Ben Kimim

 
 
 
 

(d) Yunan Ordusunun Adatepe'de Savunma Düzeni Ve Muharebesi:

Yunan Ordusu Komutan vekili General Trikopis 29/30 Ağustos 1922 gecesi birliklerinin Çalköy dolaylarında toplanmasını emretmişti. Küçük Aslıhanlar - Dumlupınar yolunu açmak ve Dumlupınar mevziinde bulunduğunu umduğu General Franko Grubu ile buluşmak kararında idi. 12 nci Tümenden bir iki taburu Küçük Aslıhanlar'a göndermişse de Türklerin 23 ncü Tümeninin karşı koyması üzerine bu taburlar Çal'a geri çekilmişlerdi. 4 ncü Türk Kolordusuyla muharebe eden diğer birlikler de kolay kolay çekilemiyorlardı. 29/30 Ağustos gecesi muharebenin pek yakından devamı ve 14 ncü Türk Süvari Tümeninin kuzeyden yaptığı baskınlar birlikleri fazla karıştırmış ve sabaha kadar Çalköy dolaylarında toplanamamışlardı. 30 Ağustos 1922 sabahı güneş doğduğu halde karışık birçok birlikler Hamurköy'den Çal'a gelmekte, bir kısmı da Çal'dan Allıören'e gitmekteydiler. 30 Ağustos 1922 saat 01.00'den bir saat sonra General Trikopis de Çalköy'e gelmişti. Birlikleri pek karışık bulduğundan hemen düzene sokturdu ve ortalık ağarınca yoklama yaptırdı. Başlarında tümen komutanları da bulunan 4 ncü Tümen pek zayıf mevcutlu idi (General Trikopis'e göre 300–400 er). Bu tümen 28 Ağustos 1922'de Balmahmut muharebesinde fazla yıpranıp dağılmış, bir kısmı da 1 nci Tümenle beraber Dumlupınar'a çekilmişti. 5 nci Tümen 29/30 Ağustos 1922 gecesi, emir gereğince, Çalköy'e gelmemiş, köyün güneyinden tarlalardan batıya yürümüştü. Küçük Aslıhanlar güneyine vardığında 23 ncü Tümen birlikleriyle karşılaşmış, yaptığı muharebede bozularak dağılmış, tümen komutanıyla bir kısmı Ağaçköy üzerinden 30 Ağustos 1922 sabahı Kızıltaş vadisi yoluyla batıya çekilmiş, bir kısmı da kuzeye yürüyerek Çal batısında toplanmış, iyi bir durumda idi. 13 ncü Tümen, 2 nci ve 3 ncü Alayları ve dağ Skoda topçu taburuyla Çalköy güneyinde toplu durumda bu tümenin 42 nci Alayı Arapgediği'nde 23 ncü Tümen birliklerine karşı gediği savunmakta, 9 ncu Tümen de Çalköy güney batısında toplanmıştı. 1 nci ve 2 nci Kolordular karargâhları, 1 nci ve 2 nci Skoda topçu taburları 150 kamyon, ordu ve kolordu seyyar hastaneleri, kollar, ağırlıklar ve bağlı birlikler Çalköy ve güney-batı derelerinde toplanmaktaydılar. Erzak ve cephane azalmıştı. Ortalık ağarınca Türk topçusu ateşe başladı.

13 ncü Tümen Çalköy ve güney-batı sırtlarında küçük Adatepe (Nasuhtepe hariç) kesiminde güneye karşı savunma düzeni almaya başladı. 9 ncu Tümen, Küçük Aslıhanlar güney tepelerine gönderildiyse de 23 ncü Tümen birliklerinin ateşleri altında dağılarak çekildi ve 13 ncü Tümen mevziinin batısını uzatarak Adatepe'lerde güney-batı ve batıya karşı savunma mevziine girdi. 4 ncü Tümenden kalanlar da 9 ncu Tümenin kuzeyindeki Ardıçlıtepe'de batıya karşı savunma düzeni aldı.

Artık Dumlupınar'a çekilemeyeceğini anlayan General Trikopis, Çalköy-Allıören-Keçiler-Dümenler yoluyla Banaz'a çekilmeye karar verdi. Orada General Franko Grubuyla buluşacağını umuyordu.

Saat 11.30'da verdiği emirde: "12 nci Tümen başta olmak üzere sırasıyla 4 ncü Tümen, ağırlıklar, bağlı birlikler, 9 ncu Tümen çekilecekler, 13 ncü Tümen artçı olarak, 5 nci Tümen iki taburla yürüyüş kolunun iki yanında yancı olarak yürüyecekti."

Saat 13.00'de 12 nci Tümen Çal-Allıören yoluyla yürüyüşe geçti. Saat 14.00'de kuzeyden Türk 61 nci Tümen birliklerinin önce topçu bir az sonra da piyade ve makineli tüfek ateşine uğradı. Daha sonra bu tümenin piyadelerinin de ilerlemeye başladıkları görülünce 12 ncü Tümen mecburi olarak yürüyüş kolunu durdurdu. Birlikler sağa dönerek kuzeye karşı mevzi aldılar. 5 nci Tümenden bir kısım birlik de batı kanadını uzattı. Muharebe pek şiddetli oluyordu. Kuzeyden doğudan ve güneyden yapılan topçu ateşleri de fazla kayıplar verdiriyordu. Saat 15.00'de Türk topçu ateşi etkisini artırdı. Saat 16.00'da bu etki son hadde çıkmış, mevzideki bataryalar tahrip edilmişti. General Trikopis'in elinde ihtiyat (yedek) bulunan 5 nci Tümenden kalan birliklere 12 nci Tümenin doğu kanadını uzatmak üzere Çalköy kuzey-batısında mevzi aldırdı. Yunan Ordusu Komutanlığı bu durumda akşama kadar bulundukları mevzileri savunmak ve gece aynı yoldan çekilmek kararında idi.

                     (e) Adatepe'nin   Ele   Geçirilmesi   ve   Gece   Muharebeleriyle   1 nci  ve  2 nci  Yunan Kolordularının Büyük Kısmının Ortadan Kaldırılması:

1 nci Ordu birliklerinin muharebeleri:

30 Ağustos 1922 saat 15.00'de Başkomutan ve 1 nci Ordu Komutanı durumu görmek üzere Akçaşehir'den Bakırcıtepe'ye geldiler. 4 ncü Kolordu Komutanı da burada idi. Kolordu Komutanı, saat 14.00'de taarruza başlanmasını emrettiği halde tümenler dağınık olarak ve oldukça karışık olduklarından düzenlenebilmeleri ve yeni bölgelerinde taarruz düzeni almaları bu saate yetişemeyeceğinden ikinci bir emirle taarruz saatini 15.00'e çıkarmışsa da uzatılan bu zamanın da yeter olmadığı, yapılan gözetlemede görülüyordu. Tümenler henüz yürüyüş halindeydiler. Bunun üzerine, duruma daha yakından hakim ve birliklere etkili olarak muharebeyi sonuçlandırmak için Başkomutan, 1 nci Ordu Komutanı, 4 ncü Kolordu Komutanı saat 15.30'da 11 nci Tümenin gözetleme yeri olan Zafertepe'ye gittiler.

