları da keşif, gözetleme ve taarruzi harekâta devam ediyordu.

7 Mart 1917'de bir İngiliz uçağı Belt yakınlarına inerek o çevredeki köprünün altına dinamit koymuştu. Uçak ekibinin bu faaliyetini gören Türk jandarmaları süratle köprüye giderek dinamiti patlamadan çıkarıp tahrip etmişler ve böylece tehlikeli bir olayı önlemişlerdi. Eğer bu köprü tahrip edilseydi Türk birliklerinin bu yoldan çekilmeleri zorlaşmış olacaktı.

Aylardan beri üstün düşman kuvvetlerinin ağır baskısı altında kalan ve moralleri bozulan 18 nci Kolordunun tamamen esir ve imha edilmesinden çekinen 6 ncı Ordu Komutanlığı, kolordunun 10/11 Mart gecesi Bağdat'ı boşaltarak Dicle boyunca kuzeye doğru çekilmesini ve bu çekilmeye paralel olarak Fırat müfrezesinin Felluce'ye giderek Fırat vadisini düşmana kapaması, İngiliz ve Rus kuvvetleri arasında sıkışıp kalması tehlikesi karşısında evvelce verilen emir gereğince 13 ncü Kolordunun Hanikin'de toplanmasını emretmişti.

Ordu emrini alan 18 nci Kolordu birlikleri fena hava şartları altında Bağdat'ı boşaltmaya başlamışlardı. Boşaltma sırasında fırtına yüzünden uçurulamayan ve vagonlara yüklenmesine fırsat bulunamayan üç uçak düşman süvarisinin yaklaşması üzerine tahrip edildi. Böylece 2 nci Tayyare Bölüğünde kalan bir Fokker ve bir Albatros uçağı Samarra'ya intikal etti.

Bir süre sonra Bağdat'ı işgal eden İngilizler süratle hava birliklerini buraya naklederek keşif görevlerine başlamış ve Türk kuvvetlerinin kuzeye doğru çekilmekte olduğunu ve artçılarının Bağdat'ın 30 kilometre kuzeyinde ve demiryolunun iki tarafında bulunduğunu öğrenmişlerdi.

  (b) Düşmanın Dicle ve Diyale nehri ve İran yönünden ilerlemesi:

Düşman 14 Mart 1917'de kuvvetlerinin bir kısmıyla Dicle'nin iki tarafından, diğer kısmıyla da Bakube yönünde ilerlemeye başlamıştı. İlerleyen düşman birliklerinin durumunu meydana çıkarmak için 15 Mart 1917'de başlayan hava keşfiyle, İngilizlerin bir süvari tümeninin Dicle nehrinin batısında Müşahade ile Dicle arasında toplu bir durumda, iki piyade tugayının ileri birlikleriyle Bağdat'ın 16 kilometre kuzeyinde; bir piyade tümeninin Kazımiye dolaylarında açık ordugâhta bulunduğu; Dicle'nin doğusunda ise bir süvari alayı ile bir piyade tugayının Bağdat'ın 15 kilometre kuzeyinde yürüyüş halinde bulunduğu, 16 Mart'ta düşmanın bir kolu ile Dicle'nin sağında Müşahade'ye doğru, diğer kolu ile de Bakube'ye doğru ilerlemekte olduğu görüldü.

18 Mart 1917 sabahı keşif yapan Türk uçuş ekibi Müşahade istasyonu yakınında iki piyade taburu görmüş; bu bölgedeki piyade ve süvari kuvvetlerini yerinde bulamamıştı. Görülemeyen bu düşman kuvvetlerinin Kazımiye veya Bağdat hurmalıkları içerisinde mi oldukları yoksa başka bir yöne mi hareket ettikleri anlaşılamamıştı. Dicle nehrinin sol tarafında, Bağdat'ın 40 kilometre kuzeyinde iki piyade, iki süvari alayı ve üç batarya görülmüştü.

19 Mart 1917 sabahı Dicle dolaylarında yapılan hava keşfinde sekiz piyade taburu ve bir süvari alayının Müşahade ve Taciye istasyonları arasında açık ordugâhta olduğu, Kazımiye'de bir tümenlik ordugâhın bulunduğu; Azamiye dolaylarında bir tümenlik ordugâhın, Elcedide ile kuzeyinde altı piyade taburu ve bir süvari alayının görüldüğü, bir tümenin Bağdat-Bakube yönünde yürüyüş halinde olduğu tespit edilmişti.

13 ncü Kolordu bir kısım kuvvetlerini Paytak geçidinde bırakarak büyük kısmıyla Kasrışirin yönünde yürüyüşüne devam etti. Fakat kolordunun emrinde uçak bulunmadığı için düşman kuvvetlerini hava keşfiyle tespit edemiyordu. Hava keşfi yapamadığını Ordu Komutanlığına arz ederek emrine uçak verilmesini istedi.

Kolordunun bu önerisi Ordu Komutanlığı tarafından uygun bulunarak kolordu emrine bir Albatros uçağının gönderileceği ve bu uçak için Hanikin'de bir hangar kurulması emredildi. Ordu Komutanlığının bu emri Musul'daki Tayyare Kıtaat Komutanlığına (Tayyare Birlikleri Komutanlığı) da ulaştırıldı. Eldeki uçaklardan Albatros tipindekinin Hanikin'e gönderilmesi, Samarra'da da bir Fokker uçağının 18 nci Kolorduda kalması emredildi.

  (1) Şehriban Muharebesi:

21 Mart 1917'de 18 nci Kolordu Dicle nehrinin sol kıyısına geçmeye başlamıştı. 13 ncü Kolordu cephesinde Şehriban müfrezesi ile temasta bulunan İngiliz süvari tümeni topçularıyla Şehriban'ı bombardıman etti. Paytak geçidindeki Türk müfrezelerine de Ruslar taarruza devam ettiler.

22 Mart'da Şehriban'a taarruza başlayan İngiliz kuvvetleri karşısında 22/23 Mart gecesi 13 ncü Kolordu birlikleri burasını boşaltarak Cebelihamrin'e çekildiler.

23 Mart'ta Şehriban İngilizlerin eline geçti. Paytak'taki Türk müfrezesine taarruz eden Ruslar geri püskürtüldü. Samarra'dan Hanikin'e gönderilen Albatros uçağı, Şehriban dolaylarında düşmanın büyük piyade birliklerinin bulunduğunu görerek komutanlığa rapor etmişti.

24 Mart'ta Hanikin'den kalkan uçakla yapılan hava keşfinde Balduruz kanalı üzerinde bir köprünün kurulduğu ve bu bölgede düşmanın piyade birlikleri ve dört bataryasının bulunduğu, Şehriban, Kızılreyat şosesi dolaylarında 11 piyade taburu ile bir kısım süvari birliklerinin görüldüğü bildirildi.

25 Mart 1917'de 13 ncü Kolordu cephesinde düşman birliklerinin yerleri ve miktarları tespit edilmiş, 26 Mart'ta  13 ncü Kolordu Şehriban dolaylarındaki İngiliz kuvvetlerine taarruza geçerek düşmanı Balduruz kanalı gerisine atmıştı.

  (2)  13 ncü Kolordunun Diyale nehri batısına geçişi:

Bu taarruzdan sonra düşman durumunun havadan keşfedilmesine devam edildi. Kolordunun taarruzu başarılı olmuşsa da 27 Mart'tan itibaren iaşe gönderilmesi zorlaşmıştı. Bu bakımdan Diyale'nin doğusundan batısına geçilmesine karar verilmiş, çok zor şartlar altında geçiş başlamıştı. Bu esnada yapılan hava keşfinde düşmanın Sendiye-Hannehrivan hattında ve hemen arkasında iki piyade tugayı, üç batarya, altı süvari bölüğü, Kasrin ve Deliabbas dolaylarında bazı kuvvetleri tespit edildi.

28 Mart 1917'de 13 ncü ve 18 nci Kolordu cephelerinde yapılan hava keşfinde;

Şehriban'da 18 tabur ve 10 batarya, Bakube'de bir piyade taburu, Bakube'nin kuzey batısında dört piyade taburu, iki süvari bölüğü, dört batarya,

Hannehrivan, Cedide ve Sindiye dolaylarında 16 piyade taburu, üç süvari bölüğü, altı batarya,

Kasrin'den Cediye'ye doğru yürüyüş halinde dört piyade taburu, bir süvari bölüğü ve dört batarya,

Kasrin'de iki piyade taburu ve Kerare'de dört piyade taburu,

Bağdat dolaylarında dört  piyade taburu, bir süvari bölüğü,

Bağdat Müşahade yolu üzerinde öncüleri Taciye'de iki piyade taburu, iki süvari bölüğü ve bir batarya tespit edilmişti.

Düşman hakkında elde edilen bu bilgilere göre, İngilizlerin Dicle nehri dolaylarında iki kolla Dicle'nin sağ ve solunda kuzeye doğru ilerledikleri ve daha küçük kuvvetlerinin de Diyale nehrinin iki tarafından hareket ettikleri görülüyordu.

  (3)  Sindiye Muharebeleri:

29 Mart 1917'de Sindiye'deki düşman birliklerinin taarruza geçtiği ve bu sırada yapılan hava keşifleriyle Sindiye'nin güneyinde altı tabur, dört batarya görüldüğü, saat 04.10'dan sonra da Harabe kuzey doğusunda yere inmiş iki süvari alayının Türklerin sol kanadına doğru açılarak ilerlediği, Cedide ve Tikana dolaylarında bir süvari alayı ile bir piyade taburu ve Cedide'nin kuzey doğusunda dört piyade taburu, iki süvari alayı ve dört bataryanın Sindiye ve Sindiye'nin kuzey doğusunda ilerledikleri, Şehriban ve Bakube dolaylarında düşman birliklerinin bulunduğu öğrenilmişti. Bu keşif raporlarına göre düşmanın Dicle nehri solundan Türk birliklerini kuşatmak istediği anlaşılmıştı.

Düşmanın bu tehlikeli harekâtına kahramanca karşı koyan Türk birlikleri tehlikeyi önlemiş ve tümen Etem çayı batısına çekilmeyi başarmıştı. 52 nci Tümenin bu başarısı 18 nci Kolordu ve 6 ncı Ordu Komutanlıkları tarafından takdirle karşılanmıştı.

Sindiye muharebelerinden sonra düşman durumu havadan takip edilmiş ve 30 Mart 1917'de İngilizlerin Hannehrivan ve Cedide'ye doğru bir kısım kuvvetlerinin yürüyüş halinde olduğu görülmüştü.

Sindiye muharebesinde büyük kayıplar veren düşman birliklerinin geri çekilmek zorunda kaldığı hava keşfiyle de doğrulanmıştı.

  (4)  Nisan 1917'de yapılan muharebeler:

2 nci Tayyare Bölüğü Nisan ayında hemen her gün keşif ve gözetleme görevi yapmış, 13 ncü ve 18 nci Kolordu Komutanlıklarına düşman hakkında çok faydalı bilgiler toplamıştı. 

Keşif görevleri genel olarak Belt-Simege-Müşahade, Sindiye-Hannehrivan, Cedide, Deltare, Şehrivan ve Deliabbas dolaylarında yerine getirilmişti. Bu görevler sırasında düşmanla hava muharebeleri de yapılmıştı. Bu muharebelerden biri de 3 Nisan'da 2 nci Tayyare Bölük Komutanı Yüzbaşı Schütz'ün Belt ve Simige dolaylarında yaptığı keşif sırasında olmuştu. 

Türk-Alman pilotu Hor (Şelaviye bataklığı) dolaylarında keşif yaparken kendisine bir İngiliz uçağı taarruz etmiş, çok yakın mesafede cereyan eden hava muharebesinde Yüzbaşı Schütz pervanesiyle İngiliz uçağının sol kanadını koparmış ve düşman helezonlar çizerek mecburi iniş yapmıştı.

Aynı gün harekât alanı üzerinde keşif yapan Türk uçağı Sindiye üzerinden geçerken yerden açılan ateşle isabet alarak inmek zorunda kalmış, uçuş ekibi uçaktaki makineli tüfeği sökerek uçağı yakmıştı. Bu keşifte Bağdat, Deltora, Simige dolaylarında 33 piyade taburu, sekiz süvari alayı ve 11 batarya tespit edilmişti.

18 nci Kolordu Komutanlığı, düşmanın başlangıçta Bakube, Semdiye hattını tahkim ederek burada savunmada kalmasını ve sonradan bir kısım kuvvetlerle buradan, büyük kuvvetlerle de Simige yönünde taarruza geçmesini muhtemel gördüğünden birliklerine gereken tertibi aldırmıştı. 

6 Nisan'da yapılan hava keşiflerinde 13 ncü Kolordu bölgesinde Deliabbas'ın İngiliz süvarileri tarafından ele geçirildiği, iki Rus süvari alayının da Hanikin'den Kızılrebat'a doğru yürüyüşte olduğu, üçüncü bir alayın da Hanikin ile Dicle nehri arasında bulunduğu öğrenilmişti.

  (I)  Belt Muharebesi:

7 Nisan'da yapılan hava keşfiyle, düşmanın Etem çayı batısında ve Belt kuzeyindeki savunan 51 ve 52 nci Tümenlerine karşı Dicle nehrinin sağ ve solundan iki kolla harekete geçtiği öğrenilmişti.

İlerleyen düşman birlikleri 8 Nisan'da Belt istasyonunu ele geçirmiş ve bu bölgedeki 51 nci Türk Tümeninin emniyet birliklerini geri atmıştı.

Düşman kuvvetleri Belt kuzeyinde 51 nci Türk Tümenine taarruza devam ederken 13 ncü Türk Kolordusu, 18 nci Kolorduya yardım etmek amacıyla Deliabbas dolaylarındaki İngiliz kuvvetlerine taarruza geçerek Deliabbas'ı geri aldı. Bu taarruz sırasında Ruslar da 13 ncü Kolorduya karşı taarruza geçmişlerse de Türk birlikleri tarafından geri atılmışlardı.

12 Nisan 1917'de Samarra'ya gelen bir düşman uçağı 2 nci Tayyare Bölüğüne ait alandaki hangarlara ve demiryolu tamirhanesine sekiz bomba atarak birkaç eri yaralamış, su deposunu imha etmiş ve bu taarruzdan sonra üç uçaktan kurulu bir düşman filosu da alanın üzerinde uçmuştu.

Düşman 13 ncü ve 18 nci Kolorduları ayrı ayrı yenmek amacıyla hareket etmekteydi. 14 Nisan'da 13 ncü Kolorduya taarruza geçen İngilizler başarı sağlayamamışlardı.

15 Nisan'da İstablat mevkiini keşfetmek üzere yapılan düşman taarruzu püskürtülmüş, bu taarruzu destekleyen İngiliz uçaklarından çift kanatlı B.E. tipindeki bir İngiliz uçağı 2 nci  Bölük Komutanı Yüzbaşı Schütz tarafından düşürülmüş içindekiler ölmüştü.

  (II)  Etem çayı Muharebesi:

Düşman uçakları aralıksız olarak keşiflerine devam etmekte ve özellikle Etem çayı batısında Türk mevzilerini alçak irtifadan gözetlemekteydiler.

Düşmanın Türk mevzileri üzerinde yaptığı yoğun hava keşifleri buradan bir taarruzun yapılacağına işaret sayılmasına ve Etem çayında savunma yapan Türk müfreze komutanının bu bölgedeki düşman faaliyetlerinin arttığını ve Etem çayı üzerinde bir köprünün kurulduğunu bildirmesine rağmen Türk uçakları bu faaliyetleri keşfedememiş ve İngilizlerin İstablat mevzilerine karşı geniş ölçüde hazırlık yaptıklarını öğrenememişlerdi.

Bu güne kadar hava keşiflerinden çok faydalı bilgiler alan ve bu nedenle havacılara çok güveni bulunan 18 nci Kolordu Komutanlığı Etem çayı mevzii karşısındaki düşman durumunda bir değişiklik  olmadığını ve düşmanın daha çok İstablat mevzii karşısında faaliyetlerini arttırdığı fikrini korumuştu. Fakat düşman 18 Nisan 1917'de üstün kuvvetlerle Etem çayı müfrezesine taarruz etmiş ve müfrezeyi mevzilerinden atarak takibe başlamıştı. Türk uçaklarının Etem çayındaki düşman faaliyetlerini keşfedememesi, düşmanın bu bölgedeki kuvvetlerini çok iyi gizlemiş olmasındandı.

Beklenilmeyen bu durum karşısında Kolordu Komutanlığı Etem çayı bölgesinde yeniden hava keşfi yaptırmış ve Türk müfrezesini yenerek takibe geçen düşman yürüyüş kolları hakkında gereken bilgiyi elde etmişti.

Bu muharebede Etem çayındaki müfrezenin 40 ncı Alayı düşmana esir düşmüş ve diğer kuvvetler Samarra yakınlarına kadar çekilmişlerdi.

İngilizlerin 18 nci Kolorduya karşı üstün kuvvetlerle taarruza geçmesi ve taarruzun gelişmesi üzerine 6 ncı Ordu Komutanlığı 13 ncü Kolordunun 18 nci Kolorduya yardım etmesi için Etem çayına doğru harekete geçmesini emretti.

  (III)  İstablat Muharebesi:

20 Nisan 1917 akşamı yapılan hava keşfiyle düşmanın İstablat mevzii karşısında dört piyade ve bir süvari tugayı topladığı ve bunların taarruz için hazırlandıkları görülmüştü. Nitekim 21 Nisan'da üstün kuvvetlerle taarruza geçen düşman İstablat mevziinin bir kısmını ele geçirdi.

Kanlı çarpışmalardan sonra 18 nci Kolordu Tikrit'e doğru geri çekilmek zorunda kalmış ve hava birliklerinin desteğinden faydalanan düşman da Samarra'ya kadar ilerlemişti. Düşmanın Samarra'ya yaklaşması üzerine burada bulunan 2 nci Tayyare bölüğü Tikrit'e intikal etmişti. 

Bu muharebeler sırasında 6 ncı Ordu Komutanlığının emriyle Etem çayına doğru ilerleyen 13 ncü Kolordu, elinde uçak bulunmadığından düşman hakkında bilgi elde edemiyordu. Bu durumdan şikâyet eden kolordu komutanı, Musul'a gelen uçaklardan kolorduya verilmesini orduya teklif etti. Bu teklifi inceleyen 6 ncı Ordu, Başkomutanlıktan orduya uçak verilinceye kadar 13 ncü Kolordunun keşif isteklerinin 18 nci Kolordu uçakları tarafından yapılmasını emretti.

Düşman uçakları aralıksız keşif yapmakta ve 2 nci Türk Tayyare Bölüğü de düşman uçaklarının keşiflerine engel olmaya çalışmaktaydı. 28 Nisan'da Türk mevzileri üzerinde keşif yapan iki İngiliz uçağına karşı havalanan 2 nci Tayyare Bölük Komutanı Yüzbaşı Schütz düşmanın B.E. tipindeki uçağını düşürmüş ve yere vuran düşman uçağı yanmış kurtulan pilot Türkler tarafından esir alınmıştı.

  (5)  Mayıs 1917'de yapılan muharebeler:

Mayıs ayı başında tarafların durumu şöyleydi.

 

—Türk Kuvvetleri:

13 ncü Kolorduya bağlı 6 ncı Tümen Deliabbas'da, 2 nci Tümen Etem çayı kıyısında Köy mevkii yakınlarında,

14 ncü Tümen Demirkapı'dan kuzeye ilerlemekte,

13 ncü Kolordu karargâhı ve 2 nci Tümene bağlı bir alay Kızılrebat'ın 30 kilometre kuzeyinde,

18 nci Kolorduya bağlı 51 ve 52 nci Tümenkeriyle, 166 ncı Piyade Alayı Tikrit ve İmamdur kuzeyindeki bölgede,

2 nci Tayyare Bölüğü kolordu karargâhı yanında Tikrit'te.

—İngiliz Kuvvetleri:

Bir piyade tümeni ve bir süvari tugayı, 2 nci Türk Tümeni karşısında Köy mevkii dolaylarında,

Bir piyade tümeni Etem çayının Dicle ile birleştiği yerle Han mevkii arasında Dicle nehri sağ kıyısında,

Bir piyade tümeni Deltava batısında,

Üç piyade, iki süvari tugayı ve bir topçu tugayı Samarra bölgesinde Dicle nehri batısında bulunuyordu.

6 Mayıs 1917'de Samarra dolaylarında yapılan keşifte, düşmanın durumunu muhafaza ettiği görülmüştü. Aynı gün öğleden sonra Tikrit hava alanını bombardımana gelen üç İngiliz uçağı ile hava muharebesi yapan Türk uçağı düşman uçaklarından birini İmamdur'un kuzeyindeki sahaya inmeye mecbur etmiş, inişte kırılan uçağın pilotu yaralı olarak ele geçirilmişti.

6 ncı Ordu Komutanlığı, Etem çayı ile Diyale nehri dolaylarında bulunan 13 ncü Kolordunun evvelce kolordu için teklif ettiği keşif uçaklarının verilmesine karar vermiş ve 13 Mayıs'ta iki, 28 Mayıs'ta bir Albatros uçağını kolordu emrine göndermişti. Böylece 12 nci Tayyare Bölüğü tekrar faaliyete geçmiş oldu.

Devamlı hava faaliyetlerinden dolayı uçak yakıtı azalmış ve ordu tarafından kısa zamanda ikmali mümkün görülemeyen yakıt durumu nedeni ile kolordunun hava keşiflerini önemli görevlere göre planlaması emredilmişti.

  (6) Haziran 1917'de yapılan muharebeler:

4 Haziran 1917'de Tikrit-İmamdur-Samarra-Belt ve İstablat dolaylarında yapılan hava keşfinde; Diclenin sağ kıyısında Elaşık ile Samarra ve Samarra istasyonu arasında 5–6 alay ile yedi batarya ve bazı ordugâhların bulunduğu, Samarra istasyonunun yakınında bir hava alanının görüldüğü rapor edilmişti.

2 nci ve 12 nci Tayyare bölüklerinin yaptıkları keşiflerle düşman hakkında elde edilen bilgilere göre; 13 ncü Kolordu karşısındaki Rus kuvvetlerinin çekilmeye başladığı, 18 nci Kolordu cephesinde ise İstablat'taki Türk savunma mevzilerine karşı İngilizlerin kuvvet topladığı anlaşılıyordu.

  (7)  Temmuz 1917'de yapılan muharebeler:

13 ncü ve 18 nci Kolordu cephelerinde önemli kara harekâtı yapılmıyordu. 6 ncı Ordu, emrindeki Fırat grubu bölgesinde hava keşfi yapılarak düşman durumunun keşfedilmesi için 2 nci Tayyare Bölüğü keşif uçaklarından ikisinin grup emrine gönderilmesini istemişti. Bu istek üzerine 6 Temmuz 1917'de Remadiye'ye gitmek üzere havalanan iki uçaktan biri, motor arızasından dolayı Samarra'nın 30 kilometre güney batısına inmek zorunda kalınca, diğer uçakta ona yardım etmek için aynı bölgeye inmişti. Arızası giderilemeyen uçak düşman eline geçmemesi için pilotu tarafından yakılmıştı. Diğer uçağa binen pilotla havalanılmış ancak Remadiye'ye varılamamıştı. Kayıp uçağı bulmak için 13 ncü Kolordu uçaklarıyla yapılan aramalardan bir sonuç alınamamış ve uçağın kayıp olduğuna kanaat getirilmişti.

  (8) Ağustos 1917'de yapılan muharebeler:

Ağustos ayı içinde 18 nci Kolordu cephesinde 2 nci Tayyare Bölüğünün yaptığı keşifler ile Elaşık dolaylarındaki düşman durumunda değişiklik olmadığı öğrenildi.

Kolordu, İngilizlerin İstablat'ta kuvvet topladığına dair  elde ettiği bilgilerin doğruluğunu öğrenmek için 18 Ağustos 1917'de Elaşık, İstablat ve Belt yönlerinde yeniden hava keşfi yaptırmış ve düşmanın  İstablat mevziine karşı kuvvet topladığına dair bir emare elde edememişti.

6 ncı Ordu Komutanlığı, hava keşifleriyle daha çabuk ve daha aydınlatıcı bilgi toplamak amacıyla 20 Ağustos 1917'de bir emirle 13 ncü ve 18 nci Kolordulardaki uçak sayılarını, her kolordunun hava keşif bölgelerini belirlemişti. Bu emirde:

"13 ncü ve 18 nci Kolordulardaki tayyare bölüklerinin üçer keşif uçağı ile takviye edileceği,

Kolorduların ikişer keşif uçağı ile ve düzenli bir programa göre kısa zamanda İngiliz mevzileri üzerinde uzak keşif görevlerine başlamaları ve yapacakları keşiflerden aşağıdaki noktaların meydana çıkarılması istenmişti:

Düşman birliklerinin kuvveti ve dağılışı (Hava birlikleri, yürüyüş kolları ve gemiler);

Düşman savunma mevzileri ve inşa tarzı;

Cephane depoları, topçu gereç depoları, menzil depoları, nehir iskeleleri, demiryolları, yeni yollar ve büyük inşaatlar (Uçak bombalarıyla vurulabilecek önemli hedefler);

Düşman mevzilerinin haritaya uygulanabilecek şekilde fotoğraflarının çekilmesi ve önemli görülen hedeflerin fotoğrafla tespiti;

Yapılacak bu görevlerde kolorduların keşif hudutları;

18 nci Kolordu: Sindiye hariç Diclenin Sindiye'ye kadar olan her iki kıyısı ve Etem çayının aşağı kısmı ve ayrıca Dicle'nin batısından Fırat'a kadar olan arazi;

13 ncü Kolordu: Sindiye dahil Dicle nehriyle Diyale nehri (dahil) arasındaki Bağdat'a kadar olan arazi kısmı;

Bağdat'ın her iki kolordu tarafından keşif edileceği, keşiflerin şimdilik Selmanpak'dan daha güneye geçmeyeceği;

Ordu Hava Kıtaat Komutanlığının yapılacak hava keşifleri için 18 nci Kolordu uçaklarına Remadiye dolaylarında geçici bir uçak hangarı yeri tespit edilmesi;

13 ncü Kolordunun, emrindeki tayyare bölüğünü Narin köprü veyahut Karatepeye nakletmesi, Şehriban'da uçakların inmelerine uygun bir alan hazırlayarak yerini işaretlemesi, hava keşif raporlarının şimdilik telgraf ve telsizle orduya bildirilmesi ve ayrıca yazılı rapor gönderilmesi, keşiflere dair kroki ve fotoğrafların ordu kıtaat komutanlığına ulaştırlması'' istenmişti.

Emri alan kolordu komutanlıkları, tayyare bölüklerine yapacakları işleri bildirmişlerdi. 

23 Ağustos’ta düşman Bakube, Beldruz'da topladığı kuvvetlerle Şehriban'ı işgal etmiş ve bir kısım kuvvetle de Cebelihamrin'e doğru ilerlemek istemişse de 13 ncü Kolordu birliklerinin karşı koymasıyla harekâtı geliştirememişti. Deliabbas yönündeki harekât ise bu bölgedeki Türk birliklerinin azimli savunmasıyla durdurulmuştu. 

  (9) Eylül 1917'de yapılan muharebeler:

Eylül ayı başında 6 ncı Ordu Komutanlığı kolordular emrinde görev yapan tayyare bölüklerinin uçak sayıları ile tiplerinin belirleyen bir emir yayınlamıştı. Bu emirde:

13 ncü Kolordu emrindeki 12 nci Tayyare Bölüğünde Rampler tipinde üç uçağın,

18 nci Kolordu Komutanlığı emrindeki emrindeki 2 nci Tayyare Bölüğünde Rampler, Halberstadt ve Albatros tipinde üç uçağın bulunacağını bildirmişti.

Ordu Komutanlığının emrettiği uygulamalar yerine getirilirken düşman uçaklarının Fırat nehrinde Remadiye Türk grubu mevzileri üzerinde yoğun keşif ve gözetleme faaliyetleri başlamıştı.

Düşman uçaklarının Remadiye üzerindeki faaliyetleri ve düşman hakkında elde edilen diğer bilgiler, İngilizlerin Remadiye'deki Fırat grubuna taarruza geçmek için hazırlık yapmakta olduğunu gösteriyordu.

25 Eylül 1917'de Tikrit yakınlarına gelen RE - 8 tipindeki iki İngiliz uçağı ile hava muharebesine giren bir Türk uçağı düşman uçaklarını düşürmüş, uçucuları esir edilmişti. 

28 Eylül 1917'de Remadiye'ye taarruz eden düşman 29 Eylül'de Fırat grubunu kuşatmış ve daha sonra çekilme hattını keserek grubu tamamen esir almıştı.

Remadiye muharebelerinde Türk birliklerinin 6 ncı Ordu ile olan muhabere bağlantıları kesilmişti. Ordu Komutanlığı düşmanın Fırat grubunu kuşattığına dair birçok haber almıştı. Bu haberlerin doğru olup olmadığını öğrenmek için 30 Eylül 1917 sabahı 18 nci Kolordudan iki uçağın Remadiye dolaylarında keşif yapmasını ve keşiften sonra Remadiye üzerinden geçerek Hit'e inmeleri ve raporlarını telsiz telgrafla orduya, telgrafla da Yıldırım Ordular Grubuna ulaştırmalarını emretmişti.

Remadiye'ye gönderilen iki Albatros uçağından birisi gerekli keşfi yaparak Tikrit'e dönmüş ve Remadiye'nin İngiliz birlikleri tarafından işgal ve Türk müfrezesinin esir edildiğini, şehrin 15 kilometre batısında düşman süvari birliğinin bulunduğunu, elde edilen bu bilgileri Hit'e inerek telsiz ve telgrafla ordu ve ordular grubuna bildirmişti. Sonradan alınan tamamlayıcı bilgiler hava keşfini doğrulamıştı.

Sonuç olarak; Remadiye muharebesinde 4 ncü Alayın tümünün esir edilmesinin önemli sebeplerinden birisi, Türk birliklerinin yan ve gerilerinde hava ve kara keşifleri yapılarak düşman durumu hakkında zamanında bilgi alınamaması idi.

  (10)  Ekim 1917'de yapılan muharebeler:

Ruslar Diyale'den çekildikten sonra Mendeli, Beldru'yu işgal etmiş olan İngilizler sağ ve yan gerilerini emniyet altına almak ve Türklerin İran yönünde ilerlemelerini engellemek üzere 13 ncü Türk Kolordusunun tuttuğu Cebeli Hamrin'i işgal etmek üzere 16 Ekim'de taarruza geçtiler. Üstün düşman taarruzları karşısında bir süre direnen 13 ncü Kolordu birlikleri Diyale nehri batısına çekilerek köprüleri tahrip etmiş ve düşman da 20 Ekim'de Kızılrebat'a girmişti. Bu muharebeler sırasında üç düşman uçağı Selahiye'yi bombardıman ederek buradaki 12 nci Tayyare Bölüğünün uçaklarından ikisini tahrip etmiş ve bu akın sırasında düşman uçaklarından biri Türk ateşleriyle inişe zorlanmıştı.

31 Ekim'de beş İngiliz uçağı yeniden Selahiye'yi bombardıman etmiş, bunlardan dördü düşürülmüş veya hasara uğratılmış yalnız biri üssüne dönebilmişti.

Ekim 1917 içinde 13 ncü ve 18 nci Kolordu emirlerindeki Türk tayyare bölükleri almış oldukları görevleri mükemmel şekilde yapmışlar ve özellikle 11 nci Topçu Rasat Tayyare Bölüğü ile takviye edilen 2 nci Tayyare Bölüğünden Teğmen Basri ve Abdülhalim düşman hakkında önemli bilgiler toplamışlardı. 

  (11)  Kasım 1917'de yapılan muharebeler:

Her nekadar yapılan keşifler memnunluk verici idiyse de kolordu komutanlıkları ile tayyare bölük komutanlıkları arasında hava birliklerinin kullanılmasında bazı aksaklıklar ve anlaşmazlıklar oluyordu. Bu aksaklıkları gidermek için ordu tarafından 1 Kasım 1917'de verilen emirde:

Şimdiye kadar kolordular tarafından tayyare bölüklerine verilen keşif görevlerinde bazı aksaklıklar olduğu ve uçuculara görev verilirken belirli bir yolun takip edilmesini emretmenin doğru olmayacağı, görev veren komutanların keşif bölgesi ile keşif amacını veyahut da keşif hedefini tayin etmelerini ve böylece görevi yapan uçuş ekibine bir serbestiyet tanımanın uygun olacağını bildirdi. Ayrıca, tayyare bölük komutanlıklarının kolordularda uçakların kullanılması ile ilgili bilgi verebilecek uzman müşavirleri olduğunu, uçuculara verilecek görevlerin imkân oldukça sözlü olarak ve haritalar üzerinde detaylı bir şekilde verilmelerini; kolorduların yaptıkları toplantılara tayyare bölüklerinin sorumlu komutanlarının da katılmalarının sağlanmasıyla görevin yapılma zamanı bildirilmeli ve bu görev için uçakların hareket etme zamanı, takip edecekleri yollar, tayyare bölük komutanına bırakılmalı;

Yapılan hava harekât ve faaliyetlerinde rastlanan güçlüklere dair fikir edinmek, keşif /gözetleme özellikleri hakkında tecrübe, kanaat sahibi olmak üzere kolordu ve tümen karargâhlarındaki kurmay subaylara iki sorti uçuş yaptırılmasının uygun olacağı ve bu uçuşların düşman cephesine kadar uzatılmaması; ordu komutanlığına gönderilecek hava keşif raporlarına tayyare bölük komutanlarının göreve ait özet olarak görüşlerini bildirmeleri özellikle belirtilmişti.

1 Kasım 1917'de Elaşık dolaylarında yapılan hava keşfinde, düşmanın Dicle sağ kıyısında Elaşık tahkimatının güneyinde en az bir piyade tugayı, üç süvari alayı ve iki batarya ile zırhlı otomobillerden oluşan yürüyüş kollarının bulunduğu, dört piyade taburu ile üç bataryanın nehrin sol kıyısına geçmek üzere olduğu tespit edilmişti.

Hava keşfinde tespit edilen bu kuvvetler aslında zırhlı otomobillerle takviyeli bir süvari tümeni ile bir piyade tümeninden ibaret olup, 2 Kasım 1917 sabahı İmamdur mevzilerine bir kısım kuvvetleriyle kuşatma amaçlı taarruza geçmişlerdi.

İmamdur mevziini ele geçiren düşman 3 Kasım 1917 tarihinde Tikrit mevziine doğru ilerledi. Bu ileri harekât sırasında İngiliz keşif uçaklarının Tikrit'in Türkler tarafından kuvvetli bir şekilde tahkim edildiğini haber vermeleri üzerine, öğleden sonra İngilizler ileri harekâtını durdurarak geri çekilmeye başladılar.

Türk komutanlarının kanaatine göre; Düşman, Türklerin durumunu anlamak için Tikrit'e karşı bir keşif taarruzu yapmış ve Türk kuvvetlerinin kesin sonuçlu savunma için Fetha mevziine çekildiğini anlamış ve bu mevziye iyi bir hazırlıktan sonra daha uygun bir zamanda taarruza geçmenin doğru olacağını düşünmüş olması varsayımı kuvvetli idi. Bu sebeple 18 nci Kolordu birliklerinin vakit geçirmeden Fetha mevziilerini iyice tahkim etmelerine karar verildi. Bundan sonra kolordu cephesinde geçici bir süre için önemli bir kara harekâtı olmamış, tarafların hava harekât ve faaliyetleri devam etmişti.

  (12)  Aralık 1917'de yapılan muharebeler:

İngilizler 13 ncü Kolorduya baskın şeklinde taarruz ederek sonuç almak istiyorlardı. Baskının yapılabilmesi için Türk uçaklarının İngiliz birlikleri üzerinde ve gerilerinde yapacağı keşiflere engel olmak gerekiyordu. Bu maksatla düşman uçakları Aralık 1917'de Kifri'deki hava alanına taarruz ettiler. Bu akından sonra 2 Aralık 1917'de başlayan İngiliz taarruzu Türk birliklerinin azimli savunmasıyla karşılaşmıştı. Yapılan hava keşfinde düşmanın Etem çayı boyunca Reveyzat'a kadar bir piyade tümeni ile dört süvari alayının bulunduğu öğrenilmişti. Daha sonra yapılan hava keşifleriyle Etem çayı dolaylarında düşman tümeninin yerinde olmadığı öğrenilmiş ve düşmanın bu kuvvetleri Diyale nehri ve Cebeli Hamrin dolaylarına kaydırmış olduğu ve buradan taarruza geçeceği anlaşılmıştı. Nitekim 3 Aralık 1917'de İngilizler ilerlemelerine devam etmiş, 13 ncü Kolordu da Karatepe'ye çekilmişti.

Karatepe yönünde ilerleyen düşman 4 Aralık 1917 sabahı Türk mevziilerine karşı taarruza başlamıştı. 5 Aralık'ta taarruzuna hız veren düşman birliklerine uçakları da katılmış ve topçularına hedef göstermek suretiyle atış tanzimi yaptırmış, bomba ve makineli tüfeklerle alçaktan Türk mevziilerine taarruz etmişlerdi. Bu taarruzlar karşısında çok sıkışık duruma giren Türk birlikleri Karatepe'yi boşaltarak geri çekilmek zorunda kaldılar.

8 Aralık'ta düşmanın Karatepe'yi boşaltarak Deliabbas yönünde çekildiği anlaşıldı. 9 Aralık’ta yapılan hava keşfinde düşmanın Karatepe'den çekildiği doğrulanmış ve Türk süvari birliklerinin Karatepe'ye yaklaştığı görülmüştü.

Bu muharebelerden sonra önemli bir kara harekâtı olmadıysa da taraflar arasındaki hava harekâtı devam etti.

İngiliz hava birlikleri filolar halinde Türk hava alanlarına taarruz ederek cephe üzerinde hava üstünlüğü sağlamaya çalışıyorlardı. Bu hava akınlarından biri, 17 Aralık 1917'de yapıldı. Akına sekiz düşman uçağı katılmıştı. Bünyan'a gelen ilk dört uçaktan kurulu düşman filosuna Klauss yönetimindeki Türk uçağı hücum etti. Yapılan hava muharebesinde düşman uçaklarından ikisi isabet alarak Samarra yönünde uzaklaştı. Bu muharebeler sırasında Türk uçağı da birkaç isabet almış ve pilot Klauss bacağından yaralanmış olmasına rağmen büyük bir cesaret ve soğukkanlılıkla düşman uçaklarını muharebe sahasından uzaklaştırmıştı.

İlk  gelen dört uçağın dönüşünden bir saat sonra dört düşman uçağı daha gelerek hava alanındaki tesisleri, karargâh ve Şirkot dolaylarına 30 bomba atmışlarsa da önemli bir hasar yapamamışlardı.

Bu akında cesaret ve maharetle düşman uçaklarıyla hava muharebesi yapan pilot Klauss'un 50 lira mükâfat ve gümüş liyakat madalyası ile ödüllendirilmesine karar verilmişti.

Düşman uçaklarının akınlarına karşı Türk uçakları da aynı gün bir av uçağı himayesinde üç bombardıman uçağı ile Samarra'daki düşman hava alanını bombardıman ederek üslerine dönmüşler ve bombardıman sırasında düşman alanında ve dolaylarında gördükleri önemli hedefleri tespit etmişlerdi.

19 Aralık 1917'de üç İngiliz uçağı Hurmaata'daki Türk hava alanına taarruz etmişti. Bu taarruz sırasında havalanan iki Türk uçağı düşmana karşı koymuşsa da Halberstadt tipindeki Türk uçağının makineli tüfekleri tutukluk yaptığından isabet alarak mecburi iniş yapmıştı.

Kara harekâtının sakin geçtiği bu günlerde hava birliklerinin faaliyetleri artmıştı. 6 ncı Ordu Komutanlığı artan düşman hava baskısını hafifletmek ve düşman hava akınlarını önlemek amacıyla tayyare bölüklerindeki av uçaklarını yeniden düzenleyen aşağıdaki emri vermişti. Bu emirde:

Ordu cephesinin geniş olması, teknik personel azlığı, malzeme ve uçak yakıtının eksikliği sebebiyle bir av uçak müfrezesinin kurulmasına imkân görülmediği; Av uçaklarından üçünün 13 ncü Kolorduya, diğer üçünün de 18 nci Kolorduya verildiği, 

13 ncü Kolordunun verilen bu uçaklardan kuracağı av müfrezesini Kifri alanında. 18 nci Kolordunun ise Şeriye alanına yerleştireceği,

Av müfrezelerinin personel, yakıt, avadanlık ve diğer gerekli malzemelerinin tayyare bölükleri tarafından sağlanacağı ve Musul'daki tayyare parkının yakıt, malzeme, avadanlık ve personel bakımından gerekli yardımı yapacağı,

Her uçak alanında ve cephenin lüzumlu yerlerinde telefonlu gözetleme postalarının kurulacağı ve bu postaların düşman uçaklarının gelişlerini zaman geçirmeden Türk hava alanlarına haber vermeleri bildirilmişti.

28 Aralık'ta Samarra, İstablat, Belt, Simige, Sindiye dolaylarında yapılan keşiflerde buradaki düşman durumu tespit edilmiş ve Samarra'da bulunan düşman hava alanına üç tayyare takımı ve bir sabit balon görülmüştü. Yapılan keşif sırasında uçağa ateş açılmış ancak bir isabet olmamış, uçak Sindiye ve Etem çayındaki ordugâhlara üçer bomba atarak üsse dönmüştü.

Yine 28 Aralık'ta sekiz düşman uçağı Bünyan'a gelerek 2 nci Tayyare Bölük hangarlarına, karargâha ve 15 nci Seyyar Hastaneye 40 bomba atmış ve bu akında hangarda bulunan iki uçak hasara uğramış, üç er yaralanmıştı. Bombardıman sırasında düşman uçakları ile muharebe etmek üzere iki Türk uçağı havalanmış, fakat yapılan hava muharebesinde bir sonuç alınamamıştı.

6 ncı Ordu Komutanlığı düşman uçaklarının bu harekâtına karşılık olmak üzere düşman hava alanlarına mehtaplı gecelerde bombardıman akınları yapılması ve aynı zamanda gündüzleri de düşman hava alanlarına çok sayıda uçakla hücum edilmesini emretti.

   (5) 1918 Yılı Hava Harekâtı Ve Faaliyetleri:

1917 yılı sonundan itibaren iaşe bakımından çekilen zorluklar 6 ncı Orduyu büyük bir sıkıntıya sokmuştu. Alınan önlemler sonuç vermemiş, açlık yüzünden ölüm, firar olayları artmış ve ordunun disiplini bozulmuştu. 

1918 yılı başında tarafların durumu şöyleydi:

Türk Ordusu:

6 ncı Ordu Karargâhı Musul'da,

18 nci Kolordu Elaşık dolaylarında, Dicle nehri batısında, bir kısım kuvvetleriyle de Küçükzap suyu sağ kıyısında,

13 ncü Kolordu, Dicle nehri doğusunda, Diyale nehri sağ kıyısında Cebelihamrin hattında, 

Sekiz uçaklı 2 nci Tayyare Bölüğü, 18 nci Kolordu emrinde Elaşık'ın 1500 metre batısında, 

12 nci Tayyare Bölüğü, 13 ncü Kolordu emrinde Kifri'de (Selahiye),

6 ncı Ordu Tayyare Kıtaat Komutanlığı ve tayyare parkı Musul'da bulunuyordu.

İngiliz Kuvvetleri:

3 ncü Kolordu bir tümeniyle Diyale'nin doğusunda, Kasrışirin, Hanikin, Kızılreyat, Şehriban bölgesinde, bir tümeniyle de Diyale batısında Cebelihamrin, Deliabbas ve Sindiye bölgesinde,

1 nci Kolordu büyük kısmıyla Dicle doğusunda Samarra bölgesinde ve bir kısım kuvvetleriyle de Fırat nehri dolaylarında Ramadi ve Felluca'da,

Süvari tümeni Dicle kenarında Saidiye'de,

30 ncu Tayyare Bölüğü Bakube'de,

63 ncü Tayyare Bölüğü Samarra'da,

23 ncü Balon Bölüğü Bağdat yakınlarında Remadi'de idi.

Türk Başkomutanlık Vekâleti Filistin'deki İngiliz taarruzunu durdurmak için sağlayabildiği birlikleri Filistin'e göndermek zorunda kalmış, Irak'ı takviye edecek birlikler bulamamıştı. Aslında İngilizler Irak cephesinde insiyatifi ele almış ve yeni bir hamlenin hazırlığı içindeydiler. Bu sebepten başlangıçta Irak cephesinde kara harekâtı bakımından geçici bir sakinlik vardı. Fakat havada her iki tarafın hava harekâtı ve faaliyetleri devam etmekteydi.

21 Ocak 1918'de 11 uçaklı bir İngiliz filosu Kifri'deki Türk hava alanına hücum etti. Bu hücum sırasında topçu ateşiyle bir düşman uçağı düşürüldü ve uçuş ekibinden kurtulan olmadı. Aynı gün keşif için görevlendirilen Türk keşif uçağı düşman uçakları tarafından düşürülmüş, uçağın ekibi İngilizler tarafından esir edilmişti. Bu sıralarda Spat tipindeki bir İngiliz uçağı Şörne mecburi iniş yapmış, Araplar tarafından ele geçirilen uçucular Türk birlikleri yetişmeden önce öldürülmüşlerdi. Ayrıca, asi Araplarla bağlantı sağlamaya çalışan iki İngiliz uçağı daha ele geçirilmiş uçucuları esir edilmişlerdi.

24 ve 25 Ocak 1918'de Türk uçakları Bağdat dolaylarına hücum ederek İngilizlere zayiat verdirmişlerdi.

31 Ocak'ta 13 ncü Kolordu Tayyare Bölüğünden Bakübe dolaylarına uzak keşfe giden uçak, üç düşman Spat tipindeki av uçağının hücumuna uğramış, yapılan hava muharebesinde düşmanın bir uçağı düşürülmüş ve Türk uçağı da aldığı isabetlerden düşman cephesi gerisine inmeye mecbur kalmıştı. Sağlam olarak inen uçak, ekibi tarafından tahrip edilmiş ve uçucular Arapların yardımıyla düşman hattını geçerek Türk hava alanına dönmeyi başarmışlardı. Uçucuların göstermiş oldukları bu başarıyı ordu komutanlığı takdir etmişti.

1918 yılı Mart ayına kadar  önemli bir kara harekâtı olmamıştı.

Mart ayı başından itibaren İngilizler Fırat bölgesindeki Türk grubuna karşı taarruza geçerek 9 Mart'ta Hit'i, 10 Mart'ta da Salihiye'yi işgal ettiler. Bu taarruzdan önce İngiliz uçaklarının Hit ve dolaylarında yaptığı hava keşif ve bombardımanları yakın bir gelecekte düşmanın Hit'e karşı taarruza geçeceğini belli etmişti. Bu sebeple Türk birlikleri uyanık bulunuyordu. Nihayet taarruz başladı. Taarruza düşman uçakları da katılmıştı. Alçaktan bomba ve makineli tüfeklerle yaptıkları hücumlarla çekilen Türk kuvvetlerine pek çok kayıplar verdirmişlerdi. Bu taarruz karşısında Türk birlikleri Hanbağdadi'ye çekildiler.

21 Mart'ta yapılan hava keşfiyle, düşmanın Fırat grubu dolaylarında bir piyade tugayı ile bir süvari alayının bulunduğu ve Hit güneyinde bir köprü kurduğu tespit edilmiş, görev sırasında düşman uçakları ile hava muharebesi yapılmıştı.

22 Mart 1918'de Pilot Astsubay Cemal ve Rasıt Teğmen Basri Fırat nehri dolaylarında yaptıkları bir keşif görevinde rastladıkları bir düşman uçağını hava muharebesinde düşürmüşler ve keşif sonuçlarını karargâha bildirmişlerdi. Bu muharebede İngiliz av uçağı Türk uçağına nazaran çok süratli ve manevra kabiliyeti olmasına rağmen çok iyi bir atıcı olan Türk subayının mermilerinden kendisini kurtaramamıştı.

Fırat grubuna karşı yapılacak harekât için vurucu kuvvet oluşturan İngilizler 30 ncu ve 63 ncü Tayyare Bölüklerinden birer uçak kolunu da bu kuvvete katmışlardı.

Taarruzdan bir gün önce 25 Mart 1918'de Fırat grubu dolaylarındaki Türk mevzileri üzerinde topçu ateşiyle düşürülen İngiliz uçağının pilotu ile rasıtı esir dilmişlerdi. Esir edilen bu subaylardan biri yarbay rütbesinde ve Irak'taki İngiliz Hava Kuvvetleri Komutanı diğeri de kurmay binbaşı rütbesinde ve vurucu kuvvetlerin kurmay başkanı idi.

26 Mart sabahı beklenilen düşman taarruzu başlamıştı. Mevzilerini azim ve inatla savunan Türk birlikleri cepheden yapılan taarruzları püskürtmüşlerse de cephenin sağından yan ve gerilerine kadar sarkan düşman süvarilerinin kuşatma çemberinden ve alçaktan taarruz eden düşman uçaklarının baskısından kurtulamayarak tamamen esir edilmişlerdi. Bu muharebe sırasında İngiliz hava birlikleri çevirme yapan birlikleri ile teması sağlayarak İngiliz kuvvetlerine ilerleyecekleri yönleri bildirmiş, Türk kuvvetlerine bomba ve makineli tüfeklerle taarruz etmişlerdi.

6 ncı Ordu Komutanlığı 27 Mart 1918'de havadan düşman durumunu keşfettirdi. Yapılan keşfe göre Hanbağdadi'de üç uçak havada görülmüş, Hanbağdadi dolaylarında üç piyade taburu, daha kuzeyde bir topçu bataryası, Vadiihoran doğusunda bir piyade taburu, bunların kuzeyinde 100 otomobil, daha kuzey batısında bir süvari alayı ve Cedide yakınında bir süvari müfrezesi vardı.

27 Nisan 1918 sabahı gün doğumunda başlayan düşman taarruzu uçakların desteklemesiyle başarıya ulaşmış, İngilizler 29 Nisan'da Tuzhurmato'yu işgal etmiş ve 13 ncü Kolordu Kerkük'e çekilmişti.

6 ncı Ordu Komutanlığı 13 ncü Kolordunun Küçükzap geçitlerini tutmasını ve Kerkük'ün boşaltılmasına kadar burasının savunulmasını emretti.  Bu sırada Irak'taki Türk birliklerinde kuruluş bakımından bazı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliğin sebebi, tayyare bölüklerindeki ikmal ve iaşe zorluğu ve uçak sayısının az olmasıydı. 6 ncı Ordu Hava Kıtaat Komutanlığı Ordu Komutanının iznini almak suretiyle 2 nci ve 12 nci Tayyare Bölüklerinin birleştirilmesi ve Dicle boyunda bir uçuş üssü meydana getirilmesi için Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliğine bir teklif yaptı. Teklif uygun bulunarak bölüklerin numaraları değiştirilmemek şartı ile birleşmeye izin verildi.

6 Mayıs 1918 günü saat 15.30'da Kerkük dolaylarında yapılan hava keşfine göre; İngilzlerin dört süvari alayı, iki piyade taburu ve üç batarya ile Kerkük yakınlarında bulunduğu ve taarruza devam edeceği öğrenilmişti. Bu duruma göre 13 ncü Kolordunun Kerkük'te tutunmasına imkân olmadığı anlaşılmış ve Kerkük'ün akşama kadar boşaltılması emredilmişti. Hazırlığını tamamlayan düşman taarruza geçerek 7 Mayıs 1918'de Kerkük'e girdi.

İleri harekâta devam eden İngilizler 10 Mayıs 1918'de Altınköprü dolaylarında Türk mevzilerine taarruza geçtiler. Bu taarruzlar Türk birliklerinin azimli savunmasıyla püskürtüldüyse de ağır kayıplara uğrayan birlikler akşam karanlığından faydalanarak bulundukları mevzilerden çekilmek zorunda kaldılar.

Düşmanın elde etmiş olduğu bu başarıdan faydalanarak daha fazla ilerlemesi beklenirken 11 Mayıs 1918'den itibaren Kerkük yönünde çekilmeye başladılar. İngilizler sıcakların başlaması ve Tikrit'e kadar demiryolunun yapılması bakımından Eylül ayına kadar harekâtı durdurmaya karar vermişlerdi.

İngiliz kuvvetleri Kerkük'ten çekilmiş olmalarına rağmen İngiliz uçakları Altınköprü dolaylarında bombardımana devam etti.

15 Mayıs 1918'de yapılan akınlardan birinde, 2 nci Tayyare Bölük Komutanı Yüzbaşı Schütz Altınköprü çevresinde rastladığı bir düşman filosuna taarruz ederek iki satıhlı bir düşman uçağını düşürmüş ve böylece dokuzuncu defa hava muharebesini kazanmıştı.

Haziran ayında önemli bir harekât olmadı. Ağustos ve Eylül aylarında havaların çok sıcak olmasından dolayı ancak iki keşif uçuşu yapılmıştı. Bu görevlerden elde edilen bilgilere göre; Dicle grubu karşısında bulunan düşman birliklerinde de değişiklik olmadığı, Tikrit'teki eski ordugâhların büyüdüğü ve Tikrit'in sekiz kilometre doğusunda yeni bir ordugâhın görüldüğü, Tikrit ve Dur'daki ordugâhlarda iki İngiliz piyade tugayı veya tümeni ile topçu ve bir kaç süvari bölüğünün bulunduğu tespit edilmişti.  İngilizlerin yaptığı demiryolunun Tikrit'in dört kilometre kuzeyine kadar ulaştığı ve halen yol üzerinde çalışıldığı görülmüştü. Kerkük grubu bölgesinde yapılan hava keşfinde ise, düşmanın Kifri'de altı uçak hangarı ile bazı depo ve ordugâhları görülmüştü. Ayrıca buradan Bakube ve Kızılrebat'a kadar yapılmakta olan demiryolunun bitirilmiş olduğu, demiryolunun dolma kısmı Kızılrebat'tan 10 kilometre uzağa kadar uzatıldığı anlaşılmıştı.

Düşman uçakları, Fetha'da bulunan Türk mevzileri üzerinde uçarak Filistin cephesindeki İngiliz başarıları hakkında bildiri atıyorlardı. Düşmanın Cebelihamrin ve Fetha'daki Türk mevzilerine karşı genel bir taarruza geçmek üzere hazırlığa giriştiği öğrenilmişti. Böyle bir taarruzi harekâtta 6 ncı Ordu Komutanlığı eldeki zayıf kuvvetlerle kesin sonuçlu bir savunma yapılmasını mümkün göremediğinden, oyalama muharebeleriyle zaman kazanmaya karar vermişti.

23 Ekim'de düşman uçakları Cebelihamrin ve Eşşakka'daki Türk kuvvetleriyle topçularının yerlerini tespit ederek hem bombardıman etmişler hem de topçularına atış tanzimi yaptırmışlardı. Düşmanın bu faaliyetleri 24 Ekim'de bir taarruza geçeceğine işaretti. Ordu fazla kayıp vermemek için Cebelihamrin ve Fetha mevzilerinden daha kuzeyde hazırladığı mevziye çekildi. Çekilme sırasında 63 ncü İngiliz Tayyare Bölüğünün alçaktan makineli tüfek ve bomba taarruzuna uğradı.

6 ncı Ordunun Ekim ayı sonundaki durumu çok tehlikeli ve ümitsizdi. Dicle grubu ve onu kurtarmaya giden Türk birliklerinin esir edilmesi Dicle yolunu düşmana açmıştı. Ordunun elinde kalan birlikler zayıf ve aynı zamanda dağınıktı. Musul'da bir alay ve birkaç bataryadan ve muhafız birliklerinden başka kuvvet kalmamıştı.

Düşman ise 31 Ekim'de Büyükzap'a kadar sokulmuştu. Bu son durum karşısında 6 ncı Ordu Musul'u boşaltmaya karar vermiş ve ordu Zaho doğrultusunda çekilmeye başlamış, Fırat grubu da Telabyaz-Akçakale'de toplandıktan sonra Halep'ten Mardin ve Diyarbakır'a giden yolları tutmakla görevlendirilmişti. Sonuç olarak Ordu Dirizor-Gayyare-Meneva-Süleymaniye hattını tutmuştu.