Ben Kimim

 
 
 
  b. KAFKAS CEPHESİ:

Almanya'nın savaşa girmesi ve İngiltere'nin Almanya'ya harp ilan etmesi üzerine, Akdeniz’deki İngiliz donanması tarafından kovalanan Göben ve Braslaw ismindeki Alman kruvazörleri, 10 Ağustos 1914'de Çanakkale Boğazına sığındı. Osmanlı Hükümeti bu gemileri satın alarak Türk donanmasına kattığını açıkladı ve isimlerini Yavuz Sultan Selim (sonradan Yavuz) ve Midilli olarak değiştirildi. Ancak, gemilerdeki Alman personeli değiştirilmediği gibi, bu gemilerin komutanı olan Amiral Şuson Türk donanma komutanlığına atandı. 27 Ekim 1914'de tatbikat amacıyla Karadeniz'e çıkan gemiler 29 Ekim'de Rus harp gemileriyle çatıştı ve bazı Rus limanlarını bombardıman etti.

Meydana gelen bu olaydan sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun olayın incelenmesi yolunda yaptığı teklifi reddeden Ruslar savaş ilan ederek 1 Kasım 1914'de sınırı geçtiler. Bu tarihte tarafların konuşu şöyleydi.

Türk Kuvvetleri:

Bölgede 3 ncü Ordu bulunmaktaydı. Bu orduya bağlı 9 ncu Kolordu Erzurum batısında, 11 nci Kolordu Hasankale dolaylarında, 2 nci Nizamiye Süvari Tümeni Erzurum kuzey doğusunda, 13 ncü Kolordunun 37 nci Tümeni Muş’ta, diğer tümenleri ile Siirt-Bitlis arasında yürüyüş halinde idi. Ayrıca, yedek süvari tümenleri Köprüköy-Velibaba, Karaköse, Diyadin dolaylarında, yedek süvari tugayı ile jandarma tümeni Van'da bulunmaktaydı.

Rus Kuvvetleri:

1 nci Kafkas, 2 nci Türkistan ve 4 ncü Kolordudan ibaretti. Ayrıca, Batum'da 3 ncü Plaston tugayı vardı. 

  (1) 1914 Yılı Hava Harekatı Ve Faaliyetleri:

3 ncü Ordunun keşif ve gözetleme görevleri için iki uçaktan kurulu bir ekip Trabzon'a asker, cephane ve malzeme götüren Bezmialem, Mithatpaşa ve Bahriahmer gemilerine yüklenmişti. Tarıkbinzeyat ve Edremit adındaki Bileriot uçaklarıyla Yüzbaşı Salim (İlkuçan) ve Fessah (Evrensel) bu birliğe atanmıştı. 6-7 Kasım gecesi Rus savaş gemileri kafileyi yakalayarak batırdı. Denize dökülenler arasında bulunan uçucular Ruslar tarafından esir alınarak Sibirya'ya gönderilmişlerdi.

Sonuç olarak; Türklerin havacılık bakımından aldığı önlemler bu nedenle başarısız kalmış, 8-21 Kasım 1914 tarihlerindeki Köprüköy savaşı ile 27 Aralık 1914 - 4 Ocak 1915 tarihleri arasında yapılan Sarıkamış kuşatma harekatında her iki tarafta da hava keşif ve harekat faaliyeti olmamıştı.

  (2) 1915 Yılı Hava Harekât Ve Faaliyetleri:

Ruslar ilk uçağı 4 Mart 1915'de 11 nci Türk Kolordusu bölgesinde 2 nci Süvari Tümenine karşı kullanmıştı. Rusların bu hava faaliyetleri karşısında 3 ncü Ordu Komutanlığı Kafkas Cephesine bir tayyare birliğinin gönderilmesini Başkomutanlık Vekâleti’ne teklif etmiş, alınan cevapta eldeki uçakların Çanakkale Cephesinde görev yapmakta olduğu ve ancak Almanya'dan uçak geldikten sonra bir bölüğün verilebileceği bildirilmiş ve bu nedenle 1915 yılı içinde bir hava keşif ve harekât faaliyeti olmamıştı.

  (3) 1916 Yılı Hava Harekât Ve Faaliyetleri:

Ruslar, Çanakkale Muharebelerinin sona ermesiyle, orada serbest kalan Türk kuvvetlerinin Kafkas Cephesine gelmesinden önce, 3 ncü Türk Ordusuna bir darbe indirmek amacıyla taarruza geçtiler. 10 Ocak 1916'da başlayan Azap muharebelerinde, Türk Ordusunu Erzurum'a kadar çekilmek zorunda bıraktılar. Erzurum dolaylarında yapılan şiddetli muharebelerden sonra 16 Şubat'ta Türk Ordusu şehri boşaltarak geri çekilmek zorunda kaldı. Rus taarruzunun başlamasıyla 3 ncü Ordu cephesinde hava keşiflerine olan ihtiyaç hemen kendisini göstermişti. Çünkü o sırada kara keşif birliklerinin en süratlisi olan süvari birlikleri kar ve buzla örtülü vadiler ve ormanlarda istenilen keşif görevlerini yeteri kadar yapamıyorlar bunun yanında düşman derinliklerine gidemiyorlardı. Ordu Komutanlığı uçağa olan ihtiyaçlarını sebepler ile birlikte Başkomutanlık Vekâletine bildirmişti. Ordunun bu ihtiyacını uygun bulan Başkomutanlık bir hava birliğinin gönderilmesini emretmişti. 7 nci Tayyare Bölüğü olarak adlandırılan bu birlik şu personelden ibaretti.

— Bölük Komutanı Pilot Yüzbaşı Ali Rıza
— Uçuş heyeti Pilot Üsteğmen Aptullah
— Uçuş heyeti Rasıt Üsteğmen Muhsin
— Uçuş heyeti Rasıt Teğmen Fikri

Yeşilköy hava uçuş okulunda bulunan iki Gotha uçağı Yavuz'a yüklenerek 6 Şubat 1916'da Trabzon'a çıkarıldı. Bu esnada Ruslar Erzurum'u almak için büyük bir taarruz hazırlığına başlamışlardı. Bu günlerde 3 ncü Ordu biran önce uçakların Erzurum'a gelmesini ve hava keşiflerinin başlamasını istiyordu. Bu sebepten, uçakların kara nakil araçlarıyla ve süratle ulaştırılması Trabzon Valiliğinden istendi. Arabalara yüklenen uçaklar, 10 Şubat 1916'da yola çıkarıldı. Yolların karlı arabaların da uzun ve geniş olması nedeni ile yola çıkıldıktan bir süre sonra tekerlekler kırılmış ve uçaklar Trabzon'a geri getirilmişlerdi.

Uçakların karayolu ile gönderilme girişimleri için geçen birkaç gün içinde Erzurum'u düşman işgal etmiş olduğundan uçakların uçarak Erzincan'a taşınmasına karar verildi. O sırada kar yağdığından Tayyare Bölük Komutanı kar ve tipinin durmasına kadar uçulamayacağını ve havanın düzelmesine kadar Trabzon'da beklemenin zorunlu olduğunu orduya bildirmişti. 

26 Şubat 1916'da havaların düzelmesi üzerine hazırlanan bir uçak Yüzbaşı Ali Rıza yönetiminde Erzincan'a gitmek üzere havalandı. Uçak yerden kalkar kalkmaz, motor arızasından dolayı mecburi iniş yapmak zorunda kalmış ve pisti tutturamadığı için denize kadar sürüklenerek su içine girmişti. Uçağın onarımı bittikten sonra havanın uçuşa müsait olduğu gün Erzincan'a gitmek üzere havalanan iki uçaktan biri motor arızasından dolayı düzgün olmayan bir yere inmek zorunda kaldığından parçalanmış, Erzincan'a varan diğer uçak da inişte hasara uğradığından Ordunun ihtiyacı olan hava keşif görevleri yapılamamıştı.

Ruslar Erzurum'u aldıktan sonra gerekli hazırlıkları yaparak takviye almakta olan Türk kuvvetlerine bir darbe indirmek amacıyla 1916 Mart ayı ortalarında Karadeniz kıyılarından Of doğrultusunda, Çoruh vadisinden Bayburt bölgesine ve asıl kuvvetleri ile Erzurum'dan Tercan'a doğru karşı taarruza geçmişler, 15 Mart'ta Tercan'ı ve 20 Mart’ta Of'u ele geçirmişlerdi. Üstün Rus taarruzu karşısında 3 ncü Türk Ordusu Bitlis güneyi, Muş batısı, Bingöl doğusu, Tercan batısı, Bayburt ve Of batısı hattına kadar çekilmek zorunda kalmıştı.

Türk Başkomutanlık karargâhı Erzurum'u geri almak amacıyla yeni bir plan yaptı. Bu plana göre; 2 nci Ordu doğu cephesine nakledilecek, 3 ncü Ordu ile birlikte bir ordular grubu kurulacaktı. Yapılan bu planı uygulayabilmek için 2 nci Ordu toplanıncaya kadar, 3 ncü Ordunun savunmada kalması gerekiyordu. Bu arada 3 ncü Ordu Komutanlığı kendisine verilen direktife rağmen aldığı takviyelerle kendiliğinden Rus kuvvetlerine taarruza karar vermiş, gerekli hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Bu hazırlıklar esnasında, Erzincan hava alanına gelmiş olan 7 nci Tayyare Bölüğünden Erzurum-Tercan dolaylarındaki düşman durumunun keşfedilmesi istenmişti. Bu keşif için görevlendirilen iki uçaktan biri Kargın'a diğeri de Kötür köprüsüne kadar giderek geri dönmüşlerdi. Gerçekte havanın puslu oluşundan keşif bölgesine ulaşamayan uçakların pilotları Ordu Komutanlığında iyi karşılanmamış ve bir raporla Başkomutanlık Vekâletine bildirilmişti.

Ordu Komutanı Tercan civarındaki düşman durumunun havadan tespit edilmesini yeniden istediğinden, 16 Mayıs 1916'da Tercan dolaylarına gönderilen keşif uçağı o bölgede üç Rus taburu ile takviyeli bir süvari bölüğünün bulunduğunu tespit etmiş ve keşif sırasında şiddetli düşman ateşi ile karşılaştığını bildirmişti. Yapılan hava ve kara keşifleriyle Rusların Tercan cephesini zayıf olarak tuttuğu, Kop bölgesinde daha fazla kuvvet bulundurduğu anlaşılmıştı. 

21 Mayıs 1916'da Aşkale-Pırnakapan-Yeniköy civarında yapılan hava keşfiyle bu bölgede üç piyade alayı, iki süvari bölüğü ve sekiz topun bulunduğu tespit edildi.

25 Mayıs 1916 sabahı Tercan ve Tuzla vadisinde yapılan keşifte, Tercan doğusu ve güneyi dolaylarında takviyeli bir piyade alayı, Parsinlik'de bir süvari alayı, Çat köyünde bir piyade alayı, Çat köyü batısında ve güneyinde batıya karşı iki alayın savunabileceği bir mevziin görüldüğü, gene Çat köyü güneyinde iki süvari bölüğünün bulunduğu tespit edilmiş ve uçağın Çat üzerinden geçtiği sırada düşman ateşlerinden isabet aldığı bildirilmişti.

3 ncü Ordu Komutanlığı havadan ve karadan yaptığı keşifler sonunda düşman durumunu öğrenerek 2 nci Orduya haber vermeden 31 Mayıs 1916'da Tercan doğrultusunda taarruza geçti. Bu taarruz sonunda ordu Tercan'ı geri almış ve Bayburt bölgesinden Of yönüne de taarruz ederek buradaki Rus kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bırakmıştı. 

Ordu Komutanı gelişen kara harekâtına paralel olarak hava birliğini ileri kaydırmak suretiyle düşmana daha yakın mesafeden ve daha fazla keşif yaptırmak amacıyla tayyare bölüğünün av bombardıman uçağı ile Kargın'a intikal etmesini, Rampler tipindeki uçağın da Erzincan'da bırakılmasını emretti. Bunun üzerine tayyare bölüğü 9–11 Haziran günleri intikal hazırlıkları ile uğraşmış, 14 Haziran 1916'da Kargın'a hareket etmişti. Yeni alana intikal edildikten sonra kısa zamanda uçuş hazırlıkları yapılmış, keşif görevlerine tekrar başlamıştı.

29–30 Haziran 1916'da kop-Erzurum dolaylarındaki düşman kuvvetlerinin durumunu anlamak amacıyla yapılan keşif görevlerinde, Kop cephesi karşısında bir piyade alayı, bir topçu bataryası, Aşkale'de üç taburluk, Tilkitepesi güneyinde iki taburluk, Alaca ve güney bölgesinde dört taburluk, Ilıca'da iki taburluk, Ilıca kuzeyinde iki topçu bataryası büyüklüğünde ordugâhların bulunduğu, Erzurum batısında bir sıra üzerinde dokuz uçak hangarı, bir süvari alayı, Erzurum kuzey doğusunda üç taburluk ordugâhların bulunduğu tespit edildi.

3 Temmuz 1916'da Rus ordusu Çar'ın emriyle Trabzon'dan Van gölüne kadar olan cephe üzerinde genel bir taarruza geçti. Muharebelerin bu kritik devresinde Kargın'da bulunan uçak Erzincan'a geri dönmüş, buradan yaptığı keşiflerle düşman durumu hakkında değerli bilgiler elde etmişti. Bu nedenle Ordu Komutanlığı keşiflerde başarı gösteren tayyare bölüğündeki personele takdir ve teşekkürlerini belirten bir yazı göndermişti.

Rusların Of yönüne doğru ileri çıkıntı yapan Bayburt bölgesindeki taarruzları buradaki Türk kuvvetlerini yok etmeyi amaçlıyordu. 3 ncü Ordunun iyi sevk ve idare edilmesi sayesinde Türk kuvvetleri Gümüşhane ve Kelkit hattına kadar geri çekilerek durumu düzeltmiş, Ruslar da 16 Temmuz'da Bayburt'u almışlardı. Bu durumda ileride kalan 9 ncu Kolordunun yarattığı boşluktan yararlanan Ruslar, Çardaklı boğazına kadar sarktılar. Bunun üzerine Türk kuvvetleri geri çekilmek zorunda kaldı ve düşman 25 Temmuz 1916'da Erzincan'ı işgal etti.

Türk kuvvetleri Erzincan'ı boşalttığından 7 nci Tayyare Bölüğü Suşehri'ne intikal etmişti. Bölükteki Albatros uçağı Suşehri'ne giderken Zara'da mecburi iniş yapmak zorunda kalmış, uçak onarılamayacak şekilde hasara uğramış ve Pilotun ayağı kırılmıştı.

Ordu Komutanlığı düşmanın cephedeki kuvvetlerinde bazı değişiklikler yaptığını haber almış, bu değişikliklerin ne olduğunu anlamak için bölükteki diğer uçaklarla keşif görevi yaparak bilgi elde etmeye çalışmıştı.

30 Temmuz 1916'da Kelkit’teki düşman durumunu keşfe giden uçak düşman ordugâhlarını bombardıman etmiş ve Kelkit dolaylarında bulunduğu bildirilen 4 ncü Rus Avcı Tümeninin toplandığını ve daha sonra yapılan hava keşifleri ile de bu tümenin doğuya hareket ettiğini tespit etmişti.

Hava keşifleri ve diğer kaynaklardan alınan bilgiler, düşmanın yeni bir harekâta girişeceğini gösteriyordu. Nitekim 3 ncü Ordu cephesinde savunmada kalan Ruslar, yan ve gerilerini tehlikeye sokan 2 nci Türk Ordusuna 19 Ağustos’ta taarruza geçtiler. Taarruz 21–22 Ağustos'ta da devam etti. Türk kuvvetleri karşı taarruza geçerek düşmanı geri çekilmek zorunda bıraktı.

29 Ağustos 1916'da yapılan hava keşfinde Çimendağı dolaylarındaki Rus  mevzileri ve kuvvetleri, Zazalar, Çardaklı ve Erzincan dolaylarındaki düşman kuvvetleri tespit edildi. Aynı gün yapılan ikinci keşifte Erzincan hava alanında 5 uçak çadırının kurulduğu öğrenilmişti. Ruslar 1 nci ve 2 nci uçak müfrezelerini buraya naklederek 1 nci Kafkas Kolordusu emrine vermişlerdi.

25 Eylül'den 12 Aralık'a kadar Ruslarla pek çok muharebeler yapıldı. 12 Aralık'ta çok sayıda Rus uçağı Kemah ve Refahiye'yi bombaladı.

3 ncü Ordu Komutanlığı Karadeniz kıyılarında düşman durumunu öğrenmek amacıyla Giresun'a bir keşif uçağı gönderilmesini emretmişti. Bu emir üzerine 7 nci Tayyare Bölüğünden bir uçak görevlendirildi. Uçak Giresun'da alana inerken bir engele çarparak hasara uğradı. Uçağın hasara uğramasına çok üzülen Ordu Komutanı kaza ve kırımların bilgisizlikten veya uçuştan çekinmekten dolayı yapıldığına inanarak uçucuları Başkomutanlık Vekâletine rapor etmişti.

Başkomutanlık raporu inceledikten sonra, bu gibi kırım olaylarının teknik bir sınıf olan havacılıkta olabileceğini, en iyi pilotların bile ara sıra uçak kırabileceklerini ve son kırımda da bir kasıt aramanın doğru olmayacağını bildirdi.

Doğu cephesinde yapılan muharebelerde yıpranan ve hasara uğrayan 7 nci Tayyare Bölüğünün yeni uçaklarla takviye edilmesi ve yaralanan personelin yerine başka personelin verilmesi gerekiyordu. Bu nedenle Hava Müfettişliği iki Albatros-C III uçağını demiryolu ile Ulukışla'ya gönderdi ve 7 nci Tayyare Bölük Komutanlığına da Alman Üsteğmeni Fünfhausen'i tayin etti.

Uçaklar Ulukışla'da kurulup hazırlandıktan sonra Suşehri'ne gönderildi. Bu uçaklardan biri havalandıktan bir saat sonra motordan su fışkırtması yüzünden geri dönmüş ve inişte kırılmıştı. Diğer uçak Suşehri'ne varmış ve eldeki uçaklarla 2 nci ve 3 ncü Ordu cephelerinde hava keşfine devam edilmişti.

23 Ekim 1916'da Kelkit, Bayburt, Erzincan dolaylarında yapılan hava keşfinde; Kelkit'in batısındaki Çilhoroz tepesinin oldukça iyi tahkim edildiği ve burada bir alayın bulunduğu, Köse'nin güney çıkışında ordugâh kurmuş bir piyade alayının bulunduğu tespit edilmiş ve alana dönüşte motorda meydana gelen arıza yüzünden uçak inişte hasara uğramıştı.

19 Kasım 1916'da 3 ncü Ordu ve özellikle 2 nci Ordu çekilen düşmanın, bir manevra mı yoksa kesin bir çekilme mi olduğunun tespit edilmesi için bir hava keşfi yapılmasını istedi. Hava durumu nedeniyle istenilen keşif 21–22 Kasım günleri yapıldı. 21 Kasım günü havalanan uçaklar havanın kötü olmasından dolayı yeteri kadar yükselemedikleri için geri dönmek zorunda kaldılar. Kelkit dolayına giden uçağa düşman birlikleri ateş açmışlardı. 22 Kasım'da ise Kelkit-Pulur dolaylarında bir alay kadar düşman birliği görülmüş ve aslında bu bölgede bir Türkistan alayının olduğu kara keşifleriyle de teyit edilmiş olduğundan hava keşfiyle elde edilen bilgilerin doğru olduğuna kanaat getirilmişti.

30 Kasım'da keşif ekibinin 2 nci Ordu bölgesinde Göynük vadisinde yaptığı keşifte; Oğnut'da bir, Kılıkan'da iki, Kalecik’te iki ve Göynük vadisinde bir tümenlik çadırlı ordugâh görülmüştü.

10 Aralık’la Oğnut'da önceden görülen tümenin aynı yerde olup olmadığını tespit için tekrar keşif görevine gidildi. Bu keşfe giden uçak Oğnut'un doğu girişinde bir alaylık ordugâhın bulunduğunu rapor etti.

3 ncü Ordu Komutanlığı uçak ve personel bakımından takviye edilen 7 nci Tayyare Bölüğünün yaptığı hava keşif görevlerinden memnun kalmıştı. Bu memnuniyet tayyare bölük komutanının Hava Müfettişliğine gönderdiği rapordan anlaşılmakta idi. Bu raporda özet olarak:

 ''1. Son aylarda yakıtın azaldığı ve bu yüzden uçuşların aksadığı.

   2. Burada bir hangarın kurulduğu, Giresun'da bir alan hazırlanmasının Ordu Komutanlığınca emredildiği ve kurulma işine başlandığı.

  3. Rasıt Üsteğmen Fikri'ye verilecek harp gümüş liyakat madalyası için Ordu Komutanlığınca Harbiye Nezaretine yazıldığı ve pilot astsubay Biren'de bir tane harp demir hilal madalyası verilmiş olduğu.

  4. Bölükte görülen düzen ve işlemlerin mükemmel şekilde akışından ve yapılan uçuş görevlerindeki yetenek ve cesaretten dolayı bana da Orduca takdirname verildiği'' bildiriliyordu.

2 nci Ordu emrine verilen 10 ncu Tayyare Bölüğünün faaliyetleri:

2 nci Ordunun doğuya gönderilmesi kararlaştırıldıktan sonra orduya keşif ve destek hizmetleri yapacak 10 ncu Tayyare Bölüğünün dört uçak ve altı personel ile kurulmasına ve Diyarbakır'da ordu emrine verilmesine karar verildi. Bölükte şu personel görevlendirilmişti.

10 NCU TAYYARE BÖLÜĞÜNDE GÖREV ALAN PERSONEL

Bölük Komutanı

Alman Üsteğmen Westfa

 

Uçuş Heyeti

Pilot Alman Frankel
" Rasıt Üsteğmen Sadettin
" " Üsteğmen Mehmet Nuri
" " Üsteğmen Muzaffer
" " Üsteğmen Mazlum
" " Teğmen Bahaddin

Bölüğün ilk varış yeri Pozantı idi. Burada 15 gün bekledikten sonra kara ve demiryolu ile Ceylanpınar'a ulaşıldı. Ceylanpınar'da kamyonlara yüklenen uçaklar Mardin üzerinden Diyarbakır'a getirildi.

İstanbul'dan hareketinden iki ay sonra Diyarbakır'a ulaşan bölük kısa zamanda uçuş hazırlıklarına başladı ve ilk uçuşu bölük komutanı Üsteğmen Westfa yaptı. İkinci uçuşu Üsteğmen Sadettin yapmışsa da yerden 250 metre yükseldikten sonra uçağın motoru durmuş ve pilotun yeteneği sayesinde hasara uğramadan iniş yapabilmişti. Motor üzerinde yapılan incelemede benzine su karıştığı tespit edilmiş ve gereken tedbir alınmıştı. Aynı pilot, yaptığı tecrübe uçuşunda önceki uçuştan morali bozulduğundan hata yaparak uçağı kırmıştı.

16 Kasım 1916'da Üsteğmen Westfa, rasıt Üsteğmen Muzaffer ve bir kaç gün sonra da Alman pilot Frankel ile rasıt Üsteğmen Mehmet Nuri birer uçakla Elazığ'a geldiler. Bu suretle 10 ncu Tayyare Bölüğü Elazığ'a konuşlanmış ve keşif görevlerine başlamıştı. Fakat bu sıralarda Batı Cephesinde çok sıkışmış bulunan Almanya'dan uçak malzemesi ve yedek parça gelmediğinden bölük zor duruma düşmüştü. Uçakların tekerlek lastikleri kalmamış, bu sebepten cantların üst tarafına sibop yayları gibi birçok yaylar konmuş ve bu yayların üzerine de düzgün tahtacıklar bağlanarak meydana getirilen tahta tekerlekler ile uçulmaya çalışılmıştı. Bu durumdaki uçaklarla yapılan uçuşlarda tahta tekerlekler kısa zamanda kırılmış ve lastikle uçabilen bir tek uçak kalmıştı.

  (4) 1917 Yılı Hava Harekâtı Ve Faaliyetleri:

1917 yılına girildiği zaman Doğu Anadolu’daki 2 nci Türk Ordusu erzak ikmali bakımından çok sıkıntılı bir duruma girmiş, sağlık malzemesi ve teçhizat noksanlığı yüzünden bulaşıcı hastalıklar nedeniyle çok kayıp vermişti.

Ordu ileri kısımlarıyla Murat nehri güneyinden Fırat nehrine kadar olan sahada Genç, Bingöl, Kığı doğusu hattında; 3 ncü Ordu, yaptığı muharebelerde mevcudunun bir kısmını kaybetmiş olduğundan 1916 yılı sonlarında kuvvetlerini yeniden düzenlemiş olup, Giresun doğusu ve Kemah doğusu genel hattında bulunmaktaydı. 

Ruslara gelince; Vermiş oldukları ağır kayıplara rağmen almış olduğu takviye kuvvetleriyle mevcudunu arttırmış, 2 nci 3 ncü Türk Orduları karşısındaki mevzilerde bulunuyordu.

Her iki tarafın ordularını destekleyen hava birlikleri de şöyleydi:

Türk Hava Birlikleri:

2 nci Ordu emrinde görev yapan 10 ncu Tayyare Bölüğü Elazığ,

Karadeniz kıyısının keşif ve gözetlenmesi için de 8 nci Tayyare Bölüğü Giresun'a gönderilmek üzere İstanbul'da hazırlanmaktaydı.

3 ncü Orduyu destekleyen 7 nci Tayyare Bölüğü Suşehri'ndeki alanlarda bulunuyordu.

Rus Hava Birlikleri:

1 nci, 2 nci Tayyare Müfrezeleri Erzincan'da, 3 ncü Tayyare Müfrezesi Haydarabat'da (İran) ve 4 ncü Tayyare Müfrezesi de Erzurum'da bulunuyordu. Bu müfrezelerin Kelkit, Hınıs ve Karmış'da yedek alanları vardı. Müfrezelere daha gelişmiş nitelikte olan Godron tipi uçaklar verilmişti.

  (a) 10 ncu Tayyare Bölüğünün Harekâtı:

Bölüğün Diyarbakır'dan Elazığ'a intikali sırasında ve deneme uçuşlarında meydana gelen kazalardan dolayı uçakların bir kısmı elden çıkmış olduğundan, bunların yerine yenilerinin verilmesi gerekiyordu.

Bölüğe Van gölü doğusundan Erzincan'a kadar olan geniş sahanın keşif ve gözetlenmesi görevi verilmişti. Bu sahanın genişliği 400 kilometre civarında idi. Ayrıca; bölgenin dağlık olması uçuş görevlerini önemli ölçüde güçleştirmekteydi.

Bölüğün bulunduğu Elazığ alanı cepheye bir hayli uzaktı. Bu sebepten bölüğün cepheye daha yakın bir alana nakledilmesi düşünülmüşse de yol durumunun iyi olmamasının ikmal desteğini aksatacağı düşüncesiyle bölüğün ileri alınmasından vazgeçilmiş, fakat cepheye yakın olan ileri meydanlardan geçici bir süre faydalanılması kararlaştırılmıştı.

1917 Yılında Bölüğün personel ve uçak durumu ise şöyleydi:

10 NCU TAYYARE BÖLÜĞÜNÜN KUVVESİ

TARİH

PİLOT
SUBAY
PİLOT
ASTSUBAY
RASIT
SUBAY
RASIT
ASTSUBAY
BAKIM
PERSONELİ
MUHAREBE
UÇAĞI
KEŞİF
 UÇAĞI
Mart 1917 1 1 3 - 12 4 -
Nisan 1917 - 1 2 - 13 2 -
Mayıs 1917 - 1 1 1 11 2 -
Haziran 1917 2 2 4 1 9 4 -
Temmuz 1917 2 2 4 - 8 4 -
Ağustos 1917 3 2 2 1 9 5 -
Kasım 1917 3 1 4 1 12 5 -
Aralık 1917 3 1 4 1 16 5 -

Uçucuların isimleri:

Pilot Üsteğmen Sadettin, Pilot Asteğmen Riga,  Pilot Asteğmen Haring, Pilot Asteğmen İlmer, Pilot Asteğmen Bolar,  Pilot Asteğmen Yakop, Pilot Asteğmen Garbiykot, Pilot Başçavuş Nuri,  Pilot Başçavuş Alayınayık, Rasıt Üsteğmen Lederer,  Rasıt Üsteğmen Arif Hikmet, Rasıt Teğmen Celal. 

Mart 1917'de cephe hattına daha yakın olan Sekerat mevkii Palunukçay batısında ileri alandan görev uçuşu için havalanan Pilot Üsteğmen Ahmet Nuri uçağın düşmesiyle şehit olmuş, uçakta bulunan rasıt ile Alman makinist yaralanmışlardı.

Mevsimin kış olması sebebiyle Ruslar ciddi bir harekâta girişmemişler ise de, her iki taraf arasında küçük çatışmalar ve mevzi düzeltmeleri için çarpışmalar oluyordu.

8 Mart 1917'de yapılacak taarruz için 2 nci ve 3 ncü Orduların sevk ve idaresi Ahmet İzzet Paşa'ya bağlanarak Ordular Grubu Komutanlığı kuruldu ve 2 nci Ordu Komutanlığına da Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) atandı. Ahmet İzzet Paşa'nın emrine girmek istemeyen 3 ncü Ordu Komutanı Vehip Paşa ayrılmış, yerine Fevzi Paşa (Mareşal Çakmak) vekâlet etmişti.

Rusya'da başlayan devrim Rus ordusundaki disiplini hissedilir derecede bozmuştu. Mart ayındaki küçük çatışmalarda Rus askerlerinin savaşmak istemedikleri ve küçük zorluklar karşısında Türklere teslim oldukları görülüyordu.

Mustafa Kemal Paşa görevine başladıktan sonra, Başkomutanlık Vekâleti tarafından ordu emrine verilmesi kararlaştırılan yeni uçakların Elazığ'a gönderilme konusunu bölük uçucularıyla görüşmüş ve uçakların havadan getirilmeleri hakkındaki tekliflerini onaylamış ve bu görüşmeden sonra uçakların uçarak Elazığ'a gönderilmesi için Başkomutanlık Vekâletine çektiği mesaj olumlu karşılanmıştı. Bu arada eldeki uçaklarla ordu cephesinde keşif görevlerine devam ediliyordu.

24 Nisan 1917'de ordu komutanlığı Muş ve Göynük’teki Rus kuvvetlerinin bulunup bulunmadığını, bulunuyorsa durumunun meydana çıkarılmasını emretmişti. Hava muhalefetinden dolayı bu keşif 5 Mayıs 1917 günü yapılmış ve Muş ovasında, Ziyaret-Varto yolu ile doğuya giden diğer yollarda düşmanın görülmediği, Göynük vadisinde Göynük köyü ve Hacıyan dolaylarında Rus birliklerinin bulunduğu bildirilmişti. Keşif yapıldıktan sonra meydana dönüşte motordan yağ akmaya başlamış ve bir süre sonra motor durduğu için ormanlık sahaya iniş yapmak zorunda kalınmış, uçak kırıma uğramış, pilot ve rasıt yaralanmıştı.

10 Mayıs 1917'de Göynük vadisinde önceden tespit edilen düşman birliklerinin yerinde olduğu görülmüşse de kuvvet ve durumu meydana çıkarılamamıştı.

16 Haziran 1917'de Varto ve Hınıs dolaylarında yapılan hava keşfinde; Varto'da bir tümenin, Hınıs dolaylarında bir kolorduyu kapsayan çadırlı ordugâhların ve dört uçağı alabilecek bir uçak hangarı ile çadırının görüldüğü bildirildi. Bu keşif sırasında Hınıs alanından havalanan iki Rus uçağı ile hava muharebesi yapılmış, Türk pilotunun cesur saldırışları karşısında düşman muharebeyi keserek uzaklaşmıştı. Malazgirt yönünde yapılan hava keşfinde, Karmuş'da birçok çadır ve iki uçak hangarının bulunduğu; Ahlat, Tendürek ve Malazgirt'de düşmanla ilgili önemli bir şey görülmediği, Kop ve Liz dolaylarında yaklaşık üç alayın bulunduğu ve bunların bombalandığı, keşif sırasında Karmuş'daki düşman hava alanından iki Rus uçağının havalandığı bildirildi. Yapılan bu keşifte Liz'de görülen kuvvet, esir alınan Rusların ifadesiyle de doğrulanmıştı.

28 Haziran 1917'de Garip köyündeki ileri alandan kalkan uçaklarla Göynük ve Muş cıvarındaki düşman durumu keşfedilmiş ve görülen topluluklara bomba ve uçak okları atılmıştı. Bu keşifler sırasında düşman uçakları da Türk birlikleri üzerinde uçmakta ve Türk hava alanlarına taarruz etmekteydiler. Bu taarruzlardan biri Mezraa'daki alana yapılmış ve altı bomba atılmıştı.

Bu sıralarda Türk ordularının emir komuta kademelerinde bazı değişiklikler olmuştu. 8 Temmuz 1917'de 2 nci Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Ordular Grubunun 7 nci Ordu Komutanlığına atanmış ve yerine Fevzi Paşa getirilmiş, 3 ncü orduya Vehip Paşa tekrar gelmişti.

Cephede bazı keşif faaliyetleri devam etmekle beraber taraflar arasındaki muharebeler şiddetini kaybetmişti. Bu tarihlerde Rus askerleri beyaz bayrak çekerek ''yakında sulh olacak'' diye bağırıyorlardı.

Kara harekâtının yavaşlamasına karşılık keşif, gözetleme ve taarruzi hareketler devam ediyordu. 10 Temmuz'da Malazgirt, Bulanık, 27 Temmuz'da Tercan dolaylarında yapılan keşifte düşman hakkında birçok bilgiler toplanmış, Tercan'da görülen karargâh ve depolar bombardıman edilerek bir kısmı tahrip edilmişti.

2 nci Ordu Göynük ovası, Şoşar deresi, Erzurum, Ilıca ve Tercan dolaylarındaki düşman durumunu, yol ve tahkimat bölgelerinin havadan keşfedilmesini istemişti. Bu emir üzerine yapılan hava keşfiyle düşman birliklerinin bulunduğu yerler, yol ve tahkimat durumu bir raporla komutanlığa sunulmuştu. Verilen bu rapora göre keşif bölgesinde ortalama olarak 14 tabur görülmüştü.

13 Ağustos 1917'de hava keşifleri Erzincan dolaylarına kadar uzatıldı. Erzincan dolaylarındaki tahkimat, topçu mevzileri, cephane depoları, şehrin kuzeyindeki hava alanı ve bu alanda bulunan uçaklar tespit edilmişti. Hava alanında görülen dört uçak ve alandaki uçuş tesisleri bombardıman edilmiş ve bu sırada havalanan bir düşman uçağı ile hava muharebesi yapılarak üsse dönülmüştü.

31 Ağustos 1917'de Göynük dolaylarında yapılan keşifte, Oğlut'un kuzeyinde Göynük suyu kenarında bir alayı kapsayan ordugâh görülmüştü.

Cephede esir alınan Rus askerlerinin Tuğlıyan'da ve Çanak köyünde bir Rus alayının bulunduğunu söylemeleri üzerine, komutanlıkça Oğnut-Kalecik yönüne bir keşif uçağı gönderilerek verilen bilgilerin doğru olup olmadığının öğrenilmesi istenmişti. Bu emir üzerine görev bölgesine giden uçağın yaptığı keşifte, Göynük ile Kürit arasında sahte bir ordugâhın kurulduğu ve burada hiç bir birliğin bulunmadığı tespit edildi. Kale'nin güney batısındaki sahada çadıra benzeyen ot yığınlarına yangın bombası atılarak yakıldı.

1 Eylül 1917'de 10 ncu Tayyare Bölüğüne Fırat nehri üzerinden Erzincan'a kadar olan bölgedeki düşman durumunun keşfedilmesi görevi verilmişti. Bu görev için Garip köyündeki ileri alandan kalkan keşif uçağının yaptığı keşifte, Fırat nehri dolaylarında üç bölük, Erzincan kuzeyinde Okul dolaylarında iki uçak hangarı ve iki uçak, kışla yakınında bir taburluk ordugâh tespit edildi. Bu görevde uçak hangarı, kışlalar bombalanmış ve Tercan üzerinden yapılan dönüş sırasında Fırat yakınında bulunan Çimentepe dolaylarında Bristol tipinde bir Rus uçağının hücumuna uğramıştı. Kanatları üzerinde makinalı tüfekleri olan bu süratli düşman uçağı Türk uçağına alttan birkaç defa taarruz etmiş ve Türk uçağının açtığı makineli tüfek ateşi karşısında keskin bir dönüşle muharebeyi keserek Erzincan yönünde uzaklaşmıştı. Eylül ayı içinde Erzincan, Muş, Bitlis, Malazgirt, Tutak ve Başkale dolaylarında birçok hava keşif görevleri yapılmış ve düşman hakkında pek çok bilgi toplanmıştı.

Ekim ve Kasım aylarında da keşifler devam etti ve komutanlığın istediği bilgilerin elde edilmesine çalışıldı.

  (b) 7 nci Tayyare Bölüğünün Harekâtı:

3 ncü Ordu emrindeki 7 nci Tayyare Bölüğü Suşehri'nde konuşlanmıştı. Bölük mevsimin uçuşa uygun olmayan günlerinde uçamaz durumda olan uçaklarını onarmış, uçuşa elverişli havalarda keşif ve taarruz görevlerine devam etmişti. Bölüğün personel ve uçak durumu şöyleydi.

7 NCİ TAYYARE BÖLÜĞÜNÜN KUVVESİ

TARİH
PİLOT
SUBAY
PİLOT
ASTSUBAY
RASIT
SUBAY
RASIT
ASTSUBAY
BAKIM
PERSONELİ
MUHAREBE
UÇAĞI
KEŞİF
UÇAĞI

28 Mayıs 1916

1 - 1 - 7 1 2
25 Ocak 1917 3 - 2 - 2 Albatros 1 Albatros 1
Mart 1917 - 2 2 - 2 Albatros 1 -
Nisan 1917 - 1 2 - 3 Albatros 2 -
Mayıs 1917 - 1 2 - 3

Albatros 1

-
Haziran 1917 1 1 3 - 5

Albatros 3

-
Temmuz 1917 1 1 3 - 5

Albatros 3

-
Ağustos 1917 1 2 3 - 6
Albatros 2
Gaudron 1
-
Eylül 1917 2 2 3 - 7

Albatros 2

Gaudron 1

-
Kasım 1917 1 1 2 - 4
Albatros 2
Gaudron 1
-
Aralık 1917 1 1 2 - 4
Albatros 2
Gaudron 1
-

EYLÜL 1917 UÇUCU PERSONEL İSİMLERİ

Bölük Komutanı
Rasıt Yüzbaşı Şükrü Koçak
 
Uçuş heyeti:
Pilot Üsteğmen Abdullah
Pilot Teğmen Emin Nihat (Sözeri)
Pilot Astsubay Vecihi (Hürkuş)
Pilot Astsubay Hayrettin
 
Rasıt Üsteğmen Fikri
Rasıt Üsteğmen Bahattin
 
Uçaklar:
2 Albatros-C III (İki kişilik keşif)
1 Goudron-G IV (Ruslardan ele geçen)

Bu uçakardan 1 Albatros-C III keşif uçağının iniş takımı kırık ve Ganimet adındaki çift motorlu Goudron hint yağı beklemekteydi.

KASIM 1917 UÇUCU PERSONEL İSİMLERİ

Pilot / Rasıt:
Pilot Üsteğmen Abdullah (İstanbul'da Depo Müdür Yardımcısı)
Pilot Astsubay Vecihi (Erzincan'da düşürüldü, Rusya'da esir)
Rasıt Teğmen Bahattin (Erzincan'da düşürüldü, Rusya'da esir)
Rasıt Yüzbaşı Şükrü Koçak (3 ncü Ordu, 1 nci Şubede)
Rasıt Üsteğmen Fikri (Bölükte görevde)
Pilot Astsubay Hayrettin (Bölükte görevde)
 
Uçak:
2 Albatros C III (Biri uçamaz durumda)

1 Çift motorlu Goudron (Uçar durumda)

6 Ocak 1917'de 12 gemiden oluşan Rus filosu Esbiye açıklarında batıdan doğuya doğru bir rota takip ederek Türk ordusunun sol yanını tehdit etmeye başlamıştı. Ocak ayında her iki taraf da keşif ve baskın harekâtlarına devam ettiler. Harşit ormanları içerisinde yapılan muharebelerde Türk birlikleri Ruslara ağır kayıplar verdirmiş, özellikle Kozan ve Kaynaş'da önemli başarılar sağlamışlardı. Bu safhada Rus deniz uçakları Tirebolu'yu Bombardıman ederek deniz ulaştırmasına engel olmak istemişlerdi.

13 Şubat 1917'de Çardaklı ve Erzincan dolaylarında yapılan keşifte düzenli ordugâhlar görülmüş, Erzincan'da Rus hava alanı ve Yerhanı'ndaki Rus karargâhı bombardıman edilmişti. Aynı gün Kemah ve Erzincan yönünde yapılan ikinci keşiften sonra alana dönen uçak mecburi inişte hasara uğramıştı. Türk uçaklarının bu faaliyetlerine karşılık Rus uçakları da Refahiye'yi bombaladılar.

8 Haziran 1917'de Erzincan'a keşfe giden Türk uçağı Refahiye üzerine geldiği zaman iki düşman uçağı ile karşılaşarak hava muharebesine girişti. Türk uçağının maharetle yapılan menevra ve ateşleri karşısında düşman uçaklarından biri Kemah, diğeri Dedege yönünde uzaklaştılar. Dedege yönünde uzaklaşan düşman uçağını takip eden Türk pilotu düşmanı bozuk bir inişle alanına inmeye mecbur etti.

16 Haziran'da bir Rus uçağı Suşehri'ne kadar gelerek şehri bombardıman etmiş ve bu sırada havalanan Albatros tipindeki Türk uçağı hava muharebesi yapmak üzere düşmana yaklaşmış ise de düşman muharebeyi kabul etmeyerek uzaklaşmıştı.

30 Haziran'da Godron tipi çift motorlu Rus uçağı Kelkit zannederek yanlışlıkla Alucra'ya indiğinden sağlam olarak ele geçirilmiş, pilot ve rasıtı esir edilmişti. Uçağı Astsubay Vecihi uçurarak Şehrine getirmişti.

18 Temmuz'da Erzincan dolaylarındaki düşman durumu keşfedilmiş, görev esnasında Erzincan hava alanı bombalanmıştı. Bu bombardımandan sonra havada bulunan Ferman tipindeki Rus uçağına taarruz edilmiş, düşman pilotu kendini kurtarmak amacıyla süratle alana inmek zorunda kalmıştı.

Devam eden hava harekatından dolayı 7 nci Tayyare Bölüğünde uçaklar azalmaya başlamıştı. Bu nedenle, İstanbul'dan Sivas'a gönderilen 8 nci Tayyare Bölüğünün bir uçağı 7 nci Bölüğe verilmiş ve uçarak Suşehri'ne getirilmişti.

3 ncü Ordu Komutanı, meydana gelen kaza ve kırımlardan uçucuları sorumlu tutuyordu. Komutan haklı olarak uçakların kırılmalarını, yollarını şaşırarak alan dışına inmelerini kesinlikle istemiyor, uçucuların her türlü hava şartlarında görev yapmalarını arzu ediyordu. Meydana gelen kırımları, doğrudan doğruya pilotların hatası, ihmal ve hatta uçuştan çekinme ve uçuşa karşı isteksizlik olarak kabul ediyordu. Bu nedenle ordu komutanlığınca 4 Ağustos 1917'de Başkomutanlık Vekâletine, Hava Kuvvetleri Müfettişliğine cephede görev yapan uçucuları şikâyet eder içerikte olan aşağıdaki teklifi sunulmuştu.

''Uçuculardan orduca istifade edilmemektedir. Buna sebep Hava Kuvvetleri Müfettişliğinin orduya atadığı pilot ve rasıtların yeteneksizliği ve ehliyetsizlikleridir. Özellikle dağlık olan bölgelerde iyi yetişmemiş pilot ve rasıtlar hiç bir işe yaramamaktadırlar. Buna karşılık birçok fedakârlık karşılığında getirilen uçaklar ve malzemenin kısa zamanda elden çıkmasına sebep olmaktadırlar. Cepheye gönderilen altı uçaktan üçü daha bölüklerine katılmadan tecrübe sırasında parçalanmış ve 22 Temmuz'da Suşehri'ne gelmek üzere Sivas'dan kalkan bir uçak da yolunu şaşırarak Giresun dolaylarında kullanılamayacak bir şekilde hasara uğramıştır. Yeteneksizlikleri görülenleri Hava Kuvvetleri Müfettişliğine iade edeceğim.

Ordu emrindeki tayyare bölüğü kuruluşunun noksanlarını daha önce bildirmiş ve Sivas'da bir uçak tamirhanesinin kurulmasını istirham etmiştim. Verilen cevapta tamirhanenin kurulmasına çalışılacağı ve bu hususta Hava Kuvvetleri Müfettişliğine emir verildiği bildirilmişti. Ayrıca Giresun ve Suşehri'ne birer meteoroloji istasyonunun kurulmasını Müfettişlikten talep etmiştim. Bu isteğimin yerine getirilebileceği bildirilmiş olmasına rağmen hala yapılmamıştır.

Düşmanın Erzurum'da bulundurduğu 6–8 uçaktan ibaret ikmal müfrezesinden başka Erzincan, Kelkit ve Trabzon'da bulunan 12 uçaktan 2-3'ü hemen hergün cephenin çeşitli kesimleri üzerinde uçmaktadırlar. Buna karşılık ordunun iki uçağı ve uçabilecek nitelikte olan bir pilotu vardır. Bölüklerde yedek malzeme, özellikle yedek pervane, kanat bezi, emayit, kanat çivisi olmadığından küçük arızalarda bile uçaklar uçamaz durumda kalmaktadırlar.''

Ordu Komutanlığının bu şikâyetlerine rağmen eldeki imkânlarla hava keşifleri devam ettiriliyordu.

1 Eylül 1917'de Oğnut, Tokliyon, Varto ve Hınıs dolaylarında hava keşifleri yapılmış, Oğnut'un kuzeyinde görülen bir alaylık ordugâhın sahte tesisler olduğu anlaşılmış, Hınıs'da görülen ordugâh ile iki uçak çadırı bombardıman edilmişti.

3 ncü Ordu Komutanlığının Müfettişlikten istediği malzeme, personel ve uçaklar hakkında 4 Eylül 1917'de gelen cevapta Sivas'da kurulacak tamirhane için gerekli hazırlıkların bitirilmek üzere olduğu, ordudan bir uzman şahsın Sivas'a gönderilmesi ve orada tamirhane olmaya elverişli bir binanın bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, orduya, Almanya'dan gelmesi beklenen en son sistem A.E.G. uçaklarından üç uçak ile bir makinist ve bir kanat tamircisi verileceği bildirilmişti.

Karşılıklı yazışmalar devam ederken cephedeki hava keşifleri devam ediyordu.

22 Eylül 1917'de Kelkit ve Bayburt dolaylarındaki düşman durumunu keşfe giden Pilot Astsubay Vecihi ve Rasıt Yüzbaşı Şükrü yönetimindeki Albatros-C III av-bombardıman uçağı Kelkit'e vardığı zaman Kelkit alanında biri tek, diğeri Ferman tipinde çift satıhlı iki düşman uçağı havalandı. Tek satıhlı uçak  yükselmek üzere Köse yönüne doğru uçmaya, çift satıhlı uçak ise kendi hava alanı üzerinde yükselmeye başladı. Bu sırada Türk uçağı 3400 metre yükseklikte bulunuyordu. Türk pilotu hava muharebesi yapmak amacıyla kalkan düşman uçaklarına nazaran üstün durumda idi. Pilot yükseklik avantajını kullanarak gaz kesti ve çift satıhlı düşman uçağına taarruza başladı. Bu sırada düşman uçağı kendini savunmak için manevra yapıyor ve aynı zamanda yükseklik kazanmaya çalışıyordu. Böylece 20 dakika devam eden takipten sonra her iki uçak aynı yüksekliğe gelmişti.

Türk pilotu, rasıtına iyi bir atış olanağı taratmak amacıyla manevra yapıyor ve rasıt da fırsat bulunca makineli tüfekle düşmana ateş ediyordu. Yapılan bir kaç atıştan sonra makineli tüfek tutukluk yaptı. Bu fena durum karşısında pilot uçağı yükselterek makineli tüfeği ile düşmana taarruza başladı. Türk pilotunun saldırışları karşısında düşürüleceğini anlayan  Rus pilotu muharebeyi keserek, keskin bir dalışla muharebe sahasından uzaklaştı. Diğer düşman uçağı görülmüyordu. Türk uçağı bombalarını 400 metre yükseklikten alandaki uçak hangarlarına atarak şehir üzerine yöneldi ve Kelkit'de bildiri attıktan sonra üssüne döndü. Türk pilotlarının bu başarılı hava savaşı 1 nci Kafkas Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa tarafından övülmüştü.

3 ncü Ordu Komutanlığı Erzincan ve Tercan yolunda Rusların geri çekilen birlikleri olup olmadığının meydana çıkarılması için 24 Eylül 1917'de Refahiye, Kemah ve Erzincan dolaylarında hava keşfi yapılmasını emretti. Yapılan keşifte Tercan, Erzincan ve Refahiye yollarında düşmanın çekilmesine dair bir faaliyet görülmediği ve Erzincan'daki hava alanının etkili bir şekilde bombalandığı bildirildi.

8 Ekim 1917'de keşifler devam etmiş ve Erzincan dolaylarında çok iyi bir hava savunma şebekesi kurulduğu öğrenilmişti. Aynı gün Erzincan hava alanını bombalamak ve Erzincan ovasında keşif yapmak üzere görevlendirilen Pilot Astsubay Vecihi ve Rasıt Üsteğmen Bahattin Erzincan'a yaklaştıkları sırada alandan kalkan düşman uçağı ile yaptıkları hava muharebesinde isabet alarak iniş yapmak zorunda kalmış ve her iki Türk uçucusu da yaralı olarak düşmana esir düşmüşlerdi.

9 Ekim 1917'de Kemah kasabasına bir düşman uçağının atmış olduğu mektuptan Astsubay Vecihi ve Üsteğmen Bahattin'in düşürüldükleri öğrenilmişti.

Esaretten kaçarak Türk topraklarına ulaşmayı başaran Astsubay Vecihi'nin Erzincan dolaylarında yapılan hava muharebesi ve düşürülmeleri hakkında ''Vakayı ve Terakkiyatı Havaiye'' dergisinde yayınlanan yazısından anlaşıldığına göre; Düşman hava alanını bombalamak amacıyla Erzincan'a yaklaştıkları sırada bir Rus uçağının alandan havalandığını görmüşlerdi. Bu sırada Türk uçağının yüksekliği 1600 metre olup, taarruz etme avantajı Türk pilotundaydı. Fakat bu fırsattan faydalanamayan Astsubay Vecihi, bombaları düşman hava alanına atmak için bir süre daha uçmuş ve bu sırada düşman uçağı aradaki yükseklik farkını gidererek taarruz için daha uygun bir durum kazanmıştı. Başlangıçta Türk pilotunun yükseklik bakımından olan avantajı, yapılan taktik hatası sonucu bombaları hedefe atmaya tercih etmesi yüzünden kaybedilmişti.

Bu sıralarda 7 nci Tayyare Bölüğünde motor arızası, pilotaj hatası ve düşmanla yapılan hava muharebelerinde bazı uçaklar elden çıkmış ve böylece bölükte iki uçak kalmıştı. Buna karşılık Ruslar müttefiklerinden aldıkları son model uçaklarla cephe üzerinde ve gerisinde hava üstünlüğünü sağlayacak bir duruma girmişlerdi. Özellikle 8 Ekim 1917'de bölükteki en cesur ve kudretli iki uçucunun hava muharebesinde vurularak yere indirilmesi bu üstünlüğün bir ifadesi idi.

Bu tarihte 2 nci Rus Kafkas Kolordusu Kapaktepe dolaylarında taarruzi bir harekâta girişmişti. Rusların başka cephelerden buraya takviye birlikleri getirip getirmediğinin meydana çıkarılması amacıyla komutanlık Şıran suyu, Çilhoroz tepesi, Terekes, Gemori, Elmadağı, Gümüşhane ve Başkilise dolaylarında hava keşfi yapılmasını emretti.

1 Kasım 1917'de keşfe giden uçak, Gemori'de birşey görmediğini, Erzincan, Trabzon şosesinin uçulabilen kısımlarında önemli bir hareket olmadığını; Taşlıca tepesi ve bu tepenin güneyinde topçu mevzii görüldüğü ve bu mevzilerden uçağa ateş açıldığı, yollarda takviye birlikleri görülmediğini bildirmişti. Ordu tarafından Tercan ve Fırat dolaylarındaki Rus kuvvetlerinin durumu hava keşifleriyle göz altında bulundurulmakta, uygun yerlere de bildiri atılmaktaydı.

  (c) 8 nci Tayyare Bölüğünün Harekâtı:

3 ncü Ordu emrinde görev yapan 7 nci Tayyare Bölüğü, cephenin çok geniş olmasından Karadeniz'deki Rus filosu ve Karadeniz kıyılarında ilerleyen Rus kuvvetlerini gözetleyemiyordu.

3 ncü Ordu Komutanlığı Başkomutanlık Vekâletine Karadeniz kıyılarındaki düşman harekâtının keşif ve gözetlenmesi için bu bölgeye bir hava keşif birliğinin verilmesini teklif etti. Başkomutanlık bu teklifi uygun bularak 8 nci Tayyare Bölüğünü kurdu. Bölüğün personel ve uçak durumu şöyleydi.

8 NCİ TAYYARE BÖLÜĞÜNÜN KUVVESİ

TARİH
PİLOT
SUBAY
PİLOT
ASTSUBAY
RASIT
SUBAY
RASIT
ASTSUBAY
BAKIM
PERSONELİ
MUHAREBE
UÇAĞI
KEŞİF
UÇAĞI

Ocak 1916

1 - 3 - 2 1 Albatros -
Nisan 1917 1 - 3 - 2 1 Albatros -
Mayıs 1917 1 - 3 - 2

-

-
Haziran 1917 2 - 3 - 4

-

-
Temmuz 1917 1 - 4 - 3

-

-
Ağustos 1917 1 - 3 - 3 1 Albatros -
Eylül 1917 1 - 3 - 3 1 Albatros -
Ekim 1917 1 - 2 - 2 1 Albatros C III -
Kasım 1917 1 - 3 - 2 1 Albatros -
Aralık 1917 1 - 3 - 3 1 Albatros -

8 NCİ TAYYARE BÖLÜĞÜNDE GÖREV ALAN PERSONEL

Bölük Komutanı:

Rasıt Kurmay Yüzbaşı Yakup Sami

 

Uçuş Heyeti:

Pilot Üsteğmen Rifat

Pilot Üsteğmen Sezai

Rasıt Üsteğmen Mazlum Kevüsk

Rasıt Teğmen Hüsnü

Bölük sözlü talimata göre Giresun'da olacaktı. 1917 yılı Şubat ayında İstanbul'da hazırlıklarını tamamlayan bölük Ulukışla'ya kadar demiryolu ile getirilmiş ve trenden indirilerek o civarda önceden seçilen bir alana götürülmüştü.

Hava Kuvvetleri Müfettişliğinden alınan emre göre uçaklar Ulukışla'da kurulup tecrübeleri yapılacak ve sonra uçarak Kayseri-Sivas üzerinden Suşehri'ne gidecek, orada Ordu Komutanlığından emir aldıktan sonra Giresun'a intikal edeceklerdi.

Ulukışla'da seçilen alan geniş ve düz olmakla beraber dolaylarında küçük birçok tepelerin ve doğusunda Toros dağlarının içine uzanan bir vadinin yer alması burada karışık hava akımlarının bulunması olasılığını kuvvetlendiriyordu. Bu yüzden bu alandan iniş ve kalkışlar emniyetli olmayacaktı. Bu durumu göz önünde tutan uçucular burada uçuş yapılmamasını ve Kayseri'ye gidilmesini teklif ettiler. Bu teklife rağmen Bölük Komutanı uçuşa hazırlanan bir uçağın denemesini yaptırmak için Üsteğmen Sezai ve Bölük Baş makinisti Salih'i görevlendirdi.

26 Mart 1917'de yapılan deneme uçuşunda Külek boğazının hava akımlarına giren uçak düşerek parçalanmış ve içindekiler şehit olmuştu. Bu kazadan sonra bölüğün kamyonlarla Kayseri'ye nakline karar verildi. Uçaklar orada hazırlanacak ve uçulacaktı. Yine günlerce nakliyat yapıldı. Kayseri, İncesu şosesinin güneyinde ve Kayseri'nin bir buçuk kilometre batısında seçilen alana uçak çadırları kuruldu ve çalışmaya başlandı.

2 Mayıs 1917'de tecrübe uçuşu için bir uçak hazırlandı. Pilot Üsteğmen Rifat uçağını yerde denedikten sonra havalandı. İyi bir kalkıştan sonra meydana dönerek inişe geçti ve inişte kendi hatasından dolayı uçağı yere çarparak kırdı. Bu kırımdan sonra 5 Mayıs 1917'de 3 ncü Ordu Komutan Vekili, Başkomutanlık Vekâletine 8 nci Tayyare Bölüğündeki iki uçağın tecrübe uçuşlarında elden çıktığını ve bunların yerine iki yeni uçağın gönderilmesini teklif etti. Bu teklif üzerine 8 nci Tayyare Bölüğünün Suşehri'ne nakline ve iki Albatros keşif uçağının gönderilmesine karar verildi.

İstanbul'da hazırlanan uçaklar kara nakil araçlarıyla Sivas'a gönderilmiş ve burada uçuşa hazırlanmıştı. Hazırlanan uçaklar buradan Suşehri'ne gitmek üzere havalanmışlar, Bunlardan biri hatalı pusula ile bulut üzerinden yaptığı uçuşta yolunu şaşırarak Giresun batısında Bulancak yöresine inmiş ve buradan havalandığı sırada denize düşmüştü. Denizden çıkarılan uçak karayoluyla Suşehri'ne getirilmiş ve uçuşa hazırlanmış, ikinci uçak ise normal bir şekilde Suşehri'ne varmıştı.

8 nci Tayyare bölüğü burada Eylül ve Ekim aylarında Erzincan, Tercan, Kelkit, Kemah ve Refahiye dolaylarında ordunun vermiş olduğu keşif görevlerini yapmaya çalışmış ise de beklenilen hizmet elde edilememişti. Bunun başlıca sebebi seçilen hava alanlarının uçuşa uygun olmaması ve özellikle bölüğe verilen uçucuların yetersizliği idi.

  (5) 1918 Yılı Hava Harekâtı Ve Faaliyetleri:

7 Kasım 1917'de Lenin taraftarları Kerenski'yi devirerek Rusya'da Bolşevikler hakim olmuştu. Böylece Rusya'da başlayan Bolşevik devrimi Rus ordusuna bulaşmış ve 1917 sonlarına doğru ordu çözülmeye başlamıştı.

Bolşevikler duruma hakim olunca 18 Aralık 1917'de Erzincan'da Ruslarla mütareke yapılmış ve bundan sonra Kafkas cephesinde muharebe olmamıştı. Fakat Rus kuvvetleri çekilirken Türk kuvvetlerinin karşısında Ermeniler kalmış ve kuruluşlarını genişletmişlerdi. Ermeniler Türk halkına saldırıya başlayarak yer, yer Türkleri yok etmeye giriştiler.

Bunun üzerine, Başkomutanlık Vekâleti Doğu Cephesindeki Türk kuvvetlerine harekete geçmeleri ve Ermeni saldırılarından halkın kurtarılmasını, elden çıkan toprakların geriye alınmasını emretmişti.

Bu sırada Türk kuvvetlerinin durumu şöyleydi:

3 ncü Ordu; 1 nci ve 2 nci Kafkas Kolorduları ile Kemah-Tirebolu hattında,

2 nci Ordu; 4 ncü Kolordu hariç bütün birlikleriyle Kafkas Cephesinden ayrılmış, Ordu karargâhı ve bazı birlikleri Adana'ya, bir kısım birlikleri de Filistin cephesine gönderilmişti. 4 ncü Kolordu, 3 ncü Orduya bağlanarak 5 nci Tümeniyle Bitlis dolaylarında ve 12 nci Tümeni ile de Palo kuzeyinde bulunuyordu. Bu Kolordunun 8 nci Tümeni lağvedilmişti.

Hava birlikleri; 7 nci ve 8 nci Tayyare Bölükleri Suşehri'nde, 10 ncu Tayyare Bölüğü de Elazığ'da bulunuyordu.

Alınan emir gereğince 3 ncü Ordu, Bitlis'den Tirebolu'ya kadar bütün cephede altı koldan harekete geçti ve rastladığı Ermeni kuvvetlerini atarak Bayburt, Tercan ve Trabzon'u geri aldı. Bu esnada başlayan barış görüşmeleri sonuçlanmış ve 3 Mart 1918'de Brest-Litovsk'da Ruslarla antlaşma imzalanmıştı. Bu antlaşmaya göre 1878'de kaybedilmiş olan üç sancak geri veriliyor ve buraların yönetimi için plebisit yapılması kabul olunuyordu. Bundan sonra da harekâta devam edildi ve Malazgirt, Erzurum, Köprüköy, Tortum, Yeniköy ve Oltu geri alındı.

Bu safhada 3 ncü Ordu emrindeki uçak durumu çok fena bir durumda idi. 3 ncü Ordu Komutanı süratle gelişen harekâtta düşman durumunu havadan keşif ve tespit ederek kuvvetlerini sevk ve idare etmede fazla bir elastikiyet kazanmak istiyordu. Bu nedenle emrindeki tayyare bölüklerinin uçak sayısının bir an önce görev yapabilecek bir kuvvete çıkarılmasını arzu ediyordu. Bu amaçla Başkomutanlık karargâhına bir teklif yaparak 7 nci ve 8 nci Tayyare Bölüklerine Almanya'dan gelecek uçaklardan altısının verilmesini ve kıyı harekâtı için de en az iki uçağın, pilot, rasıt ve yedek malzemeleriyle birlikte gönderilmesini istemişti. Başkomutanlık karargâhı, uçakların Almanya'dan geldikten sonra malzemeleri ile birlikte gönderileceğini, bunlar gelinceye kadar eldeki uçak ve personel ile yetinilmesini bildirdi.

  (a) 10 ncu Tayyare Bölüğünün Faaliyetleri:

2 nci Ordu emrindeki 10 ncu Tayyare Bölüğü Elazığ'da konuşlanmıştı. 2 nci Ordu bölgeden ayrılırken bölük 4 ncü Kolordu emrine verilerek Silvan'a nakledilmişti.

3 ncü Ordu Komutanlığı, Van gölü kuzey ve güneyinden İran yönünde ilerleyen 4 ncü Kolorduyu yakından destekleyebilmesi için tayyare bölüğünün Bitlis'e intikal etmesini emretmişti. Bu emir üzerine tayyare bölük komutanlığı yol durumunun nakil işine imkân vermediğini Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliğine bir raporla bildirmişti. Raporu uygun bulan Müfettişlik intikalden vazgeçilmesini sebepleriyle birlikte Başkomutanlığa arz etmiş ve Başkomutanlık vekâleti de öneriyi kabul ederek gerekli emri vermişti. Bu emirde:

Yolların nakliyata uygun olmaması sebebiyle Silvan'dan doğuya hareket etmesi gereken 10 ncu Tayyare Bölüğünün malzeme ve yakıtını götüremeyeceği ayrıca uçakların özellikleri nedeniyle Sivan doğusundaki dağlar üzerinde görev yapmaya elverişli olmadığı; bu bakımdan 10 ncu Tayyare Bölüğünün Cerablus'a hareket ederek orada verilecek emri beklemesi bildirilmişti. Bu emir üzerine bölük Cerablus'a hareket etti.

Bu sıralarda bölgeden ayrılmış olan 2 nci Ordu Komutanlığı, Fırat nehri dolaylarındaki kuvvetlerinin durumu hakkında havadan keşif yapılmasına şiddetle ihtiyaç duyuyordu. Ordunun emrinde uçak bulunmadığından ve 6 ncı Ordudaki uçakların da yakıt skıntısı çekmelerinden arzu ettiği keşfi yaptıramıyordu. Bu nedenle Cerablus'a hareket etmiş olan bölüğün 2 nci Ordu emrine verilmesini Başkomutanlığa teklif etti. Başkomutanlık karargâhı, bölüğün halen yolda olduğunu ve Almanya'dan gönderilecek yeni uçakların bölüğe verileceği ve bundan sonra 2 nci Orduya tahsis edileceğini bildirdi.

10 ncu Tayyare Bölüğü Cerablus'a geldikten sonra elindeki uçakları 6 ncı Ordu Tayyare Kıtaat Komutanlığına teslim ederek yeni uçakların verilmesine kadar orada bekledi. Daha sonra 3 Ekim 1918'de Başkomutanlığın vermiş olduğu emirle İstanbul'a hareket etti.

  (b) Kafkas Tayyare Kıtaat Komutanlığının Faaliyetleri:

3 ncü Ordunun ileri harekâtı ile birlikte 7 nci ve 8 nci Tayyare Bölükleri önce Kelkit, Erzurum ve daha sonra da Kars’ta toplanmışlardı. Türk birliklerinin bir kısmı Tebriz'e girmiş bir kısmı da Batum ve Bakü'yü işgal etmiş, daha sonra da Hazar denizi boyunca kuzeye çıkmaya başlamıştı. Bu harekât sırasında tayyare bölüklerinin elinde görev yapan uçak hemen, hemen hiç kalmamış ve bu nedenle keşif görevleri yapılamamıştı.

3 ncü Ordu emrinde kıyı gözetlemeleri yapmak üzere 3 ncü Deniz ve 16 ncı Tayyare Bölükleri kurularak Batum'a gönderildi. Bir taraftan da 17 nci Tayyare Bölüğünün kurulmasına başlandı.

Ordular emrinde hava desteği yapacak tayyare bölüklerinin lojistik desteğini sağlayacak bir başa ihtiyaç duyulduğundan Batum'da bir Tayyare Kıtaat Komutanlığı kuruldu. 

Bu kuruluşun başına Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliğinin emriyle Yüzbaşı Şükrü tayin edilmiş, fakat bu konu hakkında Doğu Ordular Grubu Komutanlığına zamanında bilgi verilmemişti. Bu yüzden göreve başlayan Yüzbaşı Şükrü, Doğu Ordular Grubunun müdahalesiyle yetkilerini kullanamaz bir duruma düşmüştü. Bunun üzerine Tayyare Kıtaat Komutanı 30 Haziran 1918'de Genel Müfettişliğe yazdığı bir yazı ile ne yolda hareket edeceğini sormuştu. Bu teklif üzerine Başkomutanlık Vekâletine başvurulmuş ve teklifi inceleyen Başkomutanlık Vekâleti 31 Temmuz 1918'de Doğu cephesinde bulunan tayyare bölüklerinin görev yapacağı birlikleri bir emirle açıklamıştı. Bu emre göre:

7 nci ve 8 nci Tayyare Bölükleriyle, Kara Tayyare İstasyonu Doğu Ordular Grubu Komutanlığına, 16 ncı Tayyare Bölüğünün 3 ncü Ordu emrine verildiği bildirilmişti. Ancak bu emir Ordular Grubu Komutanının daha önceden almış olduğu düzenleme nedeniyle uygulanmamıştı.

30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra Kafkas ve İran'daki Türk Kuvvetleri işgal ettikleri yerleri terk etmeye başladılar. Bu sırada Kars'a gelen 7 nci Tayyare Bölüğü Kars boşaltılınca Erzurum'a, 8 nci Bölük de Tebriz'den Erzurum'a intikal etmişti. Batum'da bulunan 16 ncı Bölük ise, 9 ncu Kolordu Komutanlığının emriyle Şam adındaki gemiye yüklenerek Trabzon'a gitmek üzere yola çıkmış, daha sonra bu fikirden vazgeçilerek Haydarpaşa'ya gönderilmişti.

Kafkas Cephesindeki harekât süresince, bölgedeki hava birlikleri personel ve lojistik desteği bakımından ihmal edilmiş olduklarından gerektiği gibi görev yapamamışlardı. Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliği yeteri kadar uçak, yedek malzeme ve personel olmadığı halde çok sayıda ve fakat iskelet halinde tayyare bölükleri kurarak kuruluşu genişletmişti.