4 ncü Kolordunun taarruzu:

Başkomutan ve 1 nci Ordu Komutanı Zafertepe'ye çıktıkları zaman gördükleri manzara şu idi: Yunanlılar tekmil ağırlıkları ortada, dört tarafa karşı savunma düzeni almışlardı. 4 ncü Kolordu doğu, güney ve güney batıdan Yunanlıları kuşatmış bir durumda, 11 nci Tümen birlikleri taarruza başlamış, bir kısmı da yanaşmakta idiler. 2 nci Ordunun 16 ncı ve 61 nci Tümenleri de kuzeyde bulunuyorlardı.

11 nci Tümen:

70 nci Alay önce hızla ilerlediyse de arazi sarplığı ve solundan ilerlemekte olan 5 nci Kafkas Tümeninin 9 ncu Alayının, henüz kendi hizasına gelmemesi üzerine taarruz ağırlaştı. Hücumun daha etkili olması için, Ordu Komutanı, bir alayın daha 70 nci Alayla Çalköy arasından ilerlemesini emretmesiyle 126 ncı Alayını sağda birinci hatta süren tümen komutanı kendisi de ön hatlara giderek taarruzu ilerletti, bazı bataryalarını daha ileri aldı. Saat 17.00'de 5 nci Kafkas Tümeninin 9 ncu Alayı ile hücum taburu Zafertepe - Örentepe hattına yaklaştılar. Saat 18.30'da 11 nci Tümen gözetleme yerinden Başkomutan, 9 ncu Alayın aracılığı ile 5 nci Kafkas Tümenine gönderdiği emirde: "Tümenin süngü hücumu ile düşmanı atmasını ve Adatepe'yi mutlaka zaptetmesini" istedi. Bu emir ağızdan ağıza bütün birliklere yayıldı. Birlikler yarış edercesine büyük bir hızla ilerlemeye başladılar. 9 ncu Alay Berberçam tepesini zaptetti. Buradaki Yunanlılar ağır kayıplarla 300 metre kadar gerideki mevzilere çekildiler.

Saat 17.00'de hücum taburu ile 10 ncu Alay da 9 ncu Alay hizasına varmış ve Dumlupınar yolunu geçmiş bulunuyorlardı.

5 nci Kafkas Tümeninin topçusu ve ordunun ağır topçu alayı saat 17.00'den itibaren ateş hızını son hadde çıkarmışlardı.

Saat 19.00'da 11 nci ve 5 nci Kafkas Tümen birlikleri Yunan mevzilerine 100 metreye kadar yaklaştılar. Zayıf bir düşman topçusu tevkif ateşi açtıysa da az zamanda bütün topları susturuldu.

15 dakika devam eden bir topçu imha ateşi peşinden iki tümen birden hücuma kalkarak saat 19.25'de Yunan mevzilerine girdiler. Direnmek isteyen Yunanlılar süngülendi, kaçabilenlerin çoğu ayakta yapılan şiddetli ateşleriyle yok edildi.

Birlikler ilerledikçe cephe daralmış birlikler birbirine karışmışlardı. Komşu birliklerden de zararlı yan ateşleri geliyordu. Bu durumdan faydalanan Yunanlılar 9 ncu Alayın sağ yanı ile 70 nci Alayın sol yanına, saat 20.25'de son bir karşı taarruza kalktılar. Yapılan süngü muharebesiyle geri atıldılar.

Ufak bir duraklama ile birliklere çeki düzen verildi, gece karanlığında tekrar ilerlemeye devam olundu. Saat 20.50'de tepeler hattına kadar olan arazi (Küçük Adatepe'nin ün yüksek noktası "Nasuhtepe" - 1128 hattı) Yunanlılardan tamamen temizlendi. Bu sırada Kolordudan: "düşman her taraftan sıkışmıştır, bir karşı taarruzla kendisine yol açmak istemesi umulmaktadır. Birlikler mevzilerinde savunmaya hazır bulunmalıdır" emri geldiğinden daha ileri gidilmekten vaz geçildi. Fakat bu emir kolordunun en sağında bulunan 126 ncı Alaya ulaşamadığından bu Alay saat 23.30'da bomba ve süngü hücumu ile Yunanlıları tutunmak istedikleri son mevzilerinden de attı, 1149 rakımlı tepe - Kanlıköprü'ye kadar da takip etti. Bu suretli bölge düşmandan tamamen temizlenmiş oldu. 11 nci Tümenin iki alayı cephede durumlarını sabaha kadar muhafaza ettiler. Diğer birlikleri Çalköy'ün iki kilometre güneyinde yol üzerinde sabahladılar. 5 nci Kafkas Tümeni de kendi bölgesini Yunanlılardan temizledikten sonra iki alayı ve hücum taburu ile geceyi muharebe durumunda geçirdi. İhtiyatındaki 13 ncü Alayını Küçük Adatepe'deki 10 ncu Alayına gerisine yanaştırdı.

23 ncü Tümenle 3 ncü Kafkas Tümeninin taarruz ve hücumları:

23 ncü Tümen; sağda Hücum Taburu, solda 31 nci Alay olmak üzere saat 17.30'da Büyük Adatepe doğrultusuna ilerlemeye başladılar. Bir dağ ve bir sahra bataryası da ileriye yanaştırıldı.

69 ncu Alay, bir taburu ile Hücum Taburunu, diğer bir taburu ile 31 nci Alayı izleyerek ilerledi. 68 nci Alay bugün Arpaagediği'ni zaptetmiş ve az bir direnmeden sonra 5/42 Evzon Alayı da çekilmişti. Bu alayın karşısında yalnız Yunanlılar hesabına çalışan Memiş çetesi kaldığından gediğin elde bulundurulması için bir tabur bıraktırılarak Elmacıkalanı civarına tümen ihtiyatına getirildi. Saat 23.30'da Hücum Taburu ile 31 nci Alay süngü hücumu ile Büyük Adatepe'yi ele geçirdiler. Ancak, tepeler birbirini takip ettiğinden ve Yunanlılar da her tepeyi savunduklarından, gecenin fazla karanlığı ve arazinin sarp ormanlık oluşu mevzi içinde ilerlemeyi ağırlaştırıyordu. Doğu ve kuzeydeki komşu birliklerin ateşleri birinci hattaki birliklere zarar vermeye başladığından Tümen Komutanının emriyle yalnız süngü ve bomba ile muharebeye devam edilerek Büyük Adatepe kesimi de Yunanlılardan temizlendi. Saat 24.00'de bütün kolordu bölgesinde ateş kesilmişti. Yalnız 31 nci Alayın Büyük Adatepe'de işgal ettiği yerlerde Yunanlılar 600 kadar ölü ve 50 esir bırakmışlardı.

3 ncü Kafkas Tümeni:

Fazla yorgun olmasından ve arazinin sarplığından dolayı 23 ncü Tümenin taarruzuna ayak uyduramadı. Öncüde bulunan 8 nci Alay, Kolbaşısı ile saat 19.00'da Ağaçköy'e varır varmaz 23 ncü Tümenin batısından Büyük Adatepe kuzey-batı yamaçlarına (Ardıçlıtepe) taarruza başladı. Tümenle beraber gelen iki dağ bataryası Ağaçköy'ün güney-batı ormanında mevzilenerek Adatepe'ye ve kuzeyine ateş açtılar. Tümen süvari bölüğü 23 ncü Tümen Süvari Bölüğü ile saat 21.00'de 8 nci Alayın solundan Kızıltaş vadisi doğrultusuna sürüldü ve dağınık olarak çekilen düşman erlerine saldırdı. 8 nci Alay saat 23.30'da Ardıçlıtepe'yi işgal etti. 11 nci Alay da 8 nci Alayın peşinden Ağaçköy'e geçmişti. Saat 21.00'de tugay komutanı emrinde olarak, Kızıltaş boğazını kapatmak üzere Ağaçköy - Keçiler yolu ile kuzey-batıya yürütüldü. Alaylar ilerledikçe 8 nci Alayla 11 nci Alayın arası açılıyor ve büyük bir boşluk kalıyordu. 7 nci Alay ise henüz meydanda yoktu. Bu boşluğu kapatmak üzere, 23 ncü Tümenden bir tabur istendi. 68 nci Alayın bir taburu gönderildiyse de bu tabur saat 24.00'de Ağaçköy'e vardı ve 8 nci Alayın sol gerisine yanaştırıldı. Kızıltaş vadisini kapatmak üzere Ağaçköy-Keçiler yoluyla hareket eden 11 nci Alay vadiye kadar ilerlemeyerek tahminen, Adatepe ve kuzeyinden karışık bir surette çekilen Yunanlılar Kızıltaş vadisinde Türk birlikleriyle karşılaşmadan Keçiler-Uysu yoluyla savuşmuşlardı. Tümen birlikleri geceyi aynı durumda geçirdiler.

12 nci Tümen:

Saat 17.30'da Hamurköy kesiminde toplanan tümen birlikleri, saat 18.30'da kolordu ihtiyatı olarak hareketle saat 20.30'da Arpalı dolaylarına gelip gecelediler.

 

Adatepe kuzeyindeki 2 nci Ordu Birliklerinin muharebeleri:

16 ncı Tümen:

16 ncı ve 61 nci Tümenin sekiz bataryadan oluşan topçuları saat 17.30'da ateş hızlarını son hadde çıkardılar. Piyadeler de Yunan mevzilerine 300–400 metreye yanaştılar. Çalköy güneyinden 126 ncı Piyade Alayının ilerlediği görülüyordu. Saat 16.00'da 61 nci Tümene ordunun emrini götüren subay gelerek Yunanlıların 61 nci Tümene taarruz etmekte olduklarını bildirdi. Bu sırada Başkomutanlıktan Zafertepe'den Tümene gelen bir subay da; Yunanlıların 61 nci Tümene taarruz ettiklerini, bu tümene yardım edilmesi emrini bildirmesi üzerine 16 ncı Tümen Komutanı, ihtiyatta bulunan 43 ncü Alayla Hücum Taburunu Akpirim tepesine yanaştırdı. Akyol tepesindeki batarya da Kızıltepe'ye mevzi değiştirdi.Tümen komutanı saat 18.15'de Akpirim tepesine, 61 nci Tümen gözetleme yerine gitti. Yunanlıların taarruzu üzerine Bileyik ve Erikli tepelerine kadar ileri kaymış birliklerin Akpirim tepeleri hattına kadar çekildiklerini, Yunan taarruzunun durdurulduğunu, 61 nci Tümenin henüz muharebeye girmemiş bir alayının ihtiyatta olduğunu öğrendi. Ortalık kararmak üzereyken 43 ncü Alayla Hücum Taburu Akpirim gerisine yanaşmış bulunuyorlardı.

61 nci Tümen:

Saat 17.00'de tümen komutanının orduya verdiği raporda bugün yaptığı muharebeler izah ediliyor ve mümkünse bir süvari tümeninin kendi batısına gönderilerek, Yunanlıların çekilme yolunun tamamen kapatılmasını teklif ediyordu. Ortalık kararmak üzereydi. İki tarafında kayıpları önemliydi. 190 ncı Alaydan bir tabur, Kaletepe'deki 159 ncu Alayın 1 nci Taburunu değiştirdi ve 159 ncu Alayın bu taburu da en batıya, Kurttepe güney yamaçlarına mevzilendirilerek alayın batı kanadı uzatıldı. Yunanlılar Allıören köyü kuzey yamaçlarını fazla kuvvetle tutmaktaydılar. Tümen süvari bölüğü, gece yarısı gelen 16 ncı Tümen Süvari Bölüğüyle beraber Keçiler vadisini kapatmak üzere Abya deresi batısındaki Bakacaktepe'ye gönderildiyse de bölükler, 31 Ağustos sabahı olduğu halde, oraya varamamışlardı. Bu suretle 61 nci Tümenle 3 ncü Kafkas Tümeni arasında dört buçuk kilometrelik bir boşluk kalmış ve Adatepe'deki Yunan birlikleri de bu boşluktan faydalanarak batıya çekilmişlerdi.

Mustafa Kemâl Atatürk Ve Komuta Heyeti

Saat 19.00'da Zafertepe'den 4 ncü Kolordu Komutanının 6 ncı Kolorduya gönderdiği yazıda:
 
Başkomutan şimdi yanımdadır. Şu hususları soruyorlar:
a. Karargâhınız nerededir,
b. Tümenler nerededirler,
c. Ordu Komutanı nerdedir,
d. Cephenin son emrini aldınız mı?
e. Başkomutan, paşalarla görüşmeği arzu etmektedirler,
Acele cevap verilmesi.

2 nci Ordu Komutanı bu saatte Çalköy kuzey-doğusunda (Yanıklı veya Gökseki tepesi olması muhtemel) bulunuyordu. Başkomutanın sorularına şu cevabını arz etti.

"Ben, 6 ncı Kolordu Komutanı ve Kurmay Başkanı ile Çalköy'ün kuzey-doğu sırtlarında gözetlemeyle meşgulken 4 ncü Kolordu aracılığııyle suallerinizi aldım. 6 ncı Kolordu karargâhı ve ben Beşkarış'tayım, Karargâhım Egret'tedir. 17 nci Tümen Hamurköy bölgesinde, 16 ncı Tümen Çalköy'ün kuzey-batısında muharebede, 61 nci Tümen Allıören civarında muharebede, 1 nci Tümen ve 3 ncü Kolordu Karargâhı Altıntaş'dadır. Cephenin son emri hangisidir, kestirilemedi, Seyitgazi bölgesinde durum malumdur. Buradan akşama doğru tekrar bilgi alacağımı umuyorum."

Bugün akşamüzeri ve gece 4 ncü Kolordunun yaptığı taarruzlara 2 nci Ordu birlikleri katılmadılar. Saat 21.00'de Akpirim tepesinden 16 ncı Tümen Komutanının verdiği emirde; yarın sabah taarruza devam edileceği, birliklerin bulundukları durumda istirahat etmeleri, Yunanlıların bir çıkış teşebbüsüne karşı uyanık bulunmaları isteniyordu. 2 nci Ordu cephesinde saat 24.00'e kadar karşılıklı ateş muharebesi yapılmakla yetinilmiş, 4 ncü Kolordu birlikleriyle karışıp bir yanlışlığa meydan verilmemek için taarruz edilmemişti.

Ortalık karardıktan ve Yunan mevzileri zapt edildikten sonra, Başkomutanla 1 nci Ordu Komutanı Dumlupınar istasyonuna gittiler. Batı Cephesi Karargâhı Afyon'da, 2 nci Ordu Karargâhı Beşkarışhöyük'te gecelediler.

2 nci Ordu Komutanı 31 Ağustos 1922 saat 01.25'te verdiği emirde 61 nci Tümenin 6 ncı Kolordu emrine verildiğini bildirdi. 17 nci Tümenin daha batıya kaydırılarak Allıören-Çal kesimindeki Yunanlılara taarruz edilmesini ve batıya çekilmelerinin önlenmesini istedi. Gece birliklerde bir hareket olmadı. 17 nci Tümen 31 Ağustos 1922 sabahı Hamurköy kuzeyinden batıya yürüyüşe geçti.

                       (f) Yunan Ordusu asıl kuvvetlerinin Adatepe'de son savunması ve kurtulabilenlerin Kızıltaş deresinden çekilişleri:

Alınan esirlerden, bugün Adatepe bölgesinde Yunanlıların 4 ncü, 5 nci, 9 ncu, 12 nci, 13 ncü Tümenleriyle 1 nci, 2 nci Kolordu karargâhlarının bağlı birliklerinin ve Kolordu, Ordu topçularının bulunduğu öğrenildi. Yunanlılar muharebe meydanında silah, cephane ve bütün ağırlıklarını terk etmiş ve sabaha karşı ancak beş, altı bin kişilik bir kuvveti Keçiler doğrultusuna çekilebilmişti.

General Trikopis'in raporuna göre, her taraftan yapılan Türk taarruzları pek şiddetlenmişti. Saat 19.00'da 1 nci Yunan Kolordusu komutanı, geceye kadar bütün mevzilerin savunulmasını ve geceleyin, evvelki emir gereğince 12 nci Tümen, ağırlıklar, kollar, bağlı birlikler, 9 ncu ve 13 ncü Tümenler sırasıyla Kızıltaş vadisi - Dümenler - Banaz yoluyla yürüyüşe devam olunmasını emretti.

Saat 18.30'dan itibaren Yunan topçusu susturulmuştu. Yer yer panikler başladı. Ortalık kararınca panikler bütün birliklere sirayet etti. Çekilme yolu üzerinde bulunan 12 nci Tümende de panikler oluyor ve topçular koşum keserek hayvanlara atlayıp dörtnal batıya kaçıyorlardı. Ortalık karmakarışık olmuştu. Yalnız 13 ncü Tümen saat 20.00'ye kadar mevzilerini savundu ve 20.30'da bu tümen de diğer tümenlerle beraber düzensiz bir şekilde çekilmeye başladı. Kolordu Karargâhları da 20.30'da hareket etti, kılavuz yoktu. Bütün birlikler karışık bir surette, Kızıltaş vadisinden çekiliyorlar, bir kısmı da Dumlupınar'la Kızıltaş deresi arasındaki dağlara (Murat Dağları) kaçıyordu. Yunanlılar bütün ağırlıkları ile tekerlekli araçlarının hepsini, tekmil toplarını bırakmışlardı. 4 ncü, 5 nci, 9 ncu, 12 nci, 13 ncü Tümenler ve 1 nci, 2 nci Kolordu karargâhı ve bağlı birlikleri tamamıyla erimişti. Muharebe meydanında 4 ncü Tümen karargâhı ve bütün evrakı, araçları, telsiz istasyonu, birçok yük ve binek otomobili, sayısız silah, cephane ve gereç bırakılmıştı. Yalnız 11 nci Tümen kesiminde 25 top ele geçmişti. Sağ kalan Yunanlılar nereye kaçtıklarını bilmiyorlardı. Esirler cephanelerinin azaldığını, ekmeklerinin hiç kalmadığını bildirmişlerdi. General Trikopis, raporunda 30 Ağustos 1922 sabahı Çal'da yaptırdığı yoklamada mevcudu çok az gösteriyor ve 29/30 Ağustos 1922 gecesi 25.000 kişinin Kızıltaş vadisinden batıya çekildiğini, yanında ancak 28 bataryadan 10 dağ ve üç sahra bataryasıyla 6.000 kişinin kaldığını bildiriyorsa da, bunlar ancak General Trikopis'le çekilen kuvvetlerdir. 30 Ağustos 1922 günü dört yandan yapılan gözetleme ve muharebe ile alınan esirlerden bu bölgedeki kuvvetlerin 30.000'den aşağı olmadığı anlaşılıyordu.

 

(g) 5 nci Süvari Kolordusunun harekât ve muharebeleri:

29/30 Ağustos 1922 gecesini Kolordu Karargâhı ve 2 nci Süvari Tümeni Kurtköy'de, 14 ncü Süvari Tümeni Eydemir - Akpirim tepesi Mecidiye'de, 1 nci Süvari Tümeni Beşkarışhöyük'te geçirdiler. Kolordu Komutanı 6 ncı Kolordusunun kendi bölgesine geldiğini, Çalköy - Allıören doğrultusunda taarruz edeceğini biliyordu. Ordudan henüz bir emir almamıştı. Durumu şöyle düşünüyordu. Ordunun, önceden hazırlanmış Dumlupınar mevzilerine taarruzunda, Süvari Kolordusunun görevi Yunan Ordusunun gerisine düşmekti. Dumlupınar mevziinin kuzey yanı Arapgediği'ne dayanıyordu. Daha batısında Murat dağları vardı. Bu dağ sarp ve yolsuzdu. Belli başlı geçitlerini Yunanlılar küçük müfrezelerle tutarlarsa kolordunun hareketlerini durdurabilirler, kayıp da verdirirlerdi. Bunun için Yunanlılar bu kesimde savunmak üzere yerleşmeden, sağ ve sollarını emniyete almadan kuzeyde açık bulunan geçitlerin birinden geçerek Yunan ordusunun gerisine düşmek gerekmekteydi. O halde önce Belova gediğini tutmak lazımdı. Yapılacak keşiflerin sonucuna göre de kolorduyu bugün ilerletmek uygun olurdu. Bunun için 29 Ağustos 1922 saat 21.00'de şu emri verdi (özet):

"...1 nci Ordumuz, batıya çekilmekte olan düşmanın Dumlupınar mevzilerine yerleşmesine meydan vermemek için aralıksız ve şiddetle takip etmektedir. 2 nci Ordunun 61 nci Tümeni Kurtköy'e, 6 ncı Kolordusu Beşkarışhöyük bölgesine gelmişlerdir. Düşmanın Uşak doğrultusuna çekilmesini önlemek için kolordumuz bu gece yürüyüşe geçecektir. 2 nci Süvari Tümeni Gökçeler - Çal - Ören yoluyla kuzey-batıya yürüyerek yarın öğleye kadar Tava köyüne varmış bulunacak, tümen karargâhı Ören'de olacaktır. 14 ncü Süvari Tümeni Eydemir - Abya - Karabel yoluyla Şeyhler - Saraycık - Alıncak dolaylarına 30 Ağustos 1922 sabahı varmış olacak. Tümen karargâhı Şeyhler'de bulunacaktır. Düşmanın hareketlerimizi görmemesi için tümen, 30 Ağustos sabahı gün ağarmadan Karabel'i aşmış bulunmalıdır. Tümenler yürüyüş hedeflerine önceden keşif kolları gönderecek ve hedeflerine vardıklarında sıkı emniyet düzeni alacaklardır. Düşmanın herhangi bir doğrultudan taarruzu halinde tümenler birbirlerine yardım edeceklerdir. Yarınki konma bölgeleri düşmana katiyen sezdirilmeyecektir. Kurtköy - Tava kuzeyinde 2 nci Tümen, güneyinde 14 ncü Tümen başlıca yollar üzerinde keşif yaptıracaklardır. İaşe satın alma yoluyla yapılacaktır. Ben Aslıhanlar'a gideceğim."

1 nci Süvari Tümenine: 30 Ağustos 1922 sabahı Genişler-Gecik-Gökçeler yoluyla Çal-Yağcılar bölgesine ilerlemesini ve kuzey ve doğu doğrultularının demiryoluna kadar ve Kütahya - Altıntaş yolunu keşfetmesini emretti.

30 Ağustos 1922 sabahı, kolordunun bulunduğu Kurtköy'e gelen Genelkurmay Başkanı, kolordunun bugünkü durumunu ve hareketlerini uygun buldu ve 1 nci, 2 nci Ordular hakkında bilgi vererek kolorduyu aydınlattı.

Süvari tümenleri, kolordu emri gereğince, 30 Ağustos sabahı şiddetli yağmur altında hareket ettiler. Öğleden sonra 2 nci Süvari Tümeni 2 nci Alayı ile Tava, 4 ncü Alayı ile Tokul, diğer birlikleriyle Ören'de; 14 ncü Süvari Tümeni 3 ncü Alayı ile Şeyhler, 5 nci ve 54 ncü Alaylarıyla Saraycık'da; 1 nci Süvari Tümeni de 10 ncu, 11 nci, 34 ncü Alaylarıyla Yağcılar, 14 ncü ve 21 nci Alayları ve kolordu topçusu ile Çal'da konmaya geçtiler. Tümenler hareketten önce Kütahya - Altıntaş şosesiyle Arslanapa, Çavdarhisar, Armutçuk, Yağmurlar, Cebrail, Göynük, Çukurviran doğrultularına keşif kollarını göndermişler, Kütahya - Gediz şosesinde Yunanlılara rastlamamışlardı.

1 nci Ordu Komutanlığının 29 Ağustos 1922 saat 12.30'da yazılmış emri bugün 30 Ağustos saat 11.00'de kolorduya geldi. Bu emirde 5 nci Süvari Kolordusunun bütün kuvvetiyle ordunun sağ yanından batıya ilerleyerek Altıntaş - Dumlupınar ve Kütahya - Gediz yolları arasından Murat dağlarını aşıp Uşak doğrultusunda çekilen düşmanı şiddetle takip ve önlemek görevi verilmişti. Kolordu, bugün yaptığı harekâtı bu emre uygun bulduğundan bir değişiklik yapmadı. Eğret baskınında Yunanlıların içinde kalıp bugün Kurtköy'de kolorduya katılan 2 nci Süvari Tümeni'nde görevliKurmay Yüzbaşı Cevdet'den, 1 nci Kolordunun Toklusivrisi'ni alıp Kaplangı dağına ilerlemekte olduğu, demiryolu boyunca Yunanlıların arkası kesilerek Murat dağları kuzeyinden Keçiler - Belova doğrultusunda çekilmek zorunda bırakıldıkları öğrenildi. Kolordu komutanı saat 14.00'de Kurtköy'den şu emri verdi (özet):

"Uşak demiryolu boyunca gerisi kesilen düşman, Keçiler - Belova doğrultusunda çekilmektedir. Süvari kolordusu güneye dönerek düşmanı Çukurviran batısına geçirmeden Kızıltaş deresinde yok etmek için 14 ncü Süvari Tümeni Şeyhler'den hemen hareketle, Eskioğuzlar tepelerini (Oysu ile Saraycık arasındaki Kızılyokuş) güneye karşı işgal ve bu doğrultudan çekilen düşmanı durduracaktır. 2 nci Süvari Tümeni de 14 ncü Süvari Tümeninin batısındaki Kaştakalan (Belova gediğinin iki kilometre kuzeyinde) civarında Belova gediğini hakim sırtı tutarak düşmanın daha batıya geçmesine engel olacak ve batıya çekilmek isteyen düşmanı 14 ncü Süvari Tümeniyle beraber yok edeceklerdir. 1 nci Süvari Tümeni ise, bu muharebeye katılmak için Çal bölgesinde hazır bulunacaktır."

Bu emir atlı habercilerle tümenlere gönderildi. Kolordu emrini saat 19.20'de alan 14 ncü Süvari Tümeni Saraycık'daki 54 ncü Alayın Kızılyokuş üzerinden Kızıltaş vadisine inen yolların keşfedilmesini ve emniyette bulundurulmasını, 5 nci Alayın Saraycık-Kaştakalan doğrultusunu keşfetmesini, hareket için ayrı emir vereceğini bildirdiyse de başka bir emir vermedi ve tümen birlikleri 30/31 Ağustos 1922 gecesini bulundukları durumda geçirdiler. 2 nci Süvari Tümeni kolordu emrini saat 19.45'de aldı. Keşif kollarından daha önce gelen bir rapordan; saat 18.00'de Keçiler vadisinden 5 nci Yunan Tümeninin bazı parçalarının batıya geçmekte olduğunu, 54 ncü Süvari Alayının Saraycık'ın iki kilometre güneyinde düşman ateşiyle karşılaştığını, Yunanlıların boğaza hakim tepeleri tutmuş bulunduklarından daha fazla ilerleyemediğini öğrendiğinden, birliklerini Tokul'a hareket ettirdi. Tümen komutanı da Tokul'a 4 ncü Süvari Alayının yanına giderek alayı Belova gediğini doğrultusuna sürdü. Tümen bağlı birlikleri, batarya, 20 nci ve 13 ncü Süvari Alayları Tokul'da, 4 ncü Süvari Alayı Tokul'la Belova gediği arasındaki sırtlarda gecelediler. Kolordu Komutanı öğleden sonra Kurtköy'den Aslıhanlar'a gitti ve geceyi orada geçirdi.

Tümenler Çal, Tokul, Saraycık bölgelerine zamanında varmış olmalarına rağmen ve kolordudan Kızıltaş vadisini kapamaları emrini aldıkları halde 2 nci ve 14 ncü Süvari Tümenleri çekilen 5 nci Yunan Tümeninden arta kalanları yancılarıyla yalnız teması muhafaza ederek istirahatla geçirdiklerinden, 5 nci Yunan Tümeni artıkları, Murat çayı vadisinden batıya çekilme fırsatını bulmuşlardı.

5 ncü Süvari Kolordusu 26–27 Ağustos 1922'de yaralılarını Çayhisar'da sıhhiye bölüklerinde bırakmıştı. Seyyar hastanesi ancak 27 Ağustos 1922 akşamı Çayhisar'a gelerek yaralıları alıp tedaviye başladı. 30 Ağustos 1922 akşamı da Kurtköy'e vararak görevine devam etti.

 

(h) 1 nci Kolordu ve Bağımsız 6 ncı Tümenin Hallaçlar, Kaplangı muharebeleri:

1 nci Kolordunun 14 ncü ve 57 nci Tümenlerinin cephe kesimleri 29/30 Ağustos gecesi sükûnetle geçti. Yalnız 23 ncü Tümen kesiminde Yunanlılar iki defa taarruz etmişlerse de atılmışlardı.

Ordu Komutanlığının 29/30 Ağustos 1922 gecesi verdiği emri kolordu komutanı 30 Ağustos 1922 sabahı almıştı. Bu emre göre 1 nci, 4 ncü Kolorduların gece dahi düşmana şiddetle taarruz ederek netice aramaları ve 30 Ağustos 1922 günü için de düşmanı takip etmeleri isteniyor idiyse de, kolordunun 29 Ağustos 1922 günü saat 20.20'de yazdığı raporun Ordunun eline ulaşmadığı bu ordu emrinin yayınlanmasından anlaşılmıştı. Çünkü kolordu, hedeflerine varmış ve gece de taarruza lüzum kalmamıştı. Esasen emir de kolorduya 30 Ağustos 1922 sabahı gelmişti. 30 Ağustos 1922 günü için de Düzağaç - Arpagediği hattının güney batısından düşmanın takip edilmesi isteniyordu. Ancak, kolordunun en sağda olan 23 ncü Tümeni kolordu hududunun kuzeyini aşmış, Aslıhanlar bölgesinde Yunanlılarla yakın muharebe temasındaydı. Kolordu bu tümeni bulunduğu durumda bırakmak ve oradaki görevini tamamlatmak zorundaydı. Bu tümen, diğerleriyle batıya takibe katılamazdı. Durum da henüz önemini muhafaza ediyordu. Kolordu her ihtimale karşı 14 ncü ve 15 nci Tümenlerini Cafergazi-Santtepe bölgesinde bulundurmayı ve gerekirse 23 ncü Tümene veya 4 ncü Kolorduya yardımı düşünüyordu. Sabah saat 05.00'de gelen ordu emrindeki istekleri tümenlere ulaştırmak çok vakit kaybettireceğinden saat 05.007de telefonla 15 nci Tümene: Saat 06,00'da Dumlupınar köyü - Hatipler-Cafergazi doğrultusuna yürümesini, 23 ncü Tümene; düşman taarruzlarını tardetmekle kalmayıp karşı taarruzla yok etmeye çalışmasını, 14 ncü Tümene; saat 08.00'de Büyük Oturak-Banaz doğrultusuna hareket etmek üzere Santtepe kesiminde toplanmasını, 57 nci Tümene; 6 ncı Tümenin taarruzunu kolaylaştırmak için düşmanın yanını kuşatacak surette Susuz doğrultusunda takibe devam etmesini emretti ve arkasından yazılı emrini de gönderdi.

Kolordu emri tümenlere gönderilirken 23 ncü Tümenin 30 Ağustos saat 06.00'da yazdığı rapor gelince durum saat 06.30'da Orduya bildirildi. Kolordu komutanı Çiftlik yoluyla Dumlupınar istasyonuna giderken Çiftlik'te Ordu Komutanıyla telefonla görüştü. Düşündüklerini belirtti. Ordu Komutanı da kuzeyde durum aydınlanıncaya kadar 14 ncü ve 15 nci Tümenlerin hareketlerinin durdurulmasını uygun buldu. Bunun üzerine, kolordu komutanı 15 nci ve 14 ncü Tümenlerin yürüyüşlerini Cafergazi ve Oturak'da durdurarak yalnız 15 nci Tümen Süvari Bölüğünün Hallaçlar - Bahadır ve batısı, 14 ncü Tümen Süvari Bölüğünün Banaz - Derbent doğrultusuna keşfe göndertti. 57 nci Tümenin hareketini durdurmadı.

15 nci Tümen "Hallaçlar Muharebesi:

Tümen, kolordudan telefonla aldığı emir üzerine 30 Ağustos 1922 saat 06.00'da Çalışlar kuzeyindeki ordugâhından Cafergazi-Hallaçlar yoluyla hareket etti. Kolbaşı saat 08.15'de Cafergazi'ye vardığında kolordu emrine göre istirahete geçti. Süvari bölüğünü Hallaçlar - Bahadır ve batısına keşfe gönderdi.

14 ncü Tümen sabah erken, Büyük Oturak-İslamköy yoluyla hareket etmişti. Kolordunun Santtepe bölgesinde toplanıp beklemesini isteyen birliklerini Büyük Oturak dolaylarında durdurdu. Bu sırada Yunanlılar batıdan topçu ateşi açtılar.

Dumlupınar istasyonunda bulunan 1 nci Kolordu Komutanı saat 13.00'de 1 nci Ordu Komutanlığının; "Kolordunun Dumlupınar-İslamköy-Uşak şosesiyle Sultanoğlu-Susuz-Kapaklar - Kuyucak hattı arasından ilerleyerek rastlayacağı düşmanı yok etmesini ve kolordunun 30 Ağustos akşamı İslamköy-Ahat hattına varmasını, 2 nci Kolordunun 30/31 Ağustos gecesini Büyük Oturak - Paşacık kesiminde geçireceğini, 23 ncü Tümenin, 4 ncü Kolordu ve 6 ncı Tümenin 1 nci Kolordu emrine verildiklerini, cephanenin Akçaşehir'den tamamlanacağını ve erzakı tümenlerin, bulundukları bölgelerden tedarik etmelerini, ordu karargâhının 30 Ağustos 1922 akşamı Dumlupınar'a bulunacağını" bildiren emrini aldı. Kolordu komutanı da saat 14.00'de şu emri verdi (özet): "15 nci Tümen Oturak istasyonu - Hatipler üzerinden ilerleyerek öncüsüyle Kuşdemir'e varacak ve Küçük Oturak-Comburdu-Karlık bölgesini keşfedecek. 14 ncü Tümen Büyük Oturak-İslamköy üzerinden ilerleyerek öncüsüyle Derbent doğusuna varacak, Karlık - Kapaklar hattına karşı keşif yapacak. 57 nci Tümen öncüsüyle Susuz köyüne varacak ve Kızılcasöğüt - Kırka doğrultusunda keşif yapacak. 6 ncı Tümen 57 nci Tümenin güneyinden Kızılcasöğüt doğrultusuna ilerleyecek ve süvarisiyle Karaboyalık-Susuzören-Karakuyu doğrultusunu keşfedecektir. Tümenler birbirleriyle ve kolorduyla daima irtibat sağlamalıdırlar. Kolordu karargâhı 30/31 Ağustos gecesini Ekşisu'da (Banaz istasyonunun yedi kilometre kuzey doğusundaki demiryolu durak mevki) geçirecektir."

30 Ağustos 1922 saat 07.00'de Çalışlar'dan hareket eden Kolordu Ağır Topçu Taburu saat 10.30'da Cafergazi civarında mevzilenerek Hallaçlar sırtlarında görülen düşmana ateş açtı.

14 ncü Tümen bölgesinde Yunanlılar görülmüyordu. Yalnız saat 14.00'de Düzlüce kuzey-batı sırtlarında zayıf bir Yunan kuvveti vardı.

Kolordu Komutanı saat 14.40'da Cafergazi'ye, 15 nci Tümen gözetleme yerine gelerek, kolordu emrini henüz alamayan 15 nci Tümen Komutanına ağızdan emrini verdi. Tümen de 45 nci Alayın bir taburunu kolordu topçusunun emniyetine bırakarak saat 15.20'de 56 ncı Alay ve bir dağ bataryası önce de olarak Hallaçlar yoluyla hareket etti. Öncü, Cafergazi türbesinin dört kilometre batısındaki Kazviran deresine vardığında ve büyük kısım Cafergazi batı yamaçlarından inerken Hallaçlar bölgesinden Yunan topçusu ateş açtı. Birlikler kayıp vermeksizin derelerin yamaçlarına yanaştılar. Öncüdeki batarya mevzie girip düşman topçusuna ateş açtı. Öncü öncüsü açıldı, topçu ateşi altında ilerleyerek Hallaçlar köyünün kuzeyindeki yamaçlarda mevzilenerek taarruzu destekledi. Bu sırada kolordu komutanı Cafergazi'den Büyük Oturak köyüne inip Yunan topçu ateşleri altında Oturak köyü batısındaki tepeye çıktı. Yaptığı gözetlemede iki batarya ile desteklenen Yunan birliklerinin Hallaçlar köyünün kuzey ve güneyinde (7 nci Yunan Tümenidir) savunma mevziinde olduğunu gördü. Bunun üzerine tümene; öncü öncüsüyle bu işi başaramayacağını, tekmil öncüsüyle taarruz etmesini emretti. Kolordu topçusundan da bu taarruzu desteklemesini istedi. Ortalığın kararmasına rağmen saat 20.00'de 56 ncı Alay tekmil kuvvetiyle taarruza devam ediyor, Yunanlılar inatla direniyor ve fazla miktarda tüfek bombası kullanıyorlardı. Tümen Komutanı süngü hücumu ile düşmanı atmasını, yolun açılmasıyla tümeni, büyük kısmı ile yürüyüşe devam ettireceğini, alayın arkasından yürüyüş koluna katılmasını 56 ncı Alay Komutanına emretti. Alay saat 23.00'den önce Hallaç köyü kuzeyindeki tepelere, biraz sonra da köyün güneyindeki tepelere yaptığı süngü hücumlarıyla Yunan mevzilerini ele geçirdi. Yunanlılar fazla kayıplar vererek batıya çekildiler ve çok sayıda silah, cephane ve gereç bıraktılar. Alay işgal ettiği mevzilerde emniyet düzeni aldı ve geceledi. Alayın bir subay, 18 er şehidi; 71 er yaralısı ve 22 er kaybı vardı.

Tümenin büyük kısmı, 56 ncı Alayın gerisinde Kozviran ve doğusundaki derelerde toplu bulunuyordu. Yunanlılara yeniden tutunma imkânı vermemek için durum kolorduya bildirilerek 31 Ağustos 1922 saat 01.00'de öncüde 45 nci Alay olarak hareket etti. Öncü Alayı Hallaçlar'ın bir kilometre batısına vardığında yeniden düşman ateşiyle karşılaştı. İlerlemeyi uygun bulmayan tümen komutanı büyük kısmı Hallaçlar köyünde topladı. Emniyet birliklerini köyün dört kilometre batısındaki tepeler hattına kadar sürerek bölgeyi tarattı. Yunanlıların 5 nci Tümeninden bir subay ile 10 esir alında. Gece Hallaçlar bölgesinde geçirildi.

14 ncü Tümen:

Bugün kolordu emriyle saat 16.00'ya kadar Büyükoturak çevresinde kaldı.

57 nci Tümen "Kaplangı Muharebeleri:

Tümen Komutanı, ortalık ağarınca 1364 rakımlı tepede bulunan 39 ncu Alayın yanına gitti. Bu alay gece ormanlardan yürüdüğünden fazla yorulduğu için daha ileri gidememişti. Alaya hemen Kaplangı dağını (1432 rakımlı Dede tepesi) ele geçirmesini emretti. Alay ilerlemeye başladı. Arazi sık ormanlık, yamaçlar fazla dik ve derindi. İlerleme ağır oluyordu. 1432 rakımlı Dede tepesine yaklaşınca piyade muharebesi başladı. Fakat Yunanlıların ateşi zayıftı. Saat 08.00'de 39 ncu Alay Dede tepesini ele geçirdi. 37 nci Alayla hücum taburu ve iki dağ bataryası 1364 rakımlı tepe gerisine yanaştırıldı. 176 ncı Alay meydanda yoktu. Alayın geceyi Sultanoluğu'nda geçirdiğini sanan tümen komutanı yaptırdığı aratmalara rağmen bulduramadı. Alay gece karanlığında Sultanoluğu'nu başka bir yer sanarak geceyi diğer bir yerde geçirmiş ve sabah erkenden buldurduğu kılavuzlarla birçok dolaşmalardan sonra saat 13.30'da 1364 rakımlı tepe gerisine gelebilmişti.

1364 rakımlı tepede bulunan tümen komutanı İslamköy'ün altı kilometre batısındaki Kızılcaviran dolaylarında Yunanlıların büyük topluluklarını gördü. Sabah erken güney-batıya gönderilen süvari bölüğünden saat 10.30'da gelen raporda; Hasanköy, Gümele bölgesinde Yunanlıların faaliyeti olduğu, Yeniceköy civarında düşman ateşiyle karşılaştığından fazla ileri gidemediği, 6 ncı Tümenle irtibat yaptığı bildiriliyordu. Hasanköy batısından bir alay kadar (4 ncü Yunan Tümeninin dört taburu) Yunan kuvvetinin Kaplangı dağına (Dede tepesi) açılmış olarak ilerlediği görüldü. Ayrıca Gümele'de bir iki bölük piyadesi (1 nci Tümenin 4 ncü Alayı) vardı. 37 nci Alay hemen saat 10.30'da 1364 rakımlı tepeden Hasanköy doğu sırtlarına ilerleyerek Sığıralanı sırtlarını işgal etti. İki dağ bataryası 1364 rakımlı tepede mevzilendirildi. Ancak, bataryaların mevzie girişleri pek geç oldu. Yunanlılar ise Hasanköy batısında mevzilenmiş topçusu ve Banaz istasyonundaki ağır bataryaları ile 39 ncu Alaya (1342 rakımlı Dede tepesi) şiddetli ateş açtılar. Bu sırada kolordu emri geldi. Bu durumda tümen Susuz doğrultusunda ilerleyemezdi. Ayrıca; İslamköy'ün iki kilometre güneyinden 6 ncı Tümene karşı, Yenice batısında 1178 rakımlı tepe ve Gelinciktepe'ye bazı Yunan birlikleri de (63 ncü Alayın 1 nci Taburu) yanaşıyorlardı. Saat 13.30'da 176 ncı Alay, tümen gözetleme yerine yaklaşmaktaydı. 37 nci ve 39 ncu Alaylar cephelerinde muharebe şiddetlenmiş, Yunanlılar üstün kuvvetlerle taarruza geçmişlerdi. 1/38 nci Evzon Alayı, dört taburlu mürettep alay, Kaplangı köyünde bulunan ihtiyat 5 nci Alaydan ibaret Yunan birlikleri saat 14.00'de 1432 rakımlı Dede tepesini geri aldılar. 39 ncu Alay doğuya çekildi. Bu alay geniş ve ormanlık bir cephede fazla dağılmış olduğundan 1364 rakımlı tepe ile Çorum köyü arasındaki sırtlarda (Şaptepe) güç toplanabildi. Bu alayın 1364 rakımlı tepedeki 176 ncı Alayla da irtibatı yoktu. 37 nci Alayın kuzey yanında da küçük ölçüde çekilmeler oldu ise de hücum taburunun bir bölüğü ve ağır makineli tüfeklerin yardımı ile çabuk durduruldu. Henüz 1364 rakımlı tepeye yanaşmış bulunan 176 ncı Alaya, 39 ncu ve 37 nci Alaylar arasından 1432 rakımlı Dede tepesinin ele geçirilmesi görevi verildi. Saat 14.40'da dağ bataryaları 176 ncı Alayı desteklemeye başladılar. Tümenin 120 milimetrelik İngiliz obüs bataryası ile sahra bataryası da Sultanoluğu batı sırtlarında 176 ncı Alayı desteklemek üzere mevzie giriyorlardı. Alay taarruza devam ederek saat 16.00'da yaptığı hücumla Kaplangı dağının 1432 Dede tepesini tekrar ele geçirdi. Yunanlıları ovaya dökmek için daha bir kaç sırtın elde edilmesi gerekiyordu. Alay taarruza devam ediyor, fakat Yunanlılar 500 metre batıdaki Top tepesinde tutunuyorlardı.

Yunanlılar 176 ncı Alay karşısındaki kuvvetlerini devamlı olarak takviye ettiler ve saat 17.00'de tekrar karşı taarruza geçtiler. Bu sırada alınan iki esirden 176 ncı Alayın karşısında beş Yunan alayı olduğu anlaşıldı